KÜÇÜK KAPLUMBAĞA
Bir varmış, bir yokmuş Allah’ın günü çokmuş Bir varmış, bir yokmuş Allah’ın günü çokmuş. Bu günlerin birinde küçücük kaplumbağa sokağa çıkmış. Öteye gitmiş,beriye gitmiş,sıkılmış. “Kimsecikler de yok,” diye söylenmiş. “Tek başına ne yapayım ben ?” Hemen önünde duran salyangoz duymuş küçük kaplumbağanın yakınmasını. O küçük kaplumbağayı görüyormuş, ama küçük kaplumbağa onu görmüyormuş
Çünkü evinin içinde imiş Çünkü evinin içinde imiş. Evinin içinde bulunan bir salyangozu kim görse taş filan sanırmış. Küçük kaplumbağa da taş sanmış önce. Taş sandığı şeyden iki boynuz ile bir baş uzanınca, hele boynuzlar kıvrım kıvrım bükülüp sesler gelmeye başlayınca çok şaşırmış. Biraz da korkmuş. Ufak adımlarla geri gitmiş.
“Kim. Kimsin sen. ” diye kekelemiş. ” Ben mi” demiş salyangoz “Kim.. Kimsin sen?” diye kekelemiş.” Ben mi” demiş salyangoz. “Kim olduğumu bilmiyor musun sahi?” “Bi...bilmiyorum,” diye tekrar kekelemiş küçük kaplumbağa. Salyangoz kıkır kıkır gülmüş: “Kabuğumun,yani evimin içinde iken görenler çoğunlukla beni taş filan zannederler. Oysa bir salyangozum ben.
“Ha. ” diye atılmış küçük kaplumbağa. “Sen misin “Ha!” diye atılmış küçük kaplumbağa. “Sen misin? Annemden dinlemiştim seni. Bizim gibi evini sırtında gezdiriyormuşsun.” “Ne yaparsın,” derken gülmüş salyangoz. “Kiralar çok yüksek. Kendime bir ev tutamadığım için bu çareyi buldum.” “Kendi kendine mi yaptın kabuğunu?” diye hayretler içinde sormuş küçük kaplumbağa
“Yok. ” demiş salyangoz. “Demin şaka etmek istemiştim “Yok.” demiş salyangoz . “Demin şaka etmek istemiştim . Hiç kendi kendime yapabilir miyim? “Yapamaz mısın ?” “Yapamam elbet. Sen Yapabilir misin ki kabuğunu?” Boynunu bükmüş kaplumbağa, “Hayır,” diye cevap vermiş. “Ben her şeyi bilemem ki. Küçücük kaplumbağayım.”
“Öyleyse bana kulak ver küçük kaplumbağa. Ben çok yaş bir salyangozum “Öyleyse bana kulak ver küçük kaplumbağa. Ben çok yaş bir salyangozum. Bütün bu çevreyi gezip gördüm . Ne kaplumbağalar , ne de salyangozlar kendi kabuklarını yapamaz.” “İnsanlar gibi satın mı alırlar?” “Hayır,satın almazlar. Allah bizi böyle yaratmış. Eğer kabuksuz olsaydık, hemen eziliverirdik. Çünkü çok yumuşak mahluklarız.” “Evet,” demiş küçük kaplumbağa düşünceli bir tavırla.
“Bunu annemden de duymuştum. ” ”İyi öyleyse “Bunu annemden de duymuştum.” ”İyi öyleyse. İstersen arkadaş olalım, ne dersin?” küçük kaplumbağa şöyle bir düşündükten sonra, çekine çekine konuşmuş: “Bilmem ki anneme sormalıyım.” “Aferin”, demiş salyangoz. “Sen çok akıllı bir kaplumbağa olacaksın. Annene sorma fikrini beğendim. Çünkü anneler, yavrularından daha iyi bilirler. Git sor bakalım.”
EDA KARAKUŞ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ 2-A SINIFI 00-01-1048