EDİMSEL KOŞULLANMANIN EĞİTİME UYGULANMASI

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN
Advertisements

Öğrenme & Davranışcı Yaklaşım
ÖĞRENME KURAMLARI.
VELİ BİLGİLENDİRME SİSTEMİ (VBS)
Tam Öğrenme Modeli (Mastery Learning)
Benjamin BLOOM ( ).
TAM ÖĞRENME MODELİ Hazırlayan Güzide BAŞDAĞ Ankara 2003.
ÖĞRENME ÖĞRETME MODELLERİ
Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA
Problem Çözme Becerileri
Burrhus Frederick Skinner ( )
Yapılandırmacı yaklaşımın dayandığı ilkeler
SINIF KURALLARI.
ÖĞRENME VE ÖĞRETMENİN KURAMSAL TEMELLERİ
Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
Öğretim İlke ve Yöntemleri Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
CLARK L. HULL( ) İdeal bir öğrenme önerme ve teoremlerden kurulan mantıksal bir yapıya sahip olmalıdır. Öğrenme organizmanın ihtiyaçlarını karşılamak.
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
UYGULAMALARI EĞİTİMDE BİLGİSAYAR.
EDİMSEL KOŞULLANMANIN EĞİTİME UYGULANMASI
Öğretim Tasarımı (Instructional Design)
ÖĞRENME VE ÖĞRETMENİN KURAMSAL TEMELLERİ
EDİMSEL KOŞULLANMA (Burrhus Frederic Skinner)
Özlem Karaırmak & Ümit Sahranç
Edimsel Koşullanma.
UYGUN DAVRANIŞLARIN ARTIRILMASI
Öğrenme -Öğretme Modelleri
Eğitim Psikolojisi Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık
BEDEN EĞİTİMİNDE İŞBİRLİĞİNE DAYALI(EŞLİ) ÖĞRENME YÖNTEMİ
KAVRAM ÖĞRETİMİNDE ÇALIŞMA YAPRAKLARININ KULLANILMASI
VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YOLLARI
SINIF YÖNETİMİ.
Ψ ÖĞRENME.
Programlı Öğretim Yrd. Doç. Dr. Cenk Akbıyık.
EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA
ÖĞRENME KURAMLARI Bilindiği gibi öğrenme , yaşam boyu devam eden ve davranışta kalıcı değişiklikler oluşturan bir süreçtir. Sağlıkla ilgili eğitim etkinlikleri.
ÖĞRETİM MODELLERİ Uz. NÜKET GÜNDÜZ.
YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ
REHBERLİK ve ARAŞTIRMA MERKEZİ a)Özel Eğitim Hizmetleri Bölümü b)Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Bölümü.
MODELLER.
Tam Öğrenme Modeli’nin Ana Değişkenleri
İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME.
BÖLÜM 10 AÇIK SALDIRGANLIK ve ÖRTÜK ANTİSOSYAL DAVRANIŞ.
Ö.T.M.T Öğr. Gör. Özlem BAĞCI.
BASAMAKLI ÖĞRETİM PLANI
DAVRANIŞ DEĞİŞTİRME YÖNTEMLERİ
Programlı Öğretim.
EDİMSEL KOŞULLANMA BURRHUS FREDERIC SKINNER ( )
DESTEK EĞİTİM ODASI UYGULAMA KILAVUZU
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARISINDA AİLE VE PEKİŞTİREÇ
Yrd. Doç. Dr. Süleyman AKYÜREK
DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE
Yapılandırmacılık (Oluşturmacılık / Constructivism)
BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ÜNİTE 10
Arş. Gör. Dr. Zeynep Bahap Kudret
TAM ÖĞRENME MODELİ.
ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
Sağlık Bilimleri Fakültesi
DESTEK EĞİTİM ODALARI.
Davranış Bilimleri Dersi 1. Hafta
BÖLÜM 7 ÖĞRENMEDE DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM.
GELİŞİM VE ÖĞRENME ÖĞRENME TEORİLERİ VE KLASİK ŞARTLANMA
UYGUN DAVRANIŞLARIN ARTIRILMASI
Öğrenme Psikolojisi Giriş.
ÖĞRENME.
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği
ÖĞRETİM İLKE ve YÖNTEMLERİ
ÖĞRENME VE TÜRLERİ Öğrenme; tekrar ve yaşantı sonucu davranışlarda meydana gelen oldukça kalıcı bir değişmedir. Mesela; sobadan eli yanan bir çocuğun.
Sunum transkripti:

EDİMSEL KOŞULLANMANIN EĞİTİME UYGULANMASI Doç. Dr. Bayram COŞTU

EDİMSEL KOŞULLANMA Edimsel koşullamanın getirdiği ilkeler günümüzde halen geçerliğini korumaktadır. Edimsel koşullanma özellikle çocuk eğitiminde, sınıfta disiplinin sağlanmasında, psikomotor ve duyuşsal davranışların kazandırılmasında önemli rol oynamaktadır.

Pekiştireçlerin etkili bir biçimde kullanılması için göz önünde bulundurulması gereken hususlar: Pekiştireç mutlaka doğru davranışı takip etmelidir. Pekiştireç hangi davranışın arkasından verilirse o davranışın ortaya çıkma sıklığını artırır. Örneğin, sınıfta söz almak istediğini göstermeden, arkadaşlarının sözünü keserek konuşan bir öğrenci, öğretmen tarafından dinlenirse, öğrenci bu tür davranışları tekrar edecektir.

Öğrenci pekiştireci hangi davranışın sonucunda aldığını fark etmelidir Öğrenci pekiştireci hangi davranışın sonucunda aldığını fark etmelidir. Bunu sağlamak için pekiştirecin doğru davranıştan hemen sonra verilmesi gerekir. Aradan zaman geçtiyse, öğrenciye verilen pekiştirecin hangi davranışı için olduğunu açıklamak gerekir.

Öğrencide davranış değişikliği meydana getirmek için mümkün olduğunca olumlu pekiştireç kullanılmaya çalışılmalıdır. Ayrıca pekiştirecin verildiği durumda öğrenciyi etkileyen diğer uyarıcılar da göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, derste sıkılan bir öğrenciyi gürültü yapıyor diye sınıftan atan bir öğretmen, öğrencinin davranışını cezalandırmaktan çok pekiştirmiş olur.

Pekiştireçlerin değeri öğrenciden öğrenciye değişir. Bir öğrenci için yüksek not önemli bir pekiştireçken, sınıfta kalmaya niyetli bir öğrenci için hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Pekiştireçler, öğrencilerin ihtiyaçlarına, yaşlarına, sosyal çevrelerine göre değişmektedir.

Pekiştirecin ne olacağının yanı sıra, ne zaman verileceği de önem taşımaktadır. Pekiştireç, yeni ve öğrenilmesi güç davranışların kazandırılmasında daha sık verilmelidir. Davranış öğrenildikten sonra pekiştireçlerin azaltılması daha etkili olacaktır.

BAZI İNCE PEKİŞTİRME ÇEŞİTLERİ Öğrenilecek davranış yeni ve karmaşık ise her doğru davranış pekiştirilebilir. Buna sürekli pekiştirme denir. Ancak okul öğrenmelerinde tüm öğrencilerin davranışlarını sürekli pekiştirmek mümkün değildir. Ayrıca pekiştireç çok sık verilirse değerini yitirir ve pekiştireç olma özelliğini kaybeder. Bu nedenle pekiştireçler çoğunlukla belli aralıklarla verilir. Bu uygulamaya aralıklı pekiştirme denir.

Sabit zaman aralıklı pekiştirmede, pekiştireçler belli zamanlarda verilir. Memur maaşları, haftalıklar, öğrenciler için teneffüsler bu tip pekiştirmelere örnektir. Bu tür pekiştirmeye örnek olarak, öğrencilerin yazılı ve sözlü sınavlardan önce çalışıp, sonra çalışmamaları verilebilir.

Değişken zaman aralıklı pekiştirmede ise pekiştireçler beklenmedik zamanlarda verilir. Bu nedenle sürpriz niteliğindedir. Birey de pekiştireç beklentisi olduğu sürece istenilen davranışı gösterir. Okulda öğretmenin, öğrencilerin bazı başarılarını pekiştirmesi, arada sırada başarısına yüksek puan vermesi bu tür pekiştirmedir. Okulda bu tür pekiştireçler öğrencinin sürekli çalışmasını sağlar.

Sabit oran aralıklı pekiştirmede kaç davranıştan sonra pekiştireç verileceği bellidir. Örneğin, işçilere ürettikleri parça başına ücret verilmesi bu tür pekiştirmeye örnek gösterilebilir. Okulda da öğrencilere yaptıkları her ödev için not ya da yıldız verilmesi, doğru yanıtladıkları her 5 problem için tam puan verilmesi, sabit oranlı pekiştirmedir. Bu durumda öğrenciler yaptıkları doğru davranış sayısını artırarak istediği kadar pekiştireç alabilirler.

Değişken oran aralıklı pekiştirmede ise kaç doğru davranışa pekiştireç verileceği belirli değildir. Öğretmenin bir seferinde 5 problemi doğru çözeni, diğer seferinde 7 problemi doğru çözeni ödüllendirmesi bu tür pekiştirme tarifine örnek verilebilir.

Koşullu Anlaşma: Koşullu anlaşma, bireyin pekiştireci elde etmesi için belli bir şekilde davranmasını gerektirir. Örneğin, annenin çocuğuyla “ödevini bitirdiğin taktirde oynamaya dışarı çıkabilirsin”, “Bir hafta boyunca odanı düzenli tuttuğun taktirde hafta sonunda seni çocuk tiyatrosuna götüreceğim.” gibi yaptığı sözleşmelerdir. Birey kendi kendisiyle de koşullu anlaşmalar yapabilir. Örneğin; Bu sınavdan başarılı olduğum taktirde hafta sonu sinemaya gideceğim, gibi..

Davranış değiştirmek amacıyla kullanılan diğer bir yöntem de, simgesel ödülle pekiştirmedir. Bu yöntemde çocuğa şeker, oyuncak, sokağa çıkma izni gibi doğrudan doğruya ihtiyacını karşılayacak bir ödül yerine, yıldız, puan, oyuncak, para vb. simgesel ödüller verilir. Çocuk bu simgesel ödülleri toplayarak daha sonra gerçek ödüle dönüştürür. Simgesel ödülle pekiştirme, okulda özellikle yavaş öğrenen ve özürlü çocuklarda, akademik ve sosyal davranışların geliştirilmesinde etkili bir biçimde kullanılabilir.

Simgesel ödülle pekiştirme, bir program çerçevesinde düzenlenir. Bu programı öğretmen kendisi hazırlayabileceği gibi, öğrenciyle birlikte de hazırlayabilir. Program hazırlanırken aşağıdaki işlemlerin yapılması gerekir.

Değiştirilmek istenilen davranışların belirlenmesi: Programın başarıya ulaşması için öncelikle öğrencide hangi davranışların değiştirilmek istendiğine karar verilmesi gerekir. Bu amaçla öğrencinin sınıftaki davranışları incelenir ve bu davranışlardan istenen ve istenmeyenler belirlenir.

Değiştirilecek davranışlar belirlendikten sonra simgesel ödülün ne olacağına ve her davranışın karşılığında kaç simge verileceğine öğrencilerle birlikte karar verilir. Simgesel ödül, öğrencinin adına açılan bir kartona yıldız çizme ya da yapıştırma, boncuk verme, renkli kartonlardan yapılmış küçük çiçek figürleri vb. olabilir.

Simgeler belirlendikten sonra elde edilen simgelerin nasıl harcanacağına, yani birincil pekiştireçlerin neler olacağına ve bunların kaç simgeye bedel olduğuna karar verilmesi gerekir. Pekiştireçler seçilirken öğrencinin ihtiyaç ve tercihleri göz önünde bulundurulmalıdır. Pekiştireçlerin bedeli, çocuk için çekiciliğine göre, çocukla birlikte belirlenmelidir.

Biçimlendirme: Edimsel koşullama süreci normal koşullarda çok zaman alır. Skinner’e göre, kutusuna konan hayvanın kendi başına manivelaya basarak yiyeceği elde etmesi beklenirse, hayvan ya ölür ya da tesadüfen yiyeceği elde etmeyi öğrenir. Oysa edimsel koşullamada bir başka yaklaşım olan biçimlendirme ile hayvanın daha kısa sürede yiyeceği elde etmesi sağlanabilir.

Biçimlendirmenin temeli, organizmanın beklenen en yakın tepkisi pekiştirilerek, kademe kademe amaç davranışa ulaşmasını sağlamaktır. Sonuç olarak, biçimlendirme, beklenen davranışa yakın olarak görülen bir tepkinin pekiştirilmesiyle başlayan ve kademeli bir şekilde istenen tepkiye daha yaklaşan tepkilerin pekiştirilmesi ve en sonunda da istenen tepkinin kazandırılmasıyla sonlanan bir süreçtir.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Skinner’e göre öğrenmenin etkili bir şekilde oluşabilmesi için şu koşullar yerine getirilmelidir: Öğrenilecek bilgi, küçük adımlarla öğrenciye sunulmalıdır. Öğrenen kişiye öğrenmelerinin doğruluğu ya da yanlışlığı hakkında anında bilgi (dönüt) verilmelidir. Öğrencinin kendi hızıyla öğrenmesine olanak verilmelidir.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Skinner, sınıftaki bu öğrenme problemlerine çözüm olarak alternatif bir öğretme tekniği olan programlı öğretimi önermiştir. Programlı öğretim materyallerini sunmak üzere kullanılan makinelere öğretme makineleri adı verilmektedir.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Programlı öğretim ilkeleri öğretim makinelerinde kullanılarak yaygınlaştırılmıştır. Skinner sınıf öğretimine karşıdır. Çünkü toplu öğretimde her öğrenciye uygun uyarıcı, dönüt verilmemekte, pekiştirme yapılmamakta ve her öğrencinin doğru davranışı göstermesi sağlanamamaktadır.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Makinenin temel öğesi programdır. Programda öğrenciye öğretilecek konu, aşamalılık ilişkisi (önceki öğrenmelerin sonraki öğrenmeleri destekleyecek şekilde sıralanması) dikkate alınarak küçük birimler halinde analiz edilir. Her birimi öğrenmek için öğrencinin ne yapacağına ilişkin yönergeler verilir.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Öğrenci; her birimi tamamladıktan sonra test edilir. Öğrencinin cevapları ile doğru cevaplar karşılaştırılarak doğru cevapları pekiştirilir. Bir sonraki öğrenme birimine geçirilir. Yanlış cevaplamışsa yanlışı düzeltmesi için yeni yönergeler verilir. Bu durum, öğrenme birimi tam olarak öğrenilinceye kadar sürer.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Bu tür programlar genellikle doğrusal programlardır ve öğretme makinesi dışında, programlı öğretim tekniğiyle hazırlanmış kitaplarda da uygulanabilir. Skinner, öğretme makinelerinde doğrusal programları tercih etmiştir. Ancak bilgisayarların gelişimiyle dallı programlar yaygınlaşmıştır.

PROGRAMLI ÖĞRETİM Dallı programlarda öğrenciye öğrenmesi için birçok alternatif yönerge verilmekte, öğrenci bunlardan kendisine en uygun olanını seçmektedir. Ayrıca düzeltme çalışmaları için de çeşitli öneriler bulunmaktadır. Bu nedenle bilgisayar destekli öğretim, orijinal öğretme makinelerinin ya da bireysel çalışma kitaplarının yerini almıştır.