Öğr.Gör.Dr. Diğdem Müge Siyez Ahlak Gelişimi Öğr.Gör.Dr. Diğdem Müge Siyez
Tanım: Çocuğun hayatının ilk yıllarında başlayan ve yaşamı boyunca devam eden içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını kabullenme ve sosyalleşirken o toplumun iyi ve kötülerini öğrenme sürecidir.
Ahlak Gelişimi İle ilgili Temel Kavramlar Karakter (kişiye özgü davranışlar bütünü) Disiplin (işbirliği yapabilme kuralları tanıma ve uyma, başkalarının haklarına saygı gösterme) Vicdan (insanın kendi davranışlarını ahlaki ölçülere göre değerlendirerek bunlar hakkında yargıda bulunması)
Ahlak Gelişimi ile ilgili kuramsal yaklaşımlar Psikanalitik Teori Sosyal Öğrenme kuramı Davranışçı Yaklaşımlar
Psikanalitik Teori İD (ilkel Benlik) Ego Süper Ego (mükemmelliyetçilik, ahlak)
Sosyal Öğrenme Kuramı Model alma, belirleyici ilkedir.
Davranışçı Yaklaşım Yapılan davranışın ödül yada ceza ile sonuçlanması davranışın denenme sıklığını arttırır ya da azaltır.
Kohlberg ve Ahlak Gelişimi Kohlberg ahlak gelişim kuramını yapılandırırken Piaget ve John Dewey den etkilenmiştir. Ahlak gelişiminin 6 evre ve 3 düzeyde sınıflandırılabileceğine inanmaktadır.
Kohlberg’in Ahlak Gelişimi SInıflandırması Düzey Evre Sosyal Oryantasyon Gelenek Öncesi 1 İtaat ve ceza 2 Bireyselcilik, saf çıkarcı eğilim Geleneksel 3 İyi kız /erkek (iyi çocuk olma eğilimi) 4 Kanun ve düzen Gelenek Sonrası 5 Sosyal Anlaşma 6 Evrensel Ahlak
Gelenek Öncesi Ahlak gelişiminin ilk basamağı ilköğretim düzeyinde bulunmaktadır. Bu düzeyin ilk evresinde bireyler davranışların nasıl yapılması gerektiği kendilerine çevresindeki yetişkinler tarafından söylendiği için sosyal normlara uygun davranırlar. İtaatin nedeni cezalandırılmaktan kaçınmaktır. İkinci evrede ise doğru davranış kişinin gereksinimlerini tatmin eden davranıştır.
Geleneksel Düzey Ahlak gelişiminin ikinci düzeyi geleneksel kurallara uyma ile ilişkilidir. Üçüncü evrede diğer insanların onayını kazanacak davranışlar sergilenmeye çalışılır. Dördüncü evrede ise toplumsal düzenlemelerin sorgulanmadan kabul edilirken iyi davranış katı kurallara uymak olarak tanımlanmaktadır.
Gelenek Sonrası Kohlberg bu düzeye yetişkinlerin pek çoğunun ulaşamadığını belirtir. Beşinci evrede ahlaksal inançlarda esneklik görülmektedir. Kurallar, toplumsal düzeni sürdürmek ve başkalarının haklarını korumak için gereklidir. Altıncı evrede bireyler kararlarını verirken adalet, eşitlik ve başkalarını anlama gibi ilkeler esas alınmaktadır.
Ahlak gelişim düzeyi ve yaşlara göre gelişim Birinci evre daha çok çocukların düşünme stillerini yansıtırken (5-8 yaş) İkinci evre 8 yaşından sonra görülmeye başlayıp ergenlikte kaybolur Üçüncü evre ergenlik boyunca devam eder. Dördüncü evre ergenliğin sonuna doğru gelişir ve pek çok yetişkininde ulaşabildiği son evre olarak kabul edilir 5. ve6. evre ise kazanılabilirse 20 yaş civarında ortaya çıkmaktadır.
Heinz ve ilaç çalma öyküsü Avrupa ölümcül bir kandar hastalığına yakalanan bir kadın için doktorlar bir ilacın yaşamını kurtarabileceğini söylerler. Henüz yeni bulunmuş olan bu ilaç yaşadıkları bir şehirdeki eczanede satılmaktadır. Ancak eczacı ilacı bulmak için çok fazla zaman harcadığından ilaç çok pahalıdır. 2000 dolar olan ilacı almak için heinz’in sadece 200 doları vardır. Heinz tanıdığı herkesten borç para ister ancak halihazırda sadece 1000 doları vardır. Heinz eczacıya karısının ölmek üzere olduğunu ve ilacı daha ucuza vrip veremeyeceğini ya da borcunu daha sonra ödeyip ödeyemeyeceğini sorar ancak eczacının cevabı buna hayır olur. Umutsuzluğa kapılan heinz camı kırarak içeriye girer ve ilacı çalar. Heinz’ın bu davranışı doğru mudur?
Kohlberg bu öyküsü anlatırken cevabın doğru ve yanlışlığı ile ilgilenmekten çok cevabın arkasında yatan nedenlerle ilgilenmiştir.
Evre Düzey 1 ceza ve itaat: “heinz ilacı çalarak yanlış davranmıştır. Çünkü yasalara karşı gelmiştir ya da çalmak kötüdür” Bu düzeyde çocukların büyük çoğunluğu heinz’in hırsızlık yapmasına karşı olmasına rağmen bazı çocuklar “heizn hırsızlık yapabilri çünkü önce sormuş ve büyük bir şey almamıştır bu nedende cezalandırılmayacaktır”
1. evre 2. düzey: karşılıklı çıkar “heinz karısının yaşamasını istiyorsa ilacı çalabilir fakat daha genç biri ile evlenmek istiyorsa ilacı çalmak zorunda değil” Eczacı bunu hakediyor (çalmalı)
2. evre 3. düzey: iyi çocuk eğilimi “heinz oldukça iyi niyetli eşinin yaşamını kurtarmak istiyor” “hiçbir eşin hiçbir şey yapmadan karısının ölümünü izleyebileceğini düşünmüyorum” Yine bu evrede eczacıya karşı olumsuz yargılamalarda bulunulabilir “bu durum aslında eczanın hatası, çok fazla para istiyor ve bir insanın ölmesine izin veriyor bu nedenle heinz hapse atılmamalı
2. evre 4. düzey kanun ve düzen “heinz’in yaptığı yanlış herkes zora düştüğünde böyle davranmaya kalkarsa toplum kargaşaya sürüklenir”
3. evre 5. düzey sosyal anlaşma “heinz ilacı çalabilir çünkü bir insan hayatı bir kişinin malı üzerindeki haklarından daha önemlidir”
Gilligan ve ahlak gelişimi Kohlberg’in kuramında sadece adalet ve eşitlik kavramlarına yer vermesini eleştirmiş ve kendi çalışmasında şevkat, sevgi gibi kavramlara da yer vermiştir. Kadınlar karşılıklı ilişkilerinde başkalarının ihtiyacını karşılama başkaları ile ilgilenme konularında erkeklerden daha ileride olup kendi ahlak kurallarını oluştururken başkalarının iyiliğine düşünürler.
Kirpi ikilemi Bir grup tedbirli ve çalışkan köstebek kışı geç.irebilecekleri bir yuva kazmak için bütün yaz çalışırlar. Tembel ve müsrif kirpi köstebeklere yaklaşır ve kendi yuvası olmadığını söyler. Köstebekler kirpiye acırlkar ve onu da yuvalarına alırlar. Fakat kirpinin dikenlerini hiç akıllarına getirmekdikleri için ne yazıkki kirpi ile aynı yuvada kalmaları imkansız hale gelmiştir. Köstebekler ne yapmalıdır?
Erkekler: bunu hak meselesi olarak görürken Kızlar : ortayolu bulmaya çalışmışalrdır.
Gilligana göre kadınlar ve erkekler daha farklı sosyalleşmektedirler.
Kaynaklar Çağdaş, A., Seçer, Z (2002). Çocuk ve Ergende Sosyal ve Ahlak Gelişimi, Nobel Yayın Dağıtım. http://www.nd.edu/~rbarger/kohlberg.html Yazgan İnanç, B., Bilgin, M., Kılıç-Atıcı, M (2005). Gelişim Psikolojisi çocuk ve ergen gelişimi, Nobel Kitabevi. Kızıltepe, Z (2004). Öğretişim. Merteks.