Özgüven nedir ? Özgüven; kendi yeteneklerine ve kendi benliğine olan güven duygusudur. Özgüveni olan bir çocuk kendini değerli görür, yeteneklerinin ne.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
Advertisements

ÖFKEYLE BAŞ ETME.
SINAVLARA HAZIRLIKTA AİLELERİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN HUSUSLAR.
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
ÖZGÜVEN.
Değerler Eğitimi Özgüven.
ÖZGÜVEN; kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan memnun olmak ve bunun.
GENÇLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMİ.
Psikolojik Danışman Ayçin YILMAZ
SEMİNERİMİZE HOŞ GELDİNİZ…
ÖZGÜVEN NE DEMEKTİR? Kendine güvenmenin ne anlama geldiği konusunda birçok yanlış görüş vardır ve bunlar özgüven kazanmada insanın önünde engel oluştururlar.Kendi.
Okullarda Suç ve Şiddeti Önleme
ÖZGÜVEN NEDİR?.
AİLE EĞİTİM SUNUSU 5.
KİMLİK GELİŞİMİ VE KENDİNİ KABUL
ETKİN İLETİŞİM BECERİLERİ GELİŞTİRME
OKUL-AİLE İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ
ÖZEL ANTAKYA ATA İLKOKULU
ÇOCUK EĞİTİMİNİN ANAHTARI: ÖZGÜVEN
ANNE-BABA ÇOCUK İLETİŞİMİ
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİSİ
DAVRANIŞLARIMIZI ETKİLEYEN KALIPLAR
ANNELER BABALAR/ÇOCUĞUNUZ SINAVA GİRİYOR …. Çocuklarımızı çok severken kişisel isteklerimizin, beklentilerimizin onlar için belki de aşırı bir yük olacağını.
EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR Davranışlarımızla çocuğumuza model olmalıyız.
Aile Eğitimi Etkinlikleri
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME EĞİTİMİ
AİLENİN OKUL BAŞARISINA KATKISI
AİLE EĞİTİM SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ
Okul Rehberlik Servisi
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
Çocuğun Eğitiminde Disiplin ve Sınırlar
ANNE BABA TUTUMLARI Karatay Rehberlik ve Araştırma Merkezi.
Özgüvenli Çocuk Yetiştirme Seminerini
ANNE-BABA ÇOCUK İLİŞKİLERİ.
ÖZGÜVEN GELİŞTİRME EĞİTİMİ
ÇOCUĞUN OKULA UYUM BAŞARISINI ARTTIRMAK İÇİN VELİYE DÜŞEN GÖREVLER
ANNE-BABALARA ÇOCUKLARININ OKUL BAŞARISI İÇİN TAKTİKLER
Engelli Çocuk Ailelerine Önemli Uyarılar
ANNE BABA TUTUMLARI.
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
HASAN TÜREK ANADOLU LİSESİ Uzman Psikolojik Danışman Murat AYDOĞDU Kasım, 2013.
HAZIRLAYAN:BURCU GÜLBAHAR BAĞLAR RAM
ERGENLİK DÖNEMİ VE GENÇLERLE İLİŞKİLER
ÖZSAYGI VE ATILGANLIK.
YARINA KALMAK ADINA SORUMLULUK EĞİTİMİ
SBS - AİLELERE ÖNERİLERİMİZ ERHAN BUDAK (Psikolojik Danışman)
İLK OLARAK ÖĞRENCİMİZİ TANIMAYA ÇALIŞALIM.SONUÇTA HER İNSANIN KENDİNE GÖRE BİR TARZI VARDIR. EĞER BİZ ÇOCUĞUMUZUN İLETİŞİM VARDIĞIMIZ ZAMAN ONA DAHA RAHAT.
SINAV KAYGISI KONUSUNDA VELİLERE ÖNERİLER
KİŞİSEL GELİŞİM & İKY.
AİLE OLMAK DEĞERLER EĞİTİMİ.
DİĞER TUTUMLAR.
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
AİLE İÇİ İLETİŞİM VE OKUL BAŞARISI SEMİNERİ HOŞGELDİNİZ FİLİZ OBUZ ERDOĞAN REHBER ÖĞRETMEN.
ŞAHİNBEY REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ REHBER ÖĞRETMEN SEDA SEZER
Ailenin Çocuğun Başarısındaki Rolü ,Sağlıklı İletişim ve Aile Sağlığı
MESLEK TERCİHİNDE AİLE Dr.M.Zeki İLGAR Biruni Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dr.M.Zeki İLGAR.
OLUMLU DÜŞÜNCE NEDİR? Hayatın her alanında, bizi her konuda etkileyen aslında bizim olaylara nasıl baktığımızdır. Şunu unutmamak gerekir ki; meydana.
Kardeşler,engelli kardeşlerin bakımı konusunda aldıkları sorumluluktan dolayı baskı hissedebilirler. Engelli olmayan çocuklar,engelli kardeşinden ailenin.
OKUL BAŞARISINDA AİLENİN ROLÜ
Aile Katılımı Nedir? Çocuğun gelişimi hakkında anne babaları bilgilendirme. Anne babalara duygusal destek sağlama. Çocuklarına öğretmenlik ve rehberlik.
ALAN TERCİHLERİ VE MESLEK SEÇİMİ
AİLE İÇİ İLETİŞİM Anne-Baba Tutumu
ANNE-BABALARA ÇOCUKLARININ OKUL BAŞARISI İÇİN TAKTİKLER
BAŞARIYI ARTIRMADA AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER REHBER ÖĞRETMEN HABİB TAŞAN
Ailelerin Çocukları İle İlgili Dikkat Etmesi Gereken Noktalar
AİLEDE İLETİŞİM.
Sunum transkripti:

Özgüven nedir ? Özgüven; kendi yeteneklerine ve kendi benliğine olan güven duygusudur. Özgüveni olan bir çocuk kendini değerli görür, yeteneklerinin ne olduğunu bilir, sınırlarını bilir, hayatta karlaştıklarıyla baş etmeyi bilir ve kendiyle barışık olur. Özgüven Nasıl Desteklenir? Kendini değerli görmesi: Çocuğun özgüveninin iyi gelişmesi için öncelikle kendini iyi hissetmesi ve kendiyle barışık olması gerekiyor. Çocuğa değer vererek ve çocuğun gelişimine destek olarak çocukların kendilerini iyi hissetme konusunda ailelerin büyük katkısı oluyor. Beklentilerin yaşına ve seviyesine uygun olması: Ailelerin beklentilerinin çocuğun gelişim düzeyine uygun olması çok önemli. Eğer beklenti düşükse ya da hiç yoksa çocuk kendisini geliştirmesi için desteklenmemiş olur

Huzur ve güven duyması: Çocuğun özgüveninin gelişmesi için; yetiştiği ortamın güvenli olması, kayıtsız şartsız sevgi ortamı olması, düzenli ve belirgin sınırları olan bir ortamın olması, yerinde düzeltmelerin, yönlendirmenin ve desteğin verildiği bir ortamın olması (burada ödüllendirme kullanılabilir), hislerinin tanındığı ve kabul görüldüğü bir ortamın olması, birey olduğunu bildiği ve özel ihtiyaçlarının karşılanacağı bir ortamın olması önemlidir. Davranışlarla örnek olunması: Anne baba olarak çocuğa örnek olmak gerekiyor. Özgüveni tam bir anne baba bunu çocuğa yansıtır. Bu tabii ki özgüveni daha az bir anne babanın çocuğa yardımcı olamaz anlamına gelmiyor fakat böyle anne babaların özgüvenlerini yansıtmaları için hangi konularda kendilerinden eminlerse o konuları öne çıkarmaları gerekir. Anne babaların hataları olsa bile bunu çocuğa itiraf etmekten çekinmemek gerekir. Özgüven aynı zamanda eksik yönleriyle baş edebilme ve bir şeyleri yapamayacağını söyleyebilme, bunu itiraf etmeye cesaretinin olması anlamına da geliyor. Çocuğun pozitif yaklaşımı özgüveni için çok önemli. Eğer anne babalar çocuklarına güvenirlerse çocukta kendine güvenir ve öğrenmeye, yapmaya daha cesaretli olur. Başka çocuklarla kıyaslamamak bu durumda önemli oluyor. Her çocuğu kendi çerçevesinde ve kendi imkanları dahilinde değerlendirmek gerekiyor. Çocuğun kendini bir birey olarak görmesi için imkan vermek gerekiyor.

Seçim yapmaları için fırsatlar verilmesi: Anne babalar çocuklarına seçim yapmaları için fırsat vermeliler ve (küçük) hedefler belirlemelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmalılar, kendi seçimlerini yaşamalarına izin vermeliler. Eğer gerçekçi olmayan bir hedef varsa çocukta, anne baba olarak bunun gerçek dışı olduğunu anlatmak (ve göstermek) gerekir. Bunu kabul etmek çocuk için zor olsa da, gerçekten yapamayacağı bir şeyi görüp kabul etmesi gerekir. Sorumluluk verilmesi: Çocuklara kendi başlarına bir şeyler yapmaları ve keşfetmeleri için imkân vermek gerekir. Bu durumda yanlış yaptıkları zaman bunları fark etmeleri ve sorumluluk almaları önemli oluyor. Gereken yerlerde yönlendirme yapmada fayda var. Özellikle çocuk için zor olan ‘görevlerde’ anne babanın yardımı ve yönlendirmesi çocuğa iyi gelecektir. Bağımsız ve sorumluluk sahibi olması gelişerek oluşan bir durum olduğu için yönlendirme yapmak gerekir. Bunu yapmak için çocuk ilk olarak yönlendirilir, bazı şeylerin nasıl ele alınacağı öğretilir, başaramadıkları yerde bunun açıklaması yapılır ve yavaş yavaş yardım etme azalır.

Anne ve Babalar Çocuklarının Özgüveni Konusunda Belirleyici midir ? Anne babaların tabii ki çocuklarının özgüveni konusunda etkileri var. Ama başka faktörlerde özgüvenlerini geliştirme konusunda etkilidir. Çocuğun kendi doğası, kapasitesi, başkaları tarafından aldığı tepkiler, değerlendirmeler, destek ve çocuğa sağlanan olanaklarda çok önemli. Yani anne babalar çocuklarının özgüveninin oluşumu konusunda etkili ama belirleyici değil.

ENGELLİLERDE ÖZGÜVEN GELİŞİMi Öz güven gelişimi, çocuğun güçlü ve zayıf noktalarInI fark etmesini sağlar. Bu nedenle güvenli çocuklar kendilerini tanımaya ve geliştirmeye açık yaşantıları davet ederler.

Engelli kişiler hayat koşullarına ayak uydurmada sıkıntı çekerler Engelli kişiler hayat koşullarına ayak uydurmada sıkıntı çekerler. Asıl sıkıntı, engelinden dolayı bazı işleri yapamayışından değil, toplumun kendine bakışı, değer yargıları ve davranışından kaynaklanır.Toplumun bu tür davranışları da engelli bireyin özgüvenini zedeler.

Özellikle toplumun engelli insanlara karşı olumsuz düşünce ve davranışları bu süreci hızlandırabilir. Engelli bir kişi aile ve sosyal çevresinden devamlı bu şekilde geri bildirimler alırsa kendini sosyal hayattan uzaklaştırabilir. Bu durum da engelli kişinin özgüven kaybı, utanma, içe kapanma ve mutsuzluk gibi duyguları yaşamasına sebep olabilir.

Engellileri psikolojik çöküntüye götüren engelleri değil , toplumdur Engellileri psikolojik çöküntüye götüren engelleri değil , toplumdur ! Engellilerin toplum içerisinde hayatlarını istedikleri gibi yaşayamamaları, engellilerin toplumdan uzaklaşmasına, kendilerinde var olan yeteneklere, becerilere odaklanamamalarına, özgüven kaybına ve mutsuzluğa sebep olmaktadır.

Yaşanılan sorunlar engelli bireyi sosyal hayattan uzaklaştırır Engelli bireyler hayatlarını normal insanların yaşadığı gibi yaşamakta güçlük çekerler. Çünkü toplumsal destek sistemi engelli yaşamını kolaylaştıracak kadar yeterli değildir. Bu durum da engellinin başka birinin yardımına muhtaç bir kişiye dönüşmesine yol açar. Bu nedenle engelli kişi özgüven kaybı, mutsuzluk, öfke, korku, hayal kırıklığı, utanç ve içe kapanma gibi duygulara kapılarak sosyalleşmeyi reddeder. Hatta aile içi ilişkilerinde de sorunlar yaşayabilir ve iletişim kurmakta zorluk çekebilir. Böyle bir durumda aileye büyük sorumluluklar düşer. Diğer aile bireyleri bu durumdan olumsuz etkilense bile sabırlı olunmalı ve bulunulan duruma uyum sağlamak için karşılıklı zaman tanınmalıdır.

Engelli bireylerin toplumla iç içe olmaları , çalışan bir birey olmaları kendilerini işe yarar hissetmelerini sağlar . Toplumdan soyutlanmadan yaşamaları yalnızlık duygularını azaltır ve özgüvenlerini arttırır.

Özgüven Geliştirmek İçin Neler Yapabilirsiniz. 1 Özgüven Geliştirmek İçin Neler Yapabilirsiniz? 1. Önemsenme: Anne baba, çocuklarını sevdiklerini, söz ve davranışları ile göstermeli çocuklarını önemsediklerini, çocuklarının hayatlarının mutluluk kaynağı olduğunu hissettirmelidirler.

2. Keşif: Çocuğun kendini keşfederek yeteneklerini farklılıkların bulması için gerekli zemin anne ve baba tarafından hazırlanmalıdır. 3. İletişim: Anne ve baba arasındaki iletişim modeli, çocuğun gelecekteki iletişim becerilerinin temelini oluşturur. Güvenli evlilikler, güvenli ilişkiler ve tehdit altında hissedilmeden çatışma ve parçalanmanın çocuk tarafından yoğun algılanmadığı evlilik modelleri, çocuğun güven duygusunu zedelememektedir. Kavga çatışma ve krizin yaşandığı, her an bir değişikliğin olacağı korkusu, bir ebeveynin aileyi terk edeceği duygusu çocuk üzerinde son derece zarar vericidir.

4. Yönlendirme: Başarılarını ödüllendirip, kendilerini tanıma süreçlerini hızlandırmak çocuğunuzun geleceğe doğru güvenli adımlarla ilerlemesini sağlayacaktır. Kimseyle kıyaslamadan sadece çocuğunuzun kendi başarılarına odaklanmanız gerekmektedir.

5. Örnek oluşturmak: Çocuklarını yaşamın olumsuzluklarından, zorluklarından koruyan aileler, bir süre sonra sürekli koruyucu olamayacakların fark ederler. Oysa mücadelenin nasıl yapılacağını çocuğuyla birlikte yaşayan, güçlüklerden sonra ayağa kalkmayı bilen aileler çocuklarının en iyi örneklerini oluştururlar. Yaşamlarını çocuklarıyla paylaşan aileleri olan çocuklar, anne babalarının nasıl birer insan olduğunu ve çevreleriyle ilişkilerini keşfederler. Modellenen aile, nasihat vererek değil, davranışlarıyla özgüvenli ve alçak gönüllü olmayı çocuğuna aktarabildiği oranda, kalıcı özgüveni inşa edebilir.

Çocuklarınıza öğüt vermek yerine, onlarla deneyin, hayatı yaşayın, paylaşın. Yeteneklerinin dışında zorlamayın çocuklarınızı, hele başka çocuklarla sakın kıyaslamayın... Siz çocuğunuzun keyfini çıkarın. Ona dokunun öpün ve sevin. Kendinizi rahatlamış ve enerjik hissetmenizi sağlayacak bu davranışlarınız, çocuğunuzun da sizin örneğinizde, sıcak, güvenli, yaşamı tanımaya hazır ve açık hale gelmesini sağlayacaktır.

ÇOCUĞUMUZA NASIL DAVRANMALIYIZ ! Davranışlarını takdir edin, takdir edilen çocuk;kendini önemli hisseder, itaatkâr ve üretken olur. Takdiri çocuğa değil davranışına yapın. Davranışlarınızda denetleyici, tehdit edici, küsüp iletişimi kesici şeklinde davranırsanız, çocuk ya isyankar olur yada boyun eğer. Çocuğun duygularını anlamaya çalışın. Ne düşünüyorsun, nasıl hissediyorsun gibi sorularla anlamaya çalışın. Korku ve endişelerine saygı duyun. Kıyaslama yapmayın. Sosyal ortamda bulunması için cesaretlendirin. Varlığını önemseyin. Çocuğunuza hayatın bir yardımlaşma olduğunu öğretin. Çocukları, bir iş yapmış olmak ve adam yerine konmak kadar memnun eden bir şey yoktur.

Bireyde özgüven eksikliğinin 7 tane belirtisi Özgüvenin karşıtı olan özgüven eksikliği genellikle aşağılık kompleksi olarak tanımlanır. Özgüven hakkında çok önemli bir kitap yazan psikolog Don Hamachek aşağılık kompleksi ile ilgili 7 noktaya dikkat çekiyor.

1. Eleştiriye karşı alıngan olmak Aşağılık duygusuna kapılan insanlar hata yaptıklarını bilseler de diğer insanların bunu vurgulamaları hoşlarına gitmez. Ne kadar yapıcı ya da naif olursa olsun her eleştiriyi kişisel bir saldırı olarak algılarlar. 2. Özgüvene uygunsuz cevap verme Bu iki şekilde olur. Bazı insanlar kendileri hakkında iyi şeyler duymak için can atarlar ve sürekli iltifat edilmesinden hoşlanırlar. Diğer davranış biçimi ise tam tersidir. Özgüven eksikliği çeken bir grup insan ise kendileri hakkında pozitif bir şey duymak istemezler çünkü kendi hissettikleriyle çelişirler.

3. Aşırı eleştirel yaklaşım Kendilerini iyi hissetmeyen kişiler başkaları hakkında iyi şeyler düşünmezler. İnsanların kusur ve hatalarını ararlar. Böylece kendilerinin çok kötü olmadığını kanıtlamaya çalışırlar. Bu insanlar çevredeki en akıllı, çekici, başarılı insan olmadıkları zaman akıllı, çekici, başarılı hissetmezler. 4. Suçlama eğilimi Bazı insanlar aşağılık hissetmenin acısından kurtulmak için kendi güçsüzlüklerini diğer insanlara yüklemeye çalışırlar. Bu noktada kendi hataları için başkalarını suçlarlar.

5. İşkence isteği Özgüvensizlik doruk noktasındayken başkasına zarar vermeye kadar varabilir. Başkalarını suçlama davranışı kontrol edilemez bir duruma ulaşabilir. 6. Rekabetle ilgili negatif hisler Aşağılık kompleksi olan insanlar da herkes gibi bir oyunu ya da yarışmayı kazanmak ister ama böyle durumlardan kaçınırlar çünkü kazanamayacaklarını düşünürler. Birinci gelememe korkusu tamamen başarısız oldukları korkusuna kapılmalarına neden olur. 7. Yalnızlık ve çekingenlik eğilimi Aşağılık duygusu olan insanlar diğer insanlar kadar zeki ve ilginç olmadıklarını düşündüklerinden diğer insanların da onları böyle göreceğini düşünürler. Bu yüzden sosyal ortamlardan kaçınırlar. İnsanlarla birlikteyken susmayı tercih ederler çünkü bunun yalnızca aptallıklarını ya da sıkıcılıklarını kanıtlayacağını düşünürler.

Anne – babaya öneriler: Ona, onu sevdiğinizi söyleyin, onu kucaklayın, dünyada tek ve özel olduğunu hissettirin Onu başkalarıyla kıyaslamayın Çabalarını övün, başarılarını fark edin yüreklendirin Çabalarından etkilendiğinizi bildirin Yapamadığı veya başaramadığında ona karşı anlayışlı ve merhametli olun Ailenin bir üyesi olduğunu kendisine hissettirin Ona yaşının ve becerilerinin doğrultusunda görevler ve sorumluluklar verin Farklı kurs ve etkinliklere yönlendirin hobiler edinmesine yardımcı olun İletişiminiz güçlü olsun, açık ve net bir iletişim kurun Ve onu dinleyin, sizinle bir şeyler paylaşmak istediğinde dikkatle gözlerine bakarak onu anladığınızı ifade edin Duygularını paylaşması için izin verin Onun düşünce ve duygularınızı ne kadar önemserseniz O’da sizin sözlerinizi o kadar önemseyecektir Unutmayın!

Onlar engellerini kaldırdı ya siz ?

 Engelliliğe Toplumsal bakışımızda; -Engellinin tam bir insan oluşunu kabul etmeliyiz. -Vatandaşlık haklarını gözetmeliyiz. -Farklılıklarına saygı göstermeliyiz. -Yaşamına saygı göstermeliyiz. -Bireysel onuruna saygı duymalıyız. -Temsil edilmesini sağlamalıyız. -Engellinin hakları ile mücadelesinde dayanışma içinde olmalıyız.  -Fırsat eşitliği sağlamalıyız.

Engellilere nasıl yardımcı olabiliriz? Engelli insanların yaşamları sınırlayıcıdır ve onlar sağlıklı bir insan gibi her istediklerini yapamazlar. Bizim bu duruma karşı duyarlı olmamız gerekmektedir. Onlara çeşitli yardımlarda bulunarak yaşamlarındaki kısıtlamaları az da olsa kaldırabiliriz. Öncelikle engelli insanlara küçümser tavırlar sergilemek ya da aşağılayıcı gözlerle bakmak çok yanlış bir davranıştır. Onlara bu şekilde bakmamak gerekir. Onların engelli oldukları insan olmadıkları anlamına gelmez. Bu yüzden öncelikle onlarında bizler gibi insan olduğunu unutmayalım

Bireysel olarak engelli insanlara hem maddi hem de manevi yönden yardımcı olabilmek hiçte zor değildir. Günlük yaşantımızda yardıma ihtiyacı olan bir engelli vatandaşa yardım etmek insani bir davranıştır. Toplumumuzda her ne kadar engelli vatandaşlara saygı duyulmasa da bizim elimizden geleni yapmamız gerekir. Onlara daha rahat hareket edebilme alanı yaratmak devletin görevidir ancak ülkemiz bu konuda daha yeni yeni gelişme göstermektedir.

Birer vatandaş olarak engellilerin alanını işgal etmememiz onlara yapmış olduğumuz en büyük iyilik olacaktır. Ama ne yazık ki toplumumuzda hala bu duruma karşı bir ilerleme kaydedilememiştir. Görme engelli vatandaşlar için yapılan özel kaldırımlar işgal edilmektedir. Binalarda yer alan engelli asansörlerini onlardan başka herkes kullanmaktadır. Engellilerin yaşamını kolaylaştırmak için yapılan bu uygulamaları diğer insanların kullanmaması için uyarmalıyız. Ayrıca engellilerin çoğu iş bulma konusunda sıkıntı yaşamaktadır. Unutmayalım ki engelli vatandaşlarımızın da yapabileceği birçok meslek grubu vardır.

Sonuç olarak,engellilik kavramı etiketlenmelerle,önyargılarla ayrımcılıklarla,aşağılanmalarla toplumsal dışlanmaları en aza indirgemeli ve fırsat eşitliği yaratılmalı,engellilerle dayanışma duygusu geliştirmeliyiz. Toplum olarak bunu başardığımızda engelli yurttaşlarımızın sorunlarını çözmede , onları anlamada ve özgüvenlerini arttırmada başarılı oluruz . 

TEŞEKKÜRLER…