KAFİYE (UYAK) REDİF
KAFİYE(UYAK) KAFİYE NEDİR? KAFİYE ÇEŞİTLERİ KAFİYE ÖRGÜLERİ
KAFİYE NEDİR? Çoğu zaman mısra sonlarında, bazen de mısra içlerinde ya da başlarında ses benzerliğini sağlayan kelime veya eklere kafiye denir.
Kafiyeyi oluşturan unsurların yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı olmalıdır. Yel yapraklarımı savurur Dört yanım yağmurla örtülü Güz vaktim gerçek ya ne yağmur (Ahmet Muhip Dranas)
KAFİYE ÇEŞİTLERİ YARIM KAFİYE TAM KAFİYE ZENGİN KAFİYE CİNASLI KAFİYE
1. YARIM KAFİYE Sözcük veya eklerin son hecelerinde genellikle bir ünsüz harfin benzeşmesine dayanan kafiyeye yarım kafiye denir.
Ben çektiğim kimler çeker Gözlerim kanlı yaş döker Bulanık bulanık akar Dağların seliyim şimdi. (Kul Mustafa) Birinci dörtlükte çek-, dök-, ak kelimelerinin sonundaki “k” sesleri yarım kafiyedir.
Hörü kızlar sürmelemiş gözünü İlin aşiretin çeksin nazını Kaldır perçemini görem yüzünü (Karacaoğlan)
Ve deniz aynı deniz O gülüşten eser yok yalnız (Yahya Kemal Beyatlı)
Hatırlar bir gün, camı açtığını Duran bir bulutu, bir kuş uçtuğunu Tutmak için koştum ay ışıklarına Dağılıp karıştım ay ışıklarına (Ahmet Muhip Dranas)
2. TAM KAFİYE
2. TAM KAFİYE Sözcük veya eklerin son hecelerinde, biri ünlü biri ünsüz harf olmak üzere, iki ses birbirinin aynı ise bu tam kafiyedir. Dedem koynunda yattıkça benimsin, ey güzel toprak Neler yapmış bu millet en yakın tarihe bir sor bak (Süleyman Nazif)
Orhan zamanından kalma bir duvar Onunla aynı yaşta ihtiyar bir çınar (Ahmet Hamdi Tanpınar) Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdad inerek öpse o pâk alnı değer (Mehmet Akif Ersoy)
Mazî köyünde, hatıralar gölgesinde kal Yaklaştığın tabiatı günlerce seyre dal (Yahya Kemal Beyatlı) Akşam, yine akşam, yine akşam Göllerde bu dem bir kamış olsam (Ahmet Haşim) Gurbet o kadar acı Ki ne varsa içimde Hepsi bana yabancı (Kemalettin Kamu)
3. ZENGİN KAFİYE Sözcük ve eklerin son hecelerinde ikiden fazla ses benzerliğine dayanan kafiyeye zengin kafiye denir. Birbirine benzeyen seslerin sıralanışında herhangi bir kural yoktur. Benzer ses sayısı üçü geçince uyumda zenginleşme derecesi artar.
ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk Ancak, şiirde sözün doğallığını yitirmeden dizeleri kulağı tırmalayan benzer ses yığınları durumuna sokmadan zengin kafiye kullanabilmek ustalık isteyen bir sanattır. ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk soğuk bir mart sabahı…buz tutuyor her soluk (Faruk Nafiz Çamlıbel)
4. CİNASLI KAFİYE Anlam ayrı fakat yazılış ve söyleniş aynı olan iki sözün mısra sonunda kullanılması suretiyle yapılan kafiyeye cinaslı kafiye denir. Kalem böyle çalınmıştır yazıma Yazım kışıma uymaz kışım yazıma (Gevheri)
Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç! (Yahya Kemal Beyatlı) Birinci mısradaki “geç” zaman anlamındadır. İkinci mısradaki “geç” ise “geçmek” fiilinin emir çekimidir. Yazılışları aynı anlamları farklıdır.
Her nefeste eyledik yüz bin günah Bir günaha etmedik bir gün âh (Süleyman Çelebi - Mevlid) Güle naz Bülbül eyler güle naz Girdim bir dost bağına Ağlayan çok gülen az. Yazından Katip kölen olayım Öğret bana yazından Aşıka ölüm olmaz Ya kürektir ya zından. (Anonim)
KAFİYE ÖRGÜSÜ (DÜZENİ) DÜZ KAFİYE ÇAPRAZ KAFİYE SARMA KAFİYE
Kafiye Örgüsü (Düzeni) Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılabilir. Bir mısranın hangi mısra ile kafiyeli olduğunun gösterilmesine kafiye örgüsü denir. Kafiye düzeninde her mısra bir çizgiyle, kafiyeler de harflerle gösterilir.
1) Düz Kafiye Birinci mısra ile ikinci mısranın, üçüncü ile dördüncü mısranın birbiriyle kafiyeli olmasıdır. ……….a ……….b
Derler bilir hakikati yüzlerce feylesof Bir kısmı şek ve şüphede bir kısmı hayli kof Aksetmiyor çoğunda fikirler ayân beyân, Hayyâm imiş hakikati az çok fısıldayan. Halk edebiyatında dörtlüklerde kullanılan aaab şeklindeki kafiyeler de düz kafiyedir. Ağacınız yapraklarla donanır Taşlarımız bir birliğe inanır Her çiçekler bağrınızda gönenir Pınarınız çağlar akışır dağlar a b (Yahya Kemal) (Karacaoğlan)
2) Çapraz Kafiye Dörtlükte birinci ile üçüncü, ikinci ile dördüncü mısranın kafiyeli olmasıdır. abab şeklinde gösterilir. ……….a ……….b
Hâfız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış; Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış Eski Şiraz’ı hayal ettiren âhengiyle a b (Yahyâ Kemal)
3) Sarma Kafiye Her dörtlüğün birinci ve dördüncü, ikinci ve üçüncü dizeleri kendi arasında kafiyelidir. Kafiye düzeni abba şeklinde gösterilir. ……….a ……….b
a b (Cahit Sıtkı Tarancı) Akşamleyin güneş ardından geceler Görününce en son bu yolun ucunda, Aksimiz mi? –dersin-başı avucunda, Düşünceye dalmış bir insan geceler.
REDİF Mısra sonlarında yazılışları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve gruplarının tekrar edilmesine redif denir. Redif kafiyeden sonra gelir. Bu sebeple bir mısrada sondan başa doğru, önce varsa redif, sonra kafiye bulunur. Redif her mısra sonunda bulunmak zorunda değildir. Redifsiz kafiye de olabilir.
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır Yoktan da vardan da öte bir var vardır Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır (Sezai Karakoç) Yarab bela-yı aşk ile kıl aşina beni Bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni (Fuzuli)
Bizim elde bahar olur yaz olur Göller dolu ördek olur kaz olur Sevgi arasında yüz bin naz olur Suçumu bağışla ben sana kurban (Ercişli Emrah) Kaçır beni âhenk, al beni birlik Artık barınamam gölge varlıkta Ver cüceye onun olsun şairlik Şimdi gözüm büyük sanâtkarlıkta (Necip Fazıl)
Hülya tepeler hayâl ağaçlar Durgun suda dinlenen yamaçlar Yukarıdaki dizelerde altı çizili bölümler rediftir.