Kabakulak Etken: Kabakulak virusu Paramyxoviridae ailesinden zarflı bir RNA virusudur. Zarfın yüzeyinde hemaglütinin, nöraminidaz ve füzyon aktivitesine.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI
Advertisements

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
ÇOCUKLARDA LÖSEMİ HASTALIĞI
VİRAL ENSEFALİTLER Dr.Gökçen ÖZTÜRK KAYAN.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ, TIP FAKÜLTESİ, ÜROLOJİ AD
BATI NİL VİRÜSÜ ENFEKSİYONU
KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ
Tahir Atik, Caner Turan, E.Ulaş Saz
KRUP-EPİGLOTİT-PULMONER ÖDEM
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
Özel gruplarda aşılama
KIZAMIK, KIZAMIKÇIK, KABAKULAK
Adenovirus Parvoviruslar
ŞARBON HASTALIĞI.
BURÇ Genetik Tanı Merkezi

Dr Dilara İçağasıoğlu.
Merkezi Sinir Sistemi Enfeksiyonları
06-12 OCAK VEREM HAFTASI HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
MEVSİMSEL GRİP HASTALIĞI
Grip ve Hijyen Alaplı Devlet Hastanesi Fatma KARAKUŞ AKIN
ÜRO-ONKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Enver ÖZDEMİR
KADIN ÜREME ORGAN KANSERLERİ (ENDOMETRİUM,OVER )
KABAKULAK Prof. Dr. Emre ALHAN
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KONVÜLZİYONA YAKLAŞIM
TRYPANOSOMALAR VE OLUŞTURDUKLARI HASTALIKLAR
Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim YILMAZ
Stj.Dr.Duygu Oğuz Dönem IV
Kabakulak.
DOMUZ GRİBİ.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
HERPES VİRUS ENFEKSİYONLARI
YENİDOĞANIN HEMOLİTİK HASTALIĞI VE TEDAVİSİ
HİDROSEFALİLİ ÇOCUĞUN BAKIMI
SOLUNUM YOLU İLE BULAŞAN
ROTA VİRÜS.
VAKA SUNUMU: AĞRISIZ KIRMIZI GÖZ
AKUT DİSSEMİNE ENSEFALOMYELİT Pediatrik Tanı Kriterleri
1.Ulusal Çocuk Acil ve Ambulatuar Pediatri Kongresi 2010-Kuşadası Çocuklarda Nörolojik Belirtilerden Tanıya Gidiş KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ Prof.Dr.Burak Tatlı İ.
5. HASTALIK.
Diffüz Progresif Döküntüsü Olan Bir Adölesan
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Adenovirüs çiDNA , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim.
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Arbovirüsler , Bahar, Trakya Üniv Tıp Fak 6. Kurul, Neşe Akış, PhD, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim.
Viral Ansefalitler.
Kızamıkçık (Rubella).
Yeni Doğan Enfeksiyonları
Difteri (Kuşpalazı) Çocukluk dönemi enfeksiyonlarından birisidir. Etkenin yerleştiği bölgede psödomembran (yalancı zar) ve salgıladığı toksin ile oluşan.
ÇOCUKLUK ÇAĞI AŞILARI. Ön Test Aşı Nedir? Aşı; hastalıklarla mücadele edebilmek, hastalıklar oluşmadan önlemek, hastalıklara karşı özel koruma sağlamak.
KIZAMIKÇIK RAHŞAN KOLUTEK.
Rapidly Progressing Rash in an Adult
KABAKULAK.
KLİNİK NÜKLEER TIP UYGULAMALARI
Sunum Planı Çocuklarda görülen kanserler Görülme sıklıkları Nedenleri
SARS VİRÜSÜ VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMASI
TRANSVERS MİYELİT İnt. Dr. Serap KARAKAŞ KTÜ Tıp Fakültesi
Virüsler ve Solunum Yolu Enfeksiyonları
NAKİL HASTALARINDA AŞILAMA
Araş. Gör. Dr. Çağatay Haşim YURTSEVEN KTÜ Aile Hekimliği Abd
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)
MEVSİMSEL GRİP HASTALIĞI
BOĞMACA (Pertusis) NEDİR ?. Her ülkede ve her mevsimde görülen bakteri enfeksiyonudur. Çocukluk dönemi hastalığıdır. Hastalık geçirildikten sonra oluşan.
Zika Virüs Enfeksiyonu
YENİDOĞANIN HEMOLİTİK HASTALIĞI VE TEDAVİSİ
(Avian influenza virus)
Kawasakii Hastalığı Prof. Dr. Emre Alhan Sağlık Sunumları:
Sunum transkripti:

Kabakulak Etken: Kabakulak virusu Paramyxoviridae ailesinden zarflı bir RNA virusudur. Zarfın yüzeyinde hemaglütinin, nöraminidaz ve füzyon aktivitesine sahip glikoprotein yapılar yer alır. Kabakulak virusu +40C'da günlerce, -650C'da yıllarca canlılığını sürdürür.

Kabakulak Sadece insanlarda görülür Bulaş damlacık yolu ve direkt temas iledir Parotid bezi temel hedef organdır viremi ile virüs diğer organlara yayılır Testis, over, böbrek ve dalak İnkübasyon peryodu 14-28 gündür Tipik olarak çocukluk çağı hastalığıdır (< 6 yr)

Kabakulak virüsün hedef organları Parotid bezi Kabakulak virüsün hedef organları Overler veya testisler

Kabakulak nedeniyle parotis bezi şişmiş bir çocuk

Kabakulak (Epidemik Parotit) Epidemiyoloji Kabakulak tüm dünyada görülebilen bir hastalıktır. Hastalık yıl içerisinde Ocak ve Mayıs ayları arasında en yüksek görülme hızına ulaşır. Askeri kışlalar, okullar gibi kapalı topluluklarda epidemiler bildirilmiştir. Kabakulak aşısının kullanımından önce vakaların %90'ı 14 yaşın altındaki çocuklardı. Aşının yaygın kullanımına bağlı olarak hastalığın insidansında önemli azalma meydana gelmiştir. 20 yaş ve üzerindeki erişkinlerin %80-90'ı kabakulağa karşı bağışıktır. Hastalık duyarlı kişilere, tükrük sekresyonu ile direkt temas veya damlacık çekirdekleri ile ağız veya burun yolundan girer. Parotit bulguları ortaya çıkmadan hemen önce ve parotit döneminde hastalığın bulaşıcılığı maksimumdur. Kızamık ve su çiçeği ile kıyaslandığında, kabakulağın bulaşması hasta kişi ile daha yakın teması gerektirir.

Patogenez Virus duyarlı kişi tarafından alındıktan sonra hastalığın inkübasyon süresinde solunum yolu mukoza hücrelerinde çoğalır. Kabakulak virusu viremi ile glanduler dokulara ve nöral dokuya yayılır. Virusun Stenon kanalından direkt olarak parotise ulaşması deneysel olarak mümkündür. Ancak bu durumda inkübasyon süresi doğal infeksiyondakinden kısadır ve menenjit, orşit gelişimi gibi klinik tablolar bu patogenezle açıklanamamaktadır. Virus ile infekte parotis bezinde diffüz interstisyel ödem ve mononükleer lökositlerden oluşan serofibrinöz eksuda meydana gelir.

Klinik belirtiler-I Kabakulağın inkübasyon süresi 2-4 haftadır (ortalama 16-18 gün). Prodromal dönem belirtileri non spesifiktir. Hafif ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, halsizlik görülebilir. Bir-iki gün içerisinde parotis bezi lojuna uyan bölgede şişlik, ağrı, hassasiyet ortaya çıkar. İlerleyen günler içerisinde şişlik belirginleşerek, kulak kepçesi yukarı-dışa itilir, angulus mandibula silikleşir. Bir tarafta parotit bulgularının ortaya çıkışından birkaç gün sonra genellikle diğer taraf parotis bezi de hastalığa iştirak eder. Vakaların yaklaşık 1/4'inde hastalık tek taraflı seyreder.

Klinik belirtiler-II Kabakulak parotiti non süpüratif özelliktedir. Kızarıklık, ısı artışı gibi inflamasyonun diğer kardinal belirtileri bulunmaz. Hastalarda ağrı nedeniyle çiğneme, konuşma güçlüğü olur. Stenon kanalı ağzı eritemli ve ödemli görünümdedir. Parotis bezi şişliğinin maksimuma ulaşması ile birlikte ateş kısa sürede düşer, hassasiyet azalır. Yaklaşık bir hafta içerisinde parotis bezi şişliği de düzelir. Kabakulağın seyri sırasında %60-70 parotis bezi tutulumu olurken, değişen oranlarda diğer glandlar ve nöral yapılar da hastalığa katılabilir (Tablo 1).

Ooforit (postpubertal bayan) 5 Tablo 1. Kabakulakta organ tutulumlarının sıklığı Sıklık (%)Glanduler tutulum: Parotit 60-70 Submandibuler/ sublingual sialadenit 10 Epididimoorşit (postpubertal erkek) 25 Ooforit (postpubertal bayan) 5 Nöral tutulum 1-10 Menenjit 0,1 Ensefalit

Kabakulak kliniği Bir veya iki parotis bezinde şişlik Parotis bezi şişliği hem viral enfeksiyondan hem de immün cevaptan meydana gelir. Kabakulak hastalarının ½’si subkliniktir Diğer endokrin organlar infekte olabilirler Kabakulaktan sterilite düşüktür.

Klinik belirtiler-III Vakaların %10 kadarında parotis bezine ilaveten diğer tükrük bezlerinde de sialadenit gelişebilir. Bu bezlerin tek başına tutulumu nadirdir. Kabakulağın tükrük bezi dışındaki en önemli glanduler tutulumu, postpubertal dönemdeki erkeklerde epididimoorşit gelişimidir. Epididimoorşit vakalarının 2/3'si parotitin görüldüğü ilk hafta, bir kısmı ise parotiti takip eden ikinci hafta içerisinde ortaya çıkar. Orşit gelişimi nadiren kabakulağın tek belirtisi de olabilir. Yüksek ateş, tutulan taraf testiste şişlik ve hassasiyetin ortaya çıkması ile kendini belli eder. Orşit tek taraflı geçirildiğinde sterilite riski yoktur. Bilateral geçirildiğinde de sterilite gelişiminin nadir olduğu belirtilmiştir. Yaklaşık 5 gün içerisinde ateşin düşmesi ile birlikte orşit bulguları geriler.

Klinik belirtiler-IV Ooforit, postpubertal dönemdeki bayanların %5 kadarında görülür. Yüksek ateş, pelvik ağrı, bulantı, kusma gibi yakınmalara yol açar. İleriki dönemde infertilite veya erken menapoz görülmesi nadirdir. Pankreatit gelişimi şiddetli epigastrik ağrı, karında hassasiyet, yüksek ateş, bulantı, kusma ile kendini belli eder. Kabakulağın en önemli ekstraglanduler tutulumunu santral sinir sistemi tutulumu oluşturur. Vakaların %1-10 kadarında menenjit gelişir. Menenjit gelişimi parotitle eş zamanlı olabileceği gibi, sonrasında da olabilir. Kabakulak menenjiti diğer viral menenjitlere benzerlik gösterir. Klinik olarak yüksek ateş, ense sertliği, bulantı, kusma vardır. Lomber ponksiyonda; beyin omurilik sıvısı (BOS) berrak görünümde, renksizdir. Hücre sayısı genellikle 500/mm3 'ün altındadır. Hakim olan hücre tipi lenfositlerdir. Protein düzeyi hafif yüksek, glukoz düzeyi genellikle düşüktür.

Klinik belirtiler-V Diğer aseptik menenjitlerle kıyaslandığında, BOS glukoz düzeyinde azalmaya kabakulak menenjitinde daha sık rastlanır. Menenjit bulgularının ortaya çıkışından sonraki 10 gün içerisinde ateşin düşmesiyle birlikte semptomlar geriler. Kabakulak menenjiti iyi seyirlidir. Sekel bırakmadan tam şifa ile iyileşir. Kabakulak ensefaliti nadir görülmekle birlikte, nörolojik sekel bırakabilmesi veya fatal seyredebilmesi nedeniyle ciddi bir tablodur. Parotitle birlikte erken dönemde görülen ensefalit, virusun neden olduğu nöron harabiyetine bağlıdır. Geç dönemde ortaya çıkan postinfeksiyöz ensefalitte ise konağın immun yanıtı sonucu gelişen demiyelinizasyonun rolü üzerinde durulmaktadır. Ateş 40-410C gibi yüksek değerlere ulaşır. Çeşitli düzeylerde bilinç değişiklikleri, konvülsiyon, parezi, paralizi, afazi gibi belirtiler ensefaliti akla getirmelidir. Psikomotor bozukluklar veya konvülsiyon sekel olarak kalabilir.

Klinik belirtiler-VI Kabakulağa bağlı miyokardit gelişimi son derece nadirdir. Ancak %15 kadar vakada ST segmentinde depresyon, T dalgasında düzleşme, PR mesafesinde uzama gibi EKG bulguları saptanabilir. Gebelikte geçirilen kabakulak infeksiyonu fötus için bazı riskler taşımaktadır. Anne gebeliğinin ilk trimestrinde kabakulak geçirdiğinde fetal ölüm riski yüksektir. İkinci ve üçüncü trimestrde bu risk azalmaktadır. Kabakulak infeksiyonuna bağlı olabilecek çeşitli fötal malformasyonlar tanımlanmıştır. Ancak major malformasyon sıklığının, kabakulak virusu ile infekte olmamış kontrol grubundaki gebelerde görülme riskinden farklı olmadığına dikkat çekilmiştir. Bir diğer çalışmada intrauterin kabakulak infeksiyonu, endokardiyal fibroelastozis ile ilişkili bulunmuştur. Kabakulak infeksiyonunun, juvenil Diabetes mellitus etiyolojisinde rolü olabileceği de tartışılmaktadır.

Tanı ve Ayırıcı tanı-I Kabakulak tanısı çoğu kez klinik olarak konulabilir. Laboratuvarda hafif lökopeni ve rölatif lenfositoz görülebilir. Menenjit, orşit, pankreatit gelişimi halinde genellikle lökositoz ve sola kayma vardır. Parotit bulgularının olduğu dönemde serum amilaz düzeyleri yüksektir ve yaklaşık 2-3 hafta süreyle yüksek kalır. Kabakulağa bağlı pankreatitte de amilaz düzeyleri yükselir. Ayırım için amilaz izoenzim tayini veya pankreatik lipaz tayini yapılabilir.

Tanı ve Ayırıcı tanı-II Tipik seyirli bir kabakulakta klinik veriler tanı için yeterlidir. Ancak parotit bulgusu olmayan veya parotis bezi dışıdaki tükrük bezi tutulumunun olduğu vakalarda viral etiyolojiyi belirlemek için çeşitli laboratuvar tetkiklerine başvurulabilir. Bu amaçla en çok kullanılan serolojik testlerdir. Kompleman fiksasyon, hemaglütinasyon inhibisyon, ELISA gibi testlerle akut ve konvelasan dönem serumları arasında 4 kat artış olması tanıyı doğrular.

Ayırıcı tanı Ayırıcı tanıda, benzer klinik tabloya yol açabilecek durumlar da gözden geçirilmelidir. Parainfluenza tip 3, coxsackie virus ve influenza A virus, nadiren akut parotite neden olabilir. Epidemik parotitle karışabilecek diğer bir klinik tablo süpüratif parotitlerdir. Etken çoğunlukla Staphylococcus aureus'tur. Ağrı, şişlik, kızarıklık, ısı artışı gibi inflamasyonun tüm kardinal bulguları vardır. Parotis bezi üzerine elle masaj yapıldığında, Stenon kanalı ağzından pürülan akıntının geldiği dikkati çeker. Fenilbutazon, tiourasil, fenotiyazin gibi bazı ilaçlara bağlı olarak bilateral parotis bezi büyümesi görülebilir. Parotis bezi kanalının taş, tümör, kist nedeniyle tıkanması tek taraflı parotite neden olabilir. Mikulicz sendromu, Sjögren sendromu gibi nadir durumlarda da parotite rastlanabilir.

Korunma Hastalığın duyarlı kişilere bulaşını engellemek için, parotis bezi şişliği düzelene kadar (yaklaşık 10 gün), hasta kişilerin duyarlı kişilerle teması kesilmelidir. Aktif immunizasyon için Jeryl Lynn suşundan hazırlanan canlı attenue kabakulak aşısı kullanılmaktadır. 15. ayda KKK (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) üçlü aşısının bir komponenti olarak uygulanır. KKK aşısının 4-6 yaşında rapeli gerekmektedir. Kabakulağa duyarlı olan postpubertal dönemdeki erkekler için de epididimoorşit riski nedeniyle aşı önerilir. Aşı ile elde edilen antikor düzeyleri, doğal infeksiyon sonrası gelişen antikorlardan daha düşük düzeydedir. Bununla birlikte en az 10 yıl süreyle koruyucu antikor titresinin devam ettiği belirtilmektedir. TedaviKabakulağın tedavisi tamamen semptomlara yöneliktir. Analjezik ve antipretikler kullanılabilir. Orşit gelişiminde de tedavi semptomatiktir. Yatak istirahati, analjezik, testisin elevasyonu önerilir. Steroid veya hormon preparatlarının uygulanmasının semptomların süresini kısalttığı ya da daha sonra gelişebilecek atrofiyi engellediğine dair yeterli kanıt yoktur.

Kabakulak virüsün kontrolü Kabakulak aşısının virüse etkisi Tüm dünyadan eradikasyona aday bir virüstür Doğal enfeksiyon hayat boyu immünite bırakır Stabil, tek serotipi vardır Zarf glikoproteinleri H-hemaglutinin, F- fusion Aşısı etkindir MMR (18 months) canlı attenüe virüs aşısıdır yaşam boyu koruyuculuk sağlar