Gerçekçilik (Realizm) 19. Yüzyılda romantizme karşı ortaya çıkmış bir akımdır.
Gerçekçilik (Realizm) Romantizmin gördüğü ilgi genişliği, kısa zamanda bolluğun yarattığı bıkkınlığa dönüştü.
Gerçekçilik (Realizm) Ama asıl sebep; Hegel felsefesini eleştirip düzelten Marx (1818-1883) ve Engels'in (1820-1895) görüşleri (Tarihsel özdekçilik) ile Auguste Compte'un (1798-1857) olguculuk (Positivisme) diye adlandırılan öğretişidir.
Gerçekçilik (Realizm) Marx'a göre «çalışma yani ekonomik faaliyet, maddî bir faaliyettir ve tarihin, toplumun, insanın gelişmesiyle ilerlemesinin temelindedir».
Gerçekçilik (Realizm) Compte ise «sadece duyularımızla algıladığımız deney ve gözlemlerin konusu olan olgularla uğraşabiliriz.» ilkesinden yola çıkar. İşte Madame Bovary (1857) bu ölçülerle gelir.
Gerçekçilik (Realizm) 1957 yılında Gustave Flaubert’in “Madame Bovary” adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısında üstünlük sağladığı kabul edilmektedir.
Gerçekçilik (Realizm) Bir mektubunda G. Flaubert şöyle demektir: «Olayları, bana göründükleri gibi ortaya koymakla, bana doğru görüneni ifade etmekle yetiniyorum..
Gerçekçilik (Realizm) Doğruluğu sanata sokmanın daha zamanı gelmedi mi? Tasvirin tarafsızlığı o zaman yasanın yüksekliğine ve bilimin açıklığına ulaşacaktır..»
Gerçekçilik (Realizm) Aslında gerçekçilik (realizm), ilk sanat, edebiyat eserinden bu yana hep var olagelmiş bir yöntemdir.
Gerçekçilik (Realizm) Ama romantizme tepki olarak belirmesi, bir akım halinde yoğun eserlerin zengin ve güçlü kişiliklerin biriktiği belli bir dönemdir. Bizim anlattığımız ikincisidir. Bu anlamda akıma neden olan toplumsal gelişimin aşamaları şöyledir:
Gerçekçilik (Realizm) Matbaacılık ve eğitimin gelişimiyle okur yazar kitlelerin artışı, o oranda sanatçıların topluma karşıt duruma düşmeleri; buna karşın 19. yy. ın düşünce, söz ve yazı özgürlüklerini tam anlamıyla sağlamış olması; günlük realitenin öne geçmesi yoluyla gerçekçi hikâye ve romanın ilgi görmesi.
Gerçekçilik (Realizm) Romantizm kuşağı içinde bulunmasına karşın gerçekçiliğin ilk öncüsü Kızıl ve Kara romanıyla (1831) Stendhal olmuştur (1783-1842). Hemen yanında - eserlerinin tümünde sayısız romantik öğe bulunduğu halde - gerçekçiliğe kaynak olan emeğiyle Honore de Balzac (1799-1850) yer alacaktır.
Gerçekçilik (Realizm) Böylece siyasal, ekonomik, toplumsal hayat, bütün sorunları ve kişileriyle edebiyata girmeye başladı. Her sınıftan insan bir eserin kahramanı olabilir ve olmalıdır.
Gerçekçilik (Realizm) Gerçekçilik, insanlara içinde yaşadıkları toplumsal çevreyi tanıtmak, bu yolla onu bilinçlendirmek görevini - ister istemez - yüklendi kendiliğinden.
Gerçekçilik (Realizm) Örneğin; küçük burjuvaziyi çözümleyen Madame Bovary eseriyle G. Flaubert'in (1821-1880) getirdiği gerçek kesit, önceleri suçlanacak kadar yadırgatmıştır zamanını.
Gerçekçilik (Realizm) Gerçekçi bir eserde yazarla yarattığı kişinin ilişkisi göze çarpmaz. Bu durumu Tourgueniev şöyle tanımlamıştı: «Romancı ile roman kahramanları arasındaki göbek bağı kesildi»
Gerçekçilik (Realizm) Onun için gerçekçi yazar hem gerçeği bozan düşleri (hayalleri) reddeder, objektif bir gözlemi koşul sayar; hem özel kişilerden çok toplum içindeki sıradan insanlara yönelerek karakterlerden çok töreleri konu edinmeye çalışır.
Gerçekçilik (Realizm) Kişiliğinde mümkün mertebe çok insanın kaderinin birleştiği temsilci kişiler, asıl kahramanlardır; içinde yaşadıkları çevre gözlemiyle birlikte toplumsal gerçekliği de yansıtmak olanağı verirler.
Gerçekçilik (Realizm) Bu amaçla dış çevre tasvirine önem veren yazarlar, bunu da eserde yaşayan kişinin görgü, bilgi, kültür düzeyine göre yaptırarak, kendi kişiliklerini ortadan kaldırmaya çalışırlar.
Gerçekçilik (Realizm) İnanılmaz olayların, uzun gezilerin, tarih kahramanlarının, kural dışı yüceliklerin işlenmediği gerçekçi eserlerde, gene de bir fotoğrafçılık değil, yazarın konu ve kişiyi seçiminden doğan belirli bir görüş açısı vardır.
Gerçekçilik (Realizm) Böylece gerçekçilik iki yanlı bir göreve hizmet etmiş olur: Yazarın kendi toplumunda gördüğü olayları, kişileri, sorunları eleştirel açıdan seçerek sergilemesine olanak tanımakla onun bir çeşit başkaldırışını sağlar;
Gerçekçilik (Realizm) seçilen konu ve kişilerle edebiyat halklaşmış olur, geniş kitleye yayılır: Gerçekten geniş okuyucu yığınlarının gerçekçi eserlere gösterdiği ilgi hiç bir dönemde rastlanmayacak derecede edebiyat ürünlerinin artmasını gerektirmiştir.
Gerçekçilik (Realizm) Ama mutlak bir gerçek var mıdır? Ve bu gerçekler herkesçe aynı mı algılanmakta, anlaşılmaktadır?
Gerçekçilik (Realizm) Bazı gerçekçi yazarlar, daha geniş bir açıyla bu yöne yaklaşırlar.
Gerçekçilik (Realizm) Herkesçe ortak nesnel bir realite yerine, o realiteyi gözleyen ve yaşayan kişinin bilincine göre değişen bir gerçekliği ararlar.
Gerçekçilik (Realizm) Böylece tek bir toplum gerçeği değil bireylerin bilinçlerine yansıma biçimlerine göre değişen gerçekler çıkar ortaya.
Gerçekçilik (Realizm) Bu akım yüzünden gelişen hikâye ve roman türünde Fransız edebiyatı, Goncourt Kardeşlerin (Edmond, 1822-1896; Jules, 1830-1870) eserleriyle zenginleşir.
Gerçekçilik (Realizm) Alman edebiyatında Thomas Mann (1875-1955), S. Zweig (1881 -1942), F. Kafka (1883-1924) (Avusturya Edebiyatı içinde); değerli sanatçılardır.
Gerçekçilik (Realizm) Ama hikâye, roman ve tiyatro türünde gerçekçiliğin zengin gelişimine özellikle Rus edebiyatında rastlanır:
Gerçekçilik (Realizm) Gogol (1809-1852), Gonçarov (1812-1891), Tourgueniev (1818-1883), Dostoyevski (1821-1881), Tolstoy (1828-1910),
Gerçekçilik (Realizm) Çehov (1860-1904), M. Gorki (1868-1936), Ehrenburg (1891-1967), Şolohov (1905-), Solzenitsin (1918-)...
Gerçekçilik (Realizm) Amerikan edebiyatında gerçekçilerin en ünlüleri: London (1876-1916), Hemingway (1898-1961), Steinbeck (1902 -1968),
Gerçekçilik (Realizm) Yazarlar-Yapıtlar STENDAL: Kırmızı ve Siyah, Parma Manastırı BALZAC: Goriot Baba, Vadideki Zambak G.FLAUBERT: Madame Bovary LEV TOLSTOY: Savaş ve Barış, Anna Karenina DOSTOYEVSKİ: Suç ve Ceza
Gerçekçilik (Realizm) Yazarlar-Yapıtlar ANTON ÇEHOV: Vanya Dayı, Vişne Bahçesi M.ŞOLOHOV: Ve Durgun Akardı Don E.HEMİNGWAY: Çanlar Kimin İçin Çalıyor J.STEİNBECK: Gazap Üzümleri CHARLES DİCKENS: Oliver Twist, David Copperfield
Gerçekçilik (Realizm) Yazarlar-Yapıtlar Gogol: Müfettiş, Ölü Canlar Tourgueniev : Babalar ve Oğullar M.Gorki: Ana, Çocukluğum, Benim Üniversitelerim, Ekmeğimi Kazanırken
Gerçekçilik (Realizm) Halit Ziya Uşaklıgil (1866-1945) ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan başlayarak (1864-1944) Türk hikâye ve romanı bütünüyle gerçekçiliğe yönelir.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Sanatçı, anlattıklarını gözleme ve belgeye dayandırır.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Sanatçı, kendi duygu ve düşüncelerini gizler, tarafsız bir gözlemcidir.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : İnsan ve toplum "olduğu gibi" yansıtılır. (Klasikler, "olması gerektiği gibi"; romantikler "kendi istekleri gibi" anlatırlar.)
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Realistler, anlatım kusursuzluğuna önem verirler, üslupçudurlar. Yapıtlarındaki kişileri, sosyal düzeylerine göre değil, sanatçının üslup özellikleriyle konuştururlar.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Tasvirler, kişilerin ruhsal özelliklerini yansıtmak amacıyla ve yapıttaki kişilerin gözüyle yapılır.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Toplumsal konuları işledikleri halde, toplum sorunları karşısında tarafsızdırlar. Sanatı, toplum sorunlarını düzeltmek için vasıta olarak görmezler; bu nedenle "sanat için sanat" anlayışına bağlıdırlar.
Gerçekçilik (Realizm) Özellikleri : Realizmde, tiyatro, özellikle de roman çok gelişmiştir.