KARBOHİDRATLARIN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ IV

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
8. SINIF 3. ÜNİTE BİLGİ YARIŞMASI
Advertisements

KİMYASAL TERMODİNAMİK KAVRAMLARI II
YAŞAMAK İÇİN NELERE İHTİYACIMIZ VAR?
CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
LİPİD METABOLİZMASI BBP108 Bitki Biyokimyası 9.Hafta
KARBOHİDRATLAR.
ALİSİKLİK, AROMATİK VE HETEROSİKLİK BİLEŞİKLER I
ARALARINDA ASAL SAYILAR
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ IV
BESİNLERİMİZ Herkes için Her şey.
Meyve ve Sebzelerin Bileşimi
SU, ÇÖZELTİLER, ASİT VE BAZLAR III
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ İNORGANİK BİLEŞİKLERSu
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XI
DEMİR METABOLİZMASI VE ANEMİLER I
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
HABTEKUS' HABTEKUS'08 3.
Canlılarda madde ve enerji
AMİNO ASİTLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ I
YAĞLAR ( Lipidler) Nedir? Lipitlerdir.
KARBOHİDRATLARIN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ II
1 LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ VII Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006.
KARBONHİDRATLAR carbohydrates (CHO)
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI IV
KARBON HİDRATLAR Yapısında C,H,O atomları bulunduran ve doğal olarak oluşan maddelerdir. Genel olarak basit formülleri CH2O ve Genel formülleri Cn(H2O)m.
KARBOHİDRATLARIN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ I
CTF Biyokimya Anabilim Dalı Doç.Dr. S.C
KANIN BİLEŞİMİ VE İŞLEVLERİ
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XV
BİYOKİMYA Yrd. Doç. Dr. Serpil SAVCI.
CANLILARI OLUŞTURAN TEMEL BİLEŞENLER KARBONHİDRATLAR
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI III
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI V
Lipoproteinler: Yapıları, sınıflandırılmaları ve özellikleri
Çocuklar,sayılar arasındaki İlişkiyi fark ettiniz mi?
Toplama Yapalım Hikmet Sırma 1-A sınıfı.
KARBOHİDRATLARIN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ III
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XIII
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ I
SU, ÇÖZELTİLER, ASİT VE BAZLAR II
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ II
1 LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ XIV Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006.
KARBONHİDRATLAR (ŞEKERLER)
KARBONHİDRATLAR.
BİYOKİMYA I (2. DERS).
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI I
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
2. Karbohidratlar.
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI: AZOT DENGESİ
FARKLI HÜCRE ÖRNEKLERİ
KARBOHİDRATLAR II.
HÜCRENİN KİMYASAL YAPISI
Karbonhidratlar.
Canlı Ve Enerji İlişkisi
1 KARBONHİDRATLAR. 2 Karbonhidratlardaki fonksiyonel gruplar.
NİŞASTA Çok sayıda glikozun glikozit bağları ile birleşmesinden oluşur. Bitkiler nişastayı kök,gövde,yaprak ,tohum ve meyve gibi kısımlarda depolar. Mısır.
Karbonhidratlar Öğr. Dyt. Şenol YILDIZ
BAĞ DOKUSU YAPISI VE FONKSİYONU Yrd. Doç. Dr. Mustafa BİLGİ
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK.
KONU; KARBONHİDRATLAR KAYNAKÇA; ESEN YAYINLARI 10.SINIF K İ MYA KONU ANLATIMLI K İ TABI HAZIRLAYANALAR; BATUHAN TANIŞ – 8 / M İ RAÇ ÖKSÜZ - 91.
Ekstrasellüler Matriks
EKSTRASELÜLER MATRİKS (ECM)= HÜCRELER ARASI MATRİKS
CANLILARDA ENERJİ.
KARBONHİDRATLAR C, H, O’den oluşmuş organik moleküllerdir. Bazı karbonhidratlar, aynı zamanda N, P veya S de içerirler. Yapılarında fonksiyonel grup olarak;
Karbonhidratlar II Disakkaridler ve Polisakkaridler
Kıkırdak Dokusu Biyokimyası
METABOLİZMA Yrd. Doç. Dr. Musa KAR.
LİPİDLERİN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ IV
Karbonhidratlar Monosakkaridler
KARBONHİDRATLAR.
Sunum transkripti:

KARBOHİDRATLARIN YAPISAL VE İŞLEVSEL ÖZELLİKLERİ IV Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

Polisakkaritler (Glikanlar) Polisakkaritler, pek çok sayıda monosakkarit veya monosakkarit türevi molekülün art arda O-glikozid bağları vasıtasıyla bağlanması suretiyle oluşmuş molekül yapısındaki karbohidratlardır. Doğada bulunan karbohidratların çoğu, yüksek moleküler ağırlıklı polimerler olan polisakkaritler halindedirler.

Polisakkaritler, birbirlerinden zincirleri boyunca tekrarlayan monosakkarit ünitelerinin benzerliği, bu üniteleri bağlayan bağların tipi ve dallanma derecesi bakımından farklıdırlar.

Homopolisakkaritler, tek tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir. Bunların bazıları, yakıt olarak kullanılan monosakkaritlerin depo formları olarak işlev görürler ve depo homopolisakkaritler olarak adlandırılırlar. Bazıları ise bitki hücre duvarlarında ve hayvan dış kabuklarında yapısal elemanlar olarak işlev görürler ve yapısal homopolisakkaritler olarak adlandırılırlar.

Depo homopolisakkaritler, organizmada yakıt olarak kullanılan monosakkaritlerin depo formları olarak işlev gören polisakkaritlerdir. Doğadaki en önemli depo homopolisakkaritler, bitki hücrelerinde nişasta, hayvan hücrelerinde glikojendir.

Nişasta, bitki hücrelerindeki depo homopolisakkarittir; amiloz ve amilopektin olmak üzere iki tip glukoz polimeri içerir.

Amiloz, (14) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmış glukoz ünitelerinin dallanmamış uzun zincirlerinden oluşmuş bir glukoz polimeridir; zincirde birkaç bin glukoz kalıntısı bulunabilir ve bir ucu indirgeyicidir.

Amiloz, suda heliks şekli oluşturur Amiloz, suda heliks şekli oluşturur. İyot, bu heliksin ortasına girerek karakteristik mavi renk görünmesine neden olur.

Amilopektin, (14) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmış glukoz ünitelerinin uzun zincirlerinin her 24-30 glukoz kalıntısında bir dallanması suretiyle oluşmuş bir glukoz polimeridir. Dallanma noktalarındaki bağ, (16) bağıdır ve dolayısıyla molekülde bir indirgeyici uç fakat dal sayısı kadar çok sayıda indirgeyici olmayan uç vardır.

Amilazlar denen enzimler, nişastanın hidrolizini gerçekleştirirler Amilazlar denen enzimler, nişastanın hidrolizini gerçekleştirirler. Gerek nişasta gerekse parçalanma ürünleri, iyot çözeltisiyle karakteristik renkler verirler. Bu renkler, çözelti ısıtılınca kaybolurlar soğutulunca tekrar ortaya çıkarlar.

Nişasta, asit ile de hidroliz olur Nişasta, asit ile de hidroliz olur. Fehling (-) olan nişasta, asit ile glukoz moleküllerine hidroliz olduktan sonra Fehling (+) reaksiyon verir. İyot ile mavi renk veren nişasta, tükürükteki -amilaz etkisiyle hidrolitik olarak parçalanır ve mavi rengi kaybolur.

Karaciğerdeki glikojen miktarı, karbonhidrattan zengin yemeklerin ardından yükselir. Karaciğerdeki glikojenin işlevi, yemek aralarında kana glukoz vererek ya da yemeklerden sonra kanda yükselen glukozu bağlayarak kan glukozunun belirli sınırlar arasında korunmasını sağlamaktır.

Yapısal homopolisakkaritler, bitki hücre duvarlarında ve hayvan dış kabuklarında yapısal elemanlar olarak işlev gören polisakkaritlerdir. Bitkilerin hücre duvarlarında sellüloz, eklem bacaklıların sert dış iskeletlerinde kitin önemlidir.

Sellüloz, (14) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmış glukoz ünitelerinin dallanmamış uzun zincirlerinden oluşmuş bir glukoz polimeridir.

Sellüloz, fibröz, çok sert, suda çözünmeyen bir maddedir; bitkilerin hücre duvarlarında, özellikle yaprak sapları, ağaç gövdeleri ve bitki dokularının odun kısımlarında bulunur. Sellüloz, odun kütlesinin çoğunu oluşturur; pamuk, hemen hemen saf sellülozdur. Sellülozun insanlar için besinsel değeri yoktur.

Kitin, (14) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmış N-asetil glukozamin ünitelerinin dallanmamış uzun zincirlerinden oluşmuş bir N-asetil glukozamin polimeridir. Kitin, sellülozunkine benzer şekilde uzayabilen lifler oluşturur; bir milyona yakın eklem bacaklı türünün sert dış iskeletlerinin esas komponentidir ve olasılıkla doğada sellülozdan sonra en bol bulunan polisakkarittir.

İnülin, (12) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmış fruktoz ünitelerinin dallanmamış uzun zincirlerinden oluşmuş bir fruktoz polimeridir. İnulin, doğada çeşitli bitkilerin köklerinde, enginar, soğan, sarımsak gibi bitkilerin yumrularında bol miktarda bulunur; besinsel değeri yoktur.

Diğer homopolisakkaritler: Agar-agar: Galaktoz ünitelerinden kurulu bir homopolisakkarit yani bir galaktandır; doğada deniz yosunlarından elde edilmektedir; bakteriyolojide kültür vasatlarının hazırlanmasında kullanılır. Mannanlar: Keçi boynuzunda, hindistan cevizinde, mayada, mantarlarda ve bakterilerde bulunur. Pektinler: Galakturonik asit ünitelerinin 16 glikozidik bağlarının en az 200 defa tekrarlamasıyla oluşmuşlardır. Pektinler, kısmen etil alkol ile esterleştikten sonra ortamı jelleştirdiklerinden, meyve konserveciliğinde yaygın olarak kullanılırlar.

Dekstranlar: Glukoz ünitelerinden oluşmuşlardır; mikroorganizmaların sakkaroz üzerine etkileri sonucu meydana gelirler. Dekstranlar, hekimlikte kan kayıplarından sonra plazma yerini tutan ya da plazma hacmini genişleten maddeler olarak, özellikle şok giderici etkileriyle önemlidirler. Dekstranlar, çeşitli kimyasal tekniklerle işlenerek sephadex ticari ismi altında laboratuvarlarda kolon kromatografisi ve jel filtrasyon tekniklerinde sıkça kullanılırlar

Heteropolisakkaritler, tekrarlayan iki veya daha fazla farklı tip monomerik ünite içeren polisakkaritlerdir. Heteropolisakkaritler, tüm organizmalar için ekstrasellüler destek sağlarlar.

Peptidoglikan, bakteriyel hücre duvarlarının rijid komponentidir Peptidoglikan, bakteriyel hücre duvarlarının rijid komponentidir. N-asetil glukozamin (GlcNAc) ve N-asetil muramik asit (MurNAc) ünitelerinin art arda (14) bağları vasıtasıyla birbirine bağlanmasıyla oluşmuş heteropolisakkarittir. Bakteriyel hücre duvarında çapraz bağlı peptidoglikan, lizozim enzimi vasıtasıyla yıkılır. Bu olay, GlcNAc ve MurNAc arasındaki glikozidik bağların hidrolizidir.

Glikozaminoglikanlar (mukopolisakkaritler), tekrarlayan disakkarit ünitelerinin düz polimerlerinden oluşmuş bileşiklerdir. Glikozaminoglikanlarda tekrarlayan disakkarit ünitelerinde iki monosakkarit türevinden biri daima ya N-asetil glukozamin (GlcNAc) ya da N-asetil galaktozamin (GalNAc)’dir. Diğer monosakkarit türevi, çoğu durumda genellikle glukuronik asit (GlcUA) olan bir üronik asittir.

Hiyaluronik asit: Fizyolojik pH’da hiyaluronat halindedir Hiyaluronik asit: Fizyolojik pH’da hiyaluronat halindedir. Hayvansal dokuların ekstrasellüler matriksinin glikozaminoglikanıdır.

Bazı patolojik bakteriler, hiyaluronidaz enzimi salgılarlar; bu enzim de hiyaluronik asitlerin glikozidik bağlarını hidroliz eder ve böylece dokular, bakterilerin yayılmasına daha uygun hale gelirler. Spermdeki benzer bir enzim de, birçok organizma ovumunun dış yüzündeki glikozaminoglikan örtüyü hidrolize eder; böylece sperm, ovuma girebilir.

Kondroitin sülfatlar: Art arda gelen glukuronik asit (GlcUA) ve N-asetil-galaktozamin sülfat (GalNAcSO4) ünitelerinden kurulmuşlardır. Sülfat grubu (SO4), kondroitin sülfat A’da 4.karbona bağlanmıştır; kondritin sülfat C’de ise 6.karbona bağlanmıştır.

Dermatan sülfat: Art arda gelen iduronik asit (IdUA) ve N-asetil-galaktozamin-4- sülfat (GalNAcSO4) ünitelerinden kurulmuştur.

Keratan sülfatlar: Art arda gelen galaktoz (Gal) ve N-asetil-glukozamin-6-sülfat (GlcNAcSO4) ünitelerinden kurulmuşlardır. Keratan sülfat I, N-glikozid bağıyla proteine bağlanmıştır; korneada bulunur. Keratan sülfat II, O-glikozid bağıyla proteine bağlanmıştır; kıkırdakta ve kemikte bulunur.

Heparin ve heparan sülfat: Yapıları en karmaşık ve en tartışmalı glikozaminoglikanlardır. Heparin, karaciğer, akciğer, timus, dalak, geniş çeperli damarların duvarında ve kanda bulunur; birçok hücrenin yüzeyindedir, fakat mast hücrelerinin hücre içi bileşiğidir. Heparin, antikoagulan yani kanın pıhtılaşmasını önleyici bir maddedir; kalp ve damar hastalıklarında pıhtılaşmayı önleyici olarak kullanılır.

Glikoproteinler, %50’den daha fazla karbohidrat içerebilen, fakat genelde protein içeriği baskın olan bileşiklerdir. Glikoproteinlerde karbohidrat kısmı proteindeki serin veya treonin amino asidine O-glikozit bağ ile veya asparajine N-glikozit bağ ile bağlanmıştır.

Glikoproteinler, organizmada çeşitli fonksiyonlara sahiptirler. Fonksiyon Örnek Yapı Kollajen Kayganlaştırma, koruma Epiteliyal musinler, sinovyal sıvı glikoproteinleri Transport Seruloplazmin, transferrin Endokrin regülasyon Tirotropin, koriyonik gonadotropin, eritropoietin Kataliz Proteazlar, nükleazlar, glikozidazlar, hidrolazlar Savunma İmmünoglobulinler, kompleman proteinleri, interferon Membran reseptörü Hormon, asetil kolin ve kolera toksini reseptörleri Antijenler Kan grubu maddeleri Hücre-hücre etkileşimi Fibronektin, laminin, kondronektin

Proteoglikanlar, çok büyük, proteinli agregatlardır Proteoglikanlar, çok büyük, proteinli agregatlardır. Bir glikozaminoglikan olan hiyalüronatın çok uzun ipliklerine yaklaşık 40 nm aralıklarla ve nonkovalent olarak iç protein moleküllerinin bağlanması ve her iç proteine de daha kısa glikozaminoglikan molekülü bağlanmasıyla oluşurlar.

Glikolipidler (glikosfingozidler), yapılarında gliserol ve fosfat bulunmayan, seramide bağlı olarak karbohidrat içeren sfingolipidlerdir.

GM1

Glikolipidler, hücreler arası iletimden sorumludurlar.