KAYGI YÖNETİMİ Dr.Samiye Kuzudişli
Başarının pek çok etkeni vardır Çalışma Disiplinli olma Bir program doğrultusunda çaba gösterme Hedefe odaklanma vb.
Fakat bazen ne kadar çaba harcarsak harcayalım istediğimiz sonuca varamayabiliriz.
Stresli ve Gergin Anlarda; Zihnimiz kontrolü kaybedip, doğru düşünme, analiz yapma, sonuca ulaşma gibi yetilerini kaybedebilir. Hafızamız bildiklerimizi unutabilir. Dikkat yeteneğimizi geçici olarak kaybedebiliriz. Tüm bunların arkasındaki temel sebeplerden en yaygını ’’KAYGI’’dır.
KAYGI NEDİR? Kaynağı belli olmayan ve uzun süren bir huzursuzluk halidir. Başka bir ifadeyle; Kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık halidir.
Kaygının en çok benzetildiği ya da karıştırıldığı kavram korku kavramıdır. Korku kavramı kaygıdan farklıdır.
Kaygı ile korku arasındaki farklar Korkunun kaynağı bellidir, kaygının kaynağı belirsizdir. Korku kaygıdan daha şiddetlidir. Korku kısa, kaygı ise uzun süre devam eder. Durum ya da olaya gerçekçi olarak fiziksel tehdit olarak bakılıyorsa korku, fizikselliğin dışında düşünceler üretiliyorsa kaygı yaşanır. Korkulan şey herkes için aynı tehdidi oluşturabilir fakat kaygıyı insanların kişisel düşünceleri ortaya çıkarır. Korku, bu bakımdan nesnel iken kaygı özneldir.
Kaygının kendisi ne yararlı, ne de zararlıdır Kaygının kendisi ne yararlı, ne de zararlıdır. Kaygıyı yararlı ya da zararlı kılan ona verdiğiniz tepkidir.
Kaygıyı hem olumlu hem de olumsuz bir duygu biçimi olarak görmek mümkündür. Kaygıyı olumsuz olarak nitelendiren şeyler, akla uygun olmayışı ruhsal faaliyetleri yani düşünceleri rahatsız etmesidir. Kaygıyı olumlu olarak nitelendiren şeyler ise, korkulan şeylerle karşılaşınca kişiyi uyarması tedbir aldırması, kişiyi daha mutlu ve başarılı olmaya yönlendirmesi en önemlisi karakter ve kişilik gelişiminde etkin rol oynamasıdır
Kaygının Nedenleri? Desteğin çekilmesi Olumsuz bir sonucu beklemek İç çelişki Belirsizlik
Kaygı Belirtileri
KAYGININ FİZYOLOJİSİ
1-Fiziksel Belirtileri; Aşırı psikolojik enerji Açlık hissi duymama veya aşırı yeme Hızlı nefes alıp verme veya nefes darlığı Gerginlik ve/veya sinirlilik hali Terleme ve titreme Dilin damağın kuruması Mide şikayetleri Barsak hareketlerinde değişme (kabızlık-ishal) Telaş, şaşkınlık, organize olamama Konsantrasyon bozukluğu Devamlı yorgunluk hissi Kalp atışlarının hızlanması
2-Psikolojik Belirtiler; Endişe, huzursuzluk Öfke, kızgınlık Korku Umutsuzluk Mahcubiyet Hayal kırıklığı Mutsuzluk Tedirginlik Hayattan tat alamama Güvensizlik Çaresizlik Sorunları kimseyle paylaşamama
3-Zihinsel Belirtiler; Felaket yorumları içeren inanç ve düşünceler (yapamayacağım, başarısız olacağım vb.) Aşırı uyanıklık hali Kendini aşırı gözleme Unutkanlık Okuyup anlamada, düşüncelerini organize etmede güçlük
Kaygı Yönetimi
Dünyayı Yönetecek Gücü De Bulursun! Kendini Yönetirsen, Dünyayı Yönetecek Gücü De Bulursun! Eflatun
Kaygı İle Başa Çıkma Yolları 1- Zihinsel Uygulamalar 2- Bedensel Uygulamalar
Olumlu Davranış Becerisi Kazanma Rv/ Olumlu Düşünme Olumlu Davranış Becerisi Kazanma
Eğer hayatta daima olumsuz yönler ararsak, BULURUZ…ve daha da kötüsü bunu alışkanlık haline getiririz. O zaman da olumlu bir fırsat belirdiğinde bunu göremez, hayatta bir çok şeyi kaybederiz. UNUTMAYIN, başarılı insanlar daima olumlu bir bakış açısı kullanır,fırsatları görür ve karar verirler.
İnsanlar olumlu davranabilmek için olumlu hisler mi duymalıdır? YOKSA Olumlu davranış, olumlu düşünmeye mi yol açar?
Hareketleriniz ve dolayısıyla düşünceleriniz olumlu olmaya başladıkça, kendinizi daha MUTLU hissedersiniz. Böylece kendinize güveniniz artar ve hayatta daha güçlü bir amacınız olur. Bu da sizi daha verimli çalışmaya ve dolayısıyla daha başarılı olmaya götürür. Bu da kendinizi daha mutlu hissetmenize yol açar ve daha çok çalışırsınız. İşte başarının döngüsü budur…
Dikkatleri olumlu şeyler üstünde toplamak; araştırmaya, soru sormaya ve yeni cevaplar aramaya istek uyandırır. Olumlu olduğunuzda, dünya sınırsız olasılıklarla doludur.
2-Bedensel uygulamalar 1- Doğru Nefes Alıp Verme 2- Gevşeme Tekniği
Doğru nefes Nefes alırken; İçinize rahatlığın, huzurun, mutluluğun dolduğunu hissedin ve vücudunuzun her köşesine ulaştığını hissedin. Nefes verirken ise; stresinizin ve onu oluşturan etkenlerin vücudunuzdan dışarı atıldığını düşleyin. Nefes burundan alınmalı ve ağızdan verilmelidir.
GEVŞEME TEKNİĞİ: Öncelikle fiziksel olarak rahatlamak, kaygıyı azaltmada en etkili ve en çok kullanılan yollardan biridir. Bunun için önce gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın ve uzun bir süreye yayarak nefesinizi verin. Bunu birkaç kez tekrarlayın. Daha sonra vücudunuzu gevşetin, kollarınızı serbest bırakın ve zihninizi boşaltın. Vücudunuzdaki tüm kasları, başınızdan başlayarak aşağıya kadar (alın, yüz, kafa, omuz, kollar, karın, bacaklar ve ayaklar) on saniye süreyle gerin, sonra serbest bırakın. Gerginlik ve rahatlık arasındaki farkı hissetme ve buna yoğunlaşma kaygınızı azaltır.
3-Beslenme Bazı besinlerde kaygıyı arttıran maddeler doğal olarak bulunmaktadır. Bu maddelerin alım miktarı kaygının şiddetini belirler. Örneğin; Kafein içeren maddeler (kahve, çay, kola) sinirlilik ve huzursuzluk halleri, düzensiz kalp atışları ve dikkati yoğunlaştıramama gibi belirtiler verir. Bu içeceklerin yerine adaçayı, nane ve papatya gibi bitki çayları sakinleştirici bir etki gösterir.
Vitamin eksikliği de kaygıya yol açmaktadır. Kaygılı zamanlarda “C” vitamini ve “B Kompleks”vitaminlerine ihtiyaç vardır. (“C” vitamini taze etler, süt, meyve ve sebze, turunçgiller, domates, patates. “B” vitamini süt, et, yumurta, tahıllar, baklagiller vb.) bulunur. Bu vitaminlerin eksikliği uykusuzluğa ve depresyona yol açmaktadır. Özellikle kaygının arttığı dönemlerde (doğal veya yapay olarak) vitamin takviyesi yapılmalıdır.
ÖNERİLER Kaygıya karşı olumlu düşünceler geliştirin, Bedensel gevşeme hareketlerine zaman ayırın, Uykunuza, beslenmenize özen gösterin, Dikkatinizi sadece yapmayı planladığınız işe verin, Gününüzü planlayın.
TEŞEKKÜRLER