ARAZİ TOPLAŞTIRMASI VE TARIM REFORMU ARASINDAKİ İLİŞKİLER DERS:KAMU ÖLÇMELERİ HAZIRLAYAN:SERKAN ÇOBAN NUMARASI:081206013 DERSİN SORUMLUSU:DOÇ.DR TAYFUN ÇAY
ARAZİ TOPLAŞTIRILMASI VE TARIM REFORMU Büyük zaferin kazanılmasından önce, Mustafa Kemal Paşa, 1 Mart 1922 tarihinde TBMM’yi açış konuşmasında köylü ve tarım sorunlarına eğilmiştir. “Türkiye’nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, mutluluk ve servete hak sahibidir. Ülkemizde tarım arazileri çeşitli nedenlerle küçülmüş, parçalara bölünmüş, verimliliği, karlılığı olması gerekenden çok aşağılarda kalmıştır. İşletme büyüklüklerinin istenen değerlerin altına düşmesi, ekonomik tarım yapılmasını imkânsız hale getirmektedir. Bunu önlemenin yolu: öncelikle tarım arazilerindeki daha fazla parçalanmayı ve bozulmayı önleyici; yasal, hukuksal düzenlemeler yapmak; sonrasında da bugüne kadar oluşmuş küçülmelerin, parçalanmaların, düzensizliklerin (şekil bozuklukları gibi) iyileştirilmesidir. Bunu yapmanın yolu, arazi toplulaştırması dediğimiz çalışmanın yapılmasıdır. Arazi toplulaştırması, tarımsal arazileri niteliklerine göre sınıflandırarak, bir kişiye ait, farklı alanlardaki küçük arazi grupları yerine, o arazinin toplamını karşılayacak kadar, en az miktarda parça arazinin (mümkün olursa tek bir parçanın), o kişiye verilmesidir. Böylece iş gücünden, akaryakıttan, tarla sınırlarındaki kayıplardan kar edilmiş olur; ayrıca toprağın işlenebilme süresi ve kalitesi artar. Yapılacak diğer iyileştirme (drenaj, katkı v.b.), sulama, gübreleme ve ilaçlama gibi yatırımlar daha ucuza mal edilebilir. Arazi toplulaştırılması ile küçük arazileri birbirinden ayıran, kullanılmayan arazi şeritleri azaltılarak, bunlarında tarımda kullanılması sağlanmış olur. Arazi toplulaştırması yapmak kolay değildir. Arazi toplulaştırmasını gerçekleştirebilmek bir dizi teknik, sosyal ve ekonomik çalışmaların yapılmasını gerekmektedir.
Tarım Reformu Kanunu 1982 yılında kabul edilen yeni Anayasada, mülkiyet hakkı (Madde 35), toprak mülkiyeti (Madde 44), tarım ve hayvancılığın korunması (Madde 45) ve kamulaştırma (Madde 46) gibi tarımın temel konularında neler yapılabileceği açık bir şekilde belirlenmiştir. Anayasanın yukarıda belirtilen maddelerine dayanarak 22.11.1984 tarihinde çıkarılan 3083 sayılı yasa, “Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu” adıyla yürürlüğe girmiştir. Bu yasayla; Güneydoğu Anadolu Bölgesinde (Şanlıurfa’da) Toprak ve Tarım Reformu Yasası’nın iptal edilmesiyle yarım kalan işlemlerin sürdürülmesi amaçlanmıştır. Gerek 4753, gerek 1757 sayılı yasalar ilk kabul edildikleri hali ile oldukça kapsamlı kamulaştırmalar yapılmasını öngören ve mülkiyet hakkının küçük çiftçiler ile tarım işçileri lehine düzenlendiği toprak reformuna odaklanmış yasalardır. 3083 sayılı yasa ise “Toprak Reformu” kavramı ile birlikte, tarımın bünyesindeki temel aksaklıkları gidermeye yönelik tedbirleri ihtiva eden, teknolojik gelişme ve iktisadi verimliliği dikkate alan, çiftçi gelirlerinin yükseltilmesini amaçlayan Tarım Reformu kavramını da kapsamaktadır. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, 3083 sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlenmesine Dair Tarım Reformu Kanunu uyarınca, Bakanlar Kurulu Kararı ile uygulama alanı ilan edilen yerlerde, 3083 sayılı Kanunun amaç başlığı altındaki 1. maddede belirtilen hükümler çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmektedir.
TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMALARININ BAŞLANGICI VE TÜZEL YAPISI Toplulaştırma çalışmalarının başlangıcı, Türkiye’de ilk defa arazi toplulaştırma uygulamaları Konya ili Çumra ilçesinin Kargın köyünde başlamıştır. Burada yapılan toplulaştırma dar anlamda yapılmış olup sadece parsellerin gruplandırılmasışeklinde olmuştur. Tarımsal bünyenin tespiti ve kıymetlendirme etütleri yapılmamıştır. Çiftçilerin başlangıçta bu çalışmalara inanmadıkları gibi toplulaştırmaya da tepki göstermişler ve kabul etmemişlerdir. Ancak çiftçilerle görüşülerek arazi toplulaştırmasının ne demek olduğu, uygulandığı zaman çevreye ve insanlara sağladığı yararları anlatılmış ve ilk toplulaştırma çalışmaları bu şekilde başlamıştır. Aynı köyde 1961-1972 yılları arasında II.esas sulama şebekesi altında bulunan toplam 6.000 ha alanının toplulaştırılması yapılmış ve her sınıf arazi kendi içerisinde toplulaştırmaya alınmıştır. Arazi toplulaştırma çalışmalarına teknik ve hukuki yönden yeterli kanuni mevzuatın ve teknik elemanların bulunmayışı nedeniyle 1963- 1964 yılları arasında ara verilmiştir. 1964 yılında D.P.T ile Birleşmiş Milletler Tarım Teşkilatı (FAO)’ nun birlikte yürüttükleri araştırma projesi içerisinde toplulaştırma çalışmalarını Antalya, Burdur ve Isparta İllerini içerisine alan bölgede tarımsal alt yapının geliştirilmesi için alınacak tedbirler araştırılmış ve arazi toplulaştırması yönünden geniş etütler yapılarak örnek planlamalarda bulunulmuştur. Bu bölgede pilot saha olarak AntalyaAksu-Sağ Sahil sulama şebekesi içinde 134.4 ha alan toplulaştırılmıştır
1965 yılında İller Bankası tarafından İzmir-Manisa Yöresindeki arazi toplulaştırma projeleri yapılmıştır. 1966 yılında Burdur iline bağlı Bucak İlçesinin İncirdere köyünde 613.6 ha’lık alanda toplulaştırma uygulanmıştır. 1967 yılında Manisa – İzmir İllerinde bulunan Turgutlu, Manisa ve Menemen ovalarında sulamanın geliştirilmesi ve tarımsal üretimin arttırılması için ‘Aşağı Gediz Sulama Projesi’ içerisinde arazi toplulaştırma çalışmalarına geniş yer verilmiştir. Daha sonra bu projenin esasını arazi toplulaştırması oluşturmuş ve finansmanını Avrupa Yatırım Bankasının üzerine alması nedeniyle TİGH ‘nin arazi toplulaştırmalı olarak yapılması şartı getirilmiştir. ARAZİ TOPLULAŞTIRMASININ ETKİLERİ Bu bölümde yukarıda tarihçesi ve tarifi izah edilmeye çalışılan arazi toplulaştırmasının tarım işletmelerine ve arazilerimize etkileri anlatılmaya çalışılacaktır. İşletmelerin Net Arazi Kullanma Alanında Artış olmaktadır. Tarla tarımında genellikle parsel sınırına yaklaşamama nedeniyle sınıra paralel 30 cm genişliğindeki bir toprak şeridi ekilememektedir. Bu durum bir kısım arazinin boş kalmasına ve üretim kaybına yol açmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, toplulaştırmadan önce 5 parçadan oluşan 33.8 dekarlık bir tarım işletmesinin mülkiyet haritasından yapılan ölçümlere göre parsel kenarları toplamı 1929 m ve bu işletmede, ürün alınamayan arazi miktarı (1929x0.30)=578.7 m2 olarak saptanmıştır. Toplulaştırmadan sonra tek bir parsel haline gelen bu işletmede
yeni parselin kenar uzunlukları toplamı 742 m ve ekilemeyen alan miktarı 222.6 m2 olarak bulunmuştur. Arazi kaybı farkları karşılaştırıldığında, toplulaştırma ile bu işletmenin 356.1 m2 daha fazla arazi işleyebileceği ve net arazi kullanma alanının artabileceği belirlenmiştir. (Çevik, 1974) Parsel Sayısı Azalmakta, Parsel Büyüklükleri Artmakta, Parsel şekilleri düzenlenmekte ve şahıslara Ait Hisseler birleştirilmektedir. Toplulaştırma projelerinin uygulanmasından sonra proje alanındaki parsel sayısı azalırken, parsel büyüklükleri artmakta ve parsel şekilleri düzeltilmektedir. Ayrıca değişik parsellerde dağılmış bulunan şahıslara ait arazi mülkiyet hisseleri birleştirilerek tüm bir parsel haline getirilmektedir. Parsellerin Korunmasında Kullanılan Malzemede Azalma Olmaktadır. Ülkemizde özellikle entansif tarım yapılan alanlarda parsellerin tel çit, duvar, tahta perde ve bitkisel çitlerle korunmasına çalışılmaktadır. Parselleri dağınık ve küçük olan işletmelerde kenar uzunluklarının fazla oluşu nedeniyle koruma materyalinin miktarı da fazla olmaktadır. Toplulaştırmadan sonra birleşen parsellerin kenar uzunluklarında ise belirli bir azalma olduğundan, korumada kullanılan malzeme miktarının azalması nedeniyle işletme giderleri olumlu yönde etkilenmektedir. İşletme Merkezi İle Parseller Arasındaki Uzaklıkta Tarım işletmelerinde toprak işlenmesi, ekim, dikim, bakım ve hasat gibi çeşitli faaliyetler için işletme merkezinden veya köyden ayrı ve değişik yerlerde bulunan tarlalara gidip gelme sırasında, çiftçilerin parsel sayısıyla orantılı olarak fazla yol katetmesi iş, zaman ve akaryakıt
kaybıyla; taşıt ve makinaların yıpranmasına yol açmaktadır. Arazi toplulaştırması uygulamaları ile bu kayıpların en az düzeye inmesinin sağlanabileceği açıkça ortaya çıkmaktadır. Araştırma; Erzincan-Güllüce köyü arazi toplulaştırma projesinde ise aynı uzaklığın ortalama %37 oranında azaltılması mümkün olmuştur. (Boyacıoğlu, 1973) Orta derecede entansif çalışan bir tarım işletmesinde 1000 m uzaklıktaki bir tarlaya 500 m’ lik bir uzaklık eklenmesi, saf hasıla üzerinde %5 olumsuz etki yaptığına göre arazi toplulaştırmasının sadece ulaşımda sağladığı olanaklar nedeniyle tarım işletmelerinin net gelir artışı üzerinde önemli derecede etkili olduğu söylenebilir. (Açıl ve Köylü, 1971) Teknik Tarım Yöntemlerinin Uygulanmasında Kolaylık, İşçilik Gereksinmesinde Azalma Olmaktadır. Toplulaştırma uygulamasıyla bir işletmeye ait bütün parsellerin bir araya getirilmesi, şekillerinin düzenlenmesi ve alt yapı tesislerinden bütün işletmelerin eşit oranda ve tekniğe uygun bir düzeyde yararlanmasının bir sonucu olarak, her türlü işletme faaliyetlerinde teknik tarım yöntemlerinin uygulanmasında kolaylıklar sağlanmaktadır. Bunlar arasında makina kullanma, ekim nöbeti ve entansif tarım olanaklarının artması; toprak işlenmesi, ekim, dikim, bakım ve hasat işlerinin kolaylaşması; sulama randımanının artması; iş gücü ve zaman gereksinmesinde tasarruf sağlanması gösterilebilir.
Araştırma; Erzincan-Güllüce köyünde yapılan bir araştırmaya göre arazi toplulaştırması sonucu ortalama parsel boyunun 98 m den 122 m’ye yükseltilmesi ile işçilik gereksinmesinde % 3.5-4.5 oranında azalma olacağı saptanmıştır. (Dinçer ve Hakgören, 1970) Adana-Ceyhan-Doruk köyünde planlanan toplulaştırma projesinde tarım arazilerine yalnız pamuk ve soya ekilmesi halinde, işletme parsel uzaklığında meydana gelen azalmanın bir yılda 11.460.073 Mj eşdeğerinde enerji tasarrufu sağlayabileceği hesaplanmıştır. (Küsek,1988) Eskişehir-Alpu DSİ sulamasında toplulaştırmanın, tarım işletmelerinin iş gücü ve makina kullanımındaki verimliliğe etkileri incelenmiş ve işletme başına ortalama makina kullanım zamanında (755 h/ha’a inerek) % 8.5 oranında azalma olduğu hesaplanmıştır. (Büker ve Bölükoğlu, 1990) Sulama projelerinin yatırım giderlerinde tasarruf sağlanmaktadır. Yurdumuzda uygulanmakta olan kalkınma planlarında tarımsal yatırımlar, sulama geliştirme yatırımlarını da kapsamaktadır. Bunlar devlet sulama sistemlerinin geliştirilmesi amacıyla öncelik verilen yatırımlardır. Uygulanacak sulama geliştirme projelerinin en ekonomik şekilde gerçekleştirilmesinde arazi toplulaştırması önemli bir etken olmaktadır.
Yapılan araştırmalar ülkemizde arazi toplulaştırması uygulamalarının, sulama geliştirme projelerinin giderlerinde, ortalama %36.7 tasarruf sağlandığını ortaya çıkarmıştır. (Ercan, 1973) Bununla ilgili bazı örnekler vermek gerekirse; Araştırma; Konya-Çumra-Karkın köyü projesinde, toplulaştırmaya yer verildiği takdirde kanal ve yol uzunluklarında önemli derecede azalma olanağı ortaya çıkmakta, tarla sulama arkı prizleri sayısında da azalma görülmektedir. Toplulaştırma yapıldığında kanallar ile yolların kapladığı arazi alanı için hiçbir kamulaştırma bedeli de ödenmemektedir. Ayrıca bu arazi kayıpları tüm işletmelere eşit bir oranda yansımaktadır. Toplulaştırma ile fiziksel tesislerde sağlanan bu yararlar, zamanın geçerli birim fiyatlarıyla değerlendirildiği takdirde sulama geliştirme hizmetleri için maliyetin proje keşif gideri üzerinden % 12 oranında azalabileceğini göstermiştir. Bu oran proje yatırım gideri üzerinden % 9, arazi tesviyesi giderleri dikkate alınmadığı takdirde, yalnız fiziksel tesislerin keşif gideri üzerinden % 20 olarak saptanmıştır. (Çevik, 1974) Bursa-Karacabey DSİ sulama projesinde, kanal uzunluklarının kısalması, kanalet tiplerinin küçülmesi ve sanat yapılarındaki azalmanın, proje maliyetinde % 30 oranında tasarruf sağlayabileceği belirlenmiş ve ayrıca büyük rakamlara erişen kamulaştırma bedelinin ortadan kalktığı açıklanmıştır. (Şahin, 1988) Tarım İşletmelerinde Verim ve Gelir Artışı Sağlanmaktadır.
Arazi toplulaştırması proje alanlarında, toplulaştırmadan sonra işletmelerin net arazi kullanma alanının artması, işletme merkezi ile parseller arasındaki uzaklığın azalması, parsellerin korunması için alınan önlemlerin maliyetindeki azalma, teknik tarım yöntemlerinin uygulanmasında sağlanan kolaylık, iş gücü ve zamandan sağlanan tasarruf, üretimin ve net gelirin artışını oluşturan etkenler olarak gösterilebilir. Ancak arazi toplulaştırması ile birlikte fiziksel tesislerin de yapılması, gelir artışında toplulaştırmanın ne derece etkili olduğunun ayrıca ortaya çıkarılmasını gerektirir. Bu tip projelerde toplulaştırmanın sağladığı artışın %15 dolayında olduğunu belirtmektedir.(Verkoren 1964) Bazı Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmalara göre; arazi toplulaştırmasının sağladığı net gelir artışı; Almanya’da %20-25; İsviçre’de %10-25; İspanya’da %31-36; Hollanda’da ise %10 olarak saptanmıştır. Hollanda’da elde edilen net gelir artışına, normal toplulaştırma projesinin sağladığı katkı oranları, ulaşım olanağının artmasından % 5, parsel alanlarının artmasından % 3, parsel şekillerinin düzenlenmesinden de % 2’dir. (Denig ve Maris, 1960) Araştırma; Türkiye’de Erzincan-Güllüce köyünde arazi toplulaştırması uygulanan tarım işletmelerinin toplulaştırmadan önce ve sonra yapılan ekonomik analiz sonuçlarına göre işletme başına düşen gayri safi hasılada % 31.7 oranında artış olduğu saptanmıştır. Araştırıcı arazi toplulaştırmasıyla birlikte uygulanan arazi
tesviyesi, sulama, drenaj ve yol sistemlerinin bu artışlar üzerinde ne derece etkili olduğunun ayrıca araştırılması gerektiğini belirtmektedir. (Boyacıoğlu, 1973) Araştırma; Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nün yaptığı bir incelemeye göre, GAP’ta bu kuruluş tarafından gerçekleştirilecek toplulaştırma projeleri sonunda % 16-31 oranları arasında net gelir artışı sağlanabileceği beklenmektedir. (Şehirlioğlu, 1988) Eskişehir-Alpu DSİ sulamasında toplulaştırmanın teknik ve ekonomik analizinin yapıldığı bir araştırmada proje alanında toplam net gelirin %22.3 oranında arttığı belirlenmiştir. (Büker ve Bölükoğlu, 1990) Proje Alanındaki Çiftçiler Arasında Huzur Sağlanmaktadır. Ülkemizde arazi mülkiyeti çok önemli bir değerdir. Bu nedenle varisler ve komşular arasında süregelen mülkiyet anlaşmazlıkları sosyal huzurun bozulmasında yerel yönetim ve yargı kuruluşlarına sık sık başvurulmasında başlıca etkenler olarak gösterilmektedir. Arazi toplulaştırması bu tür anlaşmazlıkların bir bölümünün ortadan kaldırılmasında veya tamamen çözümlenmesinde ve dolayısıyla sosyal huzurun nispeten sağlanmasında etkili bir rol oynamaktadır. Sonuç olarak arazi toplulaştırmanın katkıları tüm araştırmalar ile ispatlanmıştır. PROJELERİNİN, YAYGINLAŞTIRILMASI, SÜRESİNİN KISALTILMASI VE MALİYETİNİN DÜŞÜRÜLMESİ Projelerinin yaygınlaştırılması, Kuru tarım yapılan arazilerde AT projesi talep edilmesi halinde; maliyeti düşük olması nedeniyle, tarla içi yollarının stabilizesiz, sadece toprak dolgu yapılmak suretiyle kuru alanlarda da AT projelerinin yaygınlaştırılmasına çalışılmalıdır.
Yukarıda da izah edildiği üzere tüm araştırmalar sonucu en az %20-25 daha ucuza mal edilecek sulama projeleri gereği Sulama Kooperatifi sahalarında; projelerin mutlaka Arazi Toplulaştırmalı olarak yapılması için kooperatif, birlik ve D.S.İ ile yakın irtibata geçilmesi gerekmektedir. Projelerin uygulama sürelerinin kısaltılması, Uygulanmasına başlanan ve devam eden AT ve TİGH proje sahalarında ekim planlaması yapılarak, planlama dahilinde boş bıraktırılan veya hasat sonrası arazinin boş olduğu dönemlerde, iş programına bağlı olarak yapılacak çalışmaların hızla tamamlanması sağlanmalıdır. Kadastro kontrollerinin zamanında yapılması için Mahalli Kadastro Müdürlükleri ile proje başlangıcında görüşerek gerekli tedbirlerin alınması, sürenin uzama ihtimali olduğunda Genel Müdürlüğü de bilgi vermek suretiyle söz konusu problemin çözümü hızlandırılmalıdır. Bir bölgede Arazi toplulaştırması çalışmalarına başlamadan önce proje sahasında ilgisi bulunan diğer kamu kuruluşları arasında (DSİ, Kadastro, Orman, Tarım, Turizm ve Çevre Müdürlükleri ile Sulama Birlikleri, Ziraat Odaları) iyi bir koordinasyona ihtiyaç vardır. Ortak problemler ilgili kurumların yetkili elemanlarının katılacağı bilgilendirme toplantılarında ele alınarak ön problemlerinin çözülmesi gerekir. Bu konuda gerekirse protokoller yapılarak kurumlar karşılıklı olarak sorumluluklarını yerine getirmelidir. Malzeme ocakları ile ilgili kurulacak komisyonlar; ocak yerlerini tespit etmeli, diğer kamu kuruluşları ile işbirliği yaparak belirlenen
malzeme ocaklarını ruhsatlandırılması için çalışmalara proje başlamadan bir an önce başlanılmalıdır. Böylece proje yapımıma karar verilen sahalar için malzeme ocaklarının aranmasındaki süre kaybının önüne geçilecektir. Yaklaşık Maliyetin Düşürülmesi, Arazi toplulaştırması uygulamalarında maliyetin düşürülmesi için öncelikli olarak çok iyi bir etüt, planlama ve projelendirmeye ihtiyaç vardır. Bu bakımdan AT projelerinde birim alana düşen yol, sanat yapısı, su iletim hattı (kanal, boru) oranlarının az, AT oranının ise maksimum olmasına çalışılmalıdır. Toprak Etütleri : Köy bazlı veya küçük alanlarda yapılacak A.T projelerinin toprak etütlerinin kurum imkanları ile yapılması sağlanmalı toprak etüdünün ihaleli yapılmasında ise uygulama alanı yerine, toplulaştırma uygulanacak alanın ihaleye konulması büyük tasarruf sağlayacaktır.
TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen uygulama alanlarında yürütülmekte olan faaliyetler; arazi toplulaştırması, arazi dağıtımı, arazi kiralaması ve kamulaştırma gibi mülkiyetle ilgili, toprağın verimli şekilde işletilmesi, işletilmesinin korunması, tarımsal üretimin artırılması, tarımda istihdam imkanlarının geliştirilmesi, çiftçilerin desteklenmesi ve eğitilmesi, yerleşim yerlerinin düzenlenmesi gibi iktisadi verimlilik ilkelerini esas alan düzenlemeler şeklinde tanımlanabilir. İçinde bulunduğumuz süreçte, kırsal alanlarda arazi düzenlenmesi, işletme ölçeğinin büyütülmesi, üretim ve verim artışlarının kabul edilebilir seviyelere ulaştırılması, işletmelerin rekabet güçlerinin artırılması, kırsal çevrenin korunması ve sürdürülebilir kırsal kalkınmanın sağlanması amacıyla öngörülen bazı proje ve tedbirleri uygulamak gibi ülkemiz açısından son derece önemli çalışmalar, Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün temel hedefleri arasında yer almaktadır. 2005 yılında Köy Hizmetleri kurumunun kapatılmasından sonra benzer hizmetleri yürüten Genel Müdürlüğümüzün iş yükü hızla artmıştır. GAP Eylem Planı (2008-2012) ile GAP’ta DSİ tarafından sulamaya açılacak alanların toplulaştırılması görevi de Genel Müdürlüğümüze verilmiş ve bütçesi yaklaşık 9 kat arttırılmıştır. Böylece aynı personelle daha yoğun teknoloji kullanımı ile başta arazi toplulaştırması olmak üzere hizmet anlayışında bir değişim başlatılmıştır. Genel Müdürlüğümüz Bakanlar Kurulunca Uygulama Alanı olarak ilan edilen yerlerde, Tarım Reformu hizmetlerinin özelliğine uygun olarak kurulan 9 Bölge Müdürlüğü ile bu hizmetleri yürütmektedir.
Türkiye genelinde Mülga toprak-su,Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü olarak bugüne kadar toplam 1.115.000 hektar alanın toplulaştırılması tamamlanmıştır. Bu alanın 795.000 hektarlık kısmı 1990 yılında kurumumuzca başlatılan projeler kapsamında yapılmıştır. Kurumumuzca 2.419.000 hektar alanda toplulaştırma çalışmaları devam etmekte olup 250.000 hektarlık kısmı 2010 yılı sonunda tamamlanacaktır.
SONUÇ Türkiye’de toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ve bu kaynakların ekonomik şekilde tekniğine uygun olarak kullanılmasını, Türk çiftçisinin kalkınmasında en önemli etkenlerden birisi olarak görülmektedir. Çağdaş tarımın uygulanmasında sulama projeleri ile birlikte drenaj kanalları, tesviye ve tarla içi yolların yapımı gibi hizmetlerin tarım reformu ve arazi toplulaştırması ile birlikte değerlendirilmesi, çevre ve doğanın korunması, köylerin yenilenmesi, kamu yatırımlarında fiziki tesisler için arsa temini, kırsal kalkınma hedefine ulaşmadaki yeğane yoldur. Yeniden üretilemeyen ve üretimde insanoğlunun katkısı bulunmayan doğal kaynaklarımızdan olan topraklarımızın daha iyi korunması, geliştirilmesi ve daha verimli kullanılmasının temini için ARAZİ TOPLULAŞTIRMA çalışmalarının hızla tüm ülke geneline yayılması şarttır. Sonuç olarak Arazi toplulaştırmasının faydalarını bir kez daha yazarsak ; Her parsel sulama şebekesine bağlandığından dolayı sulama oranı artmaktadır. Sulama ve açık drenaj kanalı, karayolu ve demiryolu gibi fiziki tesislerin sebep olduğu parçalanmalar önlenmektedir. Fiziki tesislerin inşasında kolaylık ve maliyetinde tasarruf sağlanmaktadır.
İşletme merkezi ile parseller arasındaki mesafelerin kısalması nedeniyle işletme yönünden ve akaryakıttan tasarruf sağlanmaktadır. Parsel şekilleri düzeltilmekte ve birim parsel büyüklükleri artmaktadır. Parsel sayısının azaldığından parsel sınır uzunlukları kısalmakta, böylece parsellerin korunmasında kullanılan tel, çit ve duvar gibi malzemelerden tasarruf sağlanmaktadır. Arazi toplulaştırması ile beraber tarla içi drenaj, tarla içi yol ve tahliye ile toprak ıslahı çalışmaları gibi tarla içi geliştirme hizmetleri de yapıldığından üretimin artırılması ile çiftçinin geliri artmaktadır. Proje ile her parsel sulama kanalı ve yola kavuştuğundan, çiftçiler arasındaki anlaşmazlıklar ortadan kalkmakta, böylece sosyal huzur sağlanmaktadır. Proje uygulaması ile Tapu Kadastro kayıtlarının yenilenmesi sağlanmış olmaktadır. Maliye hazinesine ait araziler ile meralar toplanarak kanal ve yolla sınırlandırıldığından çiftçilerin tecavüzleri önlenmektedir. Parsel boyutları ve şekillerinin makineli tarıma uygun hale getirilmesi sebebiyle modern işletmelerin kurulması mümkün olabilmektedir. Ülkemizde yapılan toplulaştırma çalışmaları sonucunda toplulaştırmanın önemi ve etkinliği anlaşılmış olup, bundan sonraki toplulaştırma çalışmalarında doğa ve çevre koşullarının korunmasına da önem verilmesi şartıyla, gelecek kuşaklara daha güzel ve daha sağlıklı bir çevre bırakmamız mümkün olabilecektir.
ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASI HANGİ HUSUSLARI KAPSAMAKTADIR? Arazi toplulaştırma çalışmaları şu hususları kapsamaktadır: Fazla parçalanmış, dağılmış arazilerin modern işletmecilik esaslarına göre birleştirilmesi. Tarla içi yol şebekesinin, sulama tesislerinin ve yüzey tahliye sisteminin inşası. Gerekli arazi tesviyesi ve toprak ıslahının yapılması. Köylerin yerlerinin yeniden düzenlenmesi, çevre planlanması. Kırsal alanın, doğal hayatın korunması ve yeşil alanların düzenlenmesi. Kırsal alandaki yerleşim yerleri ve toprakların, rüzgâr ve su erozyonu, sel taşkınları gibi doğal afetlerden korunması için gerekli önlemlerin alınması. Spor sahaları, parklar, yüzme havuzu, bayram-pazaryeri, çocuk bahçesi, okul, sağlık ocağı ve kooperatif binası gibi sosyal hizmet tesisleri için gerekli arazilerin, toplulaştırma planları içinde kamulaştırma yapılmadan temin edilmesi. İşletmelerin ıslahı, yeniden düzenlenmesi, verimli bir şekilde çalışmalarının temini için gerekli tedbirlerin alınması. Köy içi yollarının tanzimi içme suyu, kanalizasyon, elektrik, telefon gibi hizmetlerinin planlanması, iskân, arsa isteklerinin karşılanması.
Arazi Toplulaştırma çalışması aşağıdaki aşamalardan geçmektedir. 1. Tüm tarlaların ve çiftçilerin mülkiyet bilgilerinin temin edilmesi. 2. Tapu kütüğü, kadastro paftası ve arazideki miktar ve ölçülerdeki tüm uyumsuzluklar giderilmesi. 3. Hâlihazırdaki arazi kullanım durumunun, uygun tarım arazileri sınırlarının, sabit tesislerin belirlenmesi, 4. Toprak karakterlerini belirten toprak haritalarının temin edilmesi veya yoksa oluşturulması. 5. Teknik bir ekip ile arazi sahipleri ve mülki idarecilerin de katılımı ile kurulan derecelendirme komisyonu ile tüm arazilerin derecelendirme haritaları çıkarılır. Bu aşamada komisyon tüm arazilerin toprak haritaları ve diğer kıymetlerini de dikkate alarak her parsel için ayrı, ayrı titiz bir puanlama yapmaktadır. Derecelendirme çalışmasında amaç parsellerin birbirlerine göre kıymet faklılıklarını puanlamak suretiyle ortaya koymaktır. 6. Yeni, yol, sulama ve drenaj ağına uyumlu, blok (ada) planlamasının hazırlanması. 7. Arazi sahiplerinin toplulaştırma sonrasında tarlalarını nerede istediklerine ilişkin tercihlerinin alınması, Bu işlem esnasında maliklere, eski parsellerinin ve yeni blokların olduğu bir pafta gösterilerek tercihleri alınır. 8. Yeni parselasyon planlaması yapılır. Yeni parselasyon planlamasında; çiftçi tercihleri de dikkate alınarak; • Tarla içi hizmet yolu, sulama, drenaj gibi kamu ortak alanları için gerekli yerler ayrılır. • Her parselin yol ve sulama suyuna cephe alması sağlanır. • Sabit tesis içeren parseller eski sahiplerine verilir. • Tüm maliklerce önem içeren veya kötü konumdaki yerler aynı sahiplerine verilir. • Büyük olan parçanın yanına diğer küçük parçalar getirilir. • Hasım ve hısım ilişkileri gözetilir. • Aynı yeri almak isteyenler arasında yukarıda sayılan hususlar doğrultusunda haksızlığa uğratılmayacak bir planlama yapılır.
9. Yeni parselasyon planlaması ve yeni mülkiyet listeleri mahallinde asılmak suretiyle ilan edilir. 10. Yeni planlamaya ilişkin parsel sahiplerinin itirazları varsa incelenir. Yeni yapılan planlama tekrar her kesin görebileceği şekilde ilan edilir. 11. Kesinleşen yeni planlama kadastroca tescil edilerek yeni tapular oluşturulur. 12. Yeni tapular ve yeni parseller, yeni parsel sahiplerine teslim edilir.
ARAZİ TOPLULAŞTIRILMASININ öNEMİ VE FAYDALARI Artan nüfus ve beslenme ihtiyacı, daha fazla tarımsal ürün elde etme gereği doğurmuştur. Toprak kaynakları sınırlı olması nedeniyle, aynı alandan daha fazla ürün elde etme imkânlarını aramamız gerekmektedir. Birim alandan sağlanan verimin artırılması; birtakım yeni buluşlar, kullanılan tohum, gübre, ilaç, sulama vb. girdilerin miktarı ve kalitesinin artırılması ve tarımsal bünye ile yakından ilgilidir. Tarımsal bünyedeki yapısal bozukluklar, verimi azaltıcı tesirlerde bulunduğu gibi, verimi artırıcı tedbirlerin alınmasını da engellemektedir. Bu nedenle tarımsal bünyenin ıslah edilmesi hususu ön plana çıkmaktadır. Tarımsal bünyenin ıslahı ile alınabilecek tedbirlerin başlıcaları: Mülkiyet ve tasarruf rejiminin ıslahı, arazi ıslahı, toprak muhafaza tedbirlerinin alınması, drenaj ve sulama çalışmaları gibi tedbirlerdir. Bu tedbirler demetinin tamamı geniş anlamda Arazi Toplulaştırması veya Arazi Düzenlemesi adını verdiğimiz hizmetler kapsamı dâhilinde bulunmaktadır. Arazi Toplulaştırmasının faydaları başlıklar halinde şu şekilde sıralanabilir: 1. Nüfus artışı, miras, alım-satım, kiracılık, ortakçılık gibi nedenlerle ortaya çıkan arazi parçalılığı ve dağınıklılığını ortadan kaldırarak işletmelerin uygun büyüklüğe getirmektedir. 2. Çok parçalı oluşun ortaya çıkardığı tarla sınırı, yol ve su arklarından doğan arazi kayıplarını azaltmaktadır. 3. Küçük parsellerde, ekim esnasında tarla sınırına fazla yaklaşılmama nedeniyle doğacak ürün kayıplarını azaltmaktadır. 4. Toplulaştırmadan sonra, parseller daha büyük ve şekilleri daha düzgün olduğundan, makineli tarım daha kolay yapılmakta ve giderlerde önemli oranda azalmalar olmaktadır. 5. Küçük parseller bir araya getirileceği için, işletme merkezi ile parseller arasındaki uzaklık kısalmakta ve buna bağlı olarak ulaşım giderleri azaldığından; zaman, işçilik ve yakıttan tasarruf sağlanmaktadır.
6. Parsel sayısı azaldığı, şekilleri düzeldiği ve büyüklükleri arttığı için; tohum, gübre, ilaç gibi tarımsal girdiler, daha uygun bir düzeyde kullanılmaktadır. 7. Sulama projelerinin uygulanmasında; eski, dağınık ve şekilsiz parsellerin sınırlarına bağlı kalma zorunluluğu olmayacağından, yatırım giderlerinden tasarruf sağlanmaktadır. 8. Her parselin yola ve kanala sınırı olacağından sulama ve ulaşım randımanı artmaktadır. 9. Parsellerde müştereklikten doğan huzursuzluklar giderilmektedir. 10. Köy sınırları sabit noktalara dayandırılarak, köyler arasındaki sınır ihtilafları ortadan kalkmaktadır. 11. Varsa, dağınık ve müşterek haldeki hazine arazisi birleştirilerek dağıtıma hazır hale getirilmektedir. 12. Kırsal alana yönelik olarak: Çevre koruma, erozyonu önleme, ağaçlandırma, köy yenilemesi, her türlü yolların planlaması, köy imar planlarının yapılması, arazi kullanım planlarının hazırlanması gibi tüm hizmetler; toplulaştırma projeleri ile birlikte planlanıp uygulanabilmektedir. 13. Proje alanlarındaki sulama projeleri gibi kamu yatırımları için gerekli araziler, proje alanına giren parsellerden uygun şekilde kesinti yapılmak suretiyle kamulaştırma yapılmaksızın karşılanabilmektedir.
A) Toplulaştırma yapılarak uygulanan sulama projelerinde Sulama oranları ve sulama randımanları artırılmaktadır: 1. Sulama şebekelerinde, parseller çok küçük ve şekilleri düzensiz olduğundan dolayı sulama kanallarına doğrudan doğruya bağlanmamaktadır. 2. Tarlalar tesviyesiz olduğundan tarlanın her tarafına su akıtılamamaktadır. Sulanan parsellerde çukur kısımlarında su birikmekte, yüksek kısımlarına su çıkmamaktadır. 3. Kanalların başındaki üst parsel sahipleri, alt parsellere su geçiş hakkı vermemektedir. Yapılan gözlemlerde, tarla içi dağıtım şebekesi, tarla yolları, tarla drenleri, arazi tesviyesi ve arazi toplulaştırmasını kapsayan tarla içi çalışmalarının yetersiz olması, Toplulaştırma yapılmamış sulama şebekelerinde, sulama oranlarının düşüklüğünün ana nedeni olduğunu göstermiştir. Bunun çaresi arazi toplulaştırılmasıdır. Çünkü toplulaştırmalı planlamada parseller doğrudan doğruya kanaldan ve yoldan faydalanacak şekilde yerleştirilmektedir. Arazi toplulaştırması yapılmış alanlara yapılan hizmetlerde, su uygulamasının denetimi yapılabilmekte, israf en aza indirilmekte, sulama oran ve randımanı artırılmaktadır. Suyun tarlalara, doğru zaman ve miktarda verilmesi çiftçinin veriminin büyük ölçüde artmasına yol açmaktadır; ayrıca çiftçilerin ürün seçiminde daha esnek davranabilmelerini ve yüksek verimli ürün çeşitlerinin yetiştirilebilmesini sağlamaktadır. B) Sulama projelerinin maliyetinde tasarruf sağlanmaktadır: Sulama projelerinde, kamulaştırmaya ve arazilerin parçalanmasına mani olmak için, kanalların ve yolların planlanması ve uygulaması, parsel sınırlarına bağlı kalmakta ve sınırlardan geçirilmektedir. Parseller küçük, şekilleri düzensiz olduğundan kanal boyları gereğinden fazla uzamakta, bu da tesis maliyetini yükseltmektedir; hâlbuki sulama projeleri toplulaştırılmalı uygulandığı takdirde, parsel sınırlarına bağlı kalmadan en ekonomik şekilde, sulama, yol ve tahliye planlaması yapıldığından, yatırım maliyetlerinde tasarruf sağlanmaktadır.
C) Arazi maliklerine kamulaştırma bedelleri yerine arazi verilerek, toprağından kopması önlenmektedir: Sulama projelerinde, kanallar ve yollar parsel sınırlarına bağlı olmadan, arazinin şekline göre geçirildiği takdirde: Birincisi, parseller parçalandığından, küçük parçalar halinde bir dekarın altında tarım için kullanılmayan ölü araziler meydana gelmektedir. Kanalların ve yolların geçtiği parsellerdeki arazi kayıpları, proje sahasındaki bütün maliklere eşit oranda dağıtılmadığından, arazileri kamulaştırılan işletmeler küçülmekte, istenen işletme büyüklüğünün altına düşmekte veya tamamını kaybetmektedir; dolayısıyla çiftçi toprağından kopmaktadır. İkincisi ise, kanalların ve yolların geçtiği araziler kamulaştırıldığından, kamulaştırma bedelleri yatırım masrafını artırmakta, hatta bazı projelerin verimliliğini düşürdüğünden uygulanabilirliğini zorlaştırmaktadır. Diğer taraftan kamulaştırma bedelleri zamanında ödenmediğinden, yatırım projelerinin uygulanması geciktiği gibi, arazisi kamulaştırılan çiftçilerin mağdur olmalarına neden olmaktadır; hâlbuki arazi toplulaştırması uygulanan sulama projelerinde bu sorunlar ortadan kalkmaktadır. Zira küçük parçalara bölünen araziler, arazi sahibinin diğer arazileri ile birleştirileceğinden faydalı hale getirilmektedir. Ortak tesislere katılma payı ve arazi kayıpları, bütün maliklerden eşit oranda kesildiğinden; sosyal adalet yerine getirildiği gibi, arazilerinden yol ve kanal geçen çiftçilere kamulaştırma bedeli yerine arazi verilmekte, projenin maliyeti düşmekte, yatırımlardan tasarruf sağlanmaktadır
D) Sulama ve teknik tarım metotlarının uygulanmasında kolaylık sağlanmaktadır: Proje sahalarında, parsellerin küçük, şekillerinin düzensiz ve dağınık olması, sulama uzunluğu, sulama yönünün tespiti, sulama kanalları ve yolların tekniğe uygun planlanması ile sulama metotlarının uygulanmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum büyük işgücü ve zaman kaybına neden olmakta, teknik tarım metotlarının uygulanmasını güçleştirmektedir. Toplulaştırma yapılamadan planlanan ve uygulanan sulama projelerinde bu sorunlar çözülmezken, arazi toplulaştırılması uygulanan sulama şebekelerinde tamamen ortadan kalmaktadır. Zira sulama planlaması yapılırken toprağın bünyesi ve arazinin meyline göre sulama uzunluğu, sulama yönü ve parsellerin en-boy oranları dikkate alınarak bloklar teşkil edilmektedir. Tekniğe uygun sulama ve yol planlaması yapıldığından, her parsel yol ve kanaldan faydalanacak şekilde bloklara yerleştirilmekte, her iki parsele bir su alma prizi verilmektedir. Böylece sulama, makine kullanma, münavebe, toprak işleme ve hasat işleri kolaylaştığı gibi, teknik tarım metotlarının uygulanması sonucunda da işgücü ve zamandan tasarruf sağlanmaktadır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, sulama projelerinin arazi toplulaştırmalı uygulanması faydalarının yanında, ekonomik yönden de zorunlu görülmektedir. Bu nedenle Türkiye’de halen ekonomik olarak sulamaya açılması gereken 4,7 milyon hektar civarındaki tarım arazisinin toplulaştırılmasının, tarla içi geliştirme hizmetleriyle birlikte, bir bütün olarak planlanması, projelendirilmesi ve uygulanması gerekli ve son derecede yararlı olacaktır.
TÜRKİYENİN ARAZİ TOPLULAŞTIRMA UYGULAMALARININ DURUMU Ülkemizde, Mülga Toprak-Su teşkilatı ile Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü teşkilatı tarafından 1961–2003 yılları arasında toplam 445.000 hektarlık bir alanda toplulaştırma çalışması tamamlanmıştır. Ülkemizde ekonomik olarak sulanabileceği söylenen 8,5 milyon hektarlık tarım arazisinin bugün için fiilen sulanan miktarı 4,7 milyon hektardır (% 55,3). Ülkemizde, 1961 yılından itibaren başlayan, arazi toplulaştırma çalışmaları ile bu güne kadar 308.000 hektarı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce, 137.000 hektarı da Tarım Reformu Genel Müdürlüğü olmak üzere toplam 445.000 hektar alanda arazi toplulaştırması çalışmaları tamamlanmıştır. Bu durum da; hali hazırda sulanan alanın sadece % 9 ‘unda ancak arazi toplulaştırması çalışmaları gerçekleştirilebildiğimizi göstermektedir. Yani; yapılacak daha çok işimiz var. Başarılı uygulamalar sonucunda, son yıllarda bazı projelerde toplulaştırma oranları: % 75 ‘lere kadar yükseltmiştir. Hatta bazı bölgelerde çiftçilerin bütün parsellerini tek parselde toplama fikri gittikçe yaygınlaşmaktadır. Ülkemizde ilk defa arazi toplulaştırılması 1961 yılında Toprak-Su Genel Müdürlüğü tarafından 7457 sayılı kanunun ve Medeni Kanunun ilgili maddelerine dayanarak yapılmıştır. Daha sonra 1966 yılında ihtiyaç üzerine ilk Arazi Toplulaştırma tüzüğü çıkarılarak Bakanlar Kurulu kararıyla uygulanmaya konmuştur. Belirtilen toplulaştırma tüzüğüne göre uygulanmalar 1973 yılına kadar devam etmiş, 1973 tarihinde, 1757 sayılı toprak ve Tarım reformu bölgesinin dışındaki alanlarda, toplulaştırma çalışmaları bu kanuna göre, 1978 yılına kadar Toprak-Su Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmüştür. 1978 de 1757 sayılı Toprak Tarım reformu kanunu iptal edilince, yeniden eski mevzuata dönülmüştür. Aynı yıl 7/18231 sayılı arazi toplulaştırma tüzüğü yürürlüğe girmiştir. Halen mülga olan kanuna dayalı bu tüzüğe göre çalışmalar devam etmektedir. 30.11.1994 tarihinde yürürlüğe giren "3083 sayılı Sulama Alanlarında arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu kanunu" yalnız tarım reformu uygulama alanı ilan edilen reform bölgelerini Ve ya sulama alanlarını kapsamakta, Türkiye genelinde toplulaştırma faaliyetlerine imkân vermemektedir. Dolayısıyla Tarım Reformu uygulama alanı dışındaki alanlarda mevcut Arazi Toplulaştırma Tüzüğü ve yönetmeliğine göre çalışmalar yürütülmektedir. Mevcut tüzük ve yönetmeliklerin tâbi olduğu özel arazi toplulaştırma kanunu olmadığından projelemede ve uygulamada bir takım sorunlar çıkmaktadır. Bu sorunlar çözülmediğinden çalışmalar aksamakta, yatırım programları istenilen şekilde yürütülememektedir.