6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU DOÇ. DR. MEHMET ÖZDAMAR Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
TİCARET KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİNİN SEBEPLERİ 1) 29.06.1956 Tarih ve 6762 Sayılı Kanunun (6762 Sayılı TTK) güncel ihtiyaçları karşılamaması. Kanunun kabul edilmesinin üzerinden elli yılı aşkın bir sürenin geçmiş olması sebebiyle ekonominin ihtiyaçlarına yeterince cevap verememesi. Dünyada 1980’den sonra meydana gelen ekonomik ve sosyal gelişmeler,, ticaretin sınır aşan şekilde hızla gelişmesi, AB ve NAFTA gibi ekonomi temeline dayalı birliklerin oluşması sonucunda dünya yeni bir hal almıştır. Bu şekilde Türkiye’nin de uluslar arası piyasalarda rol alabilmek için bunların kurum ve kurallarına yer vermek gerekmiştir.
TİCARET KANUNUNUN DEĞİŞTİRİLMESİNİN SEBEPLERİ 2) Avrupa Birliği ile müzakerelerin başlaması. 1960’lı yıllardan beri AET/AT ile üyelik görüşmeleri yürüten Türkiye, 11/12/1999 tarihinde tam üye adayı olarak kabul edilmiş ve müzakerelere başlamıştır. AB’ye uyum sürecinde hukuki mevzuatın da değiştirilmesi ve yenilenmesi gerekmiştir 3) Mevcut Kanunun teknolojik gelişmeler ve internete ayak uyduramaması. Gerçekten 1990’lı yıllarda dünyada iletişim ve teknoloji baş döndürücü bir şekilde gelişmiştir. Bu gelişmeler karşısında hukuk düzeninin de sessiz kalması ve uyum göstermemesi mümkün değildir. Dolayısıyla Ticaret Kanununun da bu gelişmelere ayak uydurması zorunludur.
TİCARET KANUNLARININ SİSTEMATİĞİ 6762 Sayılı TTK Başlangıç Hükümleri (m. 1-10). Ticari İşletme (m. 11-135). Ticaret Şirketleri (m. 136-556). Kıymetli Evrak (m. 557-815). Deniz Ticareti (m. 816-1262). Sigorta Hukuku (m. 1263-1459). Son Hükümler (m. 1460-1475) Toplam madde sayısı: 1475
TİCARET KANUNLARININ SİSTEMATİĞİ 6102 Sayılı TTK Başlangıç Hükümleri (m. 1-10). Ticari İşletme (m. 11-123). Ticaret Şirketleri (m. 125-644). Kıymetli Evrak (m. 645-849). Taşıma İşleri (m. 850-930). Deniz Ticareti (m. 931-1400). Sigorta (m. 1401-1520). Son Hükümler (m. 1521-1535). Toplam madde sayısı: 1535
6102 SAYILI (YENİ) TİCARET KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ Ticaret Kanunu temel bir kanun olması sebebiyle, bünyesinde çok sayıda ikincil mevzuat (Tüzük, Yönetmelik, Tebliğ vb.) bulundurmaktadır. Ayrıca bir takım müesseselerin uygulanabilmesi için alt yapı çalışmaları (veri tabanları, lisanslama vb.) gerekmektedir. Bundan dolayı kanun koyucu (TBMM) kanunun yürürlüğe girmesini 01.07.2012 tarihine bırakmıştır. Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesine ilişkin ayrı bir kanun kabul edilmiştir. 6103 Sayılı ve 14.01.2011 tarihli Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, geçiş sürecini düzenlemek, usul ve esasları belirlemek amacı taşımaktadır.
6102 SAYILI (YENİ) TİCARET KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ Kanunun yürürlüğe girmesi bakımından temel prensip, 01.07.2012 tarihinden önce meydana gelen olaylara, hukuki fiillere mevcut Kanunun uygulanması esastır. Yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen olay ve filler yeni Kanuna tabi olacaktır. Yeni Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da, önceden kazanılmış olan hakları koruyacaktır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARİ İŞ KAVRAMI Ticari işin belirlenmesi için kullanılan, Ticaret Kanununda yer alma veya bir ticari işletmeyi ilgilendirme kıstasları aynen muhafaza edilmiştir (Yeni TTK. md. 3). Ticaret Kanunundan kaynaklanan ve her iki tarafın ticari işletme (şirket) olması halinde açılacak davaların ticari dava olarak ticaret mahkemelerinde görülmesi usulüne devam edilmiştir. Ancak yeni TTK’nun 5’inci maddesi uyarınca değerine bakılmasızın tüm davalar Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARİ İŞ OLMAYA BAĞLANAN SONUÇLAR Teselsül (Müteselsil Sorumluluk) Karinesi: Mevcut Kanunda olduğu gibi yeni TTK’nun da 7’inci maddesinde, birden fazla kişinin ticari bir iş sebebiyle birlikte (müştereken) borç altına girmeleri halinde kanunda veya esas sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde müteselsil sorumluluk ortaya çıkar. Ancak, kefil ve kefillere, taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. Aynı hüküm, ticari borçlara kefalet halinde de uygulanır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARİ İŞ OLMAYA BAĞLANAN SONUÇLAR Ticari İşlerde Faiz: Ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceğine ilişkin prensip, yeni Kanunda da muhafaza edilmiştir. Birleşik (mürekkep) faiz uygulaması kaldırılmak istenmesine karşın Kanunun son halinde yeniden yer almıştır. Yeni Kanunun m.8/2 hükmüne göre birleşik faiz ancak, hesap devreleri üç aydan kısa olmayan ve her iki tarafı tacir olan cari hesap sözleşmeleri ile her iki taraf bakımından ticari iş niteliğinde olan ve her iki tarafı tacir olan ödünç sözleşmelerinde uygulanabilir. Hükme aykırı şekilde işletilen faizin yok hükmünde olduğu belirtilmiştir.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARİ İŞLETME 6762 Sayılı TTK’nda temel müessese olarak kabul edilen “ticari işletme” ayrıca tanımlanmamıştı. Buna karşılık yeni TTK’nun 11’inci maddesinde ticari işletme “Ticarî işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir”, şeklinde tanımlanmıştır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARİ İŞLETME Yeni TTK’nda ayrıca ticari işletmenin bir bütün olarak devredilmesine yönelik hukuki düzenleme de yapılmıştır (md. 11/3). İşletmenin bütün olarak devri veya kiralanması gibi hukuki işlemler yazılı şekil şartına bağlanmıştır. Mevcut TTK’nda ticari işletmenin türlerinin sıralandığı maddeler (md. 12-13) yeni Kanuna alınmamıştır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TACİR ve TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI Gerçek kişi tacir mevcut Kanunda olduğu gibi, “Bir ticarî işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” şeklinde tanımlanmıştır. Tüzel kişi tacirlerin kim olduğu yine aynı şekilde belirtilmiş (Şirket, Dernek ve Kamu Kuruluşları) ve mevcut Kanunda yer almayan “Vakıf”lar da ticari işletme işletmeleri halinde tacir sayılmışlardır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TACİR ve TACİR OLMANIN HÜKÜM VE SONUÇLARI Tacir olmanın hüküm ve sonuçları arasında önemli bir değişiklik bulunmamaktadır. Öncelikle tacirler arasındaki ihbar ve ihtarlarda öngörülen özel şekil şartlarının içerisine “elektronik imza” da konulmuştur. Böylece muhatabını temerrüde düşürmek, sözleşmeyi feshetmek veya sözleşmeden dönmek isteyen tacir, noter, (iadeli) taahhütlü mektup ve telgrafın yanı sıra elektronik imza kullanmak suretiyle de bildirimde bulunabilecektir. Böylece kanun koyucu çağın imkanlarının kullanılabilmesinin önünü açmıştır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARET SİCİLİ Ticaret sicili, tacir ve ticari işletme ile ilgili kayıtların tutulduğu resmi sicildir. Ticaret ve sanayi odalarına bağlı ticaret sicil müdürlükleri tarafından tutulan sicil, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının gözetimi altındadır. Mevcut Kanunda “ticaret sicili memurluğu” denilmesine karşın yeni Kanunda “ticaret sicili müdürlüğü” ifadesi kullanılmıştır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARET SİCİLİ 6102 Sayılı Ticaret Kanununda getirilen en önemli yeniliklerden birisi, ticaret sicillerinin elektronik ortamda tutulmalarına yönelik sistemdir. Kanunun m. 24/2 ve 3 hükümlerinde yer alan düzenlemeye göre, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile TOBB nezdinde elektronik bir sicil oluşturulacaktır. Böylece ticaret sicili kayıtları elektronik ortamda tutulup depolanabilecek ve yine elektronik ortamda kullanıcılara sunulacaktır. Bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Mersin’de pilot uygulamayı başarı ile sürdürmektedir.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARET SİCİLİ Ticaret sicili kayıtlarının tutulmasından dolayı ortaya çıkan zarardan mevcut Kanuna göre ilgili Oda sorumlu olmasına karşın, yeni Kanunda sorumluluk Devlet ve ilgili Oda müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Tabi bu durumda, zararın tazmini için zarar gören Odaya dava açabileceği gibi Hazineye (veya Bakanlığa) de yönelebilir.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER TİCARET UNVANI VE İŞLETME ADI Tacirin, ticari işlemlerinde kullanmak zorunda olduğu ismine “ticaret unvanı” adı verilmiştir. İşletme adı ise, İşletme sahibi ile ilgili olmaksızın doğrudan doğruya işletmeyi tanıtmak ve benzer işletmelerden ayırt etmek için kullanılan adlardır. Ticaret unvanı, tacirin ticari işlerinde kullanılmalı ve işletmenin veya şirketin girişine okunaklı bir şekilde asılmalıdır.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Yeni Kanunun m. 39/2 hükmünde, uygulanması zor bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre: “Ayrıca, tacirin işletmesiyle ilgili olarak kullandığı her türlü kağıt ve belgede, tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmesinin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve numarası gösterilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu başkan ve üyelerinin; müdürlerin ve yöneticilerin adları ile soyadları gösterilir. Tüm bu bilgiler şirketin internet sitesinde de yayımlanır”.
TİCARET KANUNUNUN 1. KİTABINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Hükmün gerekçesinde, Avrupa Birliği’nin şirketlere ilişkin 63/151 sayılı Yönergesi doğrultusunda düzenleme yapıldığı, tacirin işletmesiyle ilgili kağıt ve belgelerde hem taahhüt edilen hem de ödenen sermayenin açıkça yazılması zorunluluğunu belirten ek yapılmasının uygun görüldüğü belirtilmiştir. Ayrıca uygulamanın ihtiyaçları göz önüne alınarak ve şeffaflık ilkesi açısından yararlı olacağı da düşünülerek, sermaye şirketlerinde yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdürlerin ve yöneticilerin adlarının işletme ile ilgili belge ve kağıtlarda yer alması ve bu bilgilerin internet sitesinde de yayınlanmasına ilişkin gereklilik de hükme eklenmiştir. Çünkü üçüncü kişiler şirkette kimi muhatap alacaklarını bilememekte, yöneticilerin kimler olduğu hakkında bilgi alamamaktadır. Hükmün yeni şekli uygulamada kolaylık sağlayacağı ifade edilmiştir.
HAKSIZ REKABET Haksız rekabet, iyiniyet kurallarına aykırı şekilde, ekonomik rekabetin kötüye kullanılmasıdır. Haksız rekabetin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Piyasadaki rekabetin, genel olarak tesisine yönelik olarak getirilen haksız rekabet hükümlerinde temel, dürüst olmayan ticari faaliyetlerdir. Haksız rekabetin çerçevesi yeni Kanunun 54/2 hükmünde, “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticarî uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde çizilmiştir.
HAKSIZ REKABET Haksız rekabete ilişkin yer alan düzenlemelerde esaslı değişiklikler yapılmıştır. Mevcut Kanunda yer alan bazı haksız rekabet halleri çıkarılmış, bunların yerine oldukça ayrıntılı bir düzenleme getirilmiştir. Özellikle saldırgan satış yöntemleriyle müşterinin karar verme özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde pazarlama yapmak, tedarik fiyatının altında birden çok kere mal ve hizmet satmak, müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında yanıltmak, tüketicilerin aleyhine olan sözleşme ve pazarlama teknikleri kullanmak, haksız mukayeseli reklam yapmak sayılabilir.
HAKSIZ REKABET Haksız rekabetin meydana gelmesi halinde açılabilecek davalar esas itibariyle muhafaza edilmiştir. Haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılmasının yanı sıra gerekiyorsa haksız rekabetin işlenmesine yarayan araç ve malların imhasını talep edebilmesi husus da yenilik olarak ifade edilebilir. Ayrıca kusur olması halinde maddi ve (manevi) tazminat da talep edilir.
TİCARİ DEFTERLER Yeni Ticaret Kanunundaki esaslı değişikliklerden birisi de, ticari defterlerle ilgili olarak gerçekleşmiştir. Ticaret Kanununun değiştirilme sebeplerinden birisi de, dünya ile entegre olan Türk ekonomisinin gelişimine ayak uydurabilmektir. Bundan dolayı Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına uygun şekilde düzenlenen Türkiye Muhasebe Standartlarına uygun muhasebe sistemi belirlenmeli ve gerekli olan defterler tutulmalıdır. Ticaret Kanunu bir taraftan elektronik ortamda defter tutmanın ve belge saklamanın önünü açarak teknolojik gelişmelere ayak uydururken diğer taraftan uygulamada ortaya çıkan sıkıntıları da bertaraf etmeye çalışmıştır.
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler Yeni TTK’da yer alan tüm defterler ticari defter sayılmıştır. Mevcut Kanunda defterlere ilişkin olarak öngörülen ayrım terk edilmiş ve tüm defterler ticari defter olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda anonim ve limited şirket pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defter olarak kabul edilmiş; böylece açılış ve kapanış tasdikine tabi tutulmuştur. Bunun sonucunda ilave tasdik prosedürü ortaya çıksa da adı geçen defterlerin de ispat aracı olarak kullanılabilmesinin önü açılmıştır.
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler Defter tutmak her tacir için zorunludur. Tutulması gereken defterlerin niteliği ve sayısı ikincil düzenlemeler ile tespit edilecektir.
Ticari Defterlere İlişkin Düzenlemeye Hakim Olan İlkeler Ticari defterlerin tamamı tasdike tabi tutulmuştur. Böylece tasdike tabi olmayan defterlere duyulan güvensizlik ortadan kaldırılmak istenmiş ve çift defter tutulmasının önüne geçilmek istenmiştir. Kapanış onayları ilgili dönemin sona ermesinden itibaren 6 ay içinde yapılmalıdır. Elektronik ortamda tutulacak defterin onayına ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından çıkarılacak tebliğ ile tespit edilecektir. Defterlerin dili Türkçedir. Mevcut Kanunda da yer alan bu ilke muhafaza edilmiştir. Ancak yabancı ortaklı veya yabancı sermayeli şirketlerin farklı bir dilde ilave defter tutmalarının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.
DEFTERLERİN SAKLANMASI, İBRAZI TİCARİ DEFTERLER DEFTERLERİN SAKLANMASI, İBRAZI Tacirler defterlerini ve defterlerdeki kayıtlara mesnet teşkil eden belgelerini, ticari bir işe ilişkin tüm yazışma ve mektupları 10 yıl süreyle saklamak zorundadır. Finansal tablolar dışındaki tüm defter ve belgelerin elektronik ortamda saklanması mümkündür (md. 82/3). Mahkemeye intikal etmiş olan bir hukuki uyuşmazlık çerçevesinde, ticari defterlerin ibrazına karar verilebilir (md. 83). Ayrıca şirket, miras ve mal ortaklığı hallerinde defterlerin tamamen incelenmesi de söz konusu olabilir.
DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ TİCARİ DEFTERLER DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ 6762 Sayılı TTK’da yer alan önemli ilkelerden birisi, ticari defterlerin sahibinin lehine ve aleyhine kesin delil olabilme özelliğidir. Gerçekten 6762 Sayılı TTK’nın 82 ve 86’ncı maddeleri arasında, ticari defterlerin kesin delil olma özelliği ve buna ilişkin şartlar yer almaktadır. Yeni TTK, dünyada bu şekilde bir uygulamanın olmadığından bahisle, ticari defterlerin kesin delil olma özelliğini kaldırmış ve bu defterlerin hakimin takdirine bağlı delil haline getirmiştir.
DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ TİCARİ DEFTERLER DEFTERLERİN İSPAT KUVVETİ Ticari defterlerin delil olma özelliği ve şartları, TTK’ndan çıkarılmakla beraber yeni kabul edilen 6100 Sayılı HUMK’ nun 222’nci maddesinde tafsilatlı bir şekilde kaleme alınmıştır. Aslında HUMK Tasarısında böyle bir düzenleme olmamakla birlikte, ticari defterlerin ispat fonksiyonunun uzun süreden beri önemli bir yer işgal etmesi sebebiyle, davaların usulünü düzenleyen ana Kanuna alınmıştır. Böylece ticari defterlerin kesin delil olma özelliği TTK’ndan çıkarılmakla birlikte hukuk uygulamasını terk etmemiştir.
CARİ HESAP Cari hesaba ilişkin 6102 Sayılı TTK, yenilikler getirmemiş ve düzenlemenin sistematiğini bozmamıştır. Sadece dilin sadeleştirilmesinin yanında, mevcut Kanunda çok net olmayan beş yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcını, “cari hesap sözleşmesinin sona ermesinden itibaren” demek suretiyle net bir şekilde belirlemiştir.
TACİR YARDIMCILARI 6762 Sayılı TTK’da yer alan ticaret işleri tellallığı, uygulamasının çok fazla olmaması sebebiyle Kanundan çıkarılmıştır. Yeni dönemde sözleşmelerin kurulmasına aracılık edilmesi halinde Borçlar Kanununda (md. 520-525) yer alan Simsarlık (Tellallık) sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır. Borçlar Kanununda yer alan ticari temsilci (mümessil), ticari vekile ilişkin düzenlemeler esas itibariyle muhafaza edilmiştir. Sadece “seyyar tüccar memuruna” ilişkin düzenleme yeni BK’ya alınmamıştır.
TACİR YARDIMCILARI ACENTE Türk hukukunda çok fazla uygulama alanı bulan acentelik sözleşmesi, turizm, sigorta, finans, pazarlama, deniz ticareti gibi alanlarda daha fazla kullanılmaktadır. Acentelik sözleşmesine ilişkin temel düzenleme Ticaret Kanununda yer almaktadır. Yeni Kanunda da bu gelenek bozulmamış, 6102 Sayılı Kanunun m. 102 ve 121’inci maddeleri arasında “Acentelik” düzenlenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI ACENTE Kurumun yapısı ve özelliklerinde çok fazla değişiklik yapılmamıştır. Sözleşmede yer alması halinde acenteye belirli yer veya bölgede tekel hakkı tanınması hususu kanunda yer almıştır. Müvekkiline izafeten acenteye karşı dava açılması halinde, mahkemeden alınacak kararın acenteye karşı uygulanmasının mümkün olmadığı kanunda açıkça zikredilmiştir (m. 105/3). Böylece uygulamada ortaya çıkan ihtilaflar engellenmek istenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI ACENTE Acentenin yetkisiz temsilci olması halini düzenleyen 6762 Sayılı TTK’nun 122’nci maddesindeki düzenleme, yeni TTK’nun 108’inci maddesinde Borçlar Kanununa uygun hale getirilmiştir. Böylece yetkisiz acentenin yapmış olduğu işleme ses çıkarmayan tacir, icazet vermemiş sayılacaktır. Söz konusu düzenleme ile tacirlere yüklenen ağır bir sorumluluk kaldırılmıştır. Acentenin ücrete hak kazanmasına ilişkin yeni düzenlemeler yapılmıştır. Yeni TTK’nun m. 113 hükmünde, acentelik sözleşmesinin devam etmesi ve sona ermesi hallerinde ayrı ayrı ücrete ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
TACİR YARDIMCILARI ACENTE Acente kendisine bırakılan bölgede kendi çabası ile yaptığı sözleşmeler dolayısıyla ücrete hak kazanır. Kendi çabası olmadan kendi bölgesinde yapılan sözleşmeler dolayısıyla da ücrete hak kazanır (md. 113/2). Acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra kurulan sözleşmeler bakımından da, acentenin bu sözleşmelerde emeği ve çabası olması halinde ücrete alması gerektiği belirtilmiştir (md. 113/3). Ayrıca acentelik sözleşmesinde acentenin aleyhine olan ve 6102 Sayılı Kanunun 120. maddesinde sayılan hususlara aykırılık teşkil eden şartların geçersiz olacağı ifade edilmiştir.
TACİR YARDIMCILARI DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI Türk hukukunda kanuni bir temeli olmayan, ancak Yargıtay’ın 1996 yılında verdiği bir karar ile uygulanmaya başlayan tazminat, acentenin uzun süreli bir sözleşmenin ardından tacire bıraktığı müşteri portföyü için ödenir ve temeli MK m. 2’deki dürüstlük kuralıdır. 6102 Sayılı TTK’nun 122’nci maddesi, acentenin sözleşmenin normal şekilde acentenin kusuru olmaksızın sona ermesinden sonra belli şartlar altında tazminat talep edebileceğini hükme bağlamıştır.
TACİR YARDIMCILARI DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI Buna göre acente, Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve
TACİR YARDIMCILARI DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI Buna göre acente, Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.
TACİR YARDIMCILARI DENKLEŞTİRME (MÜŞTERİ) TAZMİNATI Acentenin talep edebileceği tazminat miktarı, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de uygulanır.
ACENTENİN REKABET YASAĞI TACİR YARDIMCILARI ACENTENİN REKABET YASAĞI Acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra, acentenin ticari faaliyetlerini kısıtlayan ve tacir ile rekabet etmesini önlemeye yönelik “rekabet yasağı hükümleri” yeni kanun ile özel olarak düzenlenmiştir.
TACİR YARDIMCILARI ACENTENİN REKABET YASAĞI Kanunun 123’üncü maddesi, “Acentenin, işletmesine ilişkin faaliyetlerini, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonrası için sınırlandıran anlaşmanın yazılı şekilde yapılması ve anlaşma hükümlerini içeren ve müvekkil tarafından imzalanmış bulunan bir belgenin acenteye verilmesi gerekir. Anlaşma en çok, ilişkinin bitiminden itibaren iki yıllık süre için yapılabilir ve yalnızca acenteye bırakılmış olan bölgeye veya müşteri çevresine ve kurulmasına aracılık ettiği sözleşmelerin taalluk ettiği konulara ilişkin olabilir. Müvekkilin, rekabet sınırlaması dolayısıyla, acenteye uygun bir tazminat ödemesi şarttır” şeklindedir.
ACENTENİN REKABET YASAĞI TACİR YARDIMCILARI ACENTENİN REKABET YASAĞI Görüldüğü acentelik sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin, bu maddeye uygun olması gerekir. Aksi halde söz konusu hükümler, acentenin aleyhine olduğu ölçüde geçersiz kabul edilecektir.
BU SUNUMUMUZ SONA ERDİ…