TÜRKİYE VE TÜRK MİLLETİ ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLAR ! (2.Bölüm : Siyon Protokolleri)

Bu bölümde; Ağustos 1897 yılında İsviçre’nin Basel kentinde yapılan kongrede açıklandığı ileri sürülen ve toplam 24 maddeden oluşan “ Siyon Protokolleri” nin ilk 8 tanesi üzerinde durup, Yahudilerin bu protokollerle ne yapmak istediklerini anlamaya çalışacağız !

Protokolün 1.Maddesi

Yahudiler daha ilk protokolde, “ ““ “Kendimiz ve Yahudi olmayanlar” şeklinde dünya insanlığını ikiye ayırarak, Yahudi olmayan tüm insanlığa karşı bakış açılarını ortaya koyuyorlardı. Buna Göre; Yaratılış kanununa(!) göre hak, kuvvette yatar. Hürriyet, eşitlik kardeşlik gibi kelimeleri biz bağırdık, “Budala Papağanlar” oltaya takıldı. Gerçekte eşitlik yoktur ! Siyasetin ahlakla bağı yoktur ! Yani…

Protokolün 2. Maddesi

Bu madde ile Yönetim kadroları, basın ve bilim gibi konular üzerine talimatlar yağdırılıyordu, en çarpıcı olanları; “İlmin emridir” söylemi ile körü körüne nazariyeleri emrimizdeki basın aracılığı ile yayacağız! Yahudi olmayan yöneticiler, kabiliyetleri zayıf ve kölece itaat edecek kişiler arasından seçilmelidir. Ancak müşavir veya uzman kadroların bizim çocuklardan olması gözardı edilmemelidir ! Yani…

Bilderberg toplantılarına iştirak eden, “CFR”, ve“International Democratik Union” gibi derneklere üye olup aktif siyaset yapan, Hükümet etmekle görevli olduğu halde her karar için icazet almak amacı ile bir ayağı ABD’de olan, Kısacası; TÜRK Milleti tarafından gayet iyi tanınan HERKES (!)

Protokolün 3. Maddesi

Bu madde ile anayasal devletler, kriz yaratma gibi konular ele alınmaktadır; Liberalizmi kullanarak onları rekabet haline soktuk ve bizi görmemelerini sağladık! Bütün dünyaya hükmedecek olan hükümdarımızın taç giyme vakti gelince o’na engel herşey ortadan kaldırılacaktır! Yakın tarihimize baktığımızda herşey açık aslında…

1990 yılında katıldığı Bilderberg toplantısı sonrasında ANAP Genel Başkanı sonrasında ise Başbakan olan Mesut Yılmaz. Aynı yıllarda DYP başına getirilen ve ABD vatandaşlığı olan Tansu Çiller Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında birden bire yıldızı parlatılan, ve son günlerde mason olduğu bile yazılıp çizilen AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan. Sürekli rekabet halinde olan üç siyasi oluşum sizce de ilginç değil mi ?

Protokolün 4,5,6,7 ve 8. Maddeleri

Bu maddelerde kendi güç kaynakları, diğer yönetimlere bakış açıları, borçlandırma, arazileri, önemli kurum ve kuruluşları ele geçirme, ekonomik entrikalar, hükümetleri içten içe ele geçirme senaryoları hakkında görüşler bulunuyor; Görünmeyen bir kuvveti kim devirebilir ? Bizim kuvvetimiz tamamen böyle bir kuvvettir. Yahudi olmayan masonlarda bu amaca paravanlık yaparak hizmet ederler!

Yahudi olmayanların kuvvetini azar azar tüketeceğiz. Onlar bize dünyanın enternasyonal iktidarını sunmaya mecbur olacaklardır! Dünyada Yahudi olmayanların güç birlikleri bir zamanlar bizimle baş edebilirdi ancak artık mümkün değildir. Çünkü onların arasına dini ve milli nifaklar soktuk. Milletler içinde bizim olmadığımız hiçbir anlaşmayı yapamazlar ! Bize karşı şahsi teşebbüsten daha tehlikeli bir şey yoktur. Eğer o arkasında bir dehaya sahip ise böyle bir şahsi teşebbüs; aralarına anlaşmazlık ektiğimiz milyonlarca kişinin yapabileceğinden daha fazlasını yapar!

Halkın zihnini bozmalıyız.Onları karşı koyma hissi uyandırabilecek ciddi düşüncelerden uzak tutmalıyız ! Devlet kabinelerinde yöneticiler arasında legal olmayan alışverişleri hızlandırıp, entrikalarımızla daha karışık hale getireceğiz ! Hükümetleri iktisatçıların dünyası ile kuşatacağız. Dolayısı ile Yahudi öğreniminin en temel ögesi durumunda olan iktisat ve rakamlarla herşeyi halledeceğiz !

Hükümetlerde sorumlu mevkileri, (Yahudilere bir şey yapamayacaklarından emin oluncaya kadar) mazisi kötü kişilerin eline verip şantaj yoluyla istediklerimizi yaptıracağız! Yahudi olmayanların sanayilerini çökertmek için onlar arasında lüks ve spekülasyonu artıracağız ! Son yıllarda şahidi olduğumuz olaylar, yazılanlarla örtüşmüyor mu ?

Ülkemizin Özelleştirme sonrasındaki şu görüntüsü herşeyi yeterince açıklamıyor mu ?

Türkiye’yi er ya da geç tamamı ile elde etmeye çalışan bu emperyalist güçleri asla unutma !

Uyan Türkiyem Ve fazla geç olmadan, Tüm varlığınla Dur demeye hazırlan!

Karamsarlığa düşmenin yılgınlık göstermenin hiç sırası ve zamanı değil. Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğunu unutmayalım ! Türk; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !

UYUMAK YOK !!! Tüm Türkiye’nin bilgilenmesi için lütfen bu mesajı tüm tanıdıklarınıza iletin.