UYGARLIK TARİHİ BİLGİSİNİN AMACI NEDİR?

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
el ma 1Erdoğan ÖZTÜRK ma ma 2 Em re 3 E ren 4.
Advertisements

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkol
Prof.Dr.Şaban EREN Yasar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
DOĞAL SAYILAR.
T.C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Arapgir Meslek YÜKSEKOKULU
Eğitim Programı Kurulum Aşamaları E. Savaş Başcı ASO 1. ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ AVRUPA BİLGİSAYAR YERKİNLİĞİ SERTİFİKASI EĞİTİM PROJESİ (OBİYEP)
TİE Platformu Yürütme Kurulu Başkanı
KİŞİSEL KAMP MALZEMEN Kamp malzemelerini şu ana başlıklar altında düşünebilirsin. Uyku malzemesi Yemek malzemesi Temizlik malzemesi Zorluklara karşı hazır.
Atlayarak Sayalım Birer sayalım
ÇÖZÜM SÜRECİNE TOPLUMSAL BAKIŞ
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
Diferansiyel Denklemler
ÖRNEKLEME DAĞILIŞLARI VE TAHMİNLEYİCİLERİN ÖZELLİKLERİ
BEIER CÜMLE TAMAMLAMA TESTİ
ALIŞVERİŞ ALIŞKANLIKLARI ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Haziran 2001.
Orta Öğretimden Üniversiteye Gelen Öğrencilerin Temel Bilgisayar Bilgilerinin İl ve Bölge Bazında İncelenmesi: Karadeniz Teknik Üniversitesi Uygulaması.
KIR ÇİÇEKLERİM’ E RakamlarImIz Akhisar Koleji 1/A.
Verimli Ders Çalışma Teknikleri.
HİSTOGRAM OLUŞTURMA VE YORUMLAMA
ETİK ve İTİBAR YÖNETİMİ
Soruya geri dön
Prof. Dr. Leyla Küçükahmet
MÜRŞİT BEKTAŞ 1-A SINIFI
CAN Özel Güvenlik Eğt. Hizmetleri canozelguvenlik.com.tr.
“Dünyada ve Türkiye’de Pamuk Piyasaları ile İlgili Gelişmeler”
1/20 PROBLEMLER A B C D Bir fabrikada kadın ve çocuk toplam 122 işçi çalışmaktadır. Bu fabrikada kadın işçilerin sayısı, çocuk işçilerin sayısının 4 katından.
Anadolu Arkeolojisi GSB 109 Doç. Dr. Billur Tekkök Güz 2006
TOPLAMA İŞLEMİNDE VERİLMEYEN TOPLANANI BULMA
HAZIRLAYAN:SAVAŞ TURAN AKKOYUNLU İLKÖĞRETİM OKULU 2/D SINIFI
1/25 Dört İşlem Problemleri A B C D Sınıfımızda toplam 49 öğrenci okuyor. Erkek öğrencilerin sayısı, kız öğrencilerin sayısından 3 kişi azdır.
Dördüncü Grup İkinci Harf B sesi sunumu Mürşit BEKTAŞ.
TARİH ÖNCESİ DEVİRLER Hazırlayan BARIŞ KIRCALI ÖZEL MERVE KOLEJİ.
ÖRNEKLEM VE ÖRNEKLEME Dr.A.Tevfik SÜNTER.
BESLENME ANEMİLERİ VE KORUNMA
YASED BAROMETRE 2006 AĞUSTOS.
Uygarlık nedir? Uygarlık ve Çağdaşlık Bilgilendirme
TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU
1 YASED BAROMETRE 18 MART 2008 İSTANBUL.
İmalat Yöntemleri Teyfik Demir
Tam sayılarda bölme ve çarpma işlemi
İKİ BASAMAKLI DOĞAL SAYILARIN
PÇAĞEXER / SAYILAR Ali İhsan TARI İnş. Yük. Müh. F5 tuşu slaytları çalıştırmaktadır.
19 Ekim 2006 GfK TürkiyeCustom ResearchGrowth from Knowledge 1 TUHID - İDA İletişim Hizmetleri Algılama Araştırması Eylül 2006.
DOĞUM VE SAĞLIK: DOĞUM SAYISI SAĞLIK DURUMUNU ETKİLİYOR MU ? Amaç Annelik kadının varoluşunda ona bahşedilen bir duygudur. Anneliğin birçok getirisi olduğu.
DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER
RUHU ŞAD OLSUN.
4 X x X X X
Mukavemet II Strength of Materials II
1 FİNANSBANK A.Ş Sinan Şahinbaş Finansbank Genel Müdürü
İletişim ve Toplum 2010 Bahar
ANA BABA TUTUMU ENVANTERİ
1 DEĞİŞMEYİN !!!
Test : 2 Konu: Çarpanlar ve Katlar
1 2 3 GÜVENLİK İÇİN ÖNCELİKLE RİSKİ YOK EDİLMELİDİR. RİSKİ YOK EDEMIYORSANIZ KORUNUN KKD; SİZİ KAZALARDAN KORUMAZ, SADECE KAZANIN ŞİDDETİNİ AZALTIR.
Çocuklar,sayılar arasındaki İlişkiyi fark ettiniz mi?
SAYILAR NUMBERS. SAYILAR 77 55 66 99 11 33 88.
HAYAT BİLGİSİ SORULARI.
ÇOK DEĞİŞKENLİ FONKSİYONLARDA
Proje Konuları.
-İLETİŞİM- SUNUSU.
PÇAĞEXER / SAYILAR Ali İhsan TARI İnş. Yük. Müh. F5 tuşu slaytları çalıştırmaktadır.
Diferansiyel Denklemler
SÜMERLER Ve İLERİ TEKNOLOJİLERİ.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE YERLEŞME
TARIM ÖNCESİ YAŞAM.
TARİH ÖNCESİ DEVİRLER TA®İH NOTLA®I.
TARİH ÖNCESİ DEVİRLER Hazırlayan BARIŞ KIRCALI ÖZEL MERVE KOLEJİ.
1 UYGARLIK TARİHİ BİLGİSİNİN AMACI NEDİR? - “Genel Kültür” edinmek - Tarihi anlamak - İnsanı anlamak.
Sosyal Bilgiler Tarih Öncesi-Sonrası Devirler Konu Anlatımı.
Birinci Hafta Antropolojinin rehberliğinde tarih öncesine yolculuk
Sunum transkripti:

UYGARLIK TARİHİ BİLGİSİNİN AMACI NEDİR? “Genel Kültür” edinmek Tarihi anlamak İnsanı anlamak

“İnsan” Nedir? Düşünen hayvan? Konuşan hayvan? Alet kullanan hayvan?

Pırasa ile aramızdaki fark… Uygarlık, insanın pırasa ile arasındaki %20 civarındaki genetik farkı derinleştirme çabası olarak da görülebilir… Türümüzün bu çabası, her birimiz açısından da geçerli olmalıdır! Kişisel ve türsel düzeydeki “başarılarımız”, bu farkı artıran eylemlerimizdir.

İnsanın “Başarıları” Uygarlık tarihi, insan türünün başarılarının tarihidir İnsanı anlamak için, onun bir tür olarak neler yapabildiğini görmek, yararlıdır…

Çin Seddi- MÖ220-MS1368- 6700km. Yapımında bir milyondan fazla insan çalıştı.

El Hamra Sarayından bir kesit Endülüs Emevileri dönemi, temeli 1232’de atıldı

Hint işi bir mürekkep şişesi

17. Yüzyıldan bir hat örneği (Osmanlı)

Süleymaniye 1550-1557

Selimiye 1568-1574

Michelangelo 1475-1564

Altın Tapınak 16.yy

İznik Çinisi

Doğu Anadolu işi kilim

Bir Siyu tılsımı

Aztek takvimi

Erol Akyavaş 1932-1999

Afrika- Nijerya

Geçmiş geçti/gelecek henüz gelmedi… Bir Hint halk sanatı örneği

Çin halk sanatından bir örnek: Mandala

Sfenks Mısır- Dördüncü hanedanlık dönemi/MÖ 2500 civarı

İnsan başarılarını sıralarken, şöyle sorular gelebilir aklımıza: İnsanlar, yaptıkları kadar yıktılar da. Bunu “başarı” hanesine yazabilir miyiz? Neyi başarı sayacağımıza nasıl karar verebiliriz? Çin seddi ile tılsımı aynı dizge içinde değerlendirmek mümkün müdür? İnsan başarılarını neye göre sınıflandırabiliriz? Sanat ile bilim, teknoloji ile din arasındaki sınırları nasıl çizebiliriz? Hangi başarılar “insan türü”ne, hangileri türümüzün bir bireyine aittir? Cezanne’ın resmini insan türünün başarısı olarak görebilir miyiz?

Soru sormak, öğrenmenin en iyi yoludur! Sormadığımız sorulara verilen yanıtlar, bizim için anlaşılmaz kalmaya mahkumdur! Dünyayı, kendimizi, hayatı merak etmiyorsak, herhangi bir şey öğrenmemiz mümkün olmaz! Bazen, başkalarının sorularını da ilham verici bulabiliriz, kendi sorularımızı oluşturmakta bize yol gösterebilirler…

Evrenin ve tarihin içinde küçük bir noktayız: Bir tür olarak insan, dünya tarihinin çok küçük bir kesitinde var oldu Binlerce yıllık bir tarihten söz ederken, bunun dünya tarihinde bir ana tekabül ettiğini unutmamalıyız! Ama o bir anda dünya, milyonlarca yılda başına gelenlerden daha fazla şey yaşadı!

Tarih, uzundur Uygarlık tarihi dediğimiz tarih kesiti, dünya tarihinin çok küçük bir bölümüdür Dünya, bundan 5 milyar yıl önce oluştu Denizlerde yaşam, yani bakteriler, 3.5 milyar yıl önce başladı İlk memeliler, bundan 200 milyon yıl önce ortaya çıktı İnsana benzeyen, alet kullanabilen ilk primatlar, “Homohabilis”, 2 milyon yıl önce görüldü Ateşi kullanabilen ve iki ayağı üzerine doğrulmuş insansılar, “Homoerektus”, 1.6 milyon yıl önceydi

Modern İnsan, Dünya tarihinin sadece yüzbinde birinde vardı! Beş milyar yıl önce oluşan yerküre tarihinde, insan tarihinin başlangıcı, sadece 50 bin yıl öncesine gider Homo Sapiens, bundan 50 bin yıl önce ortaya çıktı 10 bin yıl önce, tarımsal üretim başladı, ilk kentsel yerleşimler görüldü Yazının bulunması, sadece 5 bin yıl öncedir

Evrim: İnsansılardan nsanlara

İnsan türünün ayrışmasına neden olan gelişmeler Alet kullanımı, primatlarda da görülür Dilin başlangıcı ve avlanmada işbirliği de insana özgü değildir, primatlarda da görülür İnsan türünü primatlardan ayıran, çocukluğun uzamasıdır Böylece, öğrenme ve bilgi aktarma kapasitesi arttı

Mağara Resimleri “Kültür” diyebileceğimiz insan faaliyetinin ilk örneklerinden biri, mağara resimleridir İkincisi ise, ölülerin belirli kurallara göre gömülmesidir

Mağara Resimleri

Coğrafya Bilgisi: Çevresel Koşullar Primat takımlarından insan gruplarına geçiş, çevresel faktörlerin etkisiyle oldu Otuz bin yıl önce sona eren buzul çağından sonra, yeni bir yaşam çevresi oluştu Avrupa, Kuzey Asya ve Amerika’da bitki örtüsü değişti, yeni hayvanlar ortaya çıktı

Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Genellikle su kenarlarında yerleşik Böcek, kabuklu deniz hayvanları, tohum ve kökler, meyve ile beslenen Diyetine eti de eklemeyi başarmış insan gruplarıydı

Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Avcı toplayıcılar, bazı basit aletler yapıyorlardı: keskinleştirilmiş taşlar, el baltaları, kemik ve fildişinden aletler Soğuğa karşı korunmak için deriden çadırlar ve giysiler yaptılar İnsanın geliştirdiği ilk birleşik mekanizma olan yayı buldular Gruplar arasında değiş tokuş yaptılar

Avcı Toplayıcı İnsan Toplulukları Kültürün başlangıcı sayılabilecek grup içi işbölümü ve ayrışma, avcı toplayıcı topluluklarda başladı: kadınlarla erkekler, yaşlılarla gençler arasında işbölümü yapıldı Ölüm ve av için ritüeller yapıldı Köpek evcilleştirildi

Dilin ortaya çıkışı: bilginin aktarılabilmesi/kültürü mümkün kıldı Dil, insan türünü somutun tutsaklığından çıkardı Dilin temeli, sınıflandırmadır Her sınıflandırma, belli ölçüde soyutlama gerektirir Dolayısıyla, dilin gelişmesi ve zihinsel becerilerin gelişmesi, iç içe süreçlerdir

Kültürün ortaya çıkışı: İlk iş bölümü Tarımın ortaya çıkışına kadar işbölümü, cinsiyet esasına dayalıydı. Avcı toplayıcı topluluklarda toplayıcılık genellikle kadınlar, avcılık ise erkekler tarafından gerçekleştiriliyordu Beklenen ömür ortalama 20-25 yıl olduğu için, yaşlı sayısı azdı

Tarımın Bulunuşu Avcılıktan besiciliğe, toplayıcılıktan tarıma geçiş, birden değil, aşamalıydı Tarımın topluluğun yaşamına getirdiği olumlu katkılar olduğu gibi, olumsuz sayılabilecek bazı etkileri de oldu Tarımın kökenine ilişkin tartışmalar henüz kapanmamakla birlikte, MÖ Sekizinci bin yılda Mezopotamya’da ortaya çıktığı yaygınlıkla kabul edilir.

Çobanlık/Çiftçilik Tarımın ve yerleşik yaşamın gelişmesiyle, iki farklı topluluk biçimi belirginleşti: Çobanlar Çiftçiler

Saban: Bir devrim Milattan önce 3000 yılı civarında sabanın icadı, tarımda bir devrimdi. Böylece, çiftçi topluluklar, hayvan gücünden yararlanmaya başladılar ve üretim güçlerinde büyük bir sıçrama oldu.

Maddi kültür (buluntular) Besicilik ve tarımın geliştiği yerlerde, balçıktan yapılmış çanak çömlek, kirman, dokuma tezgahı, taş balta, kemikten orak ve sazdan sepetler gibi eşya ve Tahıl siloları, ambarlar, ocaklar içeren köylerin kalıntıları bulundu.

Sanat ve Din (buluntular) İnsansılardan başlayarak, bütün insan topluluklarında bugün “din” ve “sanat” olarak kategorileştirdiğimiz faaliyetlerin varolduğunu biliyoruz. Ölü gömme törenleri Av törenleri Duvar resimleri Takılar

Mağara resimleri bize neyi anlatır? Mağara resimlerinin, av ritüellerinin bir parçası olduğu, yaygınlıkla kabul görür Paleolitik çağda (taş devri!) yapılmış duvar resimlerindeki hayvanların çoğu, büyük hayvanlardı- at, bizon… Bu resimlerin, avcı toplayıcı toplulukların kozmolojilerine ilişkin fikir verdiği öne sürülür…

Sanat ve Din Avcılık-toplayıcılık döneminde, kadınların üreme ile ilişkisi nedeniyle, kemik ya da taştan kadın figürleri büyüsel nedenle kullanılıyordu Yalnızca resim ve heykel değil, müziğin de kullanıldığını, kemikten kaval ve düdüklerden anlıyoruz. Tarıma geçmiş toplulukların yerleşim yerlerinde yapılan kazılarda çok sayıda kilden kadın heykelciği (figürinler) bulundu.

25 Bin yıla tarihlenen fildişi baş (Fransa) Brassempouy Venüsü

Kemikten bir flüt 25.000 yaşında, kuş kemiğinden yapılmış flüt. Üst Paleolitik’in ilk yerleşim alanlarında bulunmuştur.

Büyü ve kozmoloji Kozmoloji, insanın evreni, yaşamı ve kendisini anlamlandırma çabasıdır İnsanlar, ilk insan topluluklarından başlayarak, evreni ve yaşamı anlamlandırmaya çalıştılar Büyü, ilkel insanların çevrelerini denetim altında tutabilmek için kullandıkları her şeydi. Bugün sanat, din ve bilim olarak ayırdığımız faaliyetler, ilkellerde “büyü” olarak vardı.

Büyücü: Yarı insan-yarı hayvan figür (Fransa) Fransa’da Trois Freres Mağarasında bulunan, Büyücü diye adlandırılan yarı insan-yarı hayvan figürü, Üst Paleolitik dönem

İmgeler, Mitler “Dilin iletişimsel işlevi ilkin, dış dünya ya da gerçekler üstüne imgeler oluşturma sürecinin bir yan ürünü olarak rotaya çıkmıştır.” İmgeler yaratmaya dönük zihinsel etkinlikler insana nesnelere bağlı dilin ötesine geçme imkânı verir. “Her toplum, doğaüstü inançlarının simgesinin kazılı olduğu damgasını öncellerinden teslim alır, kendi içinden çıkan kahramanlarca taşınan bu damganın izleri halkın yaşamına, deneyimlerine yansır.”

Büyü ve kozmoloji Muhtemelen toplumsal tabakalaşmanın ilk biçimi de, büyücüler/sanatçılar ile diğerleri arasındaki ayrışma idi.

Yaşamın maddi ve maddi olmayan boyutları Mitler, imgeler, semboller… insanların anlam dünyasını oluştururlar. Bütün bunlar, yaşamın maddi boyutu ile yakın bir ilişki içindedirler ve birini diğerinden ayırmak, çoğu durumda imkansızdır.

Kavramlar Uygarlık tarihi, insanlık ailesinin mirasını anlatır. Bize devredilen bu miras, buluntulardan, efsanelerden, masallardan, dünyaya ve evrene ilişkin bilgilerden, sanat ürünlerinden, teknolojik becerilerden… oluşur. Bu mirasın anlaşılmaz bir yığın halinden çıkıp kullanılabilir ve anlaşılabilir bir bütünlük olması için, bazı kavramsal araçlara ihtiyacımız vardır.

Kavramlar: Uygarlık ve Tarih TARİH, yaşananlar değil, yaşananların yazımıdır! Yani, bir tarihin olması için, bir yazıcının (hikayecinin!) olması gerekir…

TARİHÇİ KİMDİR? Tarihçi, bize bir hikaye anlatır Bunu yapabilmek için, kayıtlardan, belgelerden, maddi buluntulardan yararlanır. Bazen toplumsal belleğin ürünlerinden, yani efsanelerden, türkülerden, masallardan da yararlanabilir…

TARİH, HER ZAMAN BİR SEÇME/AYIKLAMA İŞİDİR Belgeler, buluntular, kayıtlar, kocaman bir bilgi yığını oluşturur. Tarihçinin işi, bu yığına bir düzen vermek, bazılarını öne çıkarmak, önemlilerle önemsizleri ayırdetmektir. YANİ HER ZAMAN AYIKLAR VE SEÇER!

Olgular, gerçekte hiç de balıkçının tablasındaki balıklar gibi değildir. Olgular, uçsuz bucaksız ve hatta bazen sınırsız bir okyanusta dolaşan balıklara benzerler; tarihçinin ne yakalayacağı kısmen şansa, fakat asıl, avlanmak için okyanusun neresine gideceğine, hangi oltayı kullanmayı seçeceğine bağlıdır. Elbette bu iki etkeni de ne tür bir balık yakalamak istediği belirlemiştir. (Tarih Nedir? E.H.Carr)

Ne tür balıklar? Tek tanrılı dinlerin doğuşunu “gelişme”nin kaçınılmaz sonucu olarak gören bir tarihçi, Mitras kültüne hak ettiği önemi verebilir mi?

Ya da: Oltanızı saray entrikaları ve hanedanlar arasındaki müzakereler denizine sallarsanız, tutacağınız balıkla tarımsal üretimdeki iniş çıkışlara odaklandığınızda tutacağınız aynı mıdır?

Tarih, insani değişimi inceler İncelerken disipline sokar Batıda kronik, Doğuda olay anlatıcılığı biçiminde ortaya çıkmıştır Braudel: “Tarihçilik, yüzey hareketlerinin görülmesinden ibarettir” Ya dip dalgaları? Derinlerdeki hareketler?

Tarihi kim yazar? Evet, tarihçi… Başka? Tarihçi, arkeologla, coğrafyacıyla, sosyologla, antropologla, siyaset bilimciyle… birlikte çalışır. Çünkü tarih sadece arşivlere dayalı olarak YAZILAMAZ!

Bugün yaşayan bir insan olarak tarihçi, güncel olayları ve olguları geçmişe yansıtmaktan kaçınamaz. Nereye baktığı ve ne bulduğu, bugün ne yaşadığı ile ilgilidir…

Bir Arap tarihçinin Haçlı Seferlerine bakışı ile bir Fransız tarihçininki aynı olabilir mi?

“Tarihçi, olgularının ne aciz bir kölesi, ne de zalim efendisidir “Tarihçi, olgularının ne aciz bir kölesi, ne de zalim efendisidir. Tarihçiyle olguları arasındaki ilişki, bir eşitlik, bir alışveriş ilişkisidir. (…) “Tarih nedir?” sorusuna ilk cevabım, şu olacaktır: Tarihçi ile olguları arasında kesintisiz bir karşılıklı etkileşim süreci, bugün ile geçmiş arasında bitmez bir diyalog.” E.H. Carr, Tarih Nedir?

Belgelere ne kadar güvenebiliriz? Hangi olay ve olgular belgelenir, hangileri belgelenmez? Belgelenmeyenlerin “önemsiz” olduğunu mu düşüneceğiz?

Tarih kimleri anlatır? Belgeler, “önemli” insanların yaptıklarını anlatır: Krallar, generaller, büyük bilim adamları ve sanatçılar…

Kimler tarihin dışında kalır? “Önemsiz” kişilerin yaşamları ve yaptıkları, belgelerin, dolayısıyla da tarihin dışında kalır.

O halde, bir başka soru sormalıyız: Tarihi kim yapar?

Büyük adamlar? Büyük uygarlıklar? Ordular? Devletler? Milletler? Sınıflar?

“Uygar” çok katmanlı bir sözcüktür:

“Uygar” sözcüğünü farklı anlamlarda kullanırız: “Çok uygar bir insan” “Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak” “Uygarlıklar çatışması”

Karagözle Hacivat bir “uygar”/ “vahşi” parodisi değil midir?

Sıfat olarak “Uygar” Uygar sözcüğü, ilkin bir sıfat olarak kullanıldı- 16. yüzyılda, “nazik ve eğitimli” anlamında… “Burnunu temizlemek isteyen uygar gençler, mendil kullanır. Burun asla masa örtüsüne temizlenmez!” (akt. Norbert Elias, Uygarlık Süreci)

Gelişmişlik düzeyinin bir işareti olarak “Uygarlık” Tarihin “ilerleyen” bir süreç olduğu düşüncesine bağlı olarak, “çağdaş uygarlık seviyesi” sözünde olduğu gibi, bazı ölçütlere göre “gelişmiş”liğin bir ifadesi olarak kullanılabilir… Gelenekselden moderne, dinselden rasyonele…

Uygarlık/Kültür Gelişmişlik düzeyini işaret eden bir sıfat olarak “uygarlık”, İngilizce ve Fransızca’da yaygınlıkla kullanılmıştır. Buna karşılık Almanca’da, “kültür” sözcüğü önem kazanmıştır…

Weber’e göre: Uygarlık, teknik ve uygulamalar bütünü, doğa üzerinde etki yaratan araçlar toplamı anlamına gelir. Kültür ise, normatif ilkeler, değerler, idealler- zihniyettir.

Ziya Gökalp: Medeniyet/Hars ayrımı, Weberci bir anlayıştan kaynaklanır: Türklerin Batı medeniyetini almaları, buna karşılık, kendi harslarını (kültürlerini) korumaları gerektiğini söylemişti.

Bir “farklılık” işareti olarak uygarlıkLAR 1850’lerden sonra, İngiliz Antropoloji geleneğinin geliştirdiği “kültür” kavramı Bu çerçevede “uygarlık” evrensel, “kültür” ise yerel olana işaret eder…

Uygarlık ve Kültür kavramları Bu iki kavram, sıklıkla birbirinin yerine kullanılır Hangi kullanımlarda bu mümkün değildir? (Bir örnek: gençlik alt kültürü)

AVRUPA MERKEZCİLİK Evrensel olanın Batı Uygarlığı, yerel olanın ise çeşitli toplulukların kültürleri olduğu iddiası, AVRUPA MERKEZCİLİK olarak eleştirilir.

Uygarlık mı, Uygarlıklar mı?

KAVRAMSAL SORUNLAR Uygarlığın sınırlarını nasıl çizebiliriz? Uygarlığın sınırları içinde bir türdeşlikten söz edebilir miyiz? Çatışma, çelişki ve zıtlıkları nasıl ele almalıyız? Uygarlıklar arası etkileşimleri nasıl ele almalıyız?

Ama yine de… Her şeye karşın, coğrafi ve tarihi sınırları aşağı yukarı belirlenebilen uygarlıklardan söz edebiliyoruz. Bunlar, üretim biçimleri, yönetim tarzları, kozmolojileri ve sanatları ile ayırdedilebiliyorlar. Bu ders boyunca, ayırdedebildiğimiz bu uygarlıklar hakkında genel bilgiler edinmeyi, günümüzün “küresel uygarlığı”nın oluşumunu anlamaya çalışmayı amaçlıyoruz.

Gündemimiz Bütün uygarlıkların beşiği olarak kabul edilen Mezopotamya ile başlayacağız. Ondan çok kısa bir süre sonra ortaya çıkan Mısır Uygarlığı ile devam edeceğiz. Yunan ve Roma Uygarlıkları, bugünkü Avrupa kültürünün temellerini oluştururlar, üçüncü olarak da bunlara bakacağız. Böylelikle, Akdeniz çevresinde yaratılmış uygarlıkları kabaca görmüş olacağız.

Anadolu Anadolu, kendi yaşadığımız coğrafya olarak, daha geniş bir ilgiyi hak ediyor. Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma, Pers, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının tamamının yarattığı zengin mirası genel hatlarıyla görmeye çalışacağız. Bu topraklarda yaşamış kültürler hakkında fikir edineceğiz.

Sonra… Sonra, Amerika kıtasına uzanıp Aztek ve Maya uygarlıkları hakkında genel bilgiler edineceğiz. Hindistan ve Çin, kadim uygarlıkların önde gelenlerinden ikisidir, bunlarla devam edeceğiz. İslam uygarlığı, Akdeniz çevresinde yaratılmış uygarlıklardan biri ve en az bilinenidir. İslam uygarlığına çeşitli boyutlarıyla bakacağız.

Günümüze doğru Ortaçağ Hıristiyan dünyası, ayrı bir “uygarlık” olarak görülemese de, Rönesansın doğumunu önceler, kısaca göz atacağız. Rönesans ve Reform hareketlerine bakacağız. Avrupa Aydınlanmasını inceleyeceğiz. Modernitenin doğuşuna bakacağız

19 ve 20. yüzyıllar Dönemin sonunda, günümüzün “küresel uygarlığı”nın temellerinin atıldığı 19. ve 20. yüzyıllar tarihine, ama siyasi tarihe değil, uygarlık tarihine biraz daha yakından bakacağız. Dersin sonunda, öğrendiğimiz her şeyin ışığında, genel bir değerlendirme yapacağız.