İSLAM DİNİNE GÖRE MEZAR İNŞA ETTİRMEK
Ulemanın çoğu tesnim in, yani kabrin üstünün deve hörgücü gibi yapılıp yerden bir karış kadar yükseltilmesinin mendup, daha fazla yükseltilmesinin ise mekruh olduğunu beyan etmişlerdir.
İmam Şafii ise kabirlerin tesviyesi, yerle bir edilmesine dair haberlere binaen, kabirlerin yerden hiç yükseltilmemesi, yerle dümdüz edilmesi gerektiğini söyler.
Nitekim Hz. Ali de, Resulallah ın kendisini, Medine’deki bütün putları kırmak ve bütün kabirleri tesviye yerle bir etmek görevi ile Medine’ye gönderdiğini söylemiştir.Hadislerdeki tesviye ile kastedilen miktarın ne kadar olduğunda alimler ihtilaf etmişlerdir.
İmam Şafiinin anladığı yerle bir etmek manası, kelimenin lügat manasına daha yakındır.Lakin kabirlerin çiğnenmemesi ve üzerine oturulmaması için, kabir olduğunun belli olması gerekir.Bu gayenin gerçekleşmesi de ancak kabirlerin tesnim edilmesi, yüzeyinin yerden biraz kabartılması ile mümkündür
Daha sonra gelen Şafii Alimlerinin de bu kadarını gerekli gördükleri nakledilmektedir ki, böylece fukaha bunda ittifak etmişlerdir.Öyle ise hadis-i şerifte düzlenmesi emredilen, türbeler ve üzerlerine bina yapılmış olan kabirlerdir.
Bir yerde kabir olduğunu belli etmek ve insanların ve diğer mahlukatın çiğnemesinden muhafaza etmek için, bu gayeyle mezarın etrafını bir miktar duvarla çevirmek caiz olur.Ancak bunda israf etmek, lükse kaçmak ve çok para harcamak yasaktır.Çünkü kabrin üzerini süslemenin ölüye hiçbir faydası yoktur.
Bunun yerine o parayı fakirlere dağıtmak ve sevabını ölüye bağışlayıp, kabulü için dua etmek daha yararlı ve hayırlı bir harekettir.Hatta çevre duvarının kireçlenmesi ve boyanması bile süse gireceği için yasaklanmıştır.Peygamber tarafından yasaklanan bu fiili yapmak mekruhtur.Kabrin üzerine süs maksadıyla ve övünmek için kubbe ve bina yapmak ise haramdır.
Hadis-i Şeriflerde kabirler üzerine yazı yazmak da mutlak olarak yasaklanmıştır.Müçtehidler bu yasağa binaen kabir taşlarına ayet yazmanın yere düşüp çiğnenmesinin muhtemel olması sebebiyle haram, başka şeyler yazmanın da mekruh olduğunu söylemişlerdir.
Ama ne gariptir ki, sahih hadislerle yasaklanmasına rağmen, şarktan garba kadar ne kadar müslüman varsa hemen hemen hepsi, mezar taşlarına yazı yazıyorlar.Bu, sonradan ortaya çıkmış bir durumdur ve bidattir.Binaenaleyh yapılmaması daha iyidir.
Ancak sonraki alimler, Hz. Peygamberin, oğlu İbrahim ve Medine de vefat eden ilk muhacir olan Osman B. Mazu’nun kabrine basmama, kabrin tanınması için bir taş koymasına kıyaslayarak, sadece ismin yazılmasının, Rasulallah’ın koyduğu taş gibi sadece kabrin kaybolmaması için bir işaret olacağını belirtmişler ve kabir taşlarına sadece isimle ölüm tarihinin yazılmasını caiz görmüşlerdir.
Mezarın şekli hususunda son olarak şunu söylemeliyiz ki müslümanın mezarı, sade, tabii ve mütevazi, mezar yapımında kullanılan malzeme de basit ve ucuz olmalıdır.
Müslüman mezarlığı, ihtişam, debdebe ve tantanadan uzak, sadeliği, tabiiliği ve intizamı ile örnek olmalıdır.Camide bütün imtiyazlarından sıyrılarak Allahın huzurunda aynı safta duran müminlerin, mezarları da görünüş itibariyle birbirine eşit olmalıdır.Mezar yapımında bu eşitliği bozan şeylere yer verilmemelidir.
Kaynak : * Ceziri, İbnul-Humam, * Müslim, Cenaiz, 31 * Nesai, Cenaiz, 99,88-89 * Ebu Davud, Cenaiz. 72 * A. b. Hanbel * S. Sabik, Mollamehmeto lu, * Mahammed Hamidullah * Muslim, Cenaiz, 32 * İbn Mace, Sünen, Cenaiz, 43 * Nesai, Cenaiz, 98 * Tahtavi, * Şevkani, Serhus-Sudur * Camiul-Ferid * Tirmizi, Cenaiz, 57. * Ebu Davud, Cenaiz, 63