Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesti. Biraz ötede sağlık ocağı vardı. Temel: -Ben şurada pansuman yaptırayım, dedi. İçeri girince karşısına iki kapı çıktı. Birinde -Hastalıklar-, ötekinde-Yaralar- yazılı idi -Yaralar- kapısından girdi. Yine önünde iki kapı vardı. Birinde -Et-, ötekinde -Kemik- yazıyordu. -Et- kapısından girdi. Yine iki kapı çıktı karşısına. Birinde -Önemli-, ötekinde -Önemsiz- yazıları vardı. -Önemsiz- kapısından girince kendini sokakta buldu. Arkadaşı sordu: -Nasıl iyi baktılar mı? -Hayır; ama organizasyon müthiş.
Mahkemede hakim, Temel'e sormuş: -Kiminle evlisin? -Bizum kariylan! Hakim sinirlenmiş: -E, herhalde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu? -Duydum tabi, nasil duymadum!.. -Kimmiş? -Bizum kari.
Temel, bir binanın altıncı katından düşer Temel, bir binanın altıncı katından düşer. Hemen etrafına bir kalabalık toplanır. Yoldan geçen biri kalabalığı yararak, yaralı Temel'in üzerine eğilip sorar: -Ne oldu? Temel, zorlukla: -Vallahi bilmeyrum. Ben de şimdi celdum.
Temel, eczane açar. İlk müşterisi gelir: -Bana bir sinek ilacı verir misiniz? Temel: -Tabii, sineğunuzun nesi var?
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. Cenazeleri kaldırılmış. İki-üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor. Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmışlar bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar: - Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün? Anlatmış: - Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk... Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim. - Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi? - Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ "3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirim de ayağımız alışsın!' diye pazarlık ediyordu. - Ya Diyarbakırlı? - O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu..