Endokrin Sistem Zafer Zengin Özel Yamanlar Koleji Biyoloji Öğretmeni zaferzengin70@hotmail.com zaferzengin70@gmail.com zaferzengin70@yahoo.com
ENDOKRİN SİSTEM 1. Hormonal Düzenleme 2. Bitkisel Hormonlar Oksin Giberellin Absisik Asit Sitokinin 3. İnsanda Endokrin Bezler ve Hormonlar Hipofiz Troit ve Paratroit Bezi Böbrek Üstü Bezleri Eşeysel Bezler Pankreas 4. İnsanda Endokrin Kontrol Mekanizması Feed-Back Mekanizması
1. Hormonal Düzenleme Endokrin sistem, endokrin bezlerden oluşur. Bu endokrin bezler hormon adı verilen salgılar üretir. Belli bir hormona tepki gösteren organa hedef organ denir. Bazı hormonlar için bütün vücut tepki organıdır. Hedef organın o hormonu tanıyacak almaçları vardır. Hormonlar, vücut bütünlüğünü ve iç dengeyi sağlar, üreme olayını kontrol eder. Büyüme ve gelişimi sağlar. Hormonlar çok etkin madde olup, vücudun normal işlevleri için uygun miktarda salgılanmaları şarttır.
Başlıca bitkisel hormonlar beş çeşittir… Bitkilerin yapraklarını güneşe dönmek, belirli zamanlarda tomurcuklanmak, çiçek açmak, meyve vermek ve yapraklarını dökmek gibi yaşamsal olayların gerçekleşmesini bitkisel hormonlar sağlar. Bitkilerde endokrin bezler yoktur. Bu yüzden belirli bir bölgeden hormon adı verilen doğal salgılar salgılanır. Başlıca bitkisel hormonlar beş çeşittir…
Oksin Bitkilerde büyüme ve gelişmede en etkili hormondur. Hücre bölünmesini arttırır. Büyüme, gelişme, yaprak ve çiçek açma, tomurcuk verme ve meyve oluşumunda görev alır. Oksin’ler özellikle büyüme bölgesindeki hormonlardan salgılanır. Bitkilerin ışığa yönelmesinde etkilidir. Yaprak dökülmesi Oksin’in azalması ve etilen miktarının artması ile olur. Oksin’lerin fazla miktarda salgılanması büyümeyi durdurucu etki yapar.
Giberellin Gövde ve meyve büyümesi ve çiçek açma zamanını düzenler. Şartların uygun olduğu ortamda çimlenmeyi başlatır.
Sitokinin Tohum çimlenmesi, tomurcuk olgunlaşması ve yaprakların geç dökülmesini sağlar. Hücre bölünmesini hızlandırır. Bitkilerde yaşlanmayı geciktirici etki yapar.
Absisik Asit Olgunlaşan meyvenin kolayca kopmasını ve yaprakların dökülmesini sağlar. Uygun olmayan ortamlarda tohumun çimlenmesini geciktirici etki yapar. Etilenle birlikte çalışır.
Etilen Sadece üretildiği yerde etkilidir. Meyve olgunlaşmasına, yaprak dökülmesine ve çiçeklerin solmasına neden olur.
3. İnsanda Endokrin Bezler ve Hormonlar Hormonal düzenleme endokrin sistemle sağlanır. Endokrin sistem endokrin bezler denilen iç salgı bezlerinden oluşur. Bu bezler hormon adı verilen organik bileşikler oluştururlar. Hormonların çoğu protein, bir kısmı ise yağ yapısında (steroid) yapıdadır. Belli başlı bezler..
Hipofiz Bezi Hipotalamusa bir köprü ile bağlanan ve ara beynin önümde bulunan nohut büyüklüğünde bir bezdir. Hipofizin bir kısmı sinir doku diğer kısmı ise epitel dokudan oluşur. Vücuttaki çoğu endokrin bezle ilişkilidir. Hipofiz, salgıladığı çeşitli hormonlarla vücuttaki doku ve bezlerin faaliyetini denetler. Hipofizin salgı yapması hipotalamus tarafından düzenlenir. Hipofiz ön lop, ara lop ve arka lop olmak üzere üç kısımdan meydana gelir.
A- Hipofiz Ön Lop Hormonları STH: Somatotropin Hormon (Büyüme hormonu) TSH: Troit Uyarıcı Hormon ACTH: Adrenokortikotropin Hormon FSH: Folikül Uyarıcı Hormon LH: Lüteinleştirici Hormon LTH: Luteotropik Hormon (Prolaktin)
a- STH (Somatotropin Hormon) Büyüme Hormonu Büyüme hormonu başta uzun kemikler ve çizgili kaslar olmak üzere bütün vücudun büyümesini sağlar. Hücrelerdeki protein sentezini hızlandırır. STH, büyüme çağında az salgılanırsa cücelik(nanizm), çok salgılanırsa devlik(gigantizm) meydana gelir. İnsanda normal büyüme 20-24 yaşına kadar devam eder. Bu dönemden sonra büyüme hormonu fazla salgılanırsa akromegali denilen hastalık ortaya çıkar. Bu hastalık el, yüz ve kafa kemiklerine anormal büyümesine neden olur.
b- TSH (Tiroid Uyarıcı Hormon) Tiroid bezini hormon salgılaması için uyarır.
(Adrena Kortiko Tropik Hormon) c- ACTH (Adrena Kortiko Tropik Hormon) Böbrek üstü bezinin kabuk (korteks) bölgesini uyararak, steroid yapıdaki hormonların salgılanmasını sağlar.
d- FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) Kadınlardaki yumurtalıklarda bulunan ve içinde yumurtanın oluştuğu folikülleri uyarır. Böylece yumurta hücresinin oluşmasını ve foliküllerden östrojen hormonu salgılanmasını sağlar. Östrojen miktarının artması FSH’ın salgısını durdurur. FSH erkeklerde ise testislerdeki seminifer tüpleri uyararak spermlerin üretilmesini başlatır.
e- LH (Lüteinleştirici Hormon) Kadınlarda ovulasyona neden olur. Yani olgunlaşan folikül’ün yırtılarak yumurta hücrelerinin serbest kalmasını sağlar. Yırtılma sonucu oluşan folikül artığına korpus luteum (sarı cisim) denir. Korpus luteumdan az miktarda östrojen çok miktarda da progesteron hormonları salgılanır. LH’ın kandaki miktarı ile progesteron’un miktarı doğru orantılıdır. LH, erkeklerde testisleri testosteron hormonunu salgılaması için uyarır.
f- LTH (Lüteotropik Hormon) Döllenme olduktan sonra korpus luteumun bozulmamasına ve progesteron salgısının devam etmesine neden olur. Kadınlardaki süt bezlerinden süt salgılanmasına ve annelik duygusunun oluşmasına neden olur. Aynı zamanda çocuk emziren kadınlarda belirli bir süre yumurtalıklarda yeni yumurta oluşumunu engeller.
B- Hipofiz Ara Lop Hormonları Hipofizin ara lobundan sadece Melanosit Uyarıcı Hormon (MSH) salgılanır. MSH, insan derisinin rengini oluşturmasında etkilidir. Melanosit hücreleri ürettikleri melanin adlı renk maddesinin deriye dağılmasını ve kendine özgü deri renginin oluşmasını sağlar.
C- Hipofiz Arka Lop Hormonları Hipofizin arka lobu sinir dokudan oluşur, hipotalamusun uzantısı şeklindedir. Bu nedenle sinir sisteminin bir parçası olarak kabul edilir. Bu kısmın hormonları hipotalamus hücrelerinden salgılanır ve hipofiz arka lobundan kana verilir.
a- Oksitosin Kadınlarda doğum sırasında rahim kaslarının düzenli ve kuvvetli olarak kasılmasını sağlayarak doğumu kolaylaştırır. Günümüzde yapay sancı oluşmasının ve doğum olayının hızlandırılmasının için Oksitosin hormonu kullanılmaktadır. Oksitosin doğum sonrası LTH ile birlikte süt salgılanmasına yardımcı olur.
(Antidiüretik Hormon) (=Vazopressin) b- ADH (Antidiüretik Hormon) (=Vazopressin) Böbreklerdeki idrar toplama kanallarında suyun kana geri emilmesini hızlandırır. Vücudun su kaybını engelleyerek su dengesinin sağlanmasında rol oynar. ADH, atardamarların yapısındaki düz kasların kasılmasını sağlayarak kan basıncını da artırır. Vücuda yeterli su alınmadığı zaman salgısı artarak böbreklerdeki suyun emilimini artırır. Vücuda fazla su alındığı zaman ADH salgısı azaltılır ve fazla suyun atılması sağlanır. Eksikliğinde idrarla atılan su miktarı artar. Bu duruma şekersiz şeker hastalığı ( şekersiz diyabet) denir. Bu hastalıkta şeker hastalığında olduğu gibi bol miktarda idrar oluşturulur. Ancak şeker hastalığından farklı olarak idrarda glikoz bulunmaz. Bu duruma bağlı olarak günde ortalama 30 – 40 litre kadar su atılabilir.
Tiroid Bezi Soluk borusunun hemen yanında ve gırtlağın hemen yanında bulunan kelebek şeklinde bir bezdir. Sağlıklı bir insanda ağırlığı 25 gr kadardır. Troit bezinden troksin ve kalsitonin hormonları salgılanır.
a- Tiroksin Tiroksin hormonu hücrelerin metabolizma hızını ve oksijen kullanma miktarını ayarlar. Tiroksinin fazla salgılanması hücrelerin metabolizmasını hızlandırarak oksijen tüketimini artırır. Tersi durumunda ise hücrelerin metabolizması yavaşlar ve oksijen kullanımı azalır. Büyüme çağında tiroit bezinin yeterli miktarda tiroksin salgılayamaması kretenizm (ahmaklık) denilen hastalığa neden olur. Bu hastalık zeka geriliği, cücelik ve eşey bezlerinin gelişmemesi gibi belirtilere sebep olur. Yetişkinlerde tiroit bezi yetersiz tiroksin salgılarsa bazal metabolizma ve vücut ısısı düşer. Ruhen ve bedenen uyuşukluk başlar. Deride şişlikler ve saçlarda dökülmeler görülür. Bu hastalığa miksodem denir.
b- Kalsitonin Kalsiyum ve fosfatın kemiklerde birikmesini sağlayarak kandaki kalsiyum ve fosfat seviyesini düşürücü etki yapar. Paratiroit bezinden salgılanan Parathormon’la zıt (Antogonist) çalışır. Her iki hormon birlikte çalışarak kandaki kalsiyum miktarının dengede kalmasını sağlar.
Paratiroid Bezi Troit bezinin üzerinde bulunan birbirinden ayrı dört küçük bezdir. Koyu kahverengi rengine sahiplerdir. Paratroit bezinden sadece Parathormon salgılanır.
Parathormon Kalsitonin hormonuyla birlikte kandaki kalsiyum ve fosfat metabolizmasını düzenler. Kanda kalsiyum eksildiğinde kemikten kana kalsiyum geçişini sağlayarak kandaki kalsiyum miktarını artırır. Böbreklerden süzülen kalsiyumların geri emilmesini ve fosfatın idrarla atılması sağlar. Besinlerle alınan kalsiyumların ince bağırsaktan emilimini hızlandırır. Parathormon eksikliğinde kemiklerde kalsiyum birikir ve kandaki kalsiyum iyonlarının miktarı azalır. Bu durumda tetani denilen hastalık ortaya çıkar. Tetani’de, kaslar ağrılı kasılma, titreme ve ayak el parmaklarının içeri doğru bükülmesine sebep olur. Parathormon normalden fazla salgılanırsa kemiklerden kana kalsiyum geçişi hızlanarak kandaki kalsiyum oranı artar. Bu durumda kemikler zayıflar. Kaslar uyartılara çok yavaş cevap verir. Kandaki fazla kalsiyumun böbreklerden geçerek fosfor iyonlarıyla birleşerek böbrek taşlarını oluşturur. Bu kişilerde hastalık kusma ve fazla idrar oluşumu ile kendini gösterir.
Böbreküstü Bezi Böbreklerin üst bölgelerine yapışmış olarak bulunan iki bezdir. Adrenal bez de denir. Adrenal bezlerin yapısı Kabuk ve öz bölgesi olarak farklı iki kısımdan oluşmuştur. Bu iki bölgeden farklı etkiye sahip hormonlar salgılanır.
A- Kabuk Bölgesi Hormonları a- Kortizol Hormonu Proteinve yağların glikoza dönüşümünü hızlandırarak kan şekerini artırır. Tedavi amaçlım olarak ateşli romatizmalarda ve iltihaplanmalarda kullanılır. Stres hallerinde salgısı artar.
b- Aldosteron Hormonu Böbrekteki nefron kanalcıklarından sodyum ve klor iyonlarının geri emilimini artırır. Potasyumun idrarla birlikte atılmasına sebep olur. Aldosteron hormonu yetersiz salgılandığında kan basıncı ve doku sıvısı miktarı azalır, kandaki sodyum ve potasyum dengesi bozulur. Sonuçta da kas yorgunluğu ortaya çıkar. Deride pigmentleşme artar ve deri tunç rengini alır. Enfeksiyonlara direnç azalırken kişilere zayıflama ve halsizlik görülür. Bu duruma Addison hastalığı denir. Aldesteron fazla salgılandığında kan basıncı yükselir, doku sayısı ve miktarı artar. Aldosteron yokluğu ölüme neden olur.
B- Öz Bölgesi Hormonları Öz bölgesinden iki farklı hormon salgılanır. Bunlar adrenalin (epinefrin) ve nöradrenalin (nörepinefrin)dir. Bu bölge sinir sisteminin bir parçası gibi de kabul edilir. Öz bölgesinin hormonları sempatik sinirlerin etkisiyle salgılanır ve stres gibi zor durumlara karşı organizmayı hazırlar.
a- Adrenalin (Epinefrin) Hormonu Genellikle heyecan, korku ve öfke anlarında kandaki miktar artar. Kan şekeri ve kan basıncını yükseltir. Adrenalin salgılandığında kalp atışları hızlanır, damarlar genişler ve göz bebekleri büyür. Saç ve deri altındaki kasların kasılmasıyla saç ve tüyler dikleşir. Beyne fazla kan gider. Kanın pıhtılaşma süresi kısalır. Vücudun yorgunluğa karşı direnci artar. Bu durum uzun süre devam ederse organizma yorgun düşer. Ayrıca tehlike anında hipofizden ACTH’ın salgılanmasını uyarır. Böylece kortizol’ün etkisiyle kan şekerinin yükselmesine yardımcı olur.
b- Nöradrenalin ( Nörepinefrin) Hormonu Sinir sisteminin kontrolünde düzenli olarak salgılanır. Küçük atar damarların ve kılcal damarların kasılmasını sağlayarak kan basıncını yükseltir.
Eşeysel Bezler Kadınlarda yumurtalık (ovaryum), erkeklerde ise er bezleri (testis) üreme hücrelerini meydana getirirler. Salgıladıkları bazı hormonlarla büyüme ve gelişme üzerine de etki ederler. Bu bezler hipofiz tarafından salgılanan çeşitli hormonların (gonodotropinler) kontrolünde çalışırlar.
A- Ovaryum Hormonları a- Östrojen Hormonu Ovaryumdaki Folikül keseleri tarafından üretilerek kana verilir. Hipofizde üretilen FSH’in kontrolünde salgılanır. Kandaki östrojen miktarının artması FSH’in salgılanmasını engeller. Östrojen, kadınlarda ikinci cinsiyet karakterinin oluşmasını sağlar. Ayrıca uterustaki mitoz bölümleri hızlandırarak uterusu embriyo gelişimine uygun hale getirir.
b- Progesteron Hormonu LH etkisiyle folikülden yumurtanın atılmasıyla oluşan korpus luteum tarafından salgılanır. Uterus zarının kalınlaşması ve süngerimsi yumuşak bir yapı kazanmasını sağlar. Döllenen yumurtanın (zigot), uterusa tutunmasını sağlar. Hamileliğin ilerleyen aylarında kandaki miktarı artar. Embriyoyu anneye bağlayan plasentadan da progesteron salgılanır. Progesteron eksikliğinde embriyo uterusa tutunamaz ve ilerleyen aylarda düşük olayı meydana gelebilir. Süt bezlerinin gelişmesinde de etkilidir.
B- Testis Hormonları Testosteron Hormonu Testislerden erkeklik karakterini ve spermlerin üretilmesini düzenleyen hormonlar salgılanır. Testosteron Hormonu Erkeklerde sakal ve bıyık çıkması,kılları büyümesi ve vücuttaki dağılışı, sesin kalınlaşması ve kemiklerle kasların erkeğe özgü gelişmesi gibi ikincil cinsiyet karakterlerinin oluşmasını sağlar. Testosteron erkeklerde alyuvar üretimini de artırır. LH etkisinde salgılanır. Sperm oluşmasında FSH ve LH ile birlikte görev alır.
Pankreas Midenin alt arka tarafında bulunan yaprak şeklinde, pembe renkli karma (hem iç salgı (hormon) hem de dış salgı (enzim) yapabilen) bir bezdir. Dış salgısı olan sindirim enzimlerin özel bir kanalla ince bağırsağa gönderir. İç salgısı insülin ve glukagon hormonlarıdır, kan şekeri ayarlarlar. Bu iki hormon pankreasın langerhans adacıklarından salgılanır.
a- İnsülin Hormonu Langerhans adacıklarının beta hücrelerinden salgılanır. Kandaki glikoz miktarı arttığında insülin salgısı da artar. Glikozların fazlasının karaciğer hücrelerinde glikojen şeklinde depolanmasını sağlar. Böylece kandaki fazla glikozlar uzaklaştırılmış olur. Bu durum hücrelerin glikoz kullanımını da arttırır. İnsülin hormonu yeterli salgılanmazsa kandaki glikoz miktarı yükselir. Bu duruma şeker hastalığı ya da diyabet denir. Glikozların hücrelere girişi engellendiği için, hücrelerin glikoz ihtiyaçları karşılanamaz.
b- Glukagon Hormonu Langerhans adacıklarının alfa hücrelerinden salgılanır. İnsülin hormonuna zıt etki göstererek kan şekerini yükseltir. Böbrek üstü bezinden salgılanan adrenalin hormonu ile birlikte etki gösterir. Karaciğerde adrenalin etkisiyle parçalanan glikojenlerden oluşan glikozların kana geçişini hızlandırır. Açlık, heyecan ve korku gibidurumlarda kandaki glikoz miktarını arttırır. Kan şekerinin yükselmesi insülin hormonunun artmasına, kan şekerinin düşmesi glukagon hormonunun artmasına neden olur. Örneğin, yemek sonrası kan şekeri yükseldiği için insülin miktarı açlık durumunda ise kan şekeri düştüğü için glukagon miktarı arttırılır.