Bin yıldan uzak bir hasrete bulanıyorum Kaos günlerinden hırpalanmış kalbimle Durup düşünmeden dönüyorum aynı yerde Kızıl bir gece bekliyor beni kan ter içinde
Şaşırmaya bie firsatım kalmıyor nedense Bir yanım hep ayrılıktan yana akıyor Fırtınalar geçiyor üzerimden Sevda yüklüyken Bir bir yitiriyorum herşeyi tükenerek Ansızsın Bin yıldan uzak bir hasrete bulanıyorum Birden düşüyorum karanlığa birden
Bir bir yitiriyorum herşeyi tükenerek Bir vurgun bir vurgun daha derken Bir yanım hep ayrılıktan yana akıyor Kapalı kapılar ardında Yeni ilmekler örüyorlar Her gece bir yanımı toprağa gömüyorum Ölüler diyarından sesleniyorum Hep kısa çöpü çekiyorum hayatta
Yaşıyorum öylesine diyerek, emir büyük yerden Sabah diye birşey vardı biliyorum Kızıl bir gece bekliyor beni Kan ter içinde Huzura çıkıyorum Başka bir emrin varmı diye Seçiyorum kaybederekte olsa yaşamayı
gömüyorum Hayat başka bir emrin varmı ? Suskunluğa alıştırmışken kendimi Ağlıyorum Kalbimi gömüyorum Ey 24 kasım Kendimi
Nurettin pektaş temmuz 2004