HERKES NERDE? (sesi açabilirsiniz)
HERKES NERDE? bölüm: 1
3 Ağustos 1776; Milano’da, büyük bir yangın sonucu harap olan tiyatro binasının yerine, üç senede yepyeni bir opera binası yapıldı: “Teatro alla Scala”
27 Nisan 1930; Ankara’da, müthiş bir Kurtuluş Savaşı sonrası, üç senede yepyeni bir kültür binası yapıldı: “Türk Ocağı Binası”
Daha sonra bu güzeller güzeli Ankaralı: 1931’de Ankara Halkevi, 1952’de hem Türk Ocağı, hem Devlet Tiyatrosu, hem de Ankara Belediyesi Nikah Dairesi, 1961’de Milli Eğitim Bakanlığı ve Türk Ocakları Derneği, 1965’de Köy İşleri Bakanlığı ve Türk Ocakları Derneği, 1971’de Milli Savunma Bakanlığı, 1972’de Milli Eğitim Bakanlığı – Ankara Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu olarak hizmet verdi. 1975’de Kültür Bakanlığı’nın bünyesinde yer alışının ardından, aslına uygun restore edildi. 2 Nisan 1980’den beri: “Devlet Resim ve Heykel Müzesi” olarak Etnografya Müzesi’nin yanından ışık saçmaya devam etmektedir. 1927’de inşaatına başlanan yapının mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu, ilerlemiş yaşıyla 1980’deki restorasyonda da yer almıştı.
(satışa sunulmamış plak) Sadece Ankara’nın değil, ülkenin kültür, sanat, dil, tarih akarsularına pınar olmuş bu miras yapı, sonraki kuşaklara aktarılması gereken nice birlikteliklere ev sahipliği yaptı. Çok uzun yıllar geçti; gül ağacından yapılmış koltuklarda, neler anlatıldı, neler dinlendi, kimler geldi, kimler geçti? Ve bir başka bin yılda herkes gitti. Belki Atatürk Bulvarı’nın ağaçlarını dolduran sığırcık kuşlarının kanadında, belki Kızılay Binası’nın tepesindeki Ay’la, belki Kavaklıdere’nin kavakları, belki de Bahçelievler’in evleriyle birlikte – ama herkes gitti…
HERKES NERDE? bölüm: 2
Biz Ankara’nın Başkent oluşuna tanık olamamıştık; Ankara’nın hatta Dünya’nın en güzel döneminde, 1950’lerde, 1960’larda çocuk olmuş – “Hep Birliktelik”i, ümitleri, masumiyeti, paha biçilmez düşleri doya doya yaşamıştık. Sonra gözlerimizi kapatmıştık. … Gözlerimizi açtığımızda, filmin ikinci yarısında değil, bambaşka bir filmin tam ortasında, on sekiz yaşından küçüklerin girebildiği ancak masumiyetin alınmadığı, kara camlı bir salondaydık. Ayrı ayrı oturtulmuştuk. Bizim mahalleden olmayanlarla, rengarenk başka senaryoları, başka hayatları, başka aşkları, başka kahkahaları izliyorduk...* Biz anlatmalıydık; 1950’leri, 1960’ları – o dönemin unutulmaya mahkum detaylarını siyah beyaz bir Yeşilçam filmi tadında sunmalıydık. Soprano Leyla Çolakoğlu ile kolları sıvamış, sözümüz, sesimiz, bestelerimiz, görsellerimiz ile o günleri, o masumiyeti ve birbirimizi nasıl da sevdiğimizi anlatan “evet; sevdik…” ** isimli bir müzikli sunum hazırlamıştık. (* ) (** )
“evet; sevdik…” ile Devlet Opera ve Balesi’nin 2010 programına alınmıştık. 14 Şubat’ta, Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde bir eşsiz döneme yolculuk yapacaktık.
(Ankara Devlet Opera ve Balesi Sanat Sezonu Kitabı’ndan)
HERKES NERDE? bölüm: 3
Arıyorduk; ümitle herkesi – bizimkileri arıyorduk. Ve ararken, yeni kuşağın pek bilmediği, boş sanılan bir sandıkta, 1950’leri, 1960’ları değil – 1950’leri, 1960’ları borçlu olduklarımızı buluyorduk:
1935
soldan sağa: Baki Vandemir, İhsan Sungu, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Şemsettin Günaltay, Samih Rifat, Reşit Saffet Atabinen, Esat Sagay, Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk, Afet İnan, Sadri Maksudi Arsal, Hasan Cemil Çambel, Yusuf Ziya Özer, Yusuf Akçura, Macar Mezsaros, Şemsettin Bey, Dr. Reşit Galip Bey – 19 temmuz 1931
sağdan sola: Atatürk, Mareşal Fevzi Çakmak, Dr. Refik Saydam, İsmail Hakkı Uzmay, Şükrü Kaya, Esat Sagay, Celal Üner, Recep Peker, Kazım Özalp - 2 temmuz 1932
HERKES NERDE? bölüm: 4
“evet; sevdik…” İstanbul Sunumu: Tarih: 20 Şubat 2010 Saat: 20:30 Yer: TED İstanbul Koleji Konferans Salonu, Çavuşbaşı, Acarkent, Beykoz – İstanbul biletix Ama bir şeyi daha; izleyiciler arasında oturan, 16 Temmuz 1954’de – o salonda evlenmiş bir annenin, “herkes”i ararken sesi titreyen bir oyuncuyu, nasıl göz yaşlarıyla izleyeceğini de çok iyi biliyorum… düş hekimi yalçın ergir Şimdi 14 Şubat’a, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’ndeki, “evet; sevdik…” müzikli sunum’umuza hazırlanıyoruz. Dile gelse neler anlatacak salonda sunumumuz başlarken, sesimin nasıl titreyeceğini, çok iyi biliyorum. fonda çalan: “herkes nerde?” “evet; sevdik…” müzikli sunum’undan – seslendiren: leyla çolakoğlu, söz & beste: düş hekimi yalçın ergir