Panayır Ö y k ü c ü
Kış geliyor, havalar iyice soğudu. Maviş kızım çimlere uzanıp sırtındaki benekleri ısıtamıyor artık. Yağmurlar başlayınca Sarı kızım da sokağa çıkıp oynayamamaktan şikayet eder oldu. Bu ikisinin evdeki didişmesinden, vırvırından ise ben bıktım usandım. “Hadi sizi panayıra götüreyim de eğlenin bari biraz,” dedim.
Sevinçten tavan arasındaki yaylı somyanın üstünde hoplayıp zıplamaya başladılar. Sonra, “Kuzenlerimiz de gelsin ama!” diye tutturdular. “Tamam anladık, ararım amcalarınızı,” dedim. Ne yapayım?
Kızlarımın haşarı yeni bir kuzeni oldu. Bayılıyor bunlara korku hikâyeleri anlatıp ödlerini patlatmaya. Yok mezarın içine canlı canlı konmuş Bizans İmparatoru’nun hikâyesi, yok hortlaklar, yok gölgeler, sırlar, surlar, kader, alın yazısı, mezarlar falan filan. Başka konu yok çocukta, çok yaramaz ama ne yapalım, kuzenimiz oluyor efendim.
Halbuki büyük ağabeyi öyle mi? Pek şair ruhlu bir çocuk. Nasıl da anlamlı sözler söyler durur, bir görseniz. Yalnız bazen o da haylazlaşıyor. Bakın Maviş’e ne dedi geçen gün: Pencerenin dışı, göğün yüzü Teninin buğusu benim Perdeni bir sabah açmazsan Duvarından girerim. * * Devam edemedi tabii; ben: “Huop dedik, o senin kuzenin oğlum!” diye araya girmek zorunda kaldım.
Rüzgâr oğluma ise kimselere söz söyletmem. Bir filozof, sonsuzluk nehrinde iz bırakabilecek bir çocuktur o. Zamanın, rüzgârın, ateşin, suyun, havanın, toprağın içinde gizli kalmış destanları bulup öykü gibi masal gibi anlatır durur bizlere. Biliyorum bu çocuğu bütün dünya tanıyacak bir gün.
Bir de Türkan var panayıra gelen bizimkilerle. İşte o da bambaşka bir çocuk, eşi benzeri yok, nadir rastlanan meleklerden. Doğruluk, adalet, merhamet, iyilik, vefa, incelik, çalışkanlık, özveri… Sanki bütün erdemler onda toplanmış. Fazla söze ne hacet!
Dostum Mehmet Zaman Saçlıoğlu ile aynı güne koyduk TÜYAP KİTAP FUARI’NDAKİ imza günümüzü… 7 Kasım Cumartesi günü saat – arasında Beylikdüzü’ndeki kitap fuarındayız. Mehmet, T. İş Bankası Kültür Yayınları standında olacak (Salon 3 – no: 408).
Ö y k ü c ü ise Komşu Yayınları Standında (salon 4 – no: 213) kitap imzalayacak.
Not : Kızlarımın Ankara’daki amcalarıysa; telli turnaları, müzikal provaları, vakitsizlikten kaşıyamadığı başı, ikinci tekini bulamayıp bir pabuca sokmaya çalıştığı ayağı nedeniyle panayıra gelemiyor. Ama çocukları panayıra kendi başlarına geliyordur mutlaka. (Çınar Yayınları, salon 3 – no 407 A ve de Epsilon Yayınevi salon 3 – no 308)
2. Kitabın öykülerine dönüş Öykücü Can Özoğuz