İLETİŞİM ve ÇATIŞMA ÇÖZME BECERİLERİ BAHÇELİEVLER REHBERLİK ve ARAŞTIRMA MERKEZİ www.bahcelievlerram.com
İLETİŞİM NEDİR? İLETİŞİM, KİŞİLER ARASINDA OLUŞAN KARŞILIKLI MESAJ ALIŞVERİŞİDİR.
Öğretme – öğrenme sürecinin etkili olabilmesi için öğrenen ile öğreten arasında çok özel bir ilişkinin kurulması gerekir.
Öğretmen ve Öğretim İle İlgili Çok Kişi Tarafından Kabul Edilmiş Yaygın İnançlar Vardır İyi öğretmen sakindir, telaşlanmaz, sinirlenmez, soğuk kanlıdır, duygularını göstermez. İyi öğretmen önyargılı ve yanlı değildir, öğrencilere eşit davranır. İyi öğretmen gerçek duygularını denetler ve öğrencilere göstermez. Etkili öğretmen her öğrenciye eşit davranır.
Öğretmenler birbirlerine destek olur kendi duyguları ve inançlarından etkilenmeden öğrencilere karşı cephe oluştururlar. İyi öğretmen her şeyden önce tutarlıdır. Değişmez, unutulmaz, hata yapmaz coşkulu ve özgür bir eğitim ortamı oluşturur bu ortamı hep düzenli tutmayı başarır. İyi öğretmen her sorunun cevabını bilir.
OYSA… İşte bir öğretmen kendisini bu yaygın inanç modellerine göre değerlendirir ve kendisini başarısız kabul eder. Halbuki öğretmenler iyi ilişkiler kurduklarında rolden role geçmelerine sert davranmalarına, insanüstü ve erdemli kişiliklere bürünmelerine gerek yoktur. Aksi durumlarda en iyi öğretim tekniklerinin bile öğrencilere etki etmediği görülecektir.
ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Açıklık: Her davranışta yapmacık değil doğal olma, maske takmama, dürüst olma. Önemsenmek: Öğrenciye değer verme onu adam yerine koyma, oturup konuşma, ilgi göstererek öğrenciyi dinleme. Birbirine ihtiyaç duymak: Öğrenci olmasa öğretmenin ne önemi var öğrenciye de öğretmen şarttır. Birbirinden ayrı olmak: Gerektiğinde herkesin konumunu ve yapacağı işi bilmesi ve saygıda sevgide kusur edilmemesi hissettirilmeyen ince bir çizginin korunması. İhtiyaçlarını karşılıklı olarak giderebilmek: Anlaşma sağlama karşılıklı gereksinimleri giderme birbirini anlamaya çalışma olumlu cevaplar verme. Özelliklerini içerirse, iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi kurulmuş demektir.
ETKİLİ İLETİŞİM İLETİŞİM KURABİLMENİN ANAHTARLARI Etkili Dinleme Etkili Konuşma Ben Dili Beden Dili
Etkili Dinleme Etkin dinleme, dinleyen kişinin anlatılanları karşı tarafa tıpkı bir ayna gibi yansıtmasıdır. Edilgin dinlemeden farkı, konuşan kişinin doğru anlaşıldığı ve işitildiğini karşı tarafa iletmesidir. Yani konuşan kişinin duygularının anlaşıldığının ifade edilmesidir. Böylece çocuk hem kendisini ifade etmiş olacak hem de sorunlarına çözüm yolu bulacaktır.
Etkili iletişim yöntemlerinden biri edilgen dinlemedir. Edilgen dinleme, çocuk konuşurken, sık sık soru sormadan ve yorum yapmadan onu dinlemektir. Anne-baba kendi görüşlerini iletmek yerine onay tepkilerini (kafasını öne doğru eğerek “hı, hı”, “doğru”, cümlelerdeki önemli kelimeleri tekrar etmek) kullanarak tamamen susmadan, göz teması kurarak çocuğun konuşmaya teşvik edilmesidir
Etkili Konuşma Konuşma , insan ilişkilerinde yapıcı olduğu kadar yıkıcı da olduğundan, öğrenciyi öğretmene yakınlaştırabildiği gibi uzaklaştırabilirde…
Kapı Aralayıcı İletiler Çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmekte zorlandığı durumlarda, konuşmaya davet etmek için özendirici sorular sorarak konuşmak için davettir. “Düşüncelerin ilgimi çekiyor.”, “Bugün üzgün görünüyorsun, konuşmak ister misin?”, “Bu konudaki duygu ve düşüncelerini merak ediyorum.” gibi cümleler çocuğa saygı duyulduğu iletisini göndererek konuşmaya teşvik eder. Bu sözler kullanılmaya başlandığı ilk zamanlarda çocuklar alışık olmadıkları bir durumla karşılaşacakları için olumlu tepkiler vermeyebilirler.
İLETİŞİM ENGELLERİ Emir Vermek, Yönlendirmek Uyarmak, Göz Dağı Vermek Ahlâk Dersi Vermek Öğüt Vermek, Çözüm ve Öneri Getirmek Öğretmek, Nutuk Çekmek, Mantıklı Düşünceler Önermek Yargılamak, Eleştirmek, Suçlamak, Aynı Düşüncede Olmamak Övmek, Aynı Düşüncede Olmak, Olumlu Değerlendirmeler Yapmak Ad Takmak, Alay Etmek Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak Soru Sormak, Sınamak, Çapraz Sorgulama
Kabul çizgisi duruma ve kişiye göre yer değiştirir DAVRANIŞ PENCERESİ Kabul alanı ---------------------- Kabul etmeme alanı Kabul çizgisi duruma ve kişiye göre yer değiştirir Kabul çizgisi
Sorun Öğrencideyken Sorun Öğretmendeyken Konuşmayı öğrenci başlatır. Konuşmayı öğretmen başlatır. Öğretmen dinleyendir Öğretmen konuşandır. Öğretmen danışmandır. Öğretmen etkileyendir. Öğretmen öğrenciye yardımcı olmak ister. Öğretmen kendisi için yardım ister. Öğretmen öğrencinin çözümünü kabul eder. Öğretmen sonuçtan hoşnut olmalıdır. Öncelikle öğrencinin gereksinimleri ile ilgilidir Öncelikle kendi gereksinimleri ile ilgilidir. Öğretmen sorunun çözümünde daha edilgendir. Öğretmen sorunun çözümünde daha etkindir.
Sorun Kimde? Bu tablo öğretmenlere, öğrenci sorunlarını çözme ile öğrencilerin öğretmenlerde yarattıkları sorunları çözme davranışlarının birbirlerinden tümüyle ayrı olduğunu ve ayrı yaklaşımlar gerektirdiğini gösterir. Buna göre : Her şeyden önce öğrencinin davranışı “davranış penceresi”nin doğru bölümüne yerleştirilmelidir. Öğrencinin davranışı “sorun öğrencinin” alanındaysa, öğretmenin Etkin Dinleme uygulayarak danışmanlık yapması uygundur. Öğrencinin davranışı “sorun öğretmenin” alanındaysa, Etkin Dinleme hem yararsız hem de yapay olacaktır.
Sorun Kimde? Etkin Dinleme Ben Dili SORUN ÖĞRENCİDE ------------------------------------- SORUN YOK (ÖĞRENİM ) SORUN ÖĞRETMENDE Etkin Dinleme Ben Dili
Ben Dili Sen İletileri Neden Yanlıştır ? Örnek: Dersi ilk anlatışta anlayan bir öğrencinin anlamayanlar için yapılan tekrar sırasında can sıkıntısından öğretmeni rahatsız ettiğini varsayalım. Öğretmen bu engelleme sonucu, kendinde oluşan duyguları içinde saklayıp konuşursa bir kodlama yapacak ve dili “sen”li olacaktır: “Terbiyesizlik ediyorsun”
Ben Dili Eğer duygularını açıklayarak konuşursa ben diliyle konuşmuş olacaktır: “Çok rahatsız oldum”
Ben – İletileri Neden Etkilidir ? Sen –iletileri öğrenciyi olumsuz yargılayan, Ben – iletileri ise öğretmenin sorun karşısındaki duygularını dile getiren iletilerdir.
Ben – İletileri Neden Etkilidir ? Ben – iletilerini gönderen öğretmen, kendi duygularının bilincinde olmak için önce kendini dinleme ve duygularını tüm açıklığı ile öğrencileriyle paylaşma yükümlülüğü taşır. Ben – iletileri , davranışının yükümlülüğünü öğrencide bırakır. Aynı zamanda Ben –iletileri , Sen – iletileriyle birlikte gelen olumsuz etkileri içermez ve öğrenciyi kızgın, kinli, hırçın değil, yardımcı ve düşünceli olmada özgür bırakır.
Ben – İleti Cümleleri Nasıl Kurulur ? Birinci öğe sorun yaratan davranışın tanımlanmasıdır. Her şeyden önce öğrenciler bu iletiden öğretmene neyin sorun olduğunu anlamalıdır. Öğrenci , öğretmeninin kendisi ile neden yüzleştiğini kestirmek zorunda kalmamalıdır. Böyle olursa ileti etkisini yitirir. Kabul edilmezliği suçlamayan, yargılamayan türde tanımlamak, Ben – iletisi için iyi bir başlangıçtır.
Ben – iletisinin ikinci öğesi öğrencinin kabul edilemeyen davranışının öğretmen üzerindeki kesin, gerçek ve somut etkisinin ona söylenmesidir: “Sen kapıyı kilitlemeyince ( yargılamayan tanımlama) , bazen eşyalarım çalınıyor...” (Somut etki)
“Siz dersten önce tahtayı temizlemeyince (yargılamayan tanımlama) ben çok zaman yitiriyorum...”(Somut etki) Somut etki açıkça söylenmezse, çocuk bunu tam olarak algılayamayacağı için Ben – iletisi başarısız olur.
Ben – iletisinin üçüncü öğesi duyguların dile getirilmesidir: “Sen ayaklarını sıranın dışına çıkarınca (davranışın tanımı), arada yürürken onlara takılabilirim (somut etki) ve düşüp bir yerimi kırabilirim diye korkuyorum (duygu).” Öğretmen burada davranışın olası etkisini söylüyor ve ortaya çıkardığı korku duygusunu dile getiriyor.
ÇATIŞMA ÇÖZME BECERİLERİ Çatışmada; Objektif olun. Destekleyici olun. Yargılamayın. Niçin‘i kullanmayın. Önerilerin karşı taraftan gelmesi üzerine hazır olun. Her iki tarafı da “Kazan Kazan” noktasına getirmeye çalışın.
ÇATIŞMA YÖNTEMLERİ : Zorlama (Kaybet-Kazan) Bir taraf kazanır,diğeri kaybeder. Çatışan taraflardan birinin kendisinin daha güçlü olduğuna inanarak, kendi çözüm yolunu karşı tarafa kabul ettirme çabasıdır. Diğer tarafın kızması, küsmesi önemli değildir. İlişki önemli değildir, yapılan iş önemlidir. İçerik ilişkiden daha değerlidir. Enerji karşıdaki kişiye yöneltilir. Sorunun kökenine inilerek, çatışmaya neden olan etmenler yok edilmediğinden çatışma çözülmemiştir.
Kaçınma (Kaybet- Kaybet) Her iki tarafta kaybeder. Çatışma görmezden gelinir. Kaybet, terket, çekilme. Taraflar birbirleriyle karşılaştığında çatışmanın varlığından söz etmezler. Çatışmanın ortaya çıkmasını istenmiyor, dolayısıyla da çözüm yoktur.
Karşı Tarafa Uyma (Kaybet-Kazan) Bir taraf kaybeder diğer taraf kazanır. Anlaşmazlıkları önleme çabası ve boyun eğme davranışı vardır. Kişi kendi değerini göz ardı ederek ilişkilerin sürmesine öncelik verir. Duyguların görülmemesi çatışmayı geçici olarak hasıraltı eder. Ancak duygular daha sonra daha güçlü olarak ortaya çıkar.
Uzlaşma Orta yoldur. Kazanan kaybeden yoktur. Taraflar birbirlerine bağımlıdır. Taraflar tam bir tatmin sağlayamazlar. Tarafların birbirine bağımlı olduğu. Uyuşmazlığın sürmesinin anlaşmazlığın sürmesinden daha pahalıya mal olabileceği durumlarda kullanılır.
İşbirliği Her iki taraf da kazanır. Sorun çözmeye yöneliktir. Enerjik ve yaratıcıdır. Kişiye değil sorunun çözümüne yöneliktir. Çözümler kalıcıdır. İlişkiler gelişir. Kişiliğe yönelik değildir
Kaynak/İhtiyaç Çatışması Değer Çatışması ÇATIŞMA ÇEŞİTLERİ Kaynak/İhtiyaç Çatışması Değer Çatışması
ÇATIŞMA ÇÖZME YÖNTEMLERİ
Yöntem-1 BEN Baskı-Gücü Kullanımı Olumsuz Duygu Akışı ÇÖZÜM Çözümü ben sunuyorum, Ve karşıdaki kişiden olumsuz duygu geliyor. KARŞIDAKİ KİŞİ
Yöntem-2 BEN Baskı-Gücü Kullanımı Olumsuz Duygu Akışı ÇÖZÜM Karşıdaki kişi bana çözüm yolunu bildiriyor. Bu sefer olumsuz duyguyu ben yaşıyorum. KARŞIDAKİ KİŞİ
Yöntem 1-2 Bu iki yöntemde gerçekten çözüm getirmiyor. Sorunun tekrarlama olasılığı vardır. Görünen kısım sorunun çözüldüğü imajını uyandırır fakat sorun çözülmemiştir.
YÖNTEM 3 (İŞBİRLİĞİ) KARŞILIKLI KABUL ORTAK ÇÖZÜM BEN İLETİŞİM KARŞI DAKİ KİŞİ BEN İLETİŞİM
YÖNTEM 3 (İŞBİRLİĞİ) Sorunu Tanımla Çözüm-Seçenekler Üretme Çözümleri Değerlendirme Har iki tarafça kabul edilebilecek bir çözüm üzerinde uzlaşma Çözümü yürürlüğe koyma Çözümü değerlendirme
TEŞEKKÜR EDERİZ…