Sodyum, Potasyum, Klor Prof.Dr.Hafize Uzun.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
SU METABOLİZMASI Dr. Emre SARANDÖL.
Advertisements

AŞIRI TUZ TÜKETİMİNİN AZALTILMASI VE ÖNEMİ
ENGELLER Dr. Mehmet Kurt Farmakoloji ABD.
Mineral Biyokimyası Gürbüz POLAT.
MİNERAL VE ELEKTROLİTLERİN ETKİLERİ 1
MİNERALLERİN VÜCUTTAKİ YERİ VE FONKSİYONLARI I
YAPISAL BÜTÜNLÜĞÜN PRENSİPLERİ
VÜCUT SIVI KOMPARTMANLARI
Su, Su Metabolizması ve Elektrolitler
Asit-baz dengesi bozukluklarında kullanılan ilaçlar
ASİT-BAZ DENGESİ ve HEMŞİRELİK BAKIMI
Vücudumuzda Su ve Elektrolitler
RENAL TÜBÜLER HASTALIKLAR
EGZERSİZ VE KAN.
HİPERPOTASEMİ’YE YAKLAŞIM
MENOPOZ VE BESLENME.
Dr. Ahsen zeyrek İŞÇİ AralIK 2014
UŞAK HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
İNSANIN SAĞLIKLI GELİŞİMİNDE ETKİLİ BESİNLER
ASİT-BAZ STATÜSÜNÜ DEĞERLENDİRME
Metabolik Asidoz.
ASİT BAZ DENGE BOZUKLUKLARI ve ARTERİYEL KAN GAZI DEĞERLENDİRİLMESİ
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı
BÖBREKLER VE BOŞALTIM SİSTEMİ.
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
ÇOCUKLARDA HİPERNATREMİYE YAKLAŞIM
BESİNLER İNORGANİK ORGANİK.
Sodyum Dengesi Yetişkinlerde 55 mmol/kg olan toplam sodyum miktarının %30 u kemik yapısında sıkı bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle 40 mEq/kg olan değişebilir.
KANIN BİLEŞİMİ VE İŞLEVLERİ
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI V
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009
MAGNEZYUM METABOLİZMASI BOZUKLUKLARI
Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2009
BOŞALTIM SİSTEMİ.
Diabetik ketoasidoz ve hiperosmolar koma
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ TIP FAKÜLTESİ Biyokimya AD
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI I
MİNERALLER VE ELEKTROLİT METABOLİZMASI I
E N D O K R İ N S İ S T E M İ ( HORMONLAR ) A.Ç.
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM II
YANIKLAR VE KAN KİMYASI
SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARI
PROTEİN VE AMİNO ASİT METABOLİZMASI: AZOT DENGESİ
ÜRİNER SİSTEM.
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD
BESİN MADDELERİ.
SIVI-ELEKTROLİT BOZUKLUKLARININ TEDAVİSİ
MİNERALLER Yrd. Doç. Dr. Funda GÜLCÜ BULMUŞ Fırat Üniversitesi SHMYO.
BOŞALTIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ
VÜCUT SIVILARI ELEKTROLİT DENGESİ DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
Beslenmemizde Önemli Etken Vitaminler
SIVI ELEKTROLİT DENGESİ VE TAKİBİ Yrd. Doç. Dr. ALİ BESTAMİ KEPEKÇİ
Karaciğer, süt, havuç, domates, yumurta sarısı, sebzeler, balık ve ette çok miktarda bulunur. Karaciğer, süt, havuç, domates, yumurta sarısı, sebzeler,
ASİT-BAZ DENGESİ Doç. Dr. AYDIN ÜNAL.
SUDA ERİYEN VİTAMİNLER
Kanatlı Hayvanlarda Boşaltım Fizyolojisi
ASİT – BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ ARŞ. GÖR. IŞIN ALKAN
SIVI ELEKTROLİT METABOLİZMASINI ETKİLEYEN İLAÇLAR
Yenidoğanın sıvı elektrolit dengesi
Dr. Volkan Genç Ankara Üniversitesi Meme-Endokrin ve Obezite Cerrahisi
Mineraller Tüm hücrelerin gereksinim duyduğu maddelerdir
A.Ç. Vücudumuzun kontrol ve bütünlüğünü sağlayan yani,canlı vücudundaki yapılar arasında koordinasyonu sağlayan sistemler vardır. BU SİSTEMLER; 1. SİNİR.
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
Dr Emre Karakoç İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı
Böbrek Fonksiyonları Prof. Dr. Zeliha Büyükbingöl
MAKROMİNERALLERİN METABOLİZMASI
Beslenme İlkeleri - 7.
Sunum transkripti:

Sodyum, Potasyum, Klor Prof.Dr.Hafize Uzun

VÜCUT SIVILARININ BİLEŞİMİ VE DAĞILIMI Organizmada vücut sıvıları; - intraselüler (hücre içi) - ekstraselüler (hücre dışı) sıvısı şeklinde başlıca iki bölümde bulunur.

İntraselüler sıvı: Hücrenin içerisinde bulunan sıvıdır ve metabolik olaylar hücre içi sıvıda oluşur. Toplam vücut suyunun % 70’ni oluşturur. Ekstraselüler sıvı: Hücrelerin dışında bulunan tüm sıvıları içerir.Toplam vücut suyunun % 30’nu oluşturur. 1. İnterstisyel sıvı (Hücrelerarası sıvı) 2. İntravasküler sıvı (Plazma) 3. Transselüler sıvı

Vücut sıvıları üç temel maddeden oluşur 1-Su 2-Elektrolitler 3-Elektrolit olmayan maddeler

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİNİ DÜZENLEYEN HEMOSTATİK MEKANİZMALAR Endokrin Sistem ADH ( Antidiüretik Hormon, vazopressin ) Aldosteron TH ( Tiroid Hormonu ) PTH ( Paratiroid Hormon )

ADH; vücudun sıvı kaybını kontrol eder ADH; vücudun sıvı kaybını kontrol eder. Böbreklerden suyun geri emilimini sağlayarak su dengesini ve ozmotik basıncı kontrol eder. Aldosteron; Böbrek üstü bezlerin korteks kısmından salınır ve vücuttaki Na+ ‘un dolayısıyla suyun düzenleyicisidir. Tiroid Hormonu; böbreğe olan kan akımını, glomerul filtrasyon hızını ve idrar oluşumunu arttırır. Paratiroid Hormonu; böbrekleri, kemikleri, gastro-intestinal sistemi etkileyerek vücut sıvılarındaki kalsiyum ve fosfat iyon yoğunluğunu düzenler.

Sıvı-elektrolit dengesizliğine sebep olan başlıca faktörler Sıvı-elektrolitlerin az olması İhtiyaçtan az alma Normalden fazla atılması Sıvı-elektrolitlerin fazla olması İhtiyaçtan fazla alma Böbrek, karaciğer hastalıkları gibi sebeplerle atılamama Yanık ve travmalarda doku ölümü

-Sıvı-elektrolitlerin vücutta tutulmaları Assit Ödem -Homeostatik dengenin bozulması

Sıvı-elektrolit dengesizlikleri şöyle özetlenebilir Su-sodyum dengesizlikleri Potasyum dengesizlikleri Kalsiyum dengesizlikleri Magnezyum dengesizlikleri Hidrojen iyonu dengesizlikleri (Asit-Baz Dengesizlikleri)

Sodyum (Natrium, Na) Ekstrasellüler sıvının başlıca katyonudur. Plazma total katyon konsantrasyonunun %90’ını Na+ iyonları oluşturur. Vücuttaki sodyumun ekstrasellüler ortamda bulunan bölümü değiştirilebilir Na+ ( 2/3), iskelette bulunan (1/3) ise değiştirilemeyen Na+’dur. Hücre içi sıvı ile hücreler arası sıvı arasındaki sodyum konsantrasyon farkı, Na+-K+ ATPaz ile sağlanan aktif taşınımın bir sonucudur.

Na+ Metabolizması Na+ ileumdan emilir. Sudaki çözünürlükleri çok yüksek olan Na+ ve K+ en iyi emilen elementlerdir. Glomerüler filtratdaki Na+ iyonlarının %90-95’i distal tübülüsler öncesinde Cl-ve su ile birlikte geri emilir. Geri kalan %5-10’luk bölümden geri emilim distal tübülüs ve toplayıcı kanallarda , aldosteronun kontrolü altında gerçekleşir. Aldosteron Na+-K+ ve Na+-H+ değişimleri ile Na+ iyonlarının geri emilimini artırır. Na+ ile birlikte Cl- ve su da geri emilir. Karbonik anhidraz enziminin aktivitesi azalırsa böbreklerden sodyum geri emilimi artar.

Besinlerle günlük Na+ alımı 130-260mmol’dür ( 8-15g NaCl ) İdrarla atılım 40-220 mmol’dür. Serumda normal Na+ konsantrasyonu : 136-145 mmol/L

Sodyumun kanda Regülasyonu Sodyum metabolizması, aldosteron ve natriüretik faktörler (atrial natriüretik peptid (ANP) ve natriüretik hormon) tarafından düzenlenir. Aldosteron salınımı, böbrek kan hacmi ve sodyum miktarıyla ilişkilidir. Böbrek kan akımı azalınca böbrekten renin salınımı uyarılır, bu da bir dizi reaksiyon sonucu anjiotensin düzeylerinin artmasına yol açar. Anjiotensin de böbrek üstü bezi korteksine etki ederek aldosteron salınımını uyarır. Aldosteron böbrek tubuluslarından K+, H+ atılmasını ve Na + geri emilimini arttırır.

Serum sodyum düzeyinin normalden yüksek olması hipernatremi Serum sodyum düzeyinin normalden düşük olması hiponatremi olarak tanımlanır

Hİpernatremİ Tuz içeriği düşük sıvı kaybı (aşırı terleme, kusma ve diyare, poliüri, uzamış hiperpne) Böbreklerde Na+ tutulumunun artması (hiperaldosteronizm ve adrenokortikal hiperfonksiyon, Cushing sendromu Az su alımı, susamada azalma Dehidratasyon Aşırı dozda NaCl ile tedavi (Daha seyrek görülür.) Hipernatremide hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği ve kronik böbrek hastalıkları gelişir.

Hiponatremi Az Na+ alımı Na+ kaybı (ishal, kusma, aşırı terleme, diüretiklerin yanlış kullanımı, tuz kaybettiren böbrek hastalıkları) Osmotik diürez Metabolik asidoz Adrenokortikal yetersizlik, Addison hastalığı Konjenital adrenal hiperplazi, hipoaldosteronizm.

Besİnsel sodyum kaynakları Besinlerde çok yaygındır. Başlıca kaynak yiyeceklere katılan NaCl dür. Tahıllar, ekmek, unlu hazır besinler,konserve yiyecekler, peynir, yumurta, süt ve sütlü gıdalar, midye çeşitleri, deniz börülcesi, karnabahar, kereviz, ıspanak, erik çeşitleri ve fındık sodyum bakımından zengin besinlerdir.

İntrasellüler ortamın başlıca katyonudur. Potasyum (Kalium, K) İntrasellüler ortamın başlıca katyonudur. Doku hücrelerinde ortalama K+ konsantrasyonu 150mmol/L, eritrositlerde 105 mmol/L’dir. Na+K+ATPaz aktivitesi ile hücre içinde yüksek konsantrasyonda tutulan K+ iyonları, proteinler ile birlikte hücre içinde osmotik basıncın ve sıvı hacmının düzenlenmesinde ve asid-baz dengesinin korunmasında önemlidir.

Potasyumun fonksİyonları Sodyumun ekstrasellülerdeki işlevlerini intrasellülerde üstlenir Glikolitik yolda görevli pirüvat kinazı aktifleyen bir katyondur Doku hücrelerinin fazlalaşmasını sağlayıcı etkisi vardır Ekstrasellülerde kas aktivitesi ve özellikle kardiyak aktivite açısından önem taşır

Kas-sinir uyarılmasında rol oynar; kas-sinir uyarı denkleminin pay kısmında yer alır. Potasyum, Mg+ ve Ca++ iyonları ile etkileşerek iskelet ve kalp kasının kasılması ve sinir iletisinde görev alır. Diüretik etkisi vardır .

Mide-bağırsak sisteminden emilir. K+ Metabolizması Mide-bağırsak sisteminden emilir. Hızlı dağılıma uğrar, az miktarı hücreler tarafından alınır, büyük bir kısmı böbrekler ile atılır.( %90) İdrar ile belirli bir miktarda günlük atılımı zorunlu olan bir elementtir. Şiddetli diyarede feçesle fazla miktarda atılır. Ter yoluyla kayıp çok azdır.

potasyumun kanda Regülasyonu Aldosteron tarafından düzenlenir. Aldosteron böbrek tubuluslarından Na+ geri emilimini arttırırken, K+ emilimini azaltarak idrarla atılmasını kolaylaştırır.

Erişkin sağlıklı bir insanda serum potasyum düzeyinin normal değeri: 3,5-5,1 mEq/L

Serum potasyum düzeyinin normalden yüksek olması hiperpotasemi (hiperkalemi) Serum potasyum düzeyinin normalden düşük olması hipopotasemi (hipokalemi) olarak tanımlanır.

Hiperkalemi nedenleri Fazla K+ alımı İntrasellüler kompartmandan ekstrasellüler kompartmana çıkış : masif hemoliz, ağır doku hasarı, ciddi açlık, metabolik asidoz, dehidratasyon,insülin eksikliği Renal K+ tutulumu : akut veya kronik böbrek yetmezlikleri, renin-anjiyotensin-aldosteron sistem hipofonksiyonu, Addison hastalığı, primer renal tübül.defekti , şok

Kandaki K düzeyi aşırı yükselerek konsantrasyonu 10 mEq/L’yi aşarsa kardiyak arrest olur; yani kalp durur. Hiperkalemi kalbin durması için ciddi bir risktir; acil çözüm gerektiren bir elektrolit bozukluğudur. Hiperkalemide merkezi sinir sisteminde depresyon ( mental konfüzyon, halsizlik, işitme kaybı, ekstremitelerde paralizi, solunum kaslarında zayıflık ) görülür. Hiperkalemiye bağlı olarak ince bağırsak ülserleri oluşabilir.

K düzeyinin hatalar nedeniyle yüksek bulunması nedenleri Laboratuvara gönderilecek venöz kanı alırken yapılan hatalar K düzeyinin yüksek çıkmasına neden olur. Kan alırken oluşturulan aşırı vakum hemoliz oluşurur, eritrositlerin içindeki K hücre dışına çıkarak kana karışır, K analizi yapıldığında normalden yüksek çıkar, yanıltıcı olur. Venöz kan alırken turnikenin uzun süre tutulması kan K düzeyini arttırır. Bunu engellemek için enjektör iğnesinin damara girmesinden sonra hemen turnike açılmalıdır.

Hipokalemi nedenleri Az K+ alımı : kronik açlık, çeşitli hastalıklarda ve özellikle ameliyatlar sonrasında potasyumsuz sıvıların intravenöz yoldan uzun süre verilmesi. K+ kaybı : kusma, diyare, renal tübüler asidoz, metabolik alkaloz, primer ve sekonder aldosteronizm, Cushing sendromu, Fanconi sendromu, osmotik diürez, diüretik tedavi. Ekstrasellüler kompartmandan intrasellüler kompartmana kayma : insüline yanıt olarak, alkaloz, hipotermi

Hipokalemide kas güçsüzlüğü reflekslerde azalma, irritabilite, paralizi, taşikardi kardiyak aritmiler ve mental konfüzyon görülür.

Besinsel potasyum kaynakları Dana, sığır ve tavuk etleri, sığır karaciğeri, kuru kayısı, kuru şeftali, muz, portakal, üzüm, kiraz, patates, lahanadır. Günlük gerekli doz olan 2-3 g potasyum besinlerden kolaylıkla sağlanır. Sütte de çocuklara yetecek kadar potasyum vardır.

Klor (Cl) Hücre dışı sıvısının en yüksek konsantrasyonda bulunan anyonudur. Proteinat ve diğer anyonların bulunduğu yerde klorür iyonu azdır. Cl- ve Na+ iyonları birlikte, plazmanın osmotik aktif bileşenlerinin çoğunu oluşturur, su ve asit- baz dengelerinin sağlanmasında önemli rol oynarlar. Asid-baz denge bozukluklarının olmadığı durumlarda plazma Cl- konsantrasyonu, Na+ konsantrasyonuna paralel değişim gösterir.

Asid baz dengesinin sağlanmasında eritrositlerin içinde CO2’in HCO3- şeklinde taşınmasında klorür kaymasının önemli rolü vardır. Beyin omurilik sıvısında (BOS) klorür diğer tüm vücut sıvılarından daha fazladır. Bağırsak sıvısında da yüksek konsantrasyonda bulunur. Acilde önemi en az olan elektrolittir (Na,K ve Mg’a göre özellikle) ama Hipokalemik alkaloz (K dusuk) un düzeltilmesinde Cl ölçümü önemlidir çünkü Cl verilmeden sadece K verilirse alkaloz duzelmez.

Klorürün fonksiyonları Plazma ozmotik basıncının düzenlenmesine katkıda bulunur Asit-baz dengesinin düzenlenmesinde rol alır Su metabolizmasının düzenlenmesine katkıda bulunur Amilazı aktifler. Mide özsuyunda HCl oluşumuna katılır. Mide mukozasından bir mineral asidin salgılanması biyolojik ortamda başka örneği görülmeyen bir olaydır. Mide özsuyundaki HCl antiseptik gibi davranır. Protein sindirimi için mide HCl asit salgısı çok önemlidir.

Cl- Metabolizması Klorürün vücuda alınımı ve atılımı sodyum ile birlikte olur. Cl- metabolizma bozuklukları Na+ metabolizma bozukluklarına eşlik eder. Klor metabolizmasının düzenlenmesi aldosteron tarafından sağlanır. Aldosteron, sodyumla birlikte klorürün de böbrek tubuluslarından geri emilimini arttırır.

Serumda normal Cl- konsantrasyonu: 96-104 mmol/L 98-108 mEq/L

Serum klorür düzeyinin normalden yüksek olması hiperkloremi Serum klorür düzeyinin normalden düşük olması hipokloremi olarak tanımlanır.

Hiperkloremi nedenleri Dehidratasyon Renal tübüler asidoz Akut renal yetersizlik Diabetes insipidus Uzun süreli diyarede sodyum bikarbonat kaybı ile ilişkili metabolik asidoz Adrenokortikal hiperfonksiyon Uzun süreli tuz tedavisi Kistik fibrozis

Hipokloremi nedenleri Aşırı terleme Kusma : Cl- ve H+ kaybı ; Na+’dan daha fazla Cl- kaybı; plazmada HCO3-artar (hipokloremik alkaloz) Sıklıkla metabolik asidozlarda organik asitlerin fazla oluşumlarına veya azalan atılımlarına bağlı olarak gelişir. Plazmada β-hidroksi bütirat, asetoasetat, laktat ve fosfat gibi anyonların artmasına bağlı olarak klorür anyonları azalır( diyabetik ketoasidoz, laktik asidoz, böbrek hastalıkları ).

Mineralokortikoid fazlalığı (primer veya sekonder), Cushing hastalığı veya yüksek dozda ACTH ve kortizon verildiğinde (iyatrojenik) : hipokalemik, hipokloremik alkaloz Kistik fibroz hastalığında terde klorür miktarı tanı amaçlı tayin edilir; terin klorür içeriği artar. Diyare ( Cl- emilim bozukluğu )

Besinsel potasyum kaynakları   Kereviz, marul, ıspanak, domates, tuz (bütün öbür sodyumlu besinler)  Sodyumla birleşmiş olduğundan sodyum yeteri kadar alındığında klor seviyesi de genellikle yeterli olacaktır.

TEŞEKKÜRLER...