HEMATOLOJİ’DE ACİL DURUMLAR Dr. Yahya Büyükaşık Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
HİPERTANSİF HASTAYA YAKLAŞIM
Advertisements

ANEMİLER.
12.ULUSAL REJYONAL ANESTEZİ KONGRESİ 29 EYLÜL- 2EKİM 2011 PROBLEME DAYALI EĞİTİM TARTIŞMASI   PREEKLAMPSİ VE ANESTEZİ EĞİTİM YÖNLENDİRİCİSİ DR.BERRİN.
YÜZEYEL TROMBOFLEBİT Prof.Dr.Hasan Berat Cihan
TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ EĞİTİM ÇALIŞMALARINDAN 2012
Böbrek Yetmezliğinde ilaç tedavisi
Hazırlayan: Dr Berge EDE Moderatör:Op.Dr.Turhan Pekiner
49 yaşında, Kıbrıs’tan, erkek hasta.
12.ULUSAL REJYONAL ANESTEZİ KONGRESİ 29 EYLÜL- 2EKİM 2011 PROBLEME DAYALI EĞİTİM TARTIŞMASI   PREEKLAMPSİ VE ANESTEZİ EĞİTİM YÖNLENDİRİCİSİ DR.BERRİN.
Acil Serviste Geriatrik Hastaya Yaklaşım
Onkolojik Acillerde Girişimsel Radyoloji
TROMBOSİTOPENİ ve AYIRICI TANISI
1 Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İç Hastalıkları ABD. Genel Dahiliye
HİPERPOTASEMİ’YE YAKLAŞIM
Cerrahide yandaş hastalıklar
KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ VII. Çocuk Sağlığı Bahar Toplantısı
Prof.Dr. Ahmet Dobrucalı
EDİNSEL KOAGÜLASYON BOZUKLUKLARI
ITP (İMMUN TROMBOSİTOPENİK PURPURA) (PRİMER İMMUN TROMBOSİTOPENİ)
KAN TRANSFÜZYONLARI VE KOMPLİKASYONLARI
Parsiyel Splenik Embolizasyon
Acil Sağlık Hizmetleri Şube Müdürlüğü
ENUREZİS Doç. Dr. Bilal YILDIZ
İNT.DR.EMRAH ÖZKAN ARALIK 2014
Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2008
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Prof.Dr.Adnan Levent YALDIRAN
ULUSAL DİYABET KONGRESİ KONSENSUS GRUBU
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 5 Mart 2013 Uzm. Dr. Uğur Demirsoy.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
GERM HÜCRELİ TÜMÖR VE HEMOFAGOSİTOZ BİRLİKTELİĞİ:NADİR GÖRÜLEN BİR OLGU Zehra Erdemir*, Semih Akın**, Burçak Karaca**, Rüçhan Uslu** *Ege Üniversitesi.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
KRONİK BÖBREK HASTALIĞI TANI ve YAKLAŞIM
Gebelikte Hematolojik Hastalıklar
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KONVÜLZİYONA YAKLAŞIM
Pıhtılaşma faktörleri, kanın pıhtılaşması ve fibrinoliz
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD
HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROMDA PLAZMAFEREZ
YÜKSEK DOZ WARFARİN KULLANIMI SONUCU GELİŞEN YAYGIN ALVEOLER HEMORAJİ
PNÖMONİLER Dr. Oğuz KILINÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
Anemilerin sınıflandırılması
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ MEGALOBLASTİK ANEMİ REÇETE YAZIM İLKELERİ ve REÇETE ÖRNEKLERİ Dr. Ayhan DÖNMEZ.
YAŞLIDA ANEMİ PROF. DR. TANJU BEĞER CERRAHPAŞA TIP FAK
Sepsis Tanı ve Tedavisi
Hemodiyaliz Hemşireliği
HEMOSTAZ NEDİR? -Kanamanın Durması -Patolojik Hemostaz : Tromboz
ÇOCUKLARDA ENFLAMASYON ANEMİSİ
Kanamalı hastaya yaklaşım
Diffüz Progresif Döküntüsü Olan Bir Adölesan
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 11 Mart 2016 Cuma İnt. Dr. İpek Sarıkaya İnt.
ANEMİ: GENEL KAVRAMLAR ve KLİNİK YAKLAŞIM
Acilde sıvı tedavisi ve kan transfüzyonu
Acil Serviste Geriatrik Hastaya Yaklaşım
Skin Plaques in a Woman with Renal Disease
HEMOSTAZ VE HASTALIKLARI
TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Herediter Anjioödem Dr. Mehmet KILIÇ.
Böbrek Hastalıklarında Anamnez ve Fizik Muyene
PERNİSİYOZ ANEMİ Vücudun yeteri kadar B12 vitaminine sahip olmamasından dolayı yeterli miktarda sağlıklı alyuvarın yapılamadığı bir durumdur.  intrensek.
POLİSİTEMİ VERA Prof. Dr. H. İsmail Sarı
DOKSAN YAŞINDA BİR BAYAN HASTADA YENİ TANI VON WİLLEBRAND TİP 2B Mehmet Rami Helvacı*, Çiğdem Asena Doğramacı**, İlkay Duman*, Vedia Gül Değirmenci*, Kemal.
Acil Aferez Uygulamaları
Kardiyovasküler Aciller ve Postop. Hasta Takibi Prof. Dr
ARŞ. GÖR. DR. HAVVA ŞEN KTÜ TIP FAKÜLTESİ AİLE HEKİMLİĞİ AD
açık kalp cerrahisinde kan koruma stratejileri
VAKA SUNUMU Arş. Gör. Dr. Kevser AYAR KTÜ Tıp Fakültesi
Sunum transkripti:

HEMATOLOJİ’DE ACİL DURUMLAR Dr. Yahya Büyükaşık Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü

Hematoloji’de Acil Durumlar 1.Santral sinir sisteminin neoplastik tutulumu 2.Vena kava süperior sendromu 3.Polistemia vera ve esansiyel trombositozda arter trombozları (SVO, Mİ, vb.) 4.Tümör lizis sendromu 5.Hiperkalsemi 6.Medulla spinalis basısı 7.İmmün kompromize hastada infeksiyon 8.Hiperviskozite sendromu 9.Dissemine intravasküler koagülasyon 10.Orak hücreli anemi krizleri 11.Hemostatik bozukluğa bağlı vital organ kanamaları ya da massif kanamalar 12.Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu 13.Ekstremiteleri ya da hayatı tehdit eden venöz trombozlar 14.Trombotik trombositopenik purpura ve hemolitik üremik sendrom 15.Heparine bağlı trombositopeni/tromboz sendromu 16.Kardiyopulmoner rezervi azalmış hastada derin anemi

24 yaşında bayan 10 gündür devam eden halsizlik-kırgınlık, baş ağrısı, ateş yakınmalarıyla başvurdu. Bu süre zarfında 2 kez dakika süren burun kanamaları olmuş. Eşi, hastamızda son 1 gün içinde dalgınlık oluştuğunu belirtiyor. Fizik incelemede hastada konfüzyon olduğu saptandı. Vücut sıcaklığı 38.2 °C bulundu. Hemoglobin: 9 g/dl (  )MCV: 95 fl Trombosit: /mm 3 (  ) Kreatinin:1.9 mg/dl (  ) Üre: 66 U/ml (  ) LDH: 2600 U/ml (  ) LP mikroskobisi, PTZ ve APTT neticeleri normaldi. Kraniyal BT normal olarak rapor edildi.

Hastanın Semptom ve Bulguları 1. Ateş 2. Nörolojik Bozukluk 3. Trombositopeni 4. Mikroanjiyopatik hemolitik anemi 5. Böbrek fonksiyon bozukluğu = Trombotik Trombositopenik Purpura (ya da TTP/HÜS)

TTP/HÜS Sendromunda Tanı Anındaki Bozukluklar Hastaların yüzdesi MAHA Trombositopeni Nörolojik semptomlar Böbrek hastalığı Ateş985924

Hastaların çoğunda bu metalloproteaza karşı otoantikor vardır ya da proteaz doğuştan eksiktir.

TTP PATOGENEZİ Katabolize edilemeyen çok yüksek mol ağırlıklı vWF molekülleri... yüksek “shear stres” ortamında aktive olup... spontan trombosit agregasyonuna neden olurlar ULvWF GP Ib TTP, bir vWF katabolizma bozukluğudur.

Mutlak Aferez İndikasyonu Olan Hematolojik Hastalıklar/Durumlar Trombotik trombositopenik purpura Hiperviskozite sendromları (lösemide hiperlökositoz dahil) Periferik kök hücre toplama Posttransfüzyon purpura sendromu Semptomatik trombositoz Orak hücreli anemi (kontrol edilemeyen/yüksek riskli) krizleri Tedavi: Plazma Değişimi (exchange) LDH ve trombosit sayısı 3 gün üst üste normal oluncaya kadar her gün devam edilir. Sonra azaltılarak kesilir. Kısa sürede plazma değişimi mümkün olamayacaksa plazma transfüzyonu ve steroid ile tedaviye başlanabilir. (Tedavi edilmezse % 90 mortalite)

38 yaşında bayan son 15 gündür bacaklarında kırmızı renkte küçük döküntüler fark etmiş. Bir hafta evvel yaklaşık yarım saat devam eden burun kanaması olmuş. Şimdi 12 saattir devam eden burun kanaması nedeniyle başvuruyor. Gelmeden evvel KBB tarafından absorbe olabilen nazal tampon uygulanmış. Fizik incelemede bilateral diz altında peteşiler ve sağ yanak mukozasında hemorajik bül izleniyor. Cilt ve mukozalar hafif soluk. Organomegali yok. Hemoglobin: 9 g/dl (  )MCV: 88 fl Trombosit: 8 000/mm 3 (  ) Beyaz küre: 7500/mm 3

Idiopatik (= primer immün) Trombositopenik Purpura Tanısı Tanı diğer nedenlerin ekarte edilmesi ile konur: - Psödotrombositopeninin ekarte edilmesi (PY) - MAHA’nın ekarte edilmesi (PY) - Kemik iliğinde megakaryositler normal ya da artmış (nadiren hafif azalmış olabilir) (Kİ aspirasyonu ± biopsisi) - İlikte displazi ya da anormal hücre artışı yok (Kİ aspirasyonu ± biopsisi) - Kronik karaciğer hastalığı ve/veya splenomegali yok (Abdominal USG, KCFT) - Kollajen doku hastalığı yok (Öykü, ANA, Anti dsDNA) - Lenfoproliferatif hastalık yok (öykü, LAP-organomegali için FM, Abdominal USG) - Akut/kronik infeksiyon hastalığı, HIV, hepatit C, hepatit B yok (öykü, HIV ve hepatit serolojileri, gerekirse infeksiyon araştırmaya yönelik diğer testler) - Dissemine intravasküler koagülasyon yok (öykü, şüphe varsa PTZ, APTT ve D-dimer) - Şüpheli ilaç öyküsü, yakın tarihte kan transfüzyon öyküsü yok (Öykü) - Antifosfolipid sendrom şüphesi varsa antikardiolipin antikorlar, lupus antikoagülanı ? - Ailede trombositopeni öyküsü yok (öykü, nadiren aile taraması, trombosit morfolojisi için periferik yayma, nadiren trombosit fonksiyon testleri, nadiren elektron mikroskobi)

Idiopatik (= primer immün) Trombositopenik Purpura Tedavisi Steroid 1 mg/kg (pulse tedavinin yeri ?)... 3 hafta tam doz, sonra azaltarak kes Yanıtsız hastada ya da steroid azaltılırken trombositopenisi bin/mm 3 trombosit elde edilmesi de kabul edilebilir) splenektomi gündeme gelmelidir. Splenektomi yerine günaşırı düşük doz steroid ile devam kararı verirken hastanın yaşı, aktivite durumu, tedavi beklentileri ve osteoporoz riski -aile öyküsü, aktivite, diyet, komorbid durumlar- göz önünde tutulmalıdır. Splenektomi sonrası refrakter trombositopeni tedavisinde bir standart yoktur.

Trombositopenik hastada hangi hallerde aciliyet söz konusudur ve bu hallerde yaklaşımlar nedir ? Aktif kanama olması (alt ekstremitedeki peteşi-ekimozlar hariç) < 50 bin trombosit sayısı olan hastada tehlikeli travma (kafa travması) Travmayla ilintisiz ıslak purpuralar (ağız mukozası) varsa trombositopeninin nedeni ne olursa olsun acil yaklaşım gerekir. Diğer hallerde aciliyet altta yatan hastalığa, ek medikal sorun olup olmamasına, hastalığın süre ve seyrine bağlıdır. Acil hallerde; Trombosit transfüzyonu gereklidir. İmmün trombositopeni varsa steroidle birlikte 1 g/kg 2 gün ya da 400 mg/kg 5 gün IVIg (akut kanaması olan ITP hastalarında steroid pulse verilebilir) Aplastik trombositopenisi olan hastalarda antifibrinolitik ajanlar, dezmopressin asetat, krioprespitat ve faktör VIIa bazı hallerde kanama kontrolüne yardımcı olabilir.

64 yaşında bayan hasta sağ femur başı kırığı nedeniyle opere edildikten 4 gün sonra sağ bacakta diz altında şişlik ve ağrı yakınmaları başlamış. Bu sırada PTZ, APTT ve trombosit sayısı ( /mm 3 ) normal imiş. Doppler USG ile sağ popliteal vende trombüs saptanmasını takiben iv heparin başlanan ve APTT düzeyi istenen düzeyde kalan (x 1.8-3) hastada ödem ve ağrı azalmış. Heparin tedavisinin 7. gününde ağrı ve aynı bacakta bu kez genel ödem hali tekrar gelişmiş. Kontrol doppler USG’de pıhtının iliak vene kadar uzandığı belirlenmiş. Bakılan kontrol tam kan sayımında trombosit sayısının /mm 3 ’e kadar düştüğü saptanmış ve trombositopeni periferik yayma ile doğrulanmış.

Y Y Y Y Y 4 PF4 Endotel yüzeyindeki GAGlarHeparin Trombosit granülleriGP IIb/IIIaFc reseptörü Y Anti-PF4/Heparin Ab Trombosit membran partikülleri vWF Hasarlanmış/ disfonksiyone endotel Y 3 2 1

% HBTT % 2-3 HBT % 8-60 Heparin/ PF 4 Ab HBTT’DE AYSBERG TEORİSİ

Heparine Bağlı Trombositopeni-Tromboz Sendromu Tanısı Genellike fraksiyone olmayan heparin kullanan hastalarda, genellikle tedavinin > 5. gününden sonra Trombosit sayısında > /mm 3 olan bazal değere göre > % 40 azalma ya da < /mm 3 trombositopeni olması Görünüşte başka neden olmaması (sepsis, diğer bir ilaç)  Mevcut trombozda ilerleme ya da heparin tedavisi altında yeni trombüs gelişmesi Anti PF4/Heparin kompleksi antikoru tanıya yardımcı olabilir.

Hızlı tanı konulmalıdır. Heparin kesilmelidir. Heparin kesilir kesilmez (trombosit sayısı halen düşük iken) varfarin başlanması kontrendikedir. Direkt trombin inhibitörleri (argatroban, rekombinant hirudin) ya da danaparoid verilmelidir. Heparin kesildikten sonra 10 gün içinde trombositopeninin düzelmesi tanıyı destekler. Hastaya bir daha fraksiyone olmayan ya da düşük mol ağırlıklı heparin verilmemelidir. Uygun tedavi edilmeyen hastalarda ölümcül tromboembolik ataklar ve/veya ekstremite kaybı gelişebilir. HEPARİNE BAĞLI TROMBOSİTOPENİNİN (± TROMBOZ) TEDAVİSİ

30 yaşında erkek hasta kurşun yaralanmasına bağlı barsak perforasyonu ve peritonit nedeniyle cerrahi yoğun bakım servisinde izleniyor. Son 24 saat içinde kateter giriş yerlerinden ve kan alımını takiben iğne giriş yerlerinden sızıntı şeklinde kanama olması üzerine pıhtılaşma testleri isteniyor ve aşağıdaki gibi bulunuyor. Hasta pıhtılaşma sistemini etkileyen herhangi bir ilaç kullanmıyor. INR: 2.5 (  ) APTT: 59 (  ) Trombin zamanı: 18 (N) Fibrinojen: 367 mg/dl (N) Hastada D-dimer düzeyi de yüksek (12 ng/ml) olduğundan dolayı akut dissemine intravasküler koagülasyon (DİK) tanısı konuluyor.

Yoğun Bakım Ünitesinden gelen kan örneği incelendiğinde: INR: 4 (  ) APTT: 180 sn (  ) İlgilenen hekimle görüşüldüğünde hastanın 34 yaşında olduğu, bir gün evvel peptik ülser perforasyonu nedeniyle ameliyat edildiği ve kanama problemi olmadığı öğrenildi. Kalan plazma örneğinden aşağıdaki ek testler yapılarak yukarıdaki bozuk testlerin heparin kontaminasyonuna bağlı olduğu saptandı. Hastanın hekimi kan örneğinin heparin ile yıkanmış olan kateterden alınmış olduğunu anımsadı. Trombin Zamanı: 88 sn (  ) Fibrinojen: 245 mg/dl Trombin inhibitörü

DİK Tedavi Prensipleri 1.Altta yatan risk faktörünün düzeltilmesi (her zaman geçerli olan ana kural) 2.Kanama ya da kanama riski varsa pıhtılaşma faktörü ve trombosit replasmanları 3.Heparin kullanımı çok tartışmalıdır. Tromboz kliniğinin hakim olduğu low- grade dissemine intravasküler koagülasyon hallerinde verilebilir. 4.Fibrinoliz inhibitörleri (traneksamik asit), abartılı fibrinolizin eşlik ettiği hastalarda üriner sistem dışı dirençli kanamaları kontrol altına almak amacıyla kullanılabilir. 5.Antitrombin III kullanımı tartışmalıdır. Randomize klinik çalışmalarda mortalite üzerinde olumlu etkisi olduğu gösterilememiştir. Ancak, bu çalışmalar küçük ölçekli olduklarından sonuçları ihtiyatla karşılanmalıdır. 6.Aktive protein C’nın mortaliteyi azalttığını gösteren nadir randomize klinik çalışmalar vardır. Ancak, bu çalışmalar da küçük ölçekli olduklarından sonuçları ihtiyatla karşılanmalıdır.

Orak Hücreli Anemide Krizler Vazo-oklüzif—Özellikle kemiklerde, göğüste ve abdomende (splenik infarkt); serebral damarlarda olursa inme; peniste ise priapismus Aplastik—Parvovirüs B19 infeksiyonunda Sekestrasyon—Özellikle infantlarda ve küçük çocuklarda. Eritrositlerin dalakta ve bazen diğer organlarda sekestre olmasına bağlı olarak ağır anemi Hemolitik—Eritrosit ömrünün daha da kısalmasına bağlı olarak ağırlaşan anemi ve hemoliz bulguları Megaloblastik—Folik asit eksikliğine bağlı ağırlaşan anemi Göğüs sendromu—Akciğerde yeni infiltrasyon ve akut semptomları olan hasta. Solunum yetmezliğine ilerleyebilir. Erişkinlerde en sık ölüm nedenidir.

23 yaşında, bilinen orak hücreli anemisi olan erkek hastada 4 gündür yoğun kalça ağrısı başlamış. Daha evvel de bir çok kez benzer yakınmaları olduğunda yaptığı gibi i.m. diklofenak sodyum kullanımış. Yakınmaları oldukça hafiflemiş. Hastamızın son birkaç gündür şiddetli öksürük yakınması da mevcutmuş. Fizik incelemede vücut sıcaklığı 37.9 °C ve sağ akciğer bazalinde krepitan raller belirlendi. PA akciğer grafisinde aynı sahada bir konsolidasyon sahası mevcuttu. Hastaya akut göğüs sendromu tanısı konuldu.

AKUT GÖĞÜS SENDROMU Spesifik bir patololojik süreç değildir. Akut pulmoner semptomlar ve radyolojik bulgular tanı için yeterlidir. Altta yatan patolojik hadiseler pnömoni, yağ embolisi ya da pulmoner infarktüstür. Altta yatan patolojik hadise hangisi olursa olsun akciğer dolaşımında oraklaşmaya bağlı vazüoklüzyonlar ve ağır pulmoner yetmezlik ortaya çıkabileceğinden “akut göğüs sendromu” olarak ortak bir antite altında değerlendirilirler.

1. Tetikleyen infeksiyon, dehidratasyon gibi faktörlerin düzeltilmesi 2. Sedasyon ve analjezi (ağrılı krizler) 3. Gerekiyorsa exchange transfüzyon (SVO, hepatik iskemi, dalak sekestrasyonu, hipoksi ile seyreden ya da kontrol edilemeyen pulmoner sekestrasyon, kontrol edilemeyen ağrılı kriz, kontrol edilemeyen priapismus) 4. Antikoagülasyon ?, antiagregan ilaçlar ?, hipoksemi varsa nazal O 2 5. Gerekirse cerrahi (dalak sekestrasyonu geçiren bebekte, hidrasyon analjezi, SF ve  adrenerjik ajanlarla ile corporal aspirasyona yanıt vermeyen priapismus, konservatif tedaviyle düzelmeyen ağır renal papiller nekroz, vb) Orak Hücreli Anemi’de Vazooklüzif Atakların Tedavisi

Anemi ne zaman aciliyet oluşturur ve transfüzyon yapılması gereklidir ? Beta Talassemi dışında transfüzyon için bir “eşik” hemoglobin değeri belirlemek doğru değildir. Eritrosit Transfüzyon Kanunu: “Transfüzyon, anemi semptomatik ve iyileştirilemez ise ya da hastanın klinik yakınmaları aneminin ilaçla tedavisini beklemeyi mümkün kılmayacak kadar ağır ise yapılmalıdır” 65 yaşında erkek hasta acil servise yeni başlayan ve 2 gündür eforla ilgisiz olarak sık sık tekrar eden göğüs ağrısı ile başvurdu. EKG’de prekordial derivasyonlarda yaygın ST depresyonu ve T negatifliği saptandı. Kardiak enzimleri normal düzeylerdeydi. Stabil olmayan anjina pektoris tanısı konulup tedavi başlanan hastanın kan sayımında hemoglobin 9 g/dl (OEV: 73 fl) bulundu. En kısa sürede kan testleri için örnekler alınması ve takiben eritrosit transfüzyonu yapılması planlandı. 22 yaşında üniversite öğrencisi bayan halsizlik, solukluk, çarpıntı, çabuk yorulma yakınmalarıyla başvurdu. Daha evvel demir eksikliği anemisi tanısı ile birkaç kez kısa süreli oral demir replasmanı yapıldığı öğrenildi. Başvurmadan evvel Mediko’dan istenen kan sayımında hemoglobinin 5.6 g/dl olduğu (MCV: 65 fl), serum demir parametreleri ve ferritin düzeyinin ise demir eksikliği ile uyumlu olduğu görüldü. Ağır demir eksikliği anemisi için etiyolojik araştırmalar planlandı ve demir replasmanına başlandı.

Hiperviskozite Sendromu İmmunoglobulinlerin (multipl myeloma, Waldenström makroglobulinemisi, vb) Ya da Hücresel elemanların (AML, ALL, KLL, KML, P. Vera) düzeylerindeki artış kan viskozitesinde yükselmeye neden olabilir. Hücresel elemanlardaki yükselmeye bağlı hiperviskozite tablosuna lökostaz denilir. Artan kan elemanının büyüklüğü ve kompliansı viskozite artışında belirleyici rol oynar. Bu nedenle hiperviskozite en sık Waldenström makroglobulinemisi ve AML’de izlenir. Bu hastalıklarda sırasıyla > 3 g/dl paraprotein ve > /mm 3 blast varlığında hiperviskozite sendromu görülebilir.

Hiperviskozite Sendromunda Semptomlar Mukoza kanamaları (diş eti, burun, gastrointestinal) Nörolojik komplikasyonlar (baş ağrısı, şuur bozuklukları, vertigo, sağırlık, ataksi, senkop, konvülzyon, serebral kanama) Görme ile ilgili semptom ve bulgular (diplopi, bulanık görme, retinal kanama ve eksüdasyon, retinal ven trombozu) Kalp yetmezliği Tanı çoğunlukla klinik bulgulara dayanır

Hiperviskozite Sendromunda Tedavi Destek tedavisi önemlidir. Ama eritrosit transfüzyonu, diürez gibi viskoziteyi artıran tedavilerden mümkün olduğunca kaçınmalı Hiperviskoziteye neden olan kan elemanının düzeyi hızlıca düşürülmelidir. Aferez gereklidir. Aferezle birlikte hidroksiüre (AML, KML) ya da steroid ve/veya siklofosfamid de (ALL, KLL) başlanmalı ve aferezin başarısız olması halinde hemen, değilse beyaz küre sayısı tümör lizis sendromu yönünden nispeten güvenli değerlere iner inmez remisyon amaçlı sitotoksik kemoterapiye geçilmelidir.

Tümör Lizis Sendromu Tümör yükü yüksek olan ve hızlı çoğalan lenfoproliferatif hastalıklarda Burkitt lösemi/lenfoma, T-ALL Genellikle kemoterapiden sonraki saatler- birkaç gün içinde Hiperkalemi, hiperfosfatemi, hipokalsemi, akut renal yetmezlik, kalp ritm bozuklukları

Tümör Lizis Sendromunda Yaklaşım Riskli hastalarda kemoterapiden evvel tümör yükünü azaltmak üzere “ön tedavi” (aferez, HU, steroid, siklofosfamid) Hidrasyon İdrar alkalinizasyonu Allopurinol Yakın elektrolit ve BFT takibi Yakın AÇİ ve vital bulgu takibi Ritm bozukluğu için monitörizasyon Hiperkalemiye bağlı kardiotoksisite için Ca glukonat Hemodiyaliz için damar girişinin hazır tutulması Gerekirse hemodiyaliz

Hematoloji’de Acil Durumlar 1.Santral sinir sisteminin neoplastik tutulumu 2.Vena kava süperior sendromu 3.Polistemia vera ve esansiyel trombositozda arter trombozları (SVO, Mİ, vb.) 4.Tümör lizis sendromu 5.Hiperkalsemi 6.Medulla spinalis basısı 7.İmmün kompromize hastada infeksiyon 8.Hiperviskozite sendromu 9.Dissemine intravasküler koagülasyon 10.Orak hücreli anemi krizleri 11.Hemostatik bozukluğa bağlı vital organ kanamaları ya da massif kanamalar 12.Akut hemolitik transfüzyon reaksiyonu 13.Ekstremiteleri ya da hayatı tehdit eden venöz trombozlar 14.Trombotik trombositopenik purpura ve hemolitik üremik sendrom 15.Heparine bağlı trombositopeni/tromboz sendromu 16.Kardiyopulmoner rezervi azalmış hastada derin anemi