İNCELİK KURAMINDA GELİŞMELER VE KAVRAMSAL SORUNLAR: YÜZ’E BAKIŞ Şükriye RUHİ Orta Doğu Teknik Üniversitesi
İncelikte Kuramsal Yönelimler ve Yüzün Çok Anlamlılığı Bazı dilbilimciler evrensel bir incelik kuramından söz edilemeyeceğini öne sürerken (örneğin, Watts 2003), bazı dilbilimciler inceliğin çok dar bir davranış yelpazesini kapsadığını öne sürerek bu kavram yerine, ‘ilişki düzenlemesi’ (İng. rapport management, the management of relationships) kavramını önermişlerdir(Spencer-Oatey, 2002).
Yaklaşımlar farklı olsa da yüz kavramı inceliği güdüleyen temel taşlardan biri olarak görülmüş ve değişik biçimlerde tanımlanarak çok anlamlılık sergilemiştir. Goffman, yüzü bireylerin ‘belli bir etkileşimde izlediği tutumla kendisi için edindiği olumlu toplumsal değer’ olarak tanımlamıştır. İncelik kuramlarında, yüz kavramı Goffman’ın önerdiği tanımdan yola çıkmış özellikle Brown ve Levinson’un çalışması ile birlikte farklı anlamlar kazanmıştır.
Bu çerçevede bireyin yüz nitelikleri, kültürel topluluğa, etkileşimin türüne ve bireyin gerçekleştirmek istediği etkileşim hedeflerine göre değişebilmektedir.
Şükriye Ruhi, yüz kavramını doğrudan bir bireyin ya da grubun etkileşim içinde kendilerine atfedilen ve bireyin/grubun duyarlılık gösterdiği değer olarak yorumlamaktadır. Bu değer, bireyin kendi niteliklerinden veya başka birey ya da topluluklarla paylaştığı değerlerden kaynaklanabilir. Yüz kavramının bu şekilde tanımlanmasıyla, 1) Yüz tüm kültürlerde aynı derecede inceliği tetikleyici bir bileşen midir? 2) Yüz değişik kültürlerde aynı anlamsal içeriğe mi sahiptir? gibi üzerinde durulması gereken iki soru karşımıza çıkmaktadır.
Brown ve Levinson’un yüz kavramı çerçevesinde, Nuray Ayşe’nin yüz’üne saygı göstermiş; incelikli davranmıştır. Ayrıca, Nuray Ayşe’nin yüzüne kayıtsız kalmadığından Ayşe’ye yakınlık göstermiş olarak da algılanabilir(Henderson 1996). Buna göre Ayşe’nin olumsuz duygular taşıması için bir neden bulunmamaktadır. Ancak, aynı yaş grubundan başka anadil konuşucularına sorulduğunda, kimileri Ayşe’nin verdiği tepkiyi verebileceğini ve ‘Senin adına çok sevindim’ sözcesi yerine ‘Çok sevindim’ gibi olumlu duyguyu daha yakından sahiplenen bir sözceyi kullanmanın daha doğru olacağını söylemişlerdir.
Bu konuşmada Ayşe’de tetiklenmiş olan olumsuz duygusu, Türkçe’de sadece toplumsal beklentilere bağlı olan yüz kavramıyla değil, iletişimde duygudaşlığı, ortaklığı önceleyen gönül kavramı ile açıklanabilmektedir. Nurayın sevincinin Ayşe için olduğunu belirtmesi, Ayşe’ye göre bir uzaklık duygusu yaratmıştır ve bu da inceliği/inceliksizliği tetikleyen öğenin, bireylerin/toplulukların değerleri ile ilişkili olduğunu göstermektedir.
Türkçe’de duygudaşlığın incelikle ilişkisini gösteren, gönül birliği gibi kalıplaşmış dil kullanımı örneklerine de rastlanmaktadır.Örneğin, birlikte iş yapacak olan kişiler gönül birliğinden söz ederler. Birbirlerine çok yakın olup da sıkça iletişim içinde olmayan bireyler arasında geçen konuşmada, biri arayamadığı için özür dilese diğeri Günüller bir olsun diyerek cevap verebilir. Duygudaşlığa kitle iletişiminde de başvurulmaktadır; örneğin, trafikte hızı engellemek amacıyla hazırlanan bir tabelaya Hızlı sürmeyin çünkü biz sizi çok seviyoruz şeklinde bir uyarı yazılabilmektedir.
İNCELİĞİ ARAŞTIRMADA YÖNTEMLER 1) İncelik ve Duyuşsal Tepkiler İnceliğin dinleyici değerlendirmesine dayandığı görülmektedir. İncelik araştırmalarına, konuşma ortamında ortaya çıkan ya da çıkmayan ama konuşucunun ilerdeki etkileşimlerini etkileyebilecek değerlendirmeleri, veri kabul edilmelidir. İncelik kuramı, sadece dil kullanımlarını değil, bireylerin duyuşsal tepkilerini de ele almalıdır.
Gönül al- deyimi‘kültürel anahtar sözcük’ 2) İncelik ve Kültürel Anahtar Sözcükler İncelik yorumlarını izlemenin bir yolu da toplulukların kültürel anahtar sözcüklerini etkileşim senaryoları biçiminde ele almaktır. Bu yöntem, hem bireylerin etkileşimde izledikleri benlik sunumları hem de kültürel değerler konusunda ipuçları vererek, inceliğin tetikleyici öğeleri konusunda aydınlatıcı olmaktadır. Ruhi ve Işık-Güler(2007)de yer alan bütünce çalışması, Türkçe yazılı metinlerde incelikli davranış ve sözcelerin sıkça gönül sözcüğünden türetilmiş deyimlerle değerlendirildiğini göstermiştir. Gönül al- deyimi‘kültürel anahtar sözcük’
Bu sormaca ile anadil konuşucularının hem kültürel varsayımları irdelenmiş hem de başka kültürel senaryolarla(özür dile-, af et-) karşılaştırma yapılabilmiştir. Gönül alma deyiminin sıcaklık ifade eden sevindirme ve hoşnut etme eylemlerini iki yönlü işleyen, karşılıklılığa dayanan bir eylem çerçevesi oluşturduğu görülmüştür. Sonuç olarak, ilişki düzenlemesini inceleyen incelik kuramının, bireyler için etkin olan anlamlandırma stratejilerini ve bunların dayandığı kültürel kavramları tanımlamak için bir yöntem geliştirmesi gerekir. Ruhi(2007), incelik değerler sisteminin parametreleri içinde kavramlaştırılmalıdır; böylelikle hem kültürden bağımsız hem de kültüre bağımlı öğeler tanımlanabilir.