FİLOGENİ VE ONTOGENİ İLİŞKİSİ NECLA ŞAHİN
FİLOGENİ NEDİR ? Filogeni, evrimsel soy ilişkisi demektir. Bir organizma grubunun veya taksonomik kategorinin: ilk ortaya çıkışından yada özgünlüğünü kazandıktan, bulunduğu zamana veya ölümüne(özgünlüğünü kaybettiği hal değişimine) kadarki gerçek hayat hikayesidir.
Filogeni; çeşitli organizmalar arasındaki evrimsel akrabalık ilişkilerini ortaya koyar.
Bir Grup Organizmanın Filogenisi (Grup geçmişi);O grup fertlerinin geçmişleri (ontogenileri) toplamına eşittir. Taksonomik bir grubun, bulunduğu zaman-boyutuna kadaki;doğal kronolojik ve orjinleme kıstaslarına göre şekillenen gerçek hayat ağacıdır. Filogenisi tamamlanmış taksonomik kategori artık yaşamıyor demektir.Tüm canlıların yok olmasıyla filogenisi tamamlanmış olacaktır.
Filogeniye göre tür ve tür üstü kategorisindeki taksonlar jeolojik dönemlerde türleşme süreçleri ile oluşmuşlardır.
Bu türleşme süreçlerinin açıklanması ile taksonlar arasındaki evrimsel ilişki (akrabalık) açıklanmış olur Bir takson veya takson grubunun filogenilerinin belirlenmesi demek, zamansal olarak (önce-sonra) onların birbirleri ve diğer taksonlarla ortak ata temelinde durumlarının ortaya konması demektir.
ONTOGENİ Bir organizmanın; yumurtanın döllenmesinden ergin fert oluncaya kadar geçirdiği hayat hikayesidir.
Ontogeni filogeninin özeti olarak bilinir. Her ferdin bir ontogenisi (ferdin hayat döngüsü) vardır.
FİLOGENİ-ONTOGENİ İLİŞKİSİ W.Garstang’ın gösterdiği gibi bir bireyin embriyolojik dönemde geçirdiği değişiklikler yani "ontojeni" canlıların geçmişten bu güne kadar geçirmiş oldukları değişimleri (bkn: filogeni) ortaya çıkarır. Örneğin;
1.Memeli Kulak Kemikleri ve Sürüngen Çenesi Gelişmekte olan bir sürüngendeki mafsal kemiği ve onunla bağlantılı olan dördül kemik sürüngenlerde çeneye bağlıdır.
Ancak,keseli memeli embryolarında aynı iki kemik çeneye bağlı değildir,memeli kulağındaki çekiç ve örs kemiklerine dönüşmüştür. Bu gelişimsel bilgi, evrimsel biyologlarının sürüngen çenesinin memeli kulağına dönüştüğü konusunda tahminlerde bulunmasına yol açmıştır
Nitekim, fosil biliminden gelen kayıtlarda bu durumu oldukça desteklemektedir, bu konuda önemli geçiş formları bulunmuştur. Örneğin 125 milyon yıl önce Mezozoik dönemde yaşamış olan Yanoconodon isimli canlıda çene kemikleriyle içteki oldukça ayrı durumdalar ve kulak kemiklerini çeneye bağlayan bir bir kemik parçasına sahip.Fakat daha gelişmiş canlılarda aynı kemik kaybolup gitmiş durumda
2.Yılanın Arkabacakları ve Balina Embryosu Yılan türlerinin ve bacaksız kertenkelerin büyük çoğunluğu embryonik gelişim aşamasında bacak çıkartır, fakat yumurtadan çıkmadan önce onları içeri çekerler ve biraz yıkıma uğratırlar.
Benzer şekilde modern balina, yunus ve domuz balıkları arka ayaklara sahip değil, onların arka ayakları memeli fetüsünde bacak kemikleri ,sinirleri, damarları gibi çeşitli yapılara sahip olarak tamamlansada doğmadan önce dejenere olurlar.
Evrimsel biyologlar yakın zamanlarda bu canlılarda yaptıkları çalışmalarla bu türlerin atalarında meydana gelen ve arka uzuvlarını kaybedip daha aerodinamik vücut geliştirmelerine neden olan moleküler değişikleri ortaya cıkarmıstır. Ayrıca,japon sularında atalarından gelen genetik mirasın bir nevi dışa vurumu olan arka ayağa benzeyen yapıya sahip yaşayan bir yunus bulundu. Fosil biliminden gelen veriler de bu duruma destek vermektedir,örneğin 40 milyon yıl öncesine ait olan Dorudon fosilleri kritik geçisi belgelemektedir.Canlı suda yaşayıp güçlü kuyruğunu kullandığı halde körelmiş arka ayak ve parmağı kalıntısına sahiptir.
3.Embryonik İnsan Kuyruğu Memeli fetuslerinde gelişimin 4. ve 5. haftalasında ortaya çıkan ve doğumdan önce kaybolan bir kuyruk yapısı vardır.Anüs ve bacak tormurcuklarının arkasında ortaya çıkan 10-12 kuyruk omuru embryonun bu dönemdeki boyutunun yüzde 10′undan fazlasını oluşturur.
Sekonder noral tup notokord mezenkim gibi bir çok karmaşık dokudan meydana gelen bu yapı 6-12. haftalar arasında yıkıma uğrayarak yok olur.Erişkin insanlarda söz konusu omurlardan 4′ü kaynaşarak dışa doğru çıkıntı yapmayan tek bir omur halinde bulunur.
4.Yumurta Dişi Yumurta kabuğu mebranı keratin ve kollajen gibi güçlü protein yapılı fibrillerden meydana gelir. Sürüngenler ve kuşların yavurları bu yumurta kabuğunu kırmak için karunkül adı verilen yumurta dişlerini kullanırlar ve bu dişler yuvadan cıktıktan hemen sonra düşer. Sürüngen benzeri canlılardan evrilen plasentalı memeliler ise yumurta dişi, karunkül gibi yapıları kaybetmiştir .
Buna rağmen ornitorenk gibi ilkel keseli memelilerde yumurta dişi benzeri uzuvlar vardır,ancak canlının yumurtası cok ince olduğu için bu tip yapıları ihtiyaca olduğu söylenemez. Keseli porsuğumsular, koalalar gibi keseli memelilerde ise yumurta kırma gibi bir durumla karşılaşmamasına rağmen embryonik haldeyken yumurta dişi çıkar ve canlı doğmadan kısa bir süre önce ise bu uzuvlar geri gömülür.