quantifiers İsimlerin az, çok, birkaç vb. şekillerde miktarlarını belirtmek için kullanldığımız nicelik sözcüklerini göreceğiz bu bölümde. Sadece sayılabilen veya sayılamayan isimlerle kullanılanların yanısıra hem sayılan hem de sayılamayan isimlerde kullanılan nicelik sözcükleri de vardır
özellİklerİ 1) İsimden once gelirler. 2) Geldikleri ismin çoğul, tekil yada sayılamayan olmasına göre yüklem alırlar. 3) Bazı niceleyiciler her zaman “of” ile kullanılırlar.
-a couple of books (bir çift/bir-kaç kitap) -a majority of (the/my/these) books (Bu kitapların bir çoğunluğu) -a number of books (bir sürü kitap) plural -a lot of / lots of books / milk (bir sürü kitap/süt) -plenty of books / milk (bol miktarda kitap/süt) plural / uncountable -A great amount of milk (çok miktarda süt) uncountable
4) Bazı niceleyiciler of’lu ve of’suz kullanılma özelliğine sahiptirler. Bunlar of’lu iken zamirdirler. -A few of these books -Many of these books -Most of these books -Each of these books -Neither of these two books -Either of these two books -Some of these books
-A few books plural -Many books plural -Most books plural -Each apple singular -Neither apple singular -Either apple singular -Some books plural
NOTE 1: Kendilerinden sonra gelen of’la birleşirken Possessive/demonstritive adjective/definite article’lardan birisi kullanılmalı. (of+my/this/the) - Some of the people (not some of people or some the people) - Most of these people (not most of people or most these people) - None of my teachers (not none of teachers or none my people)
NOTE 2: Bu quantifier’larda of ile sadece belirlenmiş isimler nicelenir. Tüm cins nicelenmek istendiğinde of’lu yapı kullanılmaz. - Some people (bazı insanlar) some of my people (halkımın bir kısmı) - most people (çoğu insan) Most of these people (bu insanların çoğu) - no teachers (hiçbir öğretmen) None of my teachers (öğretmenlerimin hiçbirisi) - all milk (tüm sütler) all of the mik (sütün tamamı)
5) Bazı niceleyiciler hiçbir zaman of almaz 5) Bazı niceleyiciler hiçbir zaman of almaz. No milk/apple/books - No milk can be found round here. Many an apple (no one of yapılarak olur) - Every teacher can solve such a problem. (every one of yapılarak olur) - Many a man has died in the battle. (Epey bir adam savaşta öldü)
6) Niceleyicilerin başlarındaki “a” onları tekil yapamaz 6) Niceleyicilerin başlarındaki “a” onları tekil yapamaz. Niceledikleri ismin durumuna göre yüklem tekil veya çoğul olur. - We have a lot of milk. - A couple of people have asked you.
7) Bazı niceleyiciler sadece tekil isimlerle kullanılırlar. - one apple - neither apple - either apple - each apple - every apple - many a(n) = a large number of Many a good man has been destroyed by alcoholic drink
8) Bazıları sadece çoğullarla kullanılırlar. - two, three, etc - few / (quite) a few - both - a couple of - a (large) number of - several several books (birkaç kitap) (a great/good) many
9) Bazıları sadece sayılamayanlarla. *A little/little *Much *A good/great deal of [a…deal of] *A vast quantity of [a…quantity of] *A great/large amount of [a…amount of] *A little/little milk (biraz/az süt) *Much milk (çok süt) *A good/great deal of milk (çok bol miktarda süt) *A vast quantity of milk (çok bol miktarda süt) *A great/huge/large amount of milk (çok bol miktarda süt)
10) Bazıları hem sayılamayan hem de çoğullarla kullanılır. *None of *Some *Any *A lot of / lots of *Most *All *Plenty of None of the milk/books *Some milk/books *Any milk/books *A lot of/lots of milk/books *Most milk/books *All milk/books *Plenty of milk/books
11) Bazıları hem sayılamayan hem çoğul hem de tekillerle kullanılır. *no *half -all (informal, gramerce yanlış) No milk/books/apple -Half of the milk/books/apple -All of the milk/books
12) Bazıları yanlarında isim olmaksızın tek başlarına zamir olarak kullanılabilirler. (Bkz madde 4.) Bazıları daha çok nesne konumunda bulunur: a lot / lots, none -Some cars have four doors, but some have two. (…some of them have two) -A few of the shops were open but most were closed. (…most of them were closed.) -Half of this money is mine, and half is yours. (…half of it is yours.)
QUANTIFIERS IN DETAIL 1) a little = biraz [olumlu] little = (çok) az [olumsuz] -There is a little time before the train leaves. Let’s go and drink something. -There is little time to finish this project. We can never finish it in time.
2) a few = bir kaç few = (çok) az - I enjoy my life here. I have a few friends and we meet quite often. - I’m very bored here. I have few friends to talk and they are boring NOTE 1: Olumsuz anlam ile kastedilen nitelenenden isimden az miktarda olduğudur. Yoksa anlam pozitif olabilir. - She is lucky. She has few problems. (Şanslı. Çok az problemi var.) - I have a few problems. Things are not going so well for me. (Biraz problemim var. İşler benim için çok iyi gitmiyor.)
3) zamir olarak da kullanılır (alone, without a noun) - Many are called, but few are chosen. -Very little is known about him. - Do you speak English? – A little (biraz,konuşabilirim) / Little (çok az, konuşamam) - Do you have some biscuits? – A few (biraz, sana verebilirim). / Few. (çok az sana veremem)
4) of + my, this, the kuralına dikkat A few of his visitors left early 4) of + my, this, the kuralına dikkat A few of his visitors left early. (A few his visitors.) - Can I take a little of this sugar? (a little this sugar) *extra: “little” aynı zamanda küçük anlamında bir sıfattır. -A little girl wants to see you. (Küçük bir kız sizi görmek istiyor.) *extra: “the few” az miktarda insan, birkaç kişi anlamına gelen bir zamirdir. - She was one of the chosen few. (O kız seçilmiş birkaç kişiden biriydi)
A couple of (=a few) 1) Bir çift anlamı yanında bir kaç kişi anlamına da gelir. - I need a couple of eggs (=two eggs) for this. We’re going out to a restaurant with a couple of friends (=a few friends). 2) Belirli bir isimde niceleme yaptığında the/my/these kullanılır. -A couple of my friends; NOTE : Couple aynı zamanda çift, hayat arkadaşı gibi anlamlara gelir. - a married couple a partner couple
Some and Any *some = in positive sentences, for plural and uncountable *any = in negative sentences and questions, for plural and uncountable -We bought some flowers/sugar -We didn’t buy any flowers/sugar. -He’s busy. He’s got some work to do. -He’s lazy. He never does any work. -Do we have any flowers/sugar?
NOTE: Sorularda çoğunlukla any kullanılır. -Have you got any luggage? No, I haven’t. -Has anybody seen my bag? Yes, it is under the table. *Some : Fakat beklenen cevap yes ise veya eğer soruda rica veya davet var ise some kullanılır. (request, encouraging or giving an invitation) -Would you like something to eat? (teklif, offer) -Can I have some sugar, please? (rica, request) -Could I have some books, please?
NOTE 1: Some ve any’nin –body, -thing, – one ve -where kombinasyonları da any ve some’ın dahil olduğu kurallara dahildirler. -I’m hungry. I want something to eat. -I’m not hungry. I don’t want anything to eat. -There’s somebody at the door. -There isn’t anybody at the door. -Has anyone seen my glasses anywhere?
NOTE 2: Manayı olumsuzlaştıran bazı preposition, zarf, fiil ve sıfatlarda any kullanılır. *Without: -We went out without any money. *barely, hardly, never, rarely, scarcely, seldom -Hardly anybody passed the examination.(Hemen hiçkimse sınavı geçmedi) *deny, fail, prohibit, refuse, etc -He refused to eat anything. (=He didn’t accept to eat anything)
*impossible, unlikely: It is impossible to see any good view in this city. *If clause -If there are any letters for me, can you send them on this address? -If anyone has any questions, I’ll be pleased to answer them. -Let me know if you need anything.
2) any + singular (positive cümlelerde): hangisi olursa olsun anlamında (herhangi bir…) -You can catch any bus. They all go to the theatre. -“Which sang shall I sing?” “Any song. I don’t mind.” -Come and see me any time you want. -Any of the students could have answered this question.
3) some + singular/plural person: kim olduğu belli değil 3) some + singular/plural person: kim olduğu belli değil. (-‘nın biri, birtakım…) -Some kind person sent me those flowers. (Kibar adamın biri bana bu çiçekleri göndermiş) -Some woman just stole my purse. (Kadının biri demin cüzdanımı çaldı) NOTE : Some ayrıca aşağıdaki anlamlarda da kullanılır. -Some people don’t like tea. (Bazı insanlar çay sevmezler) -The talks went on at some length. (Görüşmeler epey sürdü.) [adv]
4) somebody / anybody ve someone / anyone tekil yüklem, çoğul zamir (they/them/their etc) alırlar. -Someone has forgotten their umbrella. (Birileri şemsiyesilerini unutmuş) NOTE: of + my/the/this kuralına dikkat -Some of my parents. Any of your food. -Some of parents (Yanlış) Any of food (Yanlış)
No and None (No vs Any) 1) no, nothing, nobody, none of… kullanılan cümlede –not- yer almaz. Any kullanılan cümlede aynı anlamı karşılamak için –not- eklenmelidir. - I did not say anything = I said nothing. - We haven’t got any money = We have got no money. - The station isn’t anywhere near here. = It is nowhere near here.
Much and Many Much, sayılamayan (uncountable), many ise çoğul (plural) isimlerle kullanılır, çokluk belirtirler. Normalde soru cümlelerinde ve olumsuz cümlelerde yer alırlar. Olumlularda yerlerine a lot of veya lots of kullanılır. Ancak resmi (formal) ifadelerde olumlu cümlelerde de kullanılmaktadırlar. -Many people eat too much meat. -Much of the national park was destroyed in the fire. (Milli Parkın büyük bir kısmı yangında mahvoldu)
Such and So so sıfat ve zarfları, such ise isimleri nitelemek için kullanılır. Ancak herhangi bir isim many/much/few/ little ile nitelenmişse burada so kullanılır. *[so + many/much/few/little + Noun] - I haven’t eaten so much food before. - I don’t want to take so many cars nowadays.
A Lot of / Lots of and Plenty of *Her üçü de hem sayılamayan hem de çoğullar ile kullanılır, a lot of / lots of çokluk, plenty of bolluk (more than enough) belirtir. (a lot of, lots of ile kıyaslandığında daha resmi=formaldır.) -A lot of luck lots of time plenty of money -A lot of friends lots of people plenty of ideas *“lots” veya “a lot” şeklinde zamir olarak (genellikle cümle sonunda) veya yüklem sonrasında zarf olarak kullanılırlar. (Alone, without a noun) plenty de zamir olarak kullanılır. - I care a lot about you. (Seni çok umursuyorum) (adv) [a lot=very much]
Each / Every 1) each/every her ikisi de singular noun ve singular verb Each/every time I see you, you look different. (Seni her gördüğümde farklı gözüküyorsun) 2) Each her zaman nitelediği isimden önce gelmez. Özneyi nitelerken yüklem öncesinde veya cümle sonunda gelebilir. Ancak bu kez nitelediği isim çoğuldur. “Every” bu şekilde kullanılamaz. - Each student was given a book. - The students were each given a book.
A Number of vs. The Number of the number of = sayısı anlamına gelirken, a number of çoğullardan önce kullanılır, çokluk belirtir. - A number of people have just gone to Paris from Adana by air. (Bir sürü insan hava yoluyla Adana’dan Parise demin geldi.) - The number of the people who went to Paris from Adana are not known yet. (Adana’dan Paris’e giden insanların sayısı henüz bilinmiyor.)
Both / Neither / Either Her zaman iki şey için kullanılırlar: - Both restaurants are very good. - Neither restaurant is expensive. - We can go to either restaurant. Paralel yapılar: Bu tür yapılarda ilk ne tür bir yapı gelmişse, daha sonra da aynı tür gelmelidir. - (both+noun+…and+noun veya both+adj…and+adj gibi)
PREDETERMINER Determinerlerin konumu ile ilgili olarak şu iki şeyi bilmek lazımdır: 1. İsim nitelendiğinde hep ilk sırada, yani isme en uzak noktada olurlar. my friend [det + Noun] my smart friend [det+adj+Noun] my extremely smart friend [det+adv+adj+Noun]
2. İki determiner yan yana kullanılmaz 2. İki determiner yan yana kullanılmaz. Ancak predeterminerler determinerları niteleyebilirler: *all *both *half Have you drunk all (of) the milk? I had to use all my powers of persuasion to get her to agree. Remember all that trouble we had with the police last year? Both my parents are teachers. Roughly half (of) the class are Spanish and the others are a mixture of nationalities.
*… times double *twice *treble *quadruple My foot swelled up to three times the normal size when it was stung by a wasp. Electrical goods are almost double the price they were a few years ago. He's twice her size (= much bigger than she is). He earns almost treble the amount that I do. We have had quadruple the number of applicants we expected.
*quite *rather There was quite a lot of traffic today but yesterday was even busier. I've got rather a lot of work to do at the moment. *such *what It seems like such a long way to drive for just one day. I'd put on such a lot of weight that I couldn't get into my trousers. What a lovely view!
2009 – 2010 IOP 1. SINIF B GRUBU 1090610152 GÜLSÜM ÖZTÜRK