Bitirirken… Uğur Altunay 2 Haziran 2004 Çarşamba DEÜ Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü, 4-B (İÖ)

Bugün üniversitedeki son gününüz ve bu son dersiniz Bugün üniversitedeki son gününüz ve bu son dersiniz. Bu sununun amacı, öğrencilikten ayrılıp öğretmenliğe adım atarken, öznel bir seçimle önemli görülen bazı noktaların vurgulanması ve…

… beyninizin damağında hoş bir tat bırakmaktır.

Eğitim üzerine son kez…

Her çocuk başarılı bir okulda okuma hakkına sahiptir.

Öğrenciye değer verince, onun özgüvenini ve öğrenmeye açıklığını artırırız.

En etkili öğrenme, kendi öğrenmelerinden sorumlu olan öğrencilerce gerçekleştirilir.

En üst düzeyde öğrenme; öğrenme süreci, öğrenci tarafından planlanıp uygulanırsa gerçekleşir.

Daha etkili öğrenme, yaparak olur.

Öğrenme, güven ve destek ortamında daha iyi gerçekleşir.

Yalnızca öğrencinin zihnine değil, onun tüm özelliklerine ve hatta duygularına yönelen eğitim daha etkileyici ve kalıcı olur.

Bir öğrencinin duyuşsal ve bilişsel gelişimi, onun diğer öğrencilerle olumlu etkileşimi sayesinde gerçekleşir.

Öğrencinin yaratıcılığı için; keyifli, espriye yer verilen, doğaçlamanın olduğu, risklere girilen ve duygulara değer verilen bir ortam gerekir.

Çocuklar geleceğimizdir. Onlara içlerindeki güzelliği gösterelim Çocuklar geleceğimizdir. Onlara içlerindeki güzelliği gösterelim. Kendileriyle gurur duymayı öğretelim.

Zorlamayla verilen bilgi akılda kalmaz. Platon

Şimdi anlıyorum ki, sorunlarımızın çoğu aslında çocukken çözemeyip yetişkinliğimize taşıdıklarımızmış. Skynner-Cleese

Çoğu müfredatta birey olmakla ilgili olarak şunlar neredeyse hiç öğretilmiyor: iletişim, sorunlarla başa çıkma, sağlıklı ilişkiler kurup sürdürme ve kendini ifade etme. Steve Myers

İnsanlar açısından eğitimin işlevi, eğitimin hedefi, nihai olarak bireyin kendini gerçekleştirmesini, tam olarak insan olmasını, insan soyunun ya da bireyin varabileceği en üst noktaya varmasını sağlamaktır. Daha açık deyişle, bireye olabileceğinin en iyisini olması için yardım etmektir. Maslow

Bir Öykü “Yapamıyorum,”, “Edemiyorum,” diyen öğrencileri güdülemek için öğretmen sınıfa şöyle der: “Herkes bir kağıda yapamayacağını düşündüğü şeyleri yazsın.” Öğretmen de öğrencilerle birlikte yapamayacağını düşündüklerini yazarlar. Sonra ellerinde yazılı kağıtlarla bahçeye çıkarlar ve açtıkları bir çukura kağıtları gömerler. Öğretmen şöyle der: “Yapamayacaklarımızı yazdığımız kağıtları gömdük. Artık onlar öldü.” O günden sonra hepsi de “Yapamam,” demeden önce daha çok çaba gösterirler.

Bunları söylemeyin… Uslu durursanız, ... … manıza izin vereceğim. Bence, … -manız gerekir. Benim … hissetmeme neden oluyorsunuz. Bunları söyleyin… … -mak ister misiniz? … -manız konusunda sizi desteklerim. … -mayı düşünmez miydiniz? Kendimi … hissediyorum.

Şiirle…

Bir Dağ A Mountain bir dağ inşa ediyorum kralı olacağım      bir dağ, tabii ki.              ne dertten eser olacak orda           ne de tasadan,                   silme sevdiklerimle dolduracağım eteklerine kadar. üstünde kale male olsun istemem         saray da olmasın                    sur da otlardan barınağımız olsun                 yağmurun yuyup        güneşin kuruttuğu, yeter.                korku, yenmemiz gereken                         tek düşmanımız olacak                                   ama yeneceğiz biz                                          onu da. ve ben hep orda dağımın üstünde olacağım           ve ben bir gün yaşlanıp da         saçlarım ağardığında                çocuklarını yolla oraya, e mi                       beni bulsunlar...                    işte o zaman ben onlara gönül ferahlığıyla dağımı verip gideceğim. Christine Bachen (Çeviri: Uğur Altunay) A Mountain i am building         a mountain      to be king of, of course.              except i shan't have any           subjects,                   only zillions of lovers. and i don't want a Castle or         a Moat or                    a Wall only a shelter of grasses                 welded by the rain        and dried by the sun.                Fear will be the only                         enemy to suppress                                   but we shall                                          suppress it. and i shall stay on my mountain always,           and when i grow old         and greyed                send your children to the fields                       to meet me...                    then they shall inherit my mountain. Christine Bachen

BULUŞMAK ÜZERE Diyelim yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına İşte o evin kapısında bulacaksın beni Diyelim için çekti bir sabah vakti Erkenceden denize gireyim dedin Kulaç attıkça sen Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan Ege denizi bu efendi deniz Seslenmiyor Derken bi de dibe dalayım diyorsun İçine doğdu belki de İşte çil çil koşuşan balıklar Lapinalar gümüşler var ya Eylim eylim salınan yosunlar Onların arasında bulacaksın beni Diyelim sapına kadar bir şair herif çıkmış ortaya Çakmak çakmak gözleri Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı Herkes orda sen de ordasın Herif bizden söz ediyor Bu ülkenin çocuklarından Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim Özgürlüğe mutluluğa doğru Her işin başında sevgi diyor Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili Bi de başını çeviriyorsun ki Yanında ben varım Can Yücel

Hoşçakalın…

 SON 

İletişim Bilgileri E-Posta: altunay@deu. edu. tr Web: http://okul İletişim Bilgileri E-Posta: altunay@deu.edu.tr Web: http://okul.sevgisi.com Web: http://yeryuzu.gunlugu.com Müzik “Adagio” Beste: Eleni Karaindrou 2’31’’ Theo Angelopoulos’un Landscape in the Mist adlı filminin müziğidir. “Bitirirken…” © 2004, Uğur Altunay.