Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin; hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır, fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil, küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse; bunu söyleyenlere güleceksin. Mustafa Kemal ATATÜRK
Türkiye’nin En Büyük Kulübüyüz
UEFA Kupası Süper Kupa
Bunları Biz Kazanmadık Mı?
Yoksa Siz De Mi Onlardansınız?
Kupalarla Ölçülemeyecek Kadar Hani Büyük Olmanın Kupalarla Ölçülemeyecek Kadar Geniş Bir Kavram Olduğuna İnananlardan...
Evet Belki...
Şerefsiz Aşağılık Ve Çirkef Bir Camia Olabiliriz...
Federasyon Bağlantıları Kanlı Katliamlar Hakem Oyunları Şaibeli Kupalar Eşcinsel Sapkınlıklar
Artık Kulübümüzle Özdeşleşmiş Kavramlar Olabilir...
Bir Tane Adam Gibi Yöneticiye Bir Tane İnsan Gibi Futbolcuya Sahip Olmayabiliriz...
“Devletten Ne Kadar Koparsan Kardır” Zihniyetiyle Kapı Kapı Dolaşıp Açlıktan Kokan Nefesimizle Bakanlardan Yardım Dileniyor Olabiliriz...
Başkanımız Hala Naylon Faturalarla Devleti Soyuyor Olabilir... Buna Rağmen Başkanımız Hala Naylon Faturalarla Devleti Soyuyor Olabilir...
Kazandığımız Uluslararası Başarılarla Adını Duyurduğumuzu İddia Ettiğimiz Cumhuriyeti Kuran Komutan Başka Bir Takımın Başarılarıyla Övünürken...
Gelenlerinden Olabilir... Aynı Cumhuriyeti Yok Etmek İsteyen Bölücübaşı Camiamızın Önde Gelenlerinden Olabilir...
Diğer Takımın Oyuncuları Kurtuluş Savaşı Sırasında Kramponlarıyla Cepheye Koşarken...
Karşı Kazandıkları Zaferlerle Ve O Dönemde Düşman Kuvvetlerine Karşı Kazandıkları Zaferlerle Türk Halkının Gönlünü Fethederken...
Biz Hala “Efsane” Kelimesinin Bir Takıma Nasıl...
Neden...
Ve Hangi Başarılara Dayanılarak Yakıştırıldığını Anlamıyor Olabiliriz...
Diğer Kulüple Aynı Dönemde Eşsiz Fransız Kültürü Ve Medeniyetine Dayanarak...
Ve Aynı Ülkenin Maddi Desteğiyle Kurulan Kulübümüz...
“Fransız’ın Fransız’dan Başta Dostu Olmaz” Zihniyetiyle Düşmanla İşbirliği Yapacak Kadar Alçalmış Olabilir...
Kurucularımız Arasında Sırp Bulgar Ve Fransızların Sayısı Türklerinkinden Fazla Olabilir...
Diğer Takımın “Efsane” Lakabı O Dönemlere Kadar Uzanırken...
Bizim Dilimizden Düşürmediğimiz “Dünya Kulübü” Yakıştırması Yine Bu Dönemlere Dayanıyor Olabilir...
Bizim UEFA Kupasını Kazandığımızda Bile Yaşanmayan Sevinç Ve Heyecan...
Artık Bizim İçin “Angarya” Sayılan Birinci Lig Kupasını Aldığında Diğer Kulüp Artık Bizim İçin “Angarya” Sayılan Birinci Lig Kupasını Aldığında Yaşanıyor Olabilir...
Bölücübaşının Yılmaz Savaşçılarını... Kuzey Irak’tan Bölücübaşının Yılmaz Savaşçılarını...
Eşcinsel Cemaatinin Saygın Üyelerini İthal Etsek Dahi Ve Fransa’dan Eşcinsel Cemaatinin Saygın Üyelerini İthal Etsek Dahi O Yoğunluğa Ulaşamayacağımızı Biliyor Olabiliriz...
Birinci Ligin İlk Senesinde Çürük Ağları Delerek Attığımız Golü Her Fırsatta Gündeme Getirirken Maçın Rövanşında Rakibimizden 4 Tane Yiyerek Birinci Ligin İlk Kupasını Diğer Takımın Aldığını Unutuyor Olabiliriz...
1.34’lük Gol Ortalamasına Ulaşmış 353 Maçta 470 Gol Atıp 1.34’lük Gol Ortalamasına Ulaşmış Zeki Rıza Sporel’i Hiçe Sayarak...
Rahmetli Kralımızı “En Büyük” İlan Etmiş Olabiliriz...
Diğer Takımın Karşısından 79’e 65 Resmi Kupalarda 43’e 19 Özel Kupalarda Ve 126’ya 105 Aramızdaki Maçlarda Sahadan Boynumuz Önde Ayrılmış Olabiliriz...
Hem Futbol Şube Sorumluluğu Görevinde Bulunan Bir Yöneticiye... Hem Amigoluk Hem Futbol Şube Sorumluluğu Görevinde Bulunan Bir Yöneticiye...
“O… Çocuğu Fenerli” Diye Bağıran Ve Yine Aynı Takıma Yönelik Saha İçinde Hakemlere “O… Çocuğu Fenerli” Diye Bağıran Ve Yine Aynı Takıma Yönelik Tribünden Edilen Küfürlere Orkestra Şefliği Yapan Futbolculara Sahip Olabiliriz...
Transfer Görüşmelerimiz Futbol Federasyonu Binasında Yapılıyor...
Maçtan Sonra Hakemle Futbolcularımız Formalarını Değiştiriyor...
Bize Daima Tereddütsüz Penaltı Çalınırken Diğer Takıma 1,5 Yıldır Penaltı Noktası Gösterilmiyor Olabilir...
Son 4-5 Yıllık Başarılarımızla Diğer Takımın 95 Yıllık Mazisini Karşılaştırıyor...
Karıştırıyor Olabiliriz... Daha Fenası Karıştırıyor Olabiliriz...
Bizleri Her Deplasman Maçımızda “Baba Ocağınıza Hoş Geldiniz” Diyerek Sevgi Ve Şefkatle Karşılayan Bir Takıma Gerekli Hürmet Ve Saygıyı Göstermiyor...
UEFA Kupasını Aldığımız Gece Son Penaltının Ardından Tam Aksine UEFA Kupasını Aldığımız Gece Son Penaltının Ardından Havalara Sıçrayıp...
Sonra Aklımız Başımıza Geldiğinde “İ… Fener” Diye Bağırıyor Olabiliriz...
Ve Bizler...
Bu Ve Bunlar Gibi Nice Gerçekleri Bilip Yine De Pis Pis Sırıtıyor Olabiliriz...
Türkiye’nin En Büyük Kulübüyüz... Evet, Biz Bunlara Rağmen Türkiye’nin En Büyük Kulübüyüz...
Büyüklüğümüzün Yegane Kaynağı...
Diğer Takımın Amblemindeki Lacivert İle Sarının Arasına Sinsice Sıkıştırılmış Kırmızı Renkten Gelir…
Bize Yabancı İki Kavramı... Onlar Bu Rengin Bize Yabancı İki Kavramı...
Sevgi Ve Bağlılığı Temsil Ettiğini Söyler...
Birkaç Şaibeli Başarımızı Kıskanmanın Biz İse Bunun, Bizim Asil Tarihimizi Ve Birkaç Şaibeli Başarımızı Kıskanmanın En Somut Kanıtı Olduğuna İnanır...
“Eşeğe Altın Semer Taksan Da Yine Eşektir” Sözünü İspatlarcasına...
1900ler’den Gelen Bir Efsaneyle Kulübümüzü 1900ler’den Gelen Bir Efsaneyle Kıyaslamaya Kalkar...
Ve Tribünlerde Saatlerce “Kıskananlar Çatlasın” Diyerek Kendimizi Yırtarız...
En Büyük Taraftar Kitlesine Ve En Köklü Mazisine Eğer Türkiye’nin En Büyük Taraftar Kitlesine Ve En Köklü Mazisine Sahip Olduğunu İddia Eden Bir Kulüp…
Bizim Rengimizi Kıskanıyor Ve Ambleminde Kullanıyorsa...
Bu Onların Engin Mazisinde Bizim De Payımızın Olduğunun En Açık Kanıtıdır…