1 BERLİN’DE TULAREMİ-ŞUBAT 2011 DE TÜRKİYEDEN DÖNEN ZİYARETÇİLERDE GÖRÜLEN BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ İKİ OLGU Araş.Gör. Dr Özlem Aydemir Yrd. Doç. Dr. Mehmet.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
BULAŞICI HASTALIKLAR BİLDİRİM SİSTEMİ
Advertisements

Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Olaylarda Mağdurların Ruh Sağlığı Boyutu
TEKİRDAĞ İL HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ
TÜKÜRÜK YOLU İLE BULAŞAN HASTALIKLAR
Kızamık Eliminasyon Programı
Meriç Belediyeler Birliği
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
ÜÇ YIL İÇİNDE SALMONELLA ENTERİTİ TANISI İLE TAKİP EDİLEN HASTALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Yard.Doç.Dr.Öznur KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk.
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI
Daire Başkanı Dr.Ünal HÜLÜR.
Bazı Ekonomilere İlişkin Büyüme Tahminleri
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI
BİRİNCİ BASAMAKTA KOMPLİKE OLMAYAN VULVOVAJİNAL KANDİDİAZİS İÇİN TEDAVİ GÜVENLİĞİ VE HASTA TERCİHLERİ DR.SELMA AYDIN.
BULAŞICI HASTALIKLAR BİLDİRİM SİSTEMİ
Doç. Dr. Mine Esin Ocaktan
56. Türkiye Milli Pediatri Kongresi
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
BULAŞICI HASTALIKLARDAN KORUNMA YOLLARI
Bu çalışma için herhangi bir kurumdan maddi destek alınmamıştır.
CBÜ HAFSA SULTAN HASTANESİ ENFEKSİYON KONTROL KOMİTESİ
GBP HASTALIK KONTROL PROGRAMLARI
AKILCI İLAÇ KULLANIMI OTURUMLARI İÇİN ÖRNEK SUNUM
Tularemi Dr. Serpil ERTEM İnfeksiyon Hast. Ve Klinik Mikr. Uzm
TÜRKİYEDE POLİO ERADİKASYONU ÇALIŞMALARI AFP SÜRVEYANSI
KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA)
TÜRKİYE’DE VEREM SAVAŞI 2010 RAPORU. Ülkemizde “24 Mart Dünya Tüberküloz Günü” etkinlikleri kapsamında 2007 yılından itibaren her yıl Daire Başkanlığımızca.
BULAŞICI HASTALIKLARIN İHBARI VE BİLDİRİM SİSTEMİ
BİLDİRİMİ ZORUNLU BULAŞICI HASTALIKLAR BİLDİRİM SİSTEMİ VE SORUNLAR
SALGINLARIN EPİDEMİYOLOJİK İNCELENMESİ
Kızamık Eliminasyon Programı
Toplum Kökenli Pnömoniler
ŞARBON HASTALIĞI.
BAGIŞIKLIK SİSTEMİ.
1. 2 SERUM ÖRNEKLERİNDE HDV VİREMİ BELİRLEMEDE ANTİ-HDV ENZİM İMMUNOASSAY GÖSTERGESİ Dr. Özlem Aydemir Doç. Dr. Mehmet Özdemir 3.
Occupational infection duo to Brucella abortus S19 among workers invoolved in vaccine production in Argentina 2008 European Society of Climical Microbiology.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi
TULAREMİ.
TEST – 1.
DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER
ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARINDA SINIFLANDIRMA-TANI
BULAŞICI HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ (TÜRKİYE ÖRNEĞİ)
MAHREMİYET VE TIBBİ GİZLİLİK
Grip ve Hijyen Alaplı Devlet Hastanesi Fatma KARAKUŞ AKIN
KIZAMIK Kızamık ve Kızamıkçığın Eliminasyonu ve Kongenital Kızamıkçık Sendromunun Önlenmesi Kızamık aşılama hızı 2002 –% % 97 Kızamık.
PPD pozitifliği için kriterler.
DOMUZ GRİBİ.
BULAŞICI HASTALIKLARLA
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI
Bursa Sağlık Müdürlüğü
Vet. Hekim Ahmet SAFRAN Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi
GEBELİKTE AŞILANMA.
HASTANE ENFEKSİYONLARI
BULAŞICI HASTALIKLARLA MÜCADELE Koruyucu hekimlik hizmetleri, kişiye ve çevreye yönelik olarak ikiye ayrılır. KİŞİYE YÖNELİK HİZMETLER - Bağışıklama hizmetleri.
BAKANLIK UYGULAMALARI VE MEVZUAT
Evaluation of Serum Levels of Interleukin (IL)–6, IL-10, and Tumor Necrosis Factor–α in Patients with Crimean-Congo Hemorrhagic Fever Nuh Mehmet ŞAHİN.
Bulaşıcı Hastalıklarda Sürveyans
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE IG G2 DÜZEYLERİNDEKİ DÜŞÜKLÜK PEDIATRICS Volume 120, Number 3, September 2007 Dr. Cem BECERİR
Kızamıkçık (Rubella).
ÇOCUKLUK ÇAĞI AŞILARI. Ön Test Aşı Nedir? Aşı; hastalıklarla mücadele edebilmek, hastalıklar oluşmadan önlemek, hastalıklara karşı özel koruma sağlamak.
DİSPANSERLER
Öğr. Gör. Uzm. Funda Veren Zonguldak Sağlık Yüksekokulu
Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar
Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar
Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği6
NAKİL HASTALARINDA AŞILAMA
SARS   (Severe acute respiratory syndrome) CİDDİ akut solunum yetmezlİğİ sendromu  
İNT. DR. AHMET NEDİM GÜÇYILMAZ. Epidemiyoloji sağlık olaylarının görülüş sıklığı,dağılımını,nedenlerini inceleyen bilim dalı olup sadece salgınlarla değil;
Sunum transkripti:

1 BERLİN’DE TULAREMİ-ŞUBAT 2011 DE TÜRKİYEDEN DÖNEN ZİYARETÇİLERDE GÖRÜLEN BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ İKİ OLGU Araş.Gör. Dr Özlem Aydemir Yrd. Doç. Dr. Mehmet Özdemir

TULARAEMİA İN BERLİN – TWO İNDEPENDENT CASES İN TRAVELLERS RETURNİNG FROM CENTRAL ANATOLİA, TURKEY,FEBRUARY 2011 A Schubert, W Splettstoesser, J Bätzing-Feigenbaum

3 Tularemi, Almanya’da nadir olmakla birlikte artan oranda bildirilmektedir. Vakaların çoğunluğu yerli infeksiyonlardır. Bu yayında Türkiye’nin İç Anadolu bölgesinde kazanılmış, 2011 şubatta Berlin’de tanımlanmış Fransiella tularensisin hortalika alt grubuna bağlı iki infeksiyon anlatılmıştır

4 VAKA TANIMLAMASI VE KLİNİK TANI Berlin’de Mart 2011 de Türkiye ziyaretinden dönen 2 kişide Fransiella tularensis tanımlandı. Bu vakaların ikisi de 2010 sonu başında Yozgat’ta kalmışlardı. Hastaların ikisinde de ateş, faranjit, otit ve servikal LAP gibi benzer genel semptomlar vardı fakat tularemi için spesifik olan ülserasyonların lokalizasyonu farklılık gösteriyordu. Ìnfeksiyonların ikisi de yavaş ve subakut klinik ilerleyişle karakterize idi.

5 Birinci hasta 25 temmuz 2010 ile 29 şubat 2011 tarihleri arasında Türkiye’de kalmıştı. Semptomlar ilk olarak 15 aralık 2010 da görüldü. İkinci hasta 24 aralık 2010 ile 8 şubat 2011 arasında Türkiye’de bulunmuştu ve hastalığı 10 şubat 2011 de hissetti. Hastalar Berlin’e döndükten sonra 2011 şubat ortalarında tanıları konuldu.

6 Birinci hastada orofaringeal tularemi, ikinci hastada ülseroglandüler tularemi tanımlandı. İkinci form tulareminin en yaygın formudur. Tipik semptomları; inokulasyon bölgesinin yakınlarında bölgesel ülserasyonlar, sıklıkla lenf nodlarının pürülan inflamasyonudur. Multipl lenf nodlarının supuratif ülserasyonlarında ve genişlemiş lenfadenitlerde primer inokülasyon bölgesinin kesin ayırımına ulaşmak zordur.

7 Primer klinik semptomların tam olarak tanımlanması; bulaşma yolları ve daha ileri epidemiyolojik bilgileri açıklama açısından çok önemlidir. İkinci hasta ile yapılan daha ileri görüşmelerde ek epidemiyolojik bilgiler ortaya koyuldu: Hasta ve onun iki kardeşinden bir tanesi 10 şubat 2011 de hastalığı hissetti ve 2 gün sonra bir başka kardeş hastalandı. Bu iki hasta Türkiye’de kaldı.

8 LABARATUVAR: Bu patojenin kültürde tanımlaması zordur ve genellikle yavaş ürer, üremesi için özel ortam gereklidir. Az sayıda özelleşmiş labaratuvarda yapılan PCR gibi lab. metodları daha sensitiftir. Bu iki hastanın lab tanısı 4 martta yapılmıştır. Münih’teki Alman Uluslararası Referans Labaratuvarında PCR ile bu iki hastada Franciella tularensis holartika alt tipi tanımlanmıştır.

Etkilenmiş lenf nodlarından alınan pürülan materyalde spesifik DNA sekansları tanımlanmıştır. 1. hastanın ise serolojik yöntemlerle tanımlaması yapılmamış fakat uluslararası referans labaratuvarında spesifik antikorlar tanımlanmıştır. 2. hasta için Berlin’deki hastanede serolojik yöntemlerle F. tularensis lipopolisakkaridlerine ait Ig G ve M tipi antikorlar gösterilmiş.

10 HALK SAĞLIĞINA ETKİLERİ Tanılar doğrulandıktan sonra Dünya Sağlık Örgütüne Robert Koch Enstitüsü Uluslararası Sağlık Tüzüğüne uygun olarak bilgiler hemen raporlandı. Bu sıralarda Türkiye’ deki tulareminin durumu hakkında ulaşılabilir veriler yoktu. Türkiye yada komşu ülkelere yakın zamanda yapılan ziyaretlerle ilişkili tularemi infeksiyonu ile ilgili veriler bulunmadı.

11 Almanyadaki göçmen kökenli vatandaşların büyük kısmını Türk vatandaşları oluşturur yılının sonunda Almanya populasyonun %2 sini Türkler oluşturuyordu da Berlin’deki nüfusun %3 ü Türk vatandaşıydı. Buna ek olarak bilinmeyen oranda Türk kökenli Alman vatandaşı aileleri ile yakın temasta bulunmakta ve sıklıkla Türkiyedeki ailelerini ziyaret etmektedir.

12 Bu nedenle Almanya’da sağlık yetkilileri haftalık epidemiyolojik telefon görüşmeleri sırasında yabancı turistlerdeki taşınabilir infeksiyonlar hakkında bilgilendirildi. Türkiyedeki durum hakkında daha fazla veri elde etmek ama aynı zamanda diğer ülkeleride uyarmak için Robert Koch enstitüsü infeksiyonun odak noktası ve infeksiyon hakkında WHO ‘nun Avrupa Bölge Ofisini bilgilendirdi. Ayrıca Avrupa Birliğinin erken uyarı ve yanıt sistemine bilgiler gönderildi.

13 EPİDEMİYOLOJİK BİLGİLER Avrupa’da geçen yıl Norveç, İsveç, İspanya, Kosova’da tularemi salgınları belgelenmiştir. Türkiye’nin bazı kesimlerinde tularemi salgınlarının kuvvetli etkileri ve salgınların sayısı ile ilgili 2000 yılından beri yayınlar ile vardır. Almanya’da seyahatle ilişkili tularemi vakaları raporlanmıştır ve bunlardan sadece tek vakanın orjini Türkiye’ dir

14 Türk ve Alman Uluslararası Sağlık Otoriteleri Türk Sağlık Bakanlığındaki primer sağlık düzenleyicisinden Türkiye’deki güncel durum ve infeksiyonun muhtemel kaynakları hakkında daha fazla detaylı bilgi aldı. Türkiye’deki referans labaratuvarlarda 100 den fazla tularemi vakası raporlandı ve bunların büyük kısmı 2010 yılında Yozgat’ta görülen vakalardı. Ankara ve Bursa’daki referans labaratuvarlarda serolojik yöntemlerle ve PCR ile tanılar teyit edildi.

yılında Türk Sağlık Bakanlığı bu bilgiler ışığında tulareminin yayılmasına karşı bir mücadele eylem planı hazırladı. Bu eylem planı su sistemlerinin rehabilitasyonu odaklıydı. Bunun sonucunda 2011 yılında önceki yılla karşılaştırıldığında raporlanan tularemi vaka sayısında bir azalma görülmüştür.

16 Türk Sağlık Bakanlığı Berlin’deki iki vaka hakkında bilgilendirildikten sonra Yozgat bölgesinde aktif surveyans çalışması başlattı. Fakat tularemi için yeni bulaşma riskleri bulunmadı. Berlin’deki iki vakanın infeksiyon kaynağı kesin olarak identifiye edilemedi. Bununla birlikte eldeki epidemiyolojik verilere dayandırıldı. Bu iki vakadaki en muhtemel sebebin Türkiye’deki endemik bölgede kaldıkları süre içinde tükettikleri kontamine sular idi.

17 Bulaşma sıklıkla sarnıç benzeri yerlerden tedarik edilen içme suları ve iyi muamele edilmeyen merkezden dağıtılan yüzeyel içme suları olabilir. Berlin’de tanısı konan hastalardan en az birinin klinik görüntüsü bu öneriyi destekler. Orofaringeal tularemi muhtemelen patojenin oral alımı ile ilişkilidir.

18 KLİNİK DEĞERLENDİRME Tulareminin spesifik olmayan genel semptomları ve primer hastalık görünümlerinin çeşitliliğine bağlı olarak klinik tanısı kolay değildir. Bununla birlikte tularemiden erken şüphelenme ; özellikle seyahat öyküsü, hayvan teması, meslek ve böcek sokması ile ilgili epidemiyolojik verilere bağlıdır. Tanı sonradan PCR gibi sensitif metodlarla direkt kandan, lenf nodu ponksiyonundan veya spesifik serolojik testlerle teyit edilebilir.

19 Erken tanı doksisiklin yada kinolon benzeri antibiyotiklerle etkin tedavi sağlar. Daha ciddi vakalarda aminoglikozid ile kombinasyonlar yapılabilir. Lenfadenitli yada orjini kesin olarak belli olmayan bazı vakalarda ampirik sefalosporin,makrolid ve amoksisilin klavikulanik asit gibi ajanlar kullanılmış fakat etkili olmamıştır.

20 Bazen F. tularensis infeksiyonu sırasında tümörden şüphelenilerek cerrahi müdahale bile yapılabilir. Bu vakalarda tularemi sıklıkla ya sadece retrospektif histopatolojik muayene ile yada spesifik antikorlarla tanımlanmıştır. Klinisyenler Türkiye’nin bazı bölgelerinden gelen F. tularensis ile ilgili infeksiyonlar hakkında farkında olmalıdırlar. Hastalığın halk sağlığı yönü dikkate alındığında erken tanı ve tedavi majör bir role sahiptir.

21 Tularemi düşündüren klinik işareti olan vakalarda etkin tanı metodları ile tanıda gecikme olmaz. Tanıda gecikme hastaların uzun süre acı çekmesine sebep olacağından tulareminin etkin tanı metodları ile tanıda gecikme olmamalıdır.

Tularemi Vakalarının Yıllara Göre Dağılımı (Türkiye, )

Tularemi Vakalarının İllere Göre Dağılımı (Türkiye, Ocak-Haziran 2010 )

Yaşanan Salgınlar (2010 ) İLİVAKA SAYISIÖLÜM Çankırı 32- Kütahya 89- Yozgat 117-

BİLDİRİMİ ZORUNLU HASTALIKLAR GRUP A Şarbon Bruselloz Kuduz ve Kuduz Riskli Temas Sıtma Şark Çıbanı Poliomyelit Difteri Boğmaca Tetanos Neonatal Tetanos Kabakulak Kızamık Kızamıkçık Tüberküloz HIV Enfeksiyonu AIDS Gonore Sifilis Tifo Akut Kanlı İshal Kolera Viral Hepatitler (Akut) Meningokokkal Hastalık

BİLDİRİMİ ZORUNLU HASTALIKLAR GRUP B Sarı Humma Veba Tifüs Çiçek

BİLDİRİMİ ZORUNLU HASTALIKLAR GRUP C Trahom İnfluenza Lejyoner Hastalığı Tularemi Kist Hidatik(Ekinokokkoz) Akut Hemorajik Ateş Toksoplazmoz Subakut Sklerozan Panansefalit Leptosipiroz Shistosomiyaz Lepra

BİLDİRİMİ ZORUNLU HASTALIKLAR GRUP D Cryptosporidium Giardia İntestinalis Campylobacter Jejuni Listeria Monocytogenes Salmonella Chlamydia Trachomatis Enterohemorrhagic E. Coli Entamoeba Histolytica Shigella