Seda Nur Dede AD SOYLU SÖZCÜKLER
Ad Soylu Sözcükler İsim soylu sözcükler; sıfatlar, zarflar, zamirler ile ilgili bilgi ve örnek içermektedir. 09.01.2013
AD SOYLU SÖZCÜKLER SIFAT ZARF ZAMİR 2 09.01.2013
İsimler İsimler veya adlar; özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcükler. Sıfat, zarf, zamir gibi sözcük grupları isim soylu sözcükler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılırlar: Oluşlarına (maddelerine) göre Verilişlerine göre Sözcük yapısına göre Sayılarına göre 09.01.2013
Sıfatlar Sıfat ya da önad;[1] isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim vb. gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden sözcük türü. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu sözcük grubuna "sıfat tamlaması" denir. Sıfatlar genellikle diğer sıfatlardan veya isimlerden önce gelirler. Varlıkları tarif ederler, anlatıma zenginlik kazandırırlar ve çıkartılmaları durumunda cümle devrik duruma gelmez. Örneğin aşağıdaki cümlede kalın yazılmış olan sıfatların çıkartılması durumunda cümle hala anlaşılır durumdadır: 09.01.2013
Balkon kapılarından içeriye bahar havası geliyordu. Büyük balkon kapılarından içeriye ıhlamur kokulu hoş bir bahar havası geliyordu. (Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi) Balkon kapılarından içeriye bahar havası geliyordu. Aşağıdaki örnekteki gibi bazı kullanımlarda sıfatın çıkartılması hangi varlıktan bahsedildiğinin anlaşılmasını imkansız hale getirdiğinden, anlatım zenginliğinden ziyade anlam kaybına neden olur. 09.01.2013
Zamir Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği tüm işlevleri yerine getirebilen isim soylu kelime. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri kelimeleri zamirlere örnek gösterilebilir. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak etiketlemek hatalı olur zira pek çok isim soylu sözcük gibi zamirler de cümlede farklı görevlerde kullanılabilirler: 09.01.2013
Şahıs (kişi) zamirleri Kişi adlarının yerine kullanılan ben, sen, o, biz, siz, onlar, bunlar gibi kişi adının yerine geçen sözcüklerdir: Bunu ancak ben yaparım. Yarın onlara da uğrayacağız. Şahıs zamirlerinin belirtme sıfatlarından olan işaret sıfatları ile karıştırılmamaları gerekir. İşaret sıfatlarından sonra bir isim gelir ve sıfat tamlaması oluşturur. Şahıs zamirleri ise tek başına anlamlıdır. O, bu işe ne diyecek dersin? (şahıs zamiri) O çocuk seni bu hale getirdi. (işaret sıfatı) Şahıs zamirleri bazen, vurgu amacıyla, karşıladıkları isimle birlikte kullanılırlar. Bu durumda yüklem, şahıs bakımından isme değil, zamire uyum sağlar: Biz izciler; soğuğa, yağmura, çamura aldırmayız. 09.01.2013
Dönüşlülük zamiri [değiştir] Cümledeki eylemin, özne tarafından bizzat yapıldığını bildiren, vurgulayan zamirdir. Dönüşlülük zamir kendi sözcüğü ve iyelik eki almış halleridir: kendim, kendin, kendisi, kendimiz, kendiniz, kendileri. Dönüşlülük zamiri bazı kaynaklarda şahıs zamiri olarak geçer. Ödevlerini kendin yapmalısın. Kendi zamirinden sonra bir isim gelirse kelime grubu isim tamlamasına dönüşür ve kendi, "tamlayan" olur.[1] Ankara'ya kendi arabamla gittim. 09.01.2013
İşaret zamirleri [değiştir] Varlıkların yerini gösteren zamirlerdir. Türkçedeki başlıca işaret zamirleri bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, burası, şurası, orası, böylesi, şöylesi ve öylesi'dir:[1] Şu, benim kardeşim. Orası çok uzak. Gel de böylesi ile ortaklık kur... Genellikle yakındaki varlıklara işaret ederken bu ve bunlar; biraz uzaktaki varlıklara işaret ederken şu ve şunlar; en uzaktaki varlıklara işaret ederken o ve onlar kullanılır: Şunu deneyeyim, bu biraz küçük geldi. O ve onlar zamirleri, insanlar için kullanıldığında "şahıs zamiri", diğer varlıklar için kullanıldığında "işaret zamiri" olarak adlandırılırlar: Ahmet'i soruyorsan, o yarın burada olacak." (şahıs zamiri) Onları en alt çekmeceye koy." (işaret zamiri) İşaret zamirleri belirtili isim tamlamalarında tamlayan veya tamlanan olarak kullanılabilirler: Bunun sonucuna katlanacaksın. ("bu" tamlayan) Öğrencinin böylesi insanı çileden çıkarır. ("böylesi" tamlanan) 09.01.2013
Soru zamirleri [değiştir] Cümlede adların yerine kullanılan soru sözcüklerine soru zamiri denir. Soru zamiri ile oluşturulmuş soru cümlelerinin cevabı yine bir isim veya zamirdir. "Nereye gidiyorsun?" (Ankara'ya, okula, ona vs.) "Dolaptaki tatlıyı kim bitirdi?" (Nazan, teyzem vs.) "Hangisini giyeceksin?" (şunu, bunu, uzun kollu olanı vs.) "Ödülü kime verdiler?" (sana, Orhan Pamuk'a vs.) Bazı soru zamirleri cümledeki eylemi etkilediklerinde "soru zarfı" olurlar: "Ne aval aval bakıyorsun, yesene!" (soru zarfı) "Yarın ne giyeceksin?" (soru zamiri) Bazı soru zamirleri cümledeki isimleri nitelediklerinde veya belirttiklerinde "soru sıfatı" olurlar. "Hangi kalem seninki?" (soru sıfatı) "Hangisi senin?" (soru zamiri) 09.01.2013
Belgisiz zamirler [değiştir] Cümlede varlıkları isim, sayı, miktar ve ölçü yönünden belli belirsiz karşılayan zamirlere belgisiz zamir denir: Hepsi, kimse, tümü, herkes, hepimiz, kimisi, kimileri, kimi, biri, birisi, birileri, birkaçı, bazısı, bazıları, çoğu, birçoğu, birçokları, başkası, birazı, fazlası, bir kısmı, şey vb gibi: Dünkü eğlenceye kimse gelmemiş. Kimi rakı sever, kimi şarap. Başkası görse, seni kesin rapor ederdi. Bana aklı başında birisini gönder. Belgisiz zamirler bir isim tamlamasında tamlayan veya tamlanan olarak kullanılabilirler: Herkesin iyiliği için böyle olması gerekiyor." (tamlayan) Çocuklardan birkaçı firar etmiş." (tamlanan) Şahıs ve işaret zamirleri ikileme oluşturacak şekilde birlikte kullanılırlarsa, "belgisiz zamir" olurlar: Onun bunun lafıyla dolduruşa gelip hatalı kararlar alma. Seni beni dinler mi o hınzır. O bu ne derse desin, Rıza Bey bambaşkadır. "Şey" sözcüğü varlıkların adlarını veya diğer zamirleri belli belirsiz karşıladığından belgisiz zamirdir: 09.01.2013
İlgi zamiri 09.01.2013 Ana madde: İlgi zamiri İlgi zamiri eki -ki'dir. Senin sunumun benimkinden çok daha güzel oldu. (benim sunumumdan) İlgi zamiri, bağlaç olan ki ile karıştırılmamalıdır. Bağlaç olan ki ayrı yazılır ve kaldırıldığında cümlenin anlamı pek değişmez. İlgi zamiri kaldırıldığında ise cümle ya devrik hale gelir ya da apayrı ve kastedilmeyen bir anlam kazanır: Her gün gel ki bir şeyler öğrenesin. (bağlaç) Ne ki bu? (bağlaç) Senin çizimin de çok güzel ancak Ayşe'ninki şahane olmuş. (ilgi zamiri) İlgi zamiri, isimden sıfat türeten -ki eki ile de karıştırılmamalıdır. İlgi zamiri olan -ki'den önce -im, -in gibi aidiyet bildiren ekler (ilgi ekleri) gelir. Sıfat türeten - ki eki ise doğrudan isme veya ismin hâllerinden birine eklenir: Evdeki hesap çarşıya uymadı. (sıfat üreten -ki) Evimizinki akıyor. (ilgi zamiri. evimizin çatısı, suyu vs. -ki kaldırıldığında cümle anlamsız hale gelir.) Prof. Dr. Muharrem Ergin, -ki sıfat ve zamir yapma eki ile oluşturulan öteki, beriki, deminki, alttaki, dağdaki gibi sözcüklerin 09.01.2013
ÖZET: İsimler veya adlar; özel-genel (cins), canlı-cansız, somut-soyut tüm varlık, kavram ve olayları karşılayan sözcükler. Sıfat, zarf, zamir gibi sözcük grupları isim soylu sözcükler olarak kabul edilir. Türkçede isimler genel olarak kabul edilen dört farklı şekilde sınıflandırılırlar: Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği tüm işlevleri yerine getirebilen isim soylu kelime. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne; biri kelimeleri zamirlere örnek gösterilebilir. Sıfat ya da önad;[1] isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim vb. gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden sözcük türü. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu sözcük grubuna "sıfat tamlaması" denir. 09.01.2013
KAYNAKÇA: Alperen, N. ve Diğerleri (1989). Türkçe Güzel Konuşma, Okuma ve Yazma Öğretim Rehberi. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. 09.01.2013