SABAHATTİN ALİ (1907-1948).

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
UNUTTUKLARIMIZ ( 6 ) Mustafa Süreyya SEZGİN.
Advertisements

BETİMLEYİCİ ANLATIM Bu tekniği uygulayan yazarın amacı, okuyucunun görmediği bir görüntüyü, olayı, yeri, okuyucunun kafasında canlandırmaktır. Yazar.
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
ÜŞÜYORDU!.. Lütfen kendi akışında ve sesli olarak sonuna kadar izleyiniz…
TURGUT UYAR GEYİKLİ GECE.
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı
SELİM İLERİ.
Powerpoint Uygulaması
Paris ve sen Yağmur yağıyor Bu sonbahar Eskiden olduğu gibi
- Sevgi ve Merhamet Örneği: Hz. Yusuf
1) Gazetelerin ya da dergilerin belli sütunlarında gündelik konuları bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan yazlılardır. Bu türde, yazar ele aldığı.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN HAYATI.
ÖZEL YAŞAMI Gülay ERYENTÜ 10 FB-B 31
ATATÜRK'ün HAYATI
1930’lar Türkiye’si Prof. Dr. Turgut Göksu.
ORHAN VELİ KANIK
Ziya Gökalp (23 Mart Ekim 1924).
Hayatı Edebiyat Yaşamı Eserleri Ödülleri
MEHMET AKİF ERSOY’UN HAYATI ( )
BOZKIRDA YAZ SAATLERİ Ceyhun Atıf Kansu
ŞEHİT POLİS İSMAİL ÖZBEK ORTAOKULU KESTEL / BURSA
 YAZAR: ORHAN KEMAL  YAYINA HAZIRLAYAN: TEK İ N YAYINEV İ  YAYIN TAR İ H İ : 2003  BASKI: YAYLACIK MATBASI, İ STANBUL.
PEYAMİ SAFA.
MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER
SORULAR.
MÜLAKAT (GÖRÜŞME) Ünlü kişileri çeşitli yönleriyle tanıtmak veya toplumu ilgilendiren önemli bir konuyu aydınlatmak için ünlü kişi yahut uzmanlarla.
Hayatı,Edebi Kişiliği ve Eserleri
ULU ÖNDER ATATÜRK ’DEN GÜNÜMÜZE EĞİTİM
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
ATATÜRK’ÜN HAYATI.
4 Mart 1965 Afganistan Kabil'de bir diplamatın oğlu olarak doğdu. Ailesi, 1980'de Amarika Birleşik Devletleri'nde siyasi sığınma hakkı elde etti.
1)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI.
Öğretmenler Günü.
SÜLEYMAN TARIK BUĞRA ( 2 EYLÜL ŞUBAT 1994 )
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN ( )
SERBEST NAZIM VE TOPLUMCU ŞİİR ( )
Kelime Türleri İsim soylu sözcükler de yediye ayrılır:
NECİP FAZIL KISAKÜREK.
İSİMLER (ADLAR) Varlıkları veya kavramları karşılayan sözcüklerdir.
SELÇUK TÜREYEN SELÇUK TÜREYEN DERİNCE 19 MAYIS ANADOLU LİSESİ UZMAN TÜRK DİLİ ve EDEBİYATI ÖĞRETMENİ.
HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR ( ) Naturalizm’in temsilcisidir. Ahmet Mithat geleneğini sürdürür. Dili sadedir. Kahramanlarını çevrelerinin.
Mehmet ÖZ / Türk Dili ve Edebiyatı Öğreetmeni
Servet-İ fünun edebİyatI
NÂZIM HİKMET RAN ( ) Selanik'te doğmuştur.
Garipçiler (1. Yeniçiler) Geleneksel şiir anlayışına tepki olarak doğdu Garip atıl kitapta görüşlerini ortaya koymuştur Şiirde her kurala karşı çıkmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1881 yılında, Selanik'te Kocakasım Mahallesi, Islahhane Caddesi'ndeki üç katlı pembe.
Babası bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne Ertaş'tır. 8 yaşına kadar doğduğu köy olan Kırtıllar Köyü'nde yaşamış, sonrasında ailesi ile birlikte.
ENVER AYSEVER ‘’Yazarlık sabır, beceri ve süreklilik gerektiren bir işçilikse eğer, bunun yineleneceği ortamın nasıl olduğunun pek önemi yoktur. Çalışkan.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU ( )
İBRAHİM ŞİNASİ HAYATI VE ESERLERİ
Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme almıştır. Sonraki yıllarda.
EDİP CANSEVER.
SÜLEYMAN NAZİF ( ).
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır.
UNUTTUKLARIMIZ ( 6 ) Mustafa Süreyya SEZGİN.
Kürk mantolu Madonna romanında yabancılaşma olgusu Celal KABUL.
ÖMER BEDRETTİN UŞAKLI (d. 1904, Uşak - ö. 23 Şubat 1946, İstanbul)
TANZİMAT EDEBİYATI’NIN OLUŞUMU
KONU:İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN KİTABININ İNCELENMESİ.
EDEBİYAT PERFORMANS ÖDEVİ Adı:Ömer Soyadı:Koca No:284 Sınıf:10/H.
NAZIM H İ KMET RAN Selanik do ğ umlu olan Nazım Hikmet, 15 Ocak 1902 yılında Selanik’te dünyaya gelmiştir. Henüz 11 yaşında iken “Feryad-ı Vatan” adlı.
YAHYA KEMAL BEYATLI ( ). Selanik’te yaşadığı yıllarda şiire başlamış, sonraları Agah Kemal takma adıyla Servet-i Fünun’u destekleyen yazılar kaleme.
HALİDE EDİP ADIVAR.
( ) HAYATI Yakup Kadri Karaosmanoğlu, 1889 yılında Mısır’ın Kahire şehrinde doğmuştur. Sanat hayatına Fecriati topluluğunda başlayan sanatçının,
Yaşar Kemal Hayatı  1922’de Osmaniye’nin Hemite köyünde doğdu.  Asıl adı Kemal Sadık Göğceli’dir.  5 yaşında kan davası yüzünden babasını yitirdi.
SABAHATTİN ALİ’NİN HAYATI VE ESERLERİ. Sabahattin Ali( ) ◦ 25 Şubat 1907 tarihinde şimdi Bulgaristan’da kalan Kırcaali’nin Eğridere ilçesinde.
Sunum transkripti:

SABAHATTİN ALİ (1907-1948)

AD : KÜBRA SOYAD : HANER NUMARA : 1090320231 BÖLÜM : TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ

İÇERİK ■ HAYATI ■ YAZARLIĞI ■ YAPITLARI . Şiirleri . Öyküleri . Romanları . Çevirileri

HAYATI 25 Şubat 1907'de Gümülcine'de doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısı ile, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır (1921).

HAYATI (Devam) Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir.

HAYATI (devam) İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926).

HAYATI (devam) Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930).

HAYATI (devam) Yurda döndükten sonra Aydın ve Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır.

HAYATI (devam) Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkum olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmıştır.

HAYATI (devam) Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933).

HAYATI (devam) Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir.

HAYATI (devam) Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır.

HAYATI (devam) Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir.

HAYATI (devam) Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır.

HAYATI (devam) 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945).

HAYATI (devam) İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir.

HAYATI (devam) 1944 yılında mahkemeyi kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945).

HAYATI (devam) Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, iktidarın kışkırtmasıyla meydana gelen Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmıştır.

HAYATI (devam) Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947).

HAYATI (devam) Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında soruşturmalar açılmıştır.

HAYATI (devam) Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır.

HAYATI (devam) Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır:

HAYATI (devam) "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi".

HAYATI (devam) Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşa kapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır.

HAYATI (devam) Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiştir.

HAYATI (devam) Fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde öldürülmüştür (2 Nisan 1948).

YAZARLIĞI Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926).

YAZARLIĞI (devam) Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930).

YAZARLIĞI (devam) Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir.

YAZARLIĞI (devam) Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz".

YAZARLIĞI (devam) Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir.

YAZARLIĞI (devam) Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır.

YAZARLIĞI (devam) Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir.

YAZARLIĞI (devam) 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir.

YAZARLIĞI (devam) Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmıştır.

YAZARLIĞI (devam) Örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye‘ de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir.

YAZARLIĞI (devam) Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor.

YAZARLIĞI (devam) Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş. Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır.

YAZARLIĞI (devam) 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir.

YAZARLIĞI (devam) Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyunda tefrika etmiş (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.

YAPITLARI Şiir Dağlar ve Rüzgâr (1934 - Yeni Eklerle 1943). Kurbağanın Serenadı ve Öteki Şiirler‘ le birlikte (1937).

YAPITLARI (devam) Bestelenen Şiirleri Hapishane Şarkısı V (Aldırma Gönül - Kerem Güney, Edip Akbayram) Leylim Ley (Zülfü Livaneli)

YAPITLARI (devam) Hapishane Şarkısı I (Göklerde Kartal Gibiydim - Edip Akbayram) Hapishane Şarkısı III (Geçmiyor Günler - Ahmet Kaya)

YAPITLARI (devam) Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) Kara Yazı (Ahmet Kaya) Çocuklar Gibi (Sezen Aksu) Kız Kaçıran (Ahmet Kaya) Kara Yazı (Ahmet Kaya)

YAPITLARI (devam) Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Nükhet Duru) Melankoli (Nükhet Duru) Eskisi Gibi (Ben Yine Sana Vurgunum - Nükhet Duru) Dağlar (Dağlardır Dağlar - Sezen Aksu)

Öykü Değirmen (1935) Kağnı (1936) Ses (1937) YAPITLARI (devam) Öykü Değirmen (1935) Kağnı (1936) Ses (1937)

YAPITLARI (devam) Yeni Dünya (1943) Sırça Köşk (1947). Kamyon Kağnı - Ses (1943 - İki Kitap Birlikte) Yeni Dünya (1943) Sırça Köşk (1947). Kamyon

YAPITLARI (devam) Roman İçimizdeki Şeytan (1940) Kuyucaklı Yusuf (1937) İçimizdeki Şeytan (1940) Kürk Mantolu Madonna (1943). Çakıcının ilk kurşunu(1946)

YAPITLARI (devam) Çeviri Antigone, Sofokles (1942) Tarihte Garip Vakalar, Max Memmerich (1941) Antigone, Sofokles (1942) Minna Von Barnhelm, Lessing (1943)

YAPITLARI (devam) Üç Romantik Hikaye, H. Von Kleist - A.V. Chamisso - E.T.A. Hoffmann (1944) Fontamara, Ignazio Silone (1944) Gyges Ve Yüzüğü, Fr. Hebbel (1944) Yüzbaşının Kızı, A.S. Puşkin (1944) (Erol Güney ile birlikte)

Kuyucaklı Yusuf

Kuyucaklı Yusuf (devam) Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali'nin 1937 yılında yazdığı romanıdır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Sabahattin Ali, bu romanında Anadolu insanını, bu insanların düşünüş ve yaşayış tarzlarını okuyucuya anlatmaya çalışmaktadır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Sabahattin Ali, bu romanı için gereken malzemeyi asılsız bir ihbar nedeniyle üç ay yattığı hapiste ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptığı öğretmenlik görevleri sırasında toplamıştır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Başlıca Kahramanlar Yusuf: Kimsesiz, fakir bir halk çocuğudur.Küçük yaşlarda ailesini kaybetmiştir.Sert,haşin,insanlara güvenmeyen bir kişidir.Muazzez'i sevmektedir.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Kaymakam Selahattin Bey: Muazzez'in babasıdır. Ailesine düşkün, samimi, sevecen, babayiğit,şefkatli, merhametli bir kişidir.Yusuf’u cok sevmektedir.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Şakir: Kasabanın külhanbeyidir. Her dediğini yaptıran, kabadayı, ahlaksız, kötü bir karakteri vardır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Şahinde Hanım: Romanda kötülüğü simgeler. Kaymakamın karısıdır. Kin, nefret dolu, kötü yürekli, ahlaksız bir kadındır.Paraya düşkün , Yusuf’a karşı öfke doludur.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Hilmi bey; Şakir’in babasıdır. Muazzez; Kaymakam Selahattin Bey ile Şahinde Hanımın kızıdır.Yusuf'un karısıdır. Ali; Yusuf'un arkadaşıdır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Özet 1903 sonbaharında, bir gece eşkıyalar tarafından basılan Kuyucak köyünü teftişe gelen kaymakam ve yardımcıları iki kişinin öldürüldüğü evde yalnız bir çocuk bulurlar.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Çocuğun adı Yusuf’tur ve ölenler onun anne ve babasıdır. Kaymakam Yusuf’un soğuk kanlılığına hayran kalır ve onu evlat edinir.Yusuf, sessiz ve içine kapanık bir çocuktur.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Kaymakamın karısı olan Şahinde’ nin yüzsüzce Yusuf’u aşağılaması bile onu etkilemez. Yusuf’un kasabada ilgilendiği tek kişi kaymakamın kızı Muazzezdir.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Kaymakam Selahattin Bey’in Edremit’e tayininden sonra Yusuf okula başlar; ama okumayı öğrendikten sonra okula olan ilgisini kaybeder ve okulu bırakır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Seneler sonra Muazzez 13 yasındayken bir bayram günü, Yusuf, Muazzez ve arkadaşları Ali, bayram yerine giderler.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Ali ve Muazzez salıncakta sallanırken, kasabanın eşrafından Şakir Muazzez’e sarktığı için Yusuf Şakir’i döver. Şakir bunun üzerine intikam yemini eder.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Babası Hilmi Bey’le işbirliği yapar ve Hilmi Bey, Selahattin Bey’e kumar oynatarak Selahattin Bey’i kendine borçlandırır. Borcunu ödeyemeyen Selahattin Bey, Muazzez’i Şakir’ e isteyen Hilmi Bey’e boyun eğmek zorunda kalır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Ancak Yusuf’un arkadaşı Ali’nin borcu ödemesiyle evlilik planları iptal olur. Yaptığı iyilikten dolayı Muazzez’in Ali ile evlendirilmesine karar verilir. Bunun üstüne, Muazzez, Yusuf’a onu sevdiğini söyler.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Yusuf da aslında Muazzez’i seviyordur, ama ellerinden bir şey gelmez. Ali’nin Muazzez ile evlenmesinden hoşnut olmayan Şakir, bir düğünde Ali’yi vurup öldürür; ama arkadaşı Hacı Ethem’in düzenlediği çeşitli dolapların sonucunda serbest kalır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Bu sırada Yusuf Kübra adında, Şakir ile Hilmi Bey’in tecavüzüne uğramış bir kızla tanışır ve bu sayede hem Yusuf hem de Selahattin Bey, Hilmi Bey ve Şakir’in gerçek yüzünü görürler.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Şahinde, zenginler arasında bir yer edinme isteğiyle kızını gizlice Hilmi Bey’lere götürür, onu Şakir ile evlendirme niyetindedir.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Yusuf kesinlikle böyle bir evliliğe karşıdır. Bir arabayla Muazzez’i çevredeki bir köye kaçırır ve orada evlenirler.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Selahattin Bey onları bulur ve Edremit’e dönmeye ikna eder. Selahattin Bey, işsiz olan Yusuf’a kaymakamlıkta katiplik işi verir;ama Yusuf masa başı işler için yaratılmış bir insan değildir. Selahattin Bey’in ölümüyle ailenin düzeni bozulur.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Yeni kaymakam Yusuf’u Edremit’ten uzaklaştırmak için ona vergi toplama işi verir. Yusuf ve Selahattin Bey olmadan Şahinde sonunda istediği gibi davranmaya başlar.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Şehrin önde gelenlerinin katıldığı yemekler düzenler. Muazzez bu yemeklerden ilk başlarda uzak dursa da bir süre sonra karşı koyamaz ve alkolün de etkisiyle kendini iyice bırakır.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Bu çöküşü gören Yusuf, Şahinde ’yi uyarır; ancak Şahinde onu dinlemez. Bir gece Yusuf böyle bir yemeği basar ve rastgele ateş eder karanlık odaya. Muazzez dışında odadaki herkes ölür.

Kuyucaklı Yusuf (devam) Yusuf yaralanmış olan Muazzezi alıp kasabayı terk eder, ama Muazzez yolda ölür. Yusuf onu bir ağacın altına gömer ve uzaklara gider.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN İçimizdeki Şeytan, Sabahattin Ali'nin 1940 yılında yazdığı bir romandır. Macide ve Ömer isimli iki önemli karakter içerir.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) Bu eserde kişilerin iç konuşmaları ve kendileri ile hesaplaşmaları yaygın olarak kullanılmış ve bu yolla duygu ve hisler çok başarılı bir şekilde anlatılmıştır.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) Bu romanında, Sabahattin Ali toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) “İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) Buna içimizdeki şeytan diyordum, müdaafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan yok...

İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN (devam) İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var... ”

Kürk Mantolu Madonna

Kürk Mantolu Madonna ■ Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin 1943 yılında yazdığı bir romanıdır. ■ Romanın önemli karakterleri arasında Maria Puder ve Raif Efendi yer alır.

Kürk Mantolu Madonna ■ Raif Efendi'nin içine kapanık yaşamında ruhsal olarak ne büyük fırtınalar yaşadığını anlatır. ■ Raif Efendinin yaşadığı büyük aşkının yarattığı duygularının anlatıldığı,saf tertemiz ve çok büyük bir aşk romanı.

Şiirlerinden Seçmeler

  Bir Doğum Günü İçin Göklerin yüzü güldü mü Dünyaya geldiğin zaman? Azgın sular duruldu mu Dünyaya geldiğin zaman? Güneşler gibi tek miydin? Ay ışığından ak mıydın? Böyle nazlı çiçek miydin? Dünyaya geldiğin zaman?

Yıldızlar halin sordu mu. Bulutlar selam durdu mu Yıldızlar halin sordu mu? Bulutlar selam durdu mu? Yerlerin kalbi vurdu mu? Dünyaya geldiğin zaman? Aşkını candan duymuşum, Canım yoluna koymuşum. Tam dokuz yaşındaymışım Dünyaya geldiğin zaman.

Kim bilir nasıl güzeldin, Göklerden yere süzüldün Kim bilir nasıl güzeldin, Göklerden yere süzüldün... Benim alnıma yazıldın Dünyaya geldiğin zaman Sabahattin Ali

Leylim Ley Döndüm daldan düşen kuru yaprağa Seher yeli dağıt beni kır beni Götür tozlarımı burdan uzağa Yarin çıplak ayağına sür beni Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye Ne lüzum var şuna buna sormaya Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne Ay bir yandan sen bir yandan sar beni Yedi yıldır uğramadım yurduma Dert ortağı aramadım derdime Geleceksen bir gün düşüp ardıma Kula değil yüreğine sor beni  Sabahattin Ali

Çocuklar Gibi Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyim Bazı beni seven bir göğüsteyim Kah el üstündeydim, kah hapisteydim Her yere sokulan bir rüzgar gibi

Aşkım iki günlük iptilalardı Hayatım tükenmez maceralardı İçimde binlerce istekler vardı Bir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumu Anladım ne kadar yorulduğumu Sakinleştiğimi, durulduğumu Denize dökülen bir pınar gibi

Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigar gibi Sözün şiirlerin mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi  Sabahattin Ali     

Kara yazı Geçmedi yare sözümüz Yollarda kaldı gözümüz Yere sürüldü yüzümüz Böyleymiş karayazımız. Çiçekler açılmaz oldu Çınarlar içilmez oldu Yar bize gülmez oldu Böyleymiş kara yazımız

Yalnız ona yar demiştik Onda bir şey var demiştik O bizi anlar demiştik Böyleymiş kara yazımız. Hey gönül gene bu gece Hederim geceden yüce Gel susalım beraberce Böyleymiş kara yazımız.   Sabahattin Ali

KAYNAKÇA http://taraf.com.tr/makale/363.htm siir.gen.tr www.dosthane.de www.yazarlar.eu