Bunu biliyormuydunuz? İnsan kalbinin Çarparken hasıl ettiği basınç, Kanı 10 m. Yüksekliğe Fırlatmak için yeterlidir.
Bunu biliyormuydunuz? Eğer 8 yıl,7 ay,6 gün bağırırsan Bir fincan kahveyi ısıtacak kadar enerji Üretirsin.
Bunu biliyormuydunuz? Filler, sıçrayamayan tek hayvandırlar.
Bunu biliyormuydunuz? Vücudun en güçlü adalesi dilde bulunur.
Bunu biliyormuydunuz? Karınca,kendi ağırlığının 50 mislini kaldırabilir, 30 mislini taşıyabilir Ve bir zehirlenmeye maruz kalırsa daima sağ tarafı üzerine düşer… (?!)
Bunu biliyormuydunuz? İnsanların yarıya yakını örümcekten,ölümden daha fazla korkarlar.
Bunu biliyormuydunuz? Kutup ayıları sağırdırlar
Bunu biliyormuydunuz? Pire, vücudunun 50 misli daha uzaklığa sıçrayabilir. Bu sanki bir insanın futbol sahasını sıçraması gibidir
Bunu biliyormuydunuz? Bir timsah dilini çıkartamaz.
Bunu biliyormuydunuz? Aslanlar günde 50 defadan fazla çiftleşebilirler
Bunu biliyormuydunuz? Kelebekler ayakları ile tadarlar.
Bunu biliyormuydunuz? Bir hamam böceği, Ta ki açlıktan ölünceye kadar Dokuz gün süre ile Kafasız olarak yaşayabilir.
Bunu biliyormuydunuz? Yunuslar ve insanlar Zevk için seks yapan tek yaratıklardır.
Bunu biliyormuydunuz? İstiridyenin beyni gözlerinden daha küçüktür. (ben beyinlerinin olduğunu da bilmiyordum !!)
Bunu biliyormuydunuz? Ördeğin bağırtısı(Vak vak) yankı yapmaz, Ve kimse de bunun nedenini bilmez!!
Bunu biliyormuydunuz? Oyun kağıtlarındaki rua(kral) ların her biri,tarihteki bir kralın resmini taşır: Pik : Kral David. Trefli : Büyük İskender. Coeur(kör): Charlemagne. Carreau(karo): Jules César.
Bunu biliyormuydunuz? Gözler açıkken hapşırmak olanaksızdır.
Bunu biliyormuydunuz? 111,111,111 x 111,111,111 çarpımı = 12,345,678,987,654,321
Bunu biliyormuydunuz? Deniz yıldızının beyni yoktur.
Bunu biliyormuydunuz? Eğer bir at heykelinin iki ayağı havada ise, Binicisi savaşta ölmüştür. Sadece bir ön ayağı havada ise, binicisi savaşta yaralandıktan sonra ölmüştür. Eğer dört ayağı yere basıyorsa ölümü normal şekilde olmuştur.
Bunu biliyormuydunuz? Sağ elle yazanlar, solaklardan ortalama 9 yıl daha fazla yaşarlar.
Bunu biliyormuydunuz? İngiliz ve İspanyol edebiyatının en tanınmış yazarları olan Miguel de Cervantès Saavedra ve William Shakespeare, her ikisi de 23 Nisan 1616 da vefat etmişlerdir.
Bunu biliyormuydunuz? Sivrisineklerin dişleri vardır.
Bunu biliyormuydunuz? Güneş ile yeryüzü Arasındaki mesafeyi ölçmek için 20 asır gerekti ( km). Halbuki, 30 asır önce inşa edilmiş olan Keops piramidinin yüksekliğini ile çarpmak yeterli oluyordu.
Bunu biliyormuydunuz? Thomas Alba Edison karanlıktan korkuyordu.
Bunu biliyormuydunuz? "Mezarlık (Cemetery)" Yunanca bir kelime olan ve yurt anlamına gelen “koimetirion”dan gelir.
Bunu biliyormuydunuz? Eski İngiltere de insanlar kralın izni olmadıkça seksüel ilişki kuramıyorlardı. (Kraliyet ailesinin fertleri hariç). İnsanlar bir çocuk yapmak istediklerinde, kraldan bunu için izin talebinde bulunuluyordu ve kapılarının üzerine:. "Fornication Under Consent of the King" (F.U.C.K.). Yazılı bir tabela asılıyordu.
Bunu biliyormuydunuz? İngilizler Avustralya ya geldiklerinde, Uzun mesafelere sıçrayan bir hayvan gördüklerinde hayrete düşmüşlerdi. Hemen bir yerliyi çağırdılar. (Avustralyalı yerliler çok barışçı idiler) Ve el işaretleri ile bunu ona sordular. Yerlilerin buna "Kan Ghu Ru" dediklerini düşündüler Ve sonradan bu "kanguru" haline dönüştü. Halbuki dil bilimciler daha sonra yaptıkları araştırmalarda yerlilerin gerçekte “Bilmiyorum” dediklerini öğrendiler
Bunu biliyormuydunuz? Benzeri konu Meksika da Yucatan da oldu : İşgalciler yerlilere buranın adını sordular. Onlar da : Yucatán diye cevap verdiler Bu da : « Ben buralı değilim » anlamına geliyordu.
Bunu biliyormuydunuz? Ayrılık savaşları sırasında,birliler bulundukları yerlere zayiatsız olarak döndüklerinde, Büyük bir kayanın üzerine"0 Killed" (zayiat yok) yazıyorlardı. İşte bugün her şey yolunda anlamından kullanılan"O.K." kelimesi buradan gelmektedir.
Bunu biliyormuydunuz? Dirseği yalamak olanaksızdır.
Bunu biliyormuydunuz? Bu metni okuyanların % 80 i mutlaka dirseğini yalamayı denemiştir… Tercüme :Yusuf Haznedaroğlu ILMS