CİNSELLİĞİN FARKLI HETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Mesleki Gelişim Kuramı (Donald E. Super)
Advertisements

ÖFKEYLE BAŞ ETME.
KÜYEREL BAĞLAMDA KADIN
Şİddet Muhammet GÜLER.
Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR
ERGENLİK DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ
ÇOCUKLARDA GELİŞİM VE ANA-BABA YAKLAŞIMLARI
DÖNEMLERE GÖRE GELİŞİM GÖREVLERİ
PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK HİZMET ÇEŞİTLERİ
ERGENLİK DÖNEMİ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ ve AİLE İÇİ İLİŞKİLER
Nesne İlişkileri Kuramı
DAVRANIŞLARIMIZI ETKİLEYEN KALIPLAR
HOŞGELDİNİZ.
ANNE BABA TUTUMLARI.
YETİŞKİNLERİN PSİKOLOJİK DAVRANIŞ BİÇİMLERİ
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİMİ
Hazırlayan Psk.Dan.Nazan MUTLU Uzm.Psk.Dan. Sinem TARHAN
RESİMLERİYLE ÇOCUKLARI TANIMA.
OLUMLU OLUMSUZ TUTUMLAR
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI.
TUHAF/ EKSANTRİK KÜME 3 tanıyı içermektedir:
ANNE BABA TUTUMLARI.
RİSKLİ DAVRANIŞLAR NEDİR?
TV – BİLGİSAYAR – CEP TELEFONU – İNTERNET VE ÇOCUK EĞİTİMİ
ENGELLİLER AİLE VE ÇEVRE
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
ÇOCUK VE AİLE İÇİ ŞİDDET
ÜREME SAĞLIĞI Dr. Necla TUGAY AYTEKİN.
Uzman Psikoterapist Aslan Ali SOLMAZ
ÇANKAYA REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
AİLE İÇİ ŞİDDET.
KISKANÇLIK VE UTANGAÇLIK. KISKANÇLIK  İnsanların sahip oldukları ya da sahip olmak istedikleri şeyleri paylaşma durumunda kaldıklarında duydukları hisler.
ERGENLİK ve PROBLEMLERİ
OKUL REHBERLİK SERVİSİ
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOR
“OKUL KORKUSU” SEMİNERİ
TV – BİLGİSAYAR – CEP TELEFONU – İNTERNET VE ÇOCUK EĞİTİMİ
SBS - AİLELERE ÖNERİLERİMİZ ERHAN BUDAK (Psikolojik Danışman)
BÖLÜM 5 CİNSİYET. BÖLÜM 5 CİNSİYET CİNSİYET Cinsiyet Üzerindeki Biyolojik, Sosyal ve Bilişsel Etkiler Cinsiyet Kalıp Yargıları, Benzerlikler ve Farklılıklar.
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
KAREN HORNEY ( ).
KİŞİLİK BOZUKLUKLARI VE GENÇLİK
HANGİ ANA BAŞLIKLARI İŞLEYECEĞİZ :
KİŞİLİK,SOSYAL, DUYGUSAL VE AHLAKSAL DEĞİŞİM
VE ÇOCUGUN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
Cinsel Uyum Sorunları Cinsel Kimlik; Bireyin kendi bedeni ve benliğini belli bir eşeylik içinde algılayışı, kabullenişidir. Cinsel Yönelim; Bireyde duygu,
ERGENLERDE MADDE KULLANIMI Sosyal Hizmet Uzmanı Ercan Mutlu
EYVAH ÇOCUĞUM ARTIK ERGEN!
DİĞER TUTUMLAR.
ŞİDDET eğilimi olan ve SUÇA itilen çocuk ve gençler
BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN. BÖLÜM 7 AHLAKİ GELİŞİM, DEĞERLER ve DİN.
ERGENLİK DÖNEMİ PSİKOSOSYAL GELİŞME
ÇATALCA ÇOK PROGRAMLI ANADOLU LİSESİ ERGENLİK DÖNEMİ SUNUSU
AİLE TUTUMLARI ve ÇOCUK GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ
ERGENLİK DÖNEMİ YAŞ BİLİŞSEL GELİŞİM * * Soyut işlemler dönemidir. * Tartışmaları sever, düşüncelerini ifade etmek isterler. * Mantık üzerinde.
OLUMLU DÜŞÜNCE NEDİR? Hayatın her alanında, bizi her konuda etkileyen aslında bizim olaylara nasıl baktığımızdır. Şunu unutmamak gerekir ki; meydana.
servet akaydın ortaokulu rehberlikservisi
STRES YÖNETİMİ Yrd. Doç. Dr. Özlem BALABAN.
ERGENLİK.
ÜSTÜNLÜK ARAMA KURAMI - Adler Doğum Sırası En büyük çocuk; tacını yitirmiş kraldır. Yaşamının ilk yıllarında çevresinin ilgi merkezindeyken ve her.
EYVAH ÇOCUĞUM ARTIK ERGEN!
Alıştırma Hocası: Mr.Muhittin KAHVECİ.  Aile psikolojisi; birey, eş ve ailelerin ilişkilerinde yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlara odaklanır. Ve.
ERGENLİK DÖNEMİ ANNE-BABA SORUMLULUKLARI
KİŞİLİK GELİŞİMİ. KİŞİLİK Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak sergilenen, bireye özgü özellikler bütünüdür. Kişilik= Huy + Karakter.
KİŞİLİK GELİŞİMİ PSİKOANALİTİK KURAM.
Sağlık Bilimleri Fakültesi
NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ
9. HAFTA AİLE.
Sunum transkripti:

CİNSELLİĞİN FARKLI HETEROSEKSÜEL BİÇİMLERİ Doğan Şahin İst. Tıp Fak. Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi ve Cinsel Yaşam ve Cinsel Sorunlar Programı

Cinsel Farklılıklar Etyolojik açıdan: Sosyo-kültürel etkenlere bağlı farklılıklar Psikolojik etkenlere bağlı farklılıklar

Sosyo- Kültürel Farklılıklar Freud, cinselliğin insan psikolojisindeki önemi üzerine kuramsal açıklamalara başladığı dönemlerde insanın cinsel yaşamının ve aile içi ilişkilerinin evrensel olarak benzer niteliklerde olduğu varsayımından hareket etmişti ...

Kuramını üzerine kurduğu Öidipus kompleksi yüz yıllar öncesinden gelen ataerkil bir aile düzeninin varlığını gösteriyordu

B Malinovski, James G Frazer, Lewis Henry Morgan ve daha sonra Claude Lewi Strauss gibi toplumbilimcilerin çalışmaları göstermiştir ki sadece geçmişte değil 20. yy da bile çok farklı aile yapıları ve cinsel yaşam biçimleri bulunmaktadır.

Evlenme Biçimleri Kan Yakınları Arasında Evlenme Punaluan Ailesi Syndyasmian Aile Ataerkil Aile Tek eşli aile

Kan Yakınları Arasında Evlenme Bir grup içindeki kız kardeşlerle erkek kardeşlerin evlenmelerine dayanmaktadır

Punaluan Ailesi Hawaililerin Punaula dedikleri evlenme biçiminde bir grup içindeki birden çok erkek kardeşin, birbirlerinin karılarıyla ya da birden çok kız kardeşin birbirlerinin kocalarıyla evlenmeleri biçiminde olur. Burada kız kardeş ve erkek kardeş terimi ikinci, üçüncü dereceden kuzenleri hatta çok uzak kuzenleri de kapsar.

Syndyasmian Aile Syndyazo çiftleşmek, syndyasmos çifleşen iki kişi anlamıa gelmekte olup bu aile biçimi bir erkekle kadının evlilik biçiminde birleşmesinden ancak birlikte oturmazlar. Ayrıca bu evlilil biçimi diğerlerinden farklı olarak bir akrabalık sistemi geliştirmemiştir

Ataerkil Aile Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesi biçimindeki ailedir.

Tek eşli aile Tek bir erkeğin tek bir kadınla evlenmeleri ve kendi başlarına ayrı bir evde oturmalarına dayanır. Uygar toplumlarda ortaya çıkmış ve kendine özgü ayrı bir akrabalık sistemi yaratmıştır.

Tek eşliliğin yeni biçimleri

cinselliğinin üç boyutu günümüz yetişme koşullarında insan cinselliğinin başlıca üç boyutu bulunmaktadır Anne- bebek ilişkisinden gelişen, dokunma-dokunulma, sarılma-sarmalanma, içe içe geçme ve yakınlık, sevgi, şefkat gibi duygulara doyum sağlayan öğe Narsisistik gereksinimlerimizi sağlayan öğe Ödipal aşk yenilgisini ortadan kaldıran, eski yaramızı sarıp sarmalayan bir kadın ya da erkek olarak cinselliğimizi onaylama doyumu veren ödipal aşk öğesi

1. ANNE-BEBEK İLİŞKİSİNDEKİ FARKLILIKLARDAN KAYNAKLANAN CİNSEL FARKLILIKLAR

Kaçınganlık Yakınlık kurma zorlukları Bağımlılık Mazohizm

Kaçınganlık Şizoidler tipik olarak bu gruba girerler. İnsanların kendilerine yaklaşması bu kişilerde endişe yaratır ve genel olarak ilişkiden uzak durma eğilimi gösterirler.

İlişkiden kaçınmalarına neden olan şey, kendi erken çocukluk dönemi tecrübelerine dayanan, yakın ilişkilerin zedeleyiciliğine ilişkin varsayımlarıdır. Yeniden yaralanmak, yeni hayal kırıklıkları yaşamamak için takındıkları bu savunmacı tutumu, yakın ilişkilerin gereksizliği ya da zorluğu şeklinde rasyonalize ederler

Kaçıngan Kaçıngan kişiler romans konusunda şüphecidirler ve uygun bir eşe rastlayabileceklerini pek mümkün görmezler.

Kaçıngan İnsanlar kendilerine yaklaşıldığı zaman endişe duyarlar. İlişki içinde kendilerini boğulmuş hissederler. Bilinçsiz olarak sevgi, bağlanma ve yakınlık ifadelerinden rahatsızlık duyarlar.

Kaçıngan Bilinç düzeyinde ise çeşitli nedenlerle yakın ilişki yokluğundan yakınırlar veya aşkı hiç bir zaman sonuna kadar gidilebilecek bir şey olarak görmezler: “aşk devam etmez”, veya “bütün iyilere el konulmuş” ya da “zaman bulamıyorum” gibi gerekçeler ileri sürerek durumlarını rasyonalize ederler.

GERÇEK BİR YAKINLIK KURAMAMA Şizoidler Narsisistikler Antisosyaller Paranoidler Obsesifler

Paranoid kişilik Temel özellikleri, insanların söz ve davranışlarını gerçek dışı bir biçimde kötü niyetli, ona zarar vermeye yönelik olarak görerek, güvensizlik ve kuşku duyma eğilimidir. Temel inançları kendilerine kötülük yapılacağı ve zarar görecekleridir.

İnsanların kötü ve istismarcı olduklarını varsayımı ile hareket eder İnsanların kötü ve istismarcı olduklarını varsayımı ile hareket eder. Sürekli gelebilecek kötülüklere karşı tetikte bulunmak ihtiyacındadırlar.

Paranoid kişilik Cinsel yaşamlarındaki özelliklerini iki başlıkta gruplayabiliriz 1)Kıskançlık:Eşlerinin kendilerini aldatabileceği kuşkusu içindedirler. 2)Kötülük yapılacağı ve zarar göreceklerine inandıklarından, sürekli gelebilecek kötülüklere karşı tetikte bulunmak ihtiyacındadırlar ve. kendilerini cinsel haz için karşısındakine bırakamazlar

Obsesif Kompulsif Karakterler Esneklik, açıklık ve verimliliği yok edecek tarzda düzenlilik, mükemmelliyetçiliğe aşırı önem verme, ilişkilerde ve duygulanımda aşırı kontrollü olma, kesinliği ve kuralcılığı vurgulama, olmalı, yapılmalı tarzında düşünce biçimi temel özellikleridir.

Obsesif kompulsif Belirli bir düzen ve sıralama dahilinde sevişme alışkanlıkları, Sevişmede kontrolünü yitirme korkusu ile kendini bırakamama, Sevişmede temizlik ve kirlenmemeye aşırı dikkat etme, Sevişirken belli kalıplar geliştirme ve hep aynı kalıpları yineleme

BAĞIMLI İLİŞKİ BİÇİMİ Bir tarafın mazohistik diğer tarafın narsisistik olduğu çiftler tipik olarak bağımlı ilişki biçimini oluştururlar. Bağımlı çiftler sevgiyi her an yitirilebilecek dolayısıyla ele geçtiğinde de çok kıymetli olan bir şey gibi yaşarlar. Neşeyi acıya ve üzüntüye dönüştüren insanların bu ilişki tipini gösterdikleri söylenmiştir.

Bağımlı-depresif Mazohistik-narsisistik çifti içindeki mazohistik, yani bağımlı tarafın peşinde olduğu şey elde edilemeyen bir sevgilidir. Ulaşılamayan, idealize bir partnerin ozlemi içindedir. İdealizasyonu sürdürebilmek için de partnerinin arzu edilmez özelliklerini inkar ederler. Hatta onun kötü yanlarını introjekte ederek tüm kötülüğü üzerlerine alırlar.

Bağımlı-depresif Mazohistikler, dünyayı acı dolu bir şey olarak algılarlar. Eğer dünya ve her şey gerçekte acı doluysa, gerçek bir aşk da acı dolu olmalıdır. aşkın değişkenliğini hazdan acıya ve kedere dönüştürme eğilimi gösterirler

Bağımlı-depresif Mazohistik her iki cinsiyette de olabilir. Ancak daha çok kadın vakalar bildirilmektedir. Mazohistiklerin idealize ettikleri erkekler başlangıçta ilgili ve romantiktirler ancak bu idealize erkek daha sonra reddedici ve suistimalci biri olur.

Bağımlı-depresif Heyecanlandırıcı obje birden bire reddeden objeye transforme edilir. Kısa bir tatmin süreci, uzun bir şikayet süreci ile takip edilir. Mazohistik bir insanın daha önce ilgili insanın kritik eden ve reddeden insan olduğunu kabul etmesi çok zordur.

Bağımlı-depresif Narsisisitler istenmeyen taraflarını projekte ederler, mazohistikler de kendilerine ait olmayan diğerlerinin kötü taraflarını introjekte ederler. Mazohist objede yaşayan kötülükleri internalize eder, kendisi bizzat kötü olarak kötülük objesini temizlemiş olur.

Bağımlı-depresif Mazohistler yetişkin aşk ilişkilerinde çocuklukta partnerleriyle yaratılan narsisistik incinmeleri tekrardan yaşarlar. Memnun ederek, alttan alarak, hayranlık duyulacak insanın sevgisini kazanmaya çalışırlar. Ancak ebeveyn yedeği olan partner eleştirel biridir.

Bağımlı-depresif Mazohistler bir bebek gibi doyurulmak ve beslenmek isterler, bunun için de kendilerini güçsüz bırakırlar. Kendi güçlerini partnerlerine teslim ederler ve aynı zamanda o kişiyi emniyetlerinden sorumlu tutarlar.

Bağımlı-depresif Öte yandan bakıcı olma eğilimi de gösterirler, çünkü başkalarına kendilerine davranılmasını istedikleri gibi davranırlar. İlişkide oldukları insana bakım vererek, kendilerine de bakılmasını ve emniyet duygusu bağlamaya çalışırlar.

Bağımlı-depresif Seperasyon ve bireyselleşme sürecinde iyi selfle ve iyi nesne tasarımları ayrışmış ancak kötü self ile nesne tasarımları ayrışmamıştır. Dolayısıyla partnerlerinin kendilerine projekte ettikleri kötü yanlarının kendilerine değil, partnerlerine ait şeyler olduğunun ayırdına varamazlar.

Bağımlı-depresif Ebeveynleri davranışları kestirilemez kişilerdir, aynı davranıştan dolayı bazan ödüllendirilmiş bazan cezalandırılmışlardır. Gelişimsel araştırmacılara göre, anneler duygulanımlarını tutarsız bir şekilde gösteriyorlarsa, çocuklar da reddedilme ve terk edilme korkusuyla aşırı meşgul olurlar.

Bağımlı-depresif Sadistik bir obje karşısında çocuk, hem objeyi hem de onun sevgisini kaybetme korkusu içinde, kendi gelişimini ihmal eder. Tüm dikkatini bu tehlikeli objenin memnun edilmesine verir. Bu arada objeyi korumak için de kötü anneyi selften ayıramaz. Ayrıca objenin sürekli projekte ettiği kötü yanları internalize etmeye devam ettiğinden, kendilik tasarımları çok olumsuz olarak şekillenir.

Bağımlı-depresif Değersizdir, hiç bir işe yaramaz, her türlü mutsuzluğun ve sorunun kaynağı odur. Ayrıca bu ilişkide sürekli ebeveyni memnun etmeye zorlanan çocuk, hiç memnun olmayan ve sürekli eleştiren objeyle ilişkiyi sürekli aynı duvara çarparak tekrarlama eğilimi geliştirir. Mazohistiklerin sonraki yaşamlarında da kendilerine kötü davranan objelere yönelmelerini sağlayan mekanizmanın özü budur.

Bağımlı-depresif Mazohistlerde gözlenen idealize ve ulaşılamayan aşk objesi arayışı, kız çocuğunun fizik ya da ruhsal olarak uzak olan bir babayla ilişkisinden kaynaklanır. Böylesi mazohistik hastalar derin ilişki kurma kapasitesine sahiptirler ancak genel olarak acı dolu bir tarzları vardır. Tedavide de karşılıksız ve acı veren bir idealizasyon aktarımı gösterirler.

Bir perversiyon örneği olarak mazoşim Mazoşistik sendromlar şöyle gruplanabilir A- NEVROTİK DÜZEYDE 1.Depresif-mazoşistik karakter 2. Mazoşistik tutkunluk 3. Cinsel mazoşizm B-BORDERLİNE DÜZEYDE 1.Sadomazoşistik kişilik bozukluğu 2. Cinsel mazoşizm 3. Kendine zarar vermenin uç halleri

NARSİSİSTİK SORUNLAR 1. Kaçıngan ve Manifest Narsisitikler 2. Antisosyaller 3. Malin Narsisistikler

Narsisistikler İlişkilerinde sığlık egemendir. Diğerleri tarafından arzu edilen objelerin peşinde olurlar. Yani, hayranlık uyandıran kişilerin peşinde koşarlar.

Narsisistiklerin ilgileri, sevgilinin bütün kişiliğine ve bir insan olarak bütünlüklü bir değerlendirilmesine değil, onun belli beden parçalarına ya da fiziksel çekicilik, zenginlik ya da prestij gibi özelliklerine yoğunlaşmıştır.

Narsisistikler Narsisistik, objenin bu özelliklerini inkorpore etmeyi amaçlar. Böylelikle kendi yetersizliğini tamamlamayı düşünür. Arzulanan, hayranlık uyandıran böyle bir beden ya da insan, bilinçdışı narsisistik hasedi ve açlığı körükler. Sahip olma isteği, haset ettiği şeyi devalüe etmek ve bozmak içindir.

Narsisistikler Cinsel arzu aşık olma illüzyonu yaratabilir. Bazan narsisistikler cinsel arzuyla yaklaşıp, elde edemedikleri kişilere büyük bir aşk duyuyorlarmış gibi davranırlar, kendilerinin de inandırdıkları bu büyük aşk ve tutku,

Narsisistikler elde etme ihtiyacı cinsel olarak tatmin edilince, ortadan kalkar. Kişi cinsel ve kişisel ilgisinde hızlı bir düşüş yaşar. Bilinçdışı süreç işler ve daha önce cinsel olarak arzu edilen obje devalüe edilir.

Narsisistikler Narsisistik hastalar, partnerleri tarafından süistimal edileceklerine, partnerlerinin kendilerine el koyacağına ve özgürlüklerini yitireceklerine dair korkular taşırlar. İstismar korkusunun nedeni, kendi istismarcılıklarının bilinç dışı olarak nesneye projekte edilmesidir.

Narsisistikler Özgürlüklerini yitirme korkusu ise, bir yanıyla gerçekten sevemiyor oluşlarını ve geçişsel biçimdeki ilişki tarzlarını rasyonalize etme çabası iken bir yanıyla da süreklilik arz eden bir ilişkinin kendileri için ensestiyöz ödipal ilişkinin doyumu anlamına gelmesine bağlıdır. Süreklilik arz eden bir ilişki ödipal suçluluk duygularına neden olur.

Narsisistikler İlişkilerindeki süreksizliğin bir nedeni ise kendi grandiyöz patolojik selflerini koruma çabasıdır. Narsisistik aşağıladığı self parçasını partnerine projekte ederek, patolojik grandiyöz selfini korumuş olur.

Narsisistikler Narsisistik aşk değil hayranlık ister. Ve bu hayranlığından belli bir yakınlıktan öteye geçmemesini ister. Partnerinin karşılık beklentisini invazif ve istismar edici olarak algılar.

Narsisistikler Narsisisitik kişililer, birilerine hayranlık duymak ihtiyacında olan kişilere cazip gelirler. Bu kişilerdeki birine hayranlık duyma gereksinimi, kendi zayıflıklarını telafi etme isteğinden kaynaklanır. Dolayısıyla mazohistik- narsisistik çiftine ilişkilerine sık rastlanır.

Antisosyal kişilik . Antisosyaller başkalarının da bir takım hakları olduğunu ve onların da insan olduğunu neredeyse inkar eden kimselerdir. Kendi çıkarları ve gereksiinmleri neyi gerektiriyorsa onu yaparlar ve davranışalrının başkalarına zarar vermesi ya da rahatsız etmesiyle ilgilenmezler.

Antisosyal Amaçların ulaşmak için her türlü yolu deneyebilir. Çok yakın ve ilgili gibi davranabilirler. Tehlikeli, tacizkar ve ya saldırgan davranışlarda bulunabilirler

Antisosyal İlişkilerinde bağıllık, sadakat gibi kavramlara yer yoktur. Dürtülerini denetleyemedikleriden herhangi biriyle herhangi bir şekilde ilişkiye girebilirler. İlişkilerinde tüm dikkatleri kendi arzuları ve isteklerine yöneliktir.Karşı tarafı kendi arzularını gerçekleştimek için zorlayabilirler

Antisosyal Her türden perversiyon gösterebilirler. Bunlar arasında sadistik olanları seyrek değildir. Keza suçluluk, yasak, gibi kavramları olmadığından çocuklarla, akrabalarla, yaşlılarla ilişki kurabilirler ve bunlardan dolayı da suçluluk hissetmezler.

Habis Narsisizm Narsisistik kişilik bozukluğu + Antisosyal davranış + Egosintonik sadizm ve ya agresyon ve paranoid yönelimle karakterizedir. Perversif ve sadistik eylemler yok etmeye yöneliktir, vücut kavitelerinin dışkı ve idrarla doldurulması ya da yaralama, kastasyon gibi vahşi eylemler görülür.

Narsisistikerde Perversiyon Narsisistiklerde engellenen genital cinselliğin yerini alan pregenital parsiyel dürtü anal-sadistik dürtülerdir. Bu anal gerileme ya da fiksasyon cinsler ve kuşaklar arası farkların, çocuğun ve babasının penisi arasındaki farkın ve yadsınmasına vajinanın varlığının inkarına olanak verir.

Narsisistikerde Perversiyon Anal gerilemeye karşı bir başka savunma olarak analliğin idealleştirilmesi bu gerilemeyi maskeler. Özgün sapkınlık idealleştirilir ve sıradan genital ilişkilerden çok üstün bir hale getirilir.

Narsisistikerde Perversiyon Cinsler ve kuşaklar arası farkların yadsınması ve pervers dürtü bileşenlerinin idealleştirilmesi splitting ile birliktedir. Splitting cinsler ve kuaşklar arası farkın bilinç düzeyinde bilinmesine ve gerçekliğin kavranmasına olanak verirken bastırma üzerine ilave edilmiş splitting aynı zamanda bunların inkarına olanak verir.

Vaka İnternette tanıştığı kendisinden 15 yaş büyük evli bir adamın, evini, eşyalarını, kitaplarını, kıyafetlerini aşırı bir şekilde idealize eden ve onu mükemmel olarak algılayan 30’lu yaşlarında yüksek eğitimli bir erkek hasta, onun kendisine eskisi gibi ilgi göstermemesiyle başlayan bir depresyonla başvurmuştu.

Vaka Aşkını memnun etmek ve sevgisini kazanmak için her arzusuna koşulsuz boyun eğmiş, işlerini yapmış, faturalarını yatırmış, çevirilerini yapmış, kendisinden istediği için ona kız arkadaşlarını sunmuş ve kendisini sonradan çok rahatsız etmesine karşın onların cinsel ilişkilerini seyretmişti.

Vaka Tüm bu yaşadıklarına rağmen aşık olduğu kişiyi mükemmel olarak algılıyordu ve birazcık sevgi ve ilgi görebilmek için her şeyi yapmaya hazır olduğunu söylüyordu.

Vaka Kısa sürede idealize bir transferans geliştiren hasta aynı kişinin aslında evinin ne kadar berbat döşenmiş olduğundan, kitaplarının vitrin amacıyla alınmış olduğundan, bir aptaldan başka bir şey olmadığından söz etmeye başlamıştı.

Vaka hasta aşık olduğu kişiyle ilgili yatırımının çekilmesiyle birlikte babasına sitem dolu mektuplar yazmaya başladı. Mektuplarında onun ilgi ve sevgisine duyduğu derin ihtiyaçların nasıl karşılıksız kaldığından söz ediyordu.

Vaka Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı ile izlediğimiz, 30’lu yaşlarında evli, erkek bir hastamız polimorf pervers cinselliğin çok çeşitli yanlarını bir arada ya da farlı zamanlarda gösteriyordu

Hastanın cinsel yaşamı şunları içeriyordu: Transvestik fetişizm Zoofilinin özel formları: Mesela anal mastürbasyon için güvercin kafalarını kullanmak Para karşılığı erkeklerle cinsel ilişki kurmak Pedofili: erkek ve kız çocuklarına yönelik

Antisosyal, Malin Nars Bu hastaların seksüel fantazileri sadistik ve mazohistik hastaların fantazilerine benzer. Tüm seksüel isteklerin tutarlı agresivizasyonu bulunur. Genital penetrasyon genitallerin yok edilmesi veya vücut kavitelerinin pislik ile doldurulması ile eşdeğer bir hal alır. Penis vücudu kaplayan zehirin kaynağı olarak kanibalistik yıkım ile birleştirilen elde edilemeyen göğüslere karşılıktır.

Antisos, Malin Nars Seksüel amaçların diferansiasyonun yokluğu sonunda oral, anal ve genital fantaziler yoğunlaşmıştır ve seksüel gelişimin tüm dönemlerin impulslar ve korkular smültane gelişir. Erkek ve kadın seksüel karekterlerinin diferansiyasyonunun olmayışıyla homoseksüel ve heteroseksüel impulslar kaotik bir biçimde içiçe girer.

Seksüel promüskite bu hastaları kontrolsüz bir biçimde şiddet patlamasıyla tehdit eden, seksüel partnerleriyle derin bir ilişkiye girmelerin engeller.

Bazıları tehlikeli agresif davranışları olan sadistik perversiyonlar gösterirler. Bir kısmı anal ilgilerini direkt ifade eden tuhaf perversiyonlara sahiptir. Antisosyla kişilik özellikleri olan bir grup ise sadistik perversiyonlar hayati tehlike arzedebilecek ölçüdedir.

20’li yaşların başlarında olan antisosyal kişilik bozukluğu olan bir erkek hasta çatıya çıkıyor oradan yoldan geçmekte olan insanları tuğla atarken masütbasyon yapıyordu. Tuğlayı attığında birine gelip gelmediğini bilmeksizin yoğun seksüel zevk almaktaydı. Buna bir suç işlerken yakalanma korkusunun verdiği zevk de ekleniyordu.. Hasta tuğla caddeye ya da kurbanlarına geldiğinde ya dageçmekte olan birinde yarattığı şokun ilk belirtisiyle mastürbasyonda orgazma ulaşıyordu.

ÖDİPAL DÖNEME İLİŞKİN SORUNLAR

Histerikler Histerik kişilik kimlik hissinin tamlığı, kararlılık kapasitesi, sağduyu, duygusal zenginlik, başkalarıyla empatik ilişkiler, ambivalans ve çatışmaları tolere etme kapasitesi ile belirli bir kişilik kategorisidir. DSM’ de yer almaz.

Duygusal derinlikleri iyi düzeyde olmasına ve empati kurabilme yeteneklerine karşılık karşı cinsten ebeveyne yönelik libidinal yatırımın çözümlenmemesi ve bastırılması cinsel yaşamlarını belirlediği gibi tüm yaşamlarını da seksüalize etmelerine yol açar. Karşı cinsi uyarır ancak ensest korkusu nedeniyle cinsel yaşamları çeşitli düzeylerde ketlenmeler gösterir.

Histerik Kadınlar: Emosyonel labilite bu kadınların baskın karakteridir. Diğer insanlarla kolay ilişkiye girerler. Sıcak ve süreklilik arz eden ilişkileri vardır. Yalnız en önemli ayrıntı seksüel cevaptaki inhibisyondadır.

Genelde dramatiktirler hatta histrionik Genelde dramatiktirler hatta histrionik. Bu afektleri kontrollüdür ve sosyal olarak uyumlu niteliktedir. Emosyonel olarak labildirler ama ilişkilerinde tutarsız ve önceden tahmin edilmeyecek şeyler yaptıkları görülmez. Sadece yüz yüze olduklarında emosyonel kontrollerini kaybeder. Bunlar özellikle seksüel ya da rekabetle ilgili ciddi çatışmalar yaşadıkları insanlarla ortaya çıkar.

Bilişsel kapasiteleri korunmuştur ve immatür emosyonel durumlarına karşın kompleks insan ilişkilerindeki anlayışlılıkları gelişmiştir. Toplumsal ilişkilerinde ve önemli nesne ilişkilerinde infantil ve bazı durumlarda özellikle ebeyven olarak algıladırkları kimselerle regresif olabilirler.

Rahat sosyal kontakt kurarlar bu eksibisyonizme eğilimle karışır ve diğerlerine artmış bağımlılıkları vardır. Özellikle seksüel anlamda, sevilmek, ilginin odağı olmak isterler. Diğer insanlar tarafından değerlendirilmelerine olan bağımlılıkları sosyal gerekliliklerin gerçekci yorumlanabilmesi ile dengelenmiştir.

Bazı histerik kadınlar çekingen sessiz gözükebilirler ama bunların da incelikli provakatif seksüel ayartıcılıkları vardır. Histerik kadınlar tipik olarak seksüel ketlenmeyle kombine yalancı hiperseksüalite gösterirler. Seksüel ilgileri triangüler niteliktedir. Başka kadınlarla birlikte olan erkelere yöneliktir.

Erkekleri baştan çıkarıcı davranırlar ancak baştan çıkardıkları erkeklerin yaklaşımını şaşkılıkla karşılarlar. Çünkü sedüktif davranışlarına karşı bilinçsizdirler. Reddetme, korku ve kızgınlık tarzında tepki verirler.

Yarışmacı histeriklerin yanında uysal histerik kadınlar da vardır Yarışmacı histeriklerin yanında uysal histerik kadınlar da vardır. Bunların fiksasyonları sıklıkla mazohizmi yansıtır. Bazı kadınlar kendilerine sadistik davranan erkeklere karşı boyun eğerek ve böylelikle suçluluk duygusunun bedelini ödediklerini düşünürler.

Histerik erkekler: Histerik erkekler histerik kadınlar gibi emosyonal dramatizasyon ve affektif kararsızlık eğilimleri vardır. Aynı zamanda özellikle yakın ilişkilerinde emosyonel patlamalar, tepinme reaksiyonları, ve impulsif ve infantil davranışlar gösterirler. Aynı zamanda sıradan sosyal durumlarda değişik davranışlar sergileme kapasiteleri de vardır.

Yalancı hiper maskülinite: Kültürel olarak kabul edilen maskülen davnranışlarda bulunurlar, kadınlar üzerinde baskınlık ve üstünlük gösterme eğilimlidirler, bağımsızlık arzusu, bağımsızlık üzenrinde özellikle durmak, dominan davranışlar sergilerler ancak istediklerini elde edemezlerse çocuksu küskünlük gösterirler.

Sedüktif efemine davranışlar: Baştançıkarıcı, incelikli bir efeminetin eşlik ettiği flörtöz infantil seksüel davranışlar gösterirler. Kadınlara karşı bağımlı çocuksu yaklaşımları olan heteroseksüel sadakatsiz tutumlar sergilerler. Bunun bir biçimi de dominan kadınlarla geçici gibi görünen bağımlı ilişkiler kuran Don Juan tipidir.

B-L Borderline’ler primitif idealizasyon geliştirmeye yatkındırlar. Bu idealizasyon, aşk objesinin gerçek nitelikleri üzerine kurulu değildir. İdealizasyonun gerçek olmayan tabiatı, hayal kırıklıklarına dolayısıyla da aşkın çok kırılgan olmasına yol açar.

Borderline yapı gösteren kişilerin hayatları, birbirine çok benzeyen ve her seferinde önce büyük ve tutkulu bir aşkla başlayıp, sonra büyük bir nefret ve düşmanlıkla biten aşk hikayeleri ile doludur.

BL Pregenital dönemdeki (özellikle oral) saldırganlığın merkezi önemi vardır. Pregenital saldırganlık anne-baba figürlerine yansıtılmış , erken anne-baba imgelerinin paranaoid bir çarpıtılması gerçekleşmiştir.

BL Önce oral-sadistik, sonra da anal-sadistik itkiler anneye yansıtılmış ve anne-baba imgeleri bilinçdışında ayrışmadığı için hem anne hem de baba tehlikeli olarak algılanır

BL Anne baba imgelerinin tehlikeli algılanışı, hem erkek hem de kız çocuklarında tehlikeli bileşik anne-baba imgesinin oluşumuna yol açar. Bunun sonucunda tüm cinsel ilişkiler tehlikeli ve saldırganca bir şey olarak algılanır

BL Pregenital saldırganlık aynı zamanda Ödipal çatışmalara da yayılır ve Ödipal çatışmaların aşırı saldırganlaştırılmasına yol açar.

BL Ödipal rakip imgesi ürkütücü, tehlikeli ve yıkıcı özellikler kazanır; kastrasyon anksiyetesi ve penis haseti ileri derecede abartılır ve tüm cinsel ilişkilere karşı süperego yasakları vahşi ve ilkel bir nitelik kazanır.

BL Ek olarak pozitif veya negatif ödipal ilişkideki aşk nesnelerinin idealleştirilmesi abartılır Bu idealleştirme ilkel öfke ve saldırganlığın şiddetine karşı önemli bir savunma işlevi görür.

BL Aşk nesnesinin abartılı idealleştirilmesi ve ödipal rakibin gerçekdışı paranoid çarpıtılması ödipal ketlenmeyi ve kastrasyon anksiyetesini yoğunlaştırır. Pregenital çatışmaların egemenliği ödipal arzuların da pregenital amaçlara hizmet etmesine yol açar

BL Penis besleyen, kendini çeken ya da cezalandıran anne işlevi görebileceği gibi vajina da aç, beslenen veya saldırgan ağız işlevleri üstlenebilir Anal ve üriner işlevlerde de benzer gelişmeler olur ve bu işlevler de pregenital cinsel amaçlar için kullanılabilir.

BL Düzey için örnekler 40’lı yaşlarında 15 yıllık evli ve bir çocuklu kadın bir hastamız, yolda, internette, takside tanıştığı erkeklerle kısa veya uzun süreli ilşkiler kuruyordu. Eşini sevdiğini ve ona bağlı olduğunu söyleyen hasta her hangi bir erkekte arzu uyandırmayı başardığını hissettirdikten sonra adeta her şeyi unutuyor, her türlü riski göze alarak bu kişiyle cinsel ilşki kuruyordu.

Hastanın diş fırçasıyla mastürbasyon yapmak gibi bir alışkanlığı vardı Hastanın diş fırçasıyla mastürbasyon yapmak gibi bir alışkanlığı vardı. Mastürbasyonu diş fırçasıyla yapmasının gerekçesi vajinasında dişlerinin olduğunu düşünmesiydi. Böyle bir şey olmadığını bildiğini ama gene de kendisine öyleymiş gibi geldiğini söylemekteydi. Cinsel ilişki onun için erkeklerin erkekliklerini yok etme eylemiydi ve savaşa gitmeden önce bir silahşörün yaptığı gibi silahını temizliyordu.

Örnek Bir hastam hiç bir şekilde saygı ve sevgi hissetmediğini, sadece cinsel gereksinimleri için birlikte olduğunu söylediği kız arkadaşına bir erkeğin ilgi gösterdiğini öğrendiğinde bir yandan aniden müthiş bir aşığa dönüşmüş öte yandan kız arkadaşına ilgi gösteren erkeğe yönelik şiddetli bir öfke duymaya başlamıştı.

Bir silah edinen hasta bu erkeği çeşitli biçimlerde yenme ve aşağılama fantezileri kuruyor ve onu öldürme planları yapıyordu, ayrıca kız arkadaşının o kişi ile cinsel ilişki kurarsa orgazm olup olmayacağına, nasıl sevişebileceklerine ve kız arkadaşının onun tarafından daha çok memnun edilip edilmeyeceğine ilşkin düşlere dalıyor ardından şiddetli öfke krizleri geçiriyordu.

OO yıllarında başlayan ve her türlü medikal tedaviye ve davranışçı terapilere rağmen düzelmeyen ve sürekli şekil değiştiren el yıkama, tükürme, kendisine yukarıdan tükürüleceğini düşünerek kaldırımlardan yürümeme gibi yoğun obsesyonları vardı.

Bu dönemde hastanın çağrışımları sık sık anne- babanın cinsel yaşamına, kendisinin annesiyle ilgili cinsel fantezilerine ve babasından nasıl korktuğuna yöneliyordu. Hasta halen yaşadıkları ile geçmiş arzuları ve korkuları arasında bağlantı kurdukça, öldürme ve zarar verme fantezileri babasını da hedef almaya başladı.

Genç bir kadın hekim kendi kanını akıtmaktan, onu viskiye katıp içmekten ve kanıyla resimler yapmaktan zevk alıyordu. Erkeklerle çok sayıda cinsel ilişki kurmasına karşın sadece kanayan bir erkeğin kanını emerse uyarılıyordu.

Çok sayıda erkekle cinsel ilişki kurmasına karşın şimdiye dek hiç bir cinsel ilişkisinden zevk almamıştı ve orgazm olamamıştı. İlk kez erkek arkadaşının kendisi gibi depersonlize olduğunu ve acı çektiğini gördüğünde birbirlerine sarılıp hıçkırıklarla ağlarken herhangi bir cinsel temasları olmaksızın orgazm olmuştu.