İŞ DÜNYASININ BİLİNMEYENLERİ İŞ’TE HAYAT İŞ DÜNYASININ BİLİNMEYENLERİ

İŞ DÜNYASINDA BAŞARIYI YAKALAMIŞ KURULUŞ VE KİŞİLERİN BU BAŞARIYI NASIL YAKALADIKLARINA BİR GÖZ ATALIM.

BILL GATES Microsoft doğduğunda Bill Gates 20 yaşındaydı, 80’li yıllarda bilgisayarın hayatın her alanına girmesiyle teknoloji şirketlerinin isimleri ve sahipleri kulaklarımıza aşina gelmeye başladı. Bill Gates Harvard Üniversitesine Hukuk okumak için girmesine rağmen özel ilgisi bilgisayar programcılığıydı. 1.Ocak 1975 sayılı popüler Elektronik dergisinde Altair 8800 adlı bilgisayarı görünce bunun için bir program göstermek istediğini üretici-sine söyler. Ancak elinde ne bilgisayar vardır ne de göstermeyi taahhüt ettiği program.

50 MİLYAR DOLARI KAZANMAYI NASIL BAŞARDI? Bill Gates ve Paul Allen 8 haftada programı yazarlar ve Altair 8800 üstündeki denemede başarılı olurlar. Bill Gates Altair 8800 firmasının üretim yaptığı şehre taşınır ve MİCROSOFT’U kurar.

BILL GATES’İN BAŞARI SIRRI VE ÖNERİLERİ Doğru yerde doğru zamanda olun. Teknolojiye aşık olun. Yaşamak için öğrenin Teşekkür beklemeyin. Geleceği gördüğünüzü farz edin. Sahanın tümüne hakim olun. Küçük çaplı bir iş başlatın. Hiçbir zaman ,hiçbir şekilde gözünüzü toptan ayırmayın.

GOOGLE’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ Stanford Üniversitesi Matematik Bölümünde okuyan Sergey Brin ve Larry Page Öğrencilik yıllarında okulda tanışıp arkadaş oldular. İkili kendi geliştirdikleri PageRank algoritmasıyla BackPub adlı arama motorunu hayata geçirirler. Fakat fikirlerini geliştirmek için her öğrencinin yaşadığı parasal sıkıntılarla yüz yüze gelirler.

GOOGLE’IN BAŞARI ÖYKÜSÜ 1998 yılının ilk yarısında ucuz terabayt boyutundaki diskleri alarak Google.com’un ilk veri merkezini Larry’nin yurt odasında kurarlar. Google için potansiyel yatırımcı aramaya başlarlar, fakat başlangıçta projeleri yatırımcıların pek dikkatini çekmez. Arkadaşları ve akrabalarından borç alarak 1.000.000 dolar sermaye ile arkadaşlarının garajında dünyanın en büyük internet devini kurarlar. Günümüzde Google yaklaşık 25 milyar dolarlık bir şirket haline gelmiştir ve internet üzerinden verdiği hizmetlerle her gün milyonlarca kullanıcıya ulaşmaktadır. Page şu anda Google’ın Ürünler Başkanı, Brin ise Teknoloji Başkanı sıfatıyla çalış malarına devam etmektedir.

ADIDAS VE PUMA İkinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde Almanya’da bir kasaba Herzogenerauch’ta iki kardeş ayakkabı satmak üzere bir atölye açarlar; Adolph ve Rudolph Dassler. Savaş sonrası Adolph, kardeşine artık birlikte çalışmak istemediğini, kendine ayrı bir imalathane aça-cağını söyler. Rudolph şaşkındır. Ufacık kasabada iki kardeş ayrı imalathanelerde rekabet edeceklerdir. Kardeşine bunun mantıklı olmayacağını, bu ufak kasabada zaten insanların sayılı ayakkabı satın aldıklarını ,ikisinin birden iflas edeceğini söylese de Adolph bu uyarıyı dikkate almaz.

ADIDAS VE PUMA Ve kendine yeni bir imalathane açar. Gerçekten de aralarında kıyasıya bir rekabet başlar. Rekabetleri doğdukları kasaba sınırlarını dahi aşar. İki kardeş ayrıldıktan sonra birbirlerine küsmüşlerdir ve Adolph 1978 yılında öldüğünde tam 29 yıl dargınlardır. Bugün iki firmanın genel merkezi de ufak kasaba Herzogenerauch’tadır. Adolph Dassler’in ayakkabı şirketinin adı Adidas, Rudolph’unki ise Puma’dır.

KFC’NİN HİKAYESİ Sanders düşük gelirli bir adamdır ve eşi de ev hanımıdır. Kıt kanaat geçinmektedirler. Emekli olunca, bütün parasıyla, eşiyle beraber işleteceği bir lokanta açar. Sanders’ın özel bir yemek tarifi vardır. Tavukla yaptığı bu yemek çok beğenilir. Sanders ve eşi kazancını sadece bu yemekten sağlamaktadır. Aradan uzun bir zaman geçer. İşler çok iyi gitmektedir. Ancak hükümet, Sanders’in lokantasına çok ters bir yerden geçen anayol yapar.

KFC’NİN HİKAYESİ Herkes bu yolu kullanmaya başlayınca, lokantaya bir kişi bile uğramaz olur. Sanders ve eşi bu olaya çok üzülür. Hiç istememelerine rağmen, iflas etmek üzere oldukları için lokantayı kapatmak zorunda kalırlar. Sanders eşine “ Madem elimizde bu yemek tarifinden başka bir şey kalmadı, o zaman ben de lokanta lokanta gezer, yemeğimi onlara satarım. Porsiyon başına bir miktar para talep ederim. Elbet anlaşacağım birileri çıkar karşıma.” der ve yola koyulur. Ancak olaylar hiç de beklediği gibi gelişmez. Sanders kime gitse olumsuz yanıt alır. Yemeğin tadına bakmayı bırakın, tarifi dinlemeye bile gerek duymazlar.

KFC’NİN HİKAYESİ Sanders bu duruma çok üzülür. Gitmediği lokanta kalmamıştır. En sonunda pek tutmayan, kuytu köşede kalmış bir lokantaya “son çare” olarak girer. Lokanta sahibi Sanders’in teklifine sıcak bakar. Ondan yemeği pişirmesini ister ve eğer beğenirse teklifi kabul edeceğini söyler. Sanders tavuklu özel yemeğini yapar ve lokanta sahibine sunar. Lokanta sahibi yemeği çok beğenir, teklifi kabul eder ve o günden itibaren birlikte çalışmaya başlarlar. KFC bugün Dünya genelinde yüzlerce, ülkemizde 37 şubesi bulunan dev bir marka haline gelmiştir.

SAKIP SABANCI 7 Nisan 1933 tarihinde Kayseri’nin Akçakaya köyünde dünya geldi. Küçük yaşta Adana’ya göç ettiler.1948 yılında geçirdiği rahatsızlıklar nedeni ile lise öğrenimi yarıda bırakarak Akbank’ta stajyer memur olarak çalışmaya başladı.1950’de ailesiyle beraber İstanbul Emirgan’da bulunan Atlı Köşk’e taşındı.1966 yılında, babasının vefatı üzerine kurulan Sabancı Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığına getirildi, annesi ve kardeşleri ile birlikte Hacı Ömer Sabancı Vakfı’nın kurulmasına öncülük etti.1966 yılında Türkiye’de ilk polyester iplik ve elyaf fabrikası Sasa’nın kurulması ile Türkiye’nin sanayileşme sürecinde büyük adım attı. Vakıf aracılığıyla 1999’da Türkiye’nin ilk vakıf üniversitelerinden biri olan Sabancı Üniversitesi’ni kurdu.

SAKIP SABANCI Çeşitli üniversitelerden Onursal doktoralar alan, yurtdışında birçok kez Yılın İş Adamı ödülünü alan Sakıp Sabancı 2004 yılında Amerikan İş dergisi FORBES’in milyarderler listesinde 147.sırayı aldı. Her yıl düzenlediği sanatçı daveti ile Türkiye’nin önde gelen sanatçılarını bir araya toplayan ilk iş adamı oldu. Renkli ve enerjik kişiliği ile de tanınan Sabancı, halka yakın tavırlarıyla Sakıp Ağa lakabını kazandı.10 Nisan 2004 tarihinde İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

VEHBİ KOÇ Ankara’da Çoraklık semtindeki bir evde dünyaya geldi. Türkiye’nin önemli girişimcilerindendir. Tür-kiye’ye kurumsal kimlik, profesyonel yöneticilik gibi kavramları getiren kişilerden birisidir. 1917’de dedesiyle ve babasıyla görüşerek, esnaflığa başladı. Karaoğlan Caddesi’nde oturdukları evin altındaki dükkanı, bir sandık ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, birkaç teker kaşar peyniri, zeytin, makarna gibi mallarla bakkal haline getirdi ve üzerine “Koçzade Hacı Mustafa Rahmi” tabelasını koydu. 1928’de Ford ve şimdiki Mobil’in distribütörlüğünü aldı. Ankara başkent olunca, ortaya çıkan yapılaşma ihtiyacını görerek, yapı malzemeleri işine girdi.

VEHBİ KOÇ 1948 yılında ilk lamba fabrikasını kurdu.1954’te Türk Demir döküm fabrikasını kurarak, ilk radyatörleri ve otomotiv endüstrisi için dökme parçalar üretti. Zamanla beyaz eşya üretmek için Arçelik, tüp gaz üretmek için Aygaz ve otomobil üretmek için Tofaş’ı kurdu. Siemens Türk, Uniroyal, Otosan Ford gibi şirketlerle Koç Holding’i kurarak Türkiye’nin en büyük kuruluşları arasında yer aldı. Aynı zamanda birçok yerde okullar açtı.1987 yılında, Uluslar arası Ticaret Örgütü, Vehbi Koç’u “Yılın İşadamı” seçti ve plaketini Yeni Delhi’de dönemin Hindistan başbakanı Rajiv Gandhi’nin elinden aldı.1996 yılında 25 Şubat günü, iş gezisi için gittiği Antalya’da vefat etti.