FAİZSİZ BANKACILIK İLKELERİ ve KATILIM BANKACILIĞI Eğitmen : Doç. Dr FAİZSİZ BANKACILIK İLKELERİ ve KATILIM BANKACILIĞI Eğitmen : Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE . 17-18 Kasım 2012 Kahramanmaraş Eğitim No : 2012 / 2013 – 02 www.tkbb.org.tr
DOÇ. DR. İSHAK EMİN AKTEPE KATILIM BANKACILIĞI DOÇ. DR. İSHAK EMİN AKTEPE
Temel Kavramlar ve İlkeler Faizsiz Finansman Yolları İÇİNDEKİLER Giriş Temel Kavramlar ve İlkeler Faizsiz Finansman Yolları Bankacılıkta Fon Toplama ve Değerlendirmenin Temel Yolları Faizli Banka X Faizsiz Banka Kredi Kartı Vadesinde Ödenmeyen Borçlar Borsa – Sigorta – Forward – Forex – Sukuk
Giriş
Algı: Katılım bankaları faizsiz olduğuna göre verdikleri paraya faiz almamalı yani verdikleri para kadarını geri almalıdırlar. Gerçek: Katılım bankaları borç vermeyip ticaret yaparlar. Faizle borç vermek dinen meşru olmasa da ticaretle kâr sağlamak meşrudur. Katılım bankaları vakıf değillerdir. Bu bankalara para yatıranlar kâr beklentisi içindedirler. Dolayısıyla katılım bankalarının ticaret yapması için kendisine emanet edilmiş paraları karz-ı hasen olarak vermesi dinen uygun değildir.
Katılım bankaları hile yapmaktadırlar. Algı: Katılım bankaları hile yapmaktadırlar. Gerçek: Katılım bankaları İslâm hukûku çerçevesinde çalışırlar. Bu itibarla bünyelerinde danışma kurulları ya da danışmanlar bulundururlar. İslâm hukûkunun kendine özgü kuralları vardır. Bu kurallar çerçevesinde meşrû finansman yöntemleri kullanılarak ticâret yapmaktadırlar. Fâiz hilelerine girmemektedirler.
Katılım bankaları faizli bankaların yaptığı her işlemi yaparlar. Algı: Katılım bankaları faizli bankaların yaptığı her işlemi yaparlar. Gerçek: Faizli bankalar faiz enstrümanıyla çalışırlar. Faiz, en fonksiyonel finansal araçtır. Ancak İslâm hukûkunda kabul edilmemektedir. Bu sebeple katılım bankaları danışma kurullarının faizli olduğunu ifade ettiği hiçbir uygulamaya girmezler. Bu durum onların milyarlarca liralık işlemleri reddetmesi anlamına gelmektedir.
Katılım bankacılığı da faizli bankalarla aynı şartlara sahiptir. Algı: Katılım bankacılığı da faizli bankalarla aynı şartlara sahiptir. Gerçek: Katılım bankalarının pek çok handikapları bulunmaktadır. Öncelikle Türkiye’de ve dünyada henüz yenidirler ve piyasanın hakim oyuncuları faizli kuruluşlardır. İkinci olarak kendilerine özgü kanunları bulunmamaktadır. Üçüncü olarak Türkiye’de dönem dönem bu bankalara olumsuz yaklaşımlar olmuştur. Dördüncü olarak katılım bankacılığı hakkında yetişmiş insan gücü azdır. Beşinci olarak müşterilerin alışkanlıkları ve talepleri bu bankaların prensiplerine her zaman uygun düşmemektedir.
Temel Kavramlar ve İlkeler Birinci Bölüm Temel Kavramlar ve İlkeler
Temel Kavramlar
Katılım Bankacılığı Türkiye’de Katılım Bankası diye isimlendirilen kuruluşlar dünyada Islamic Bank ya da el-Benkü’l-İslâmî adıyla anılırlar. Bu bankalar öncelikle bütün faaliyetlerinde İslâm hukûku kurallarına uymayı taahhüt etmektedirler. Bu bankalar bulundukları ülke kanunları müsaade etse dahi İslâm hukûku ilkeleriyle çelişen işlemleri yapamazlar. Türkiye’de katılım bankaları 5411 nolu bankacılık kanununa tabi olup kanunda mevduat ve yatırım bankaları yanında üçüncü tür bir bankacılık faaliyeti olarak yer almışlardır. Dolayısıyla böyle bir bankacılık faaliyetinin varlığı ve diğer bankalardan farklılığı kanunen de tescil edilmiştir.
Katılım Bankacılığının Tarihi 1900’lü yılların ilk yarısında İslâm dünyası, sanayi devrimiyle büyük gelişim katetmiş batı karşısında yenik durumdadır. Pek çok İslâm ülkesi batılı ülkelerin sömürgesi olmuştur. Bu durum karşısında İslâm ülkelerinin geliştirilmesini arzulayan düşünürler bir yandan batının teknik altyapısını incelerken diğer taraftan finansal kuruluşlarını da tetkik etmişlerdir. Neticede 1940’lı yıllarda Hindistan bölgesinde fâizsiz bankacılık fikri doğmuş ve bu konuda yazılar yayınlanmıştır. Ancak ilk fâizsiz banka 1963 yılında Ahmed en-Neccâr tarafından Mısır’ın Mit-Ghamr şehrinde kurulmuştur. Türkiye'de 16.12.1983 gün ve 83/7506 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Özel Finans Kurumları'nın (ÖFK) kurulmasına izin verilmiştir. 1985 yılında Albaraka Türk ve Faisal Finans Kurumları faaliyete başlamıştır. 1999 yılında Bankacılık Kanunu’nda yapılan değişiklikle özel finans kurumları, bankacılık kanununa tabi kılınmıştır. 2001 yılında güvence fonuna kavuşmuşlardır. Özel finans kurumları, 2005 yılında yapılan kanun değişikliğiyle katılım bankasına dönüştürülmüştür.
Fâiz – Kâr – Kira Fâiz : Borçtan elde edilen menfaat. 100.000 TL borç verip 12 ay vadede 110.000 TL istenirse 10.000 TL fâiz isteniyor demektir. Kâr : Mal ve hak alım satımlarında maliyet ile fiyat arasındaki farka kâr denilir. 100.000 TL’ye alınan bir ev 12 ay vadede 110.000 TL’ye satılırsa 10.000 TL kâr edilmektedir. Ev, arsa, araba, makine, giysi, mobilya maldır. Patent, telif, ruhsat, plaka haktır. Kira : Menkul ya da gayr-ı menkul bir malın belli bir süre kullanım hakkının devri ya da belli bir süre emek taahhüdü karşılığında alınan bedele kira denilmektedir. Ev, araba, arsa, makine, otel odası, sağlık hizmeti, güvenlik hizmeti, nakliye hizmeti, eğitim hizmeti, saklama hizmeti kiralanabilir.
Fâiz – Kâr – Kira
Fâiz – Kâr – Kira
Peşin Satış – Vadeli Satış – Vade Farkı Peşin Satış : Üretilen ya da satın alınan bir malın peşin bedelle satılmasıdır. Örneğin 1000 TL maliyeti olan bir malın peşin 1500 TL’ye satılmasıdır. Vadeli Satış : Üretilen ya da satın alınan bir malın vadeli bedelle satılmasıdır. Örneğin 1000 TL maliyeti olan bir malın 2000 TL’ye 6 ay vadeyle satılmasıdır. Vade Farkı : Satılan bir değerin peşin bedeli ile vadeli bedeli arasındaki farktır. Örneğin 1500 TL’ye peşin satılan bir malın 6 ay vadede 2000 TL’ye satılması halinde 500 TL vade farkı uygulanmaktadır. Vade farkı almak İslamiyet’te yasaklanmamıştır.
İlkeler
I. İlke: “Başkalarının malını haksız yollarla almayın!” Bu ilke Kur’ân’da Nisâ suresinin 29. âyetinde açıkça ifade edilmekle birlikte pek çok âyette de vurgulanmıştır. İslâm ekonomisinin temelini bu ilkenin oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. İslâm ekonomisinin birçok hükmü bu temel ilkeden kaynaklanmaktadır. Hırsızlık, gasp, rüşvet, kumar, hileli alım satımlar, tefecilik, fahiş kâr, aldatma (tağrir) ve belirsizlik (garar) yasakları tamamen bu esasa dayanmaktadır.
II. İlke: “Ticâret helaldir” Başkalarına haksızlık yapmadan, haram kılınmış yöntemleri kullanmadan ve yasak ürünler satmadan karşılıklı rızaya dayanan alım satım ve ticârî faaliyetlerde bulunmak helaldir. Kur’ân ve Sünnet’te meşrû yollarla yapılan ticâret helal kılınmış, tavsiye edilmiş ve övülmüştür.
III. İlke: “Tefecilik yasaktır” Tefecilik İslâm’ın en sert ifadelerle reddettiği bir kazanç yöntemidir. Kur’ân’ın açık ifadesiyle zulümdür. Kur’ân’da bakara suresinin 275-280 âyetleri arasında tefecilik konusuna yer verilmiş; tefecilerin kazanma hırsıyla gözü dönmüş bir şekilde davrandıkları ve “Ha alışveriş ha tefecilik; sonuçta ikiside kazanç kapısı!” dedikleri beyan edildikten sonra “Oysa Allah alışverişi helal, tefeciliği haram kılmıştır” buyrulmuştur.
IV. İlke: “Aldatmak yasaktır” İslâm, başkalarına zarar vermeyen insanlar yetiştirmek ister. “Bizi aldatan bizden değildir” ilkesini öğretir. “Müslüman başkalarının elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir” der. Ticâretin dürüstçe yapılmasını ister. Mutaffifîn suresinin hemen başında açıkça şu tehdide yer verir: “Yazıklar olsun, ölçüde ve tartıda hile yapanlara!” Aynı surenin 6. âyetinde ise bunu yapanların ahiret hesabına inanmadıklarını beyan eder.
V. İlke: “Kumar yasaktır” Kumar başkalarını sömürmenin bir aracıdır. Pek çok insan kumar masalarında tüm mallarını, haysiyetlerini ve hatta hayatlarını bırakmıştır. Nice aileler bu illet yüzünden dağılmıştır. Kazanç sağlamayı âdil standartlara oturtmak isteyen İslâm dini başkalarının zaaflarını istismar ederek onların mallarını almanın bir yolu olan kumarı kesin bir şekilde yasaklamıştır: “Ey müminler! Sarhoş edici her türlü içki, kumar ve şans oyunu, putlar ve fal-kısmet okları şeytan kaynaklı birer pisliktir” (Mâide suresi, 90. âyet).
VI. İlke: “Belirsizlik (garar) yasaktır” Herhangi bir ticârî işlemin temel unsurlarından birisindeki aşırı belirsizlik işlemi geçersiz kılar. Yapılan bir alışveriş işleminde alınan mal, malın bedeli, vadesi ve türü anlaşmazlığa yol açmayacak derecede bilinmelidir. Hz. Peygamber aşırı belirsizlik (garar) içeren alım satımları kesin olarak yasakladığı için bu tür işlemler yapılmamalıdır.
VII. İlke: “Piyasaya müdahale etmemek asıldır” Piyasaya müdahale satıcı ya da alıcıya haksızlık doğurabilir. Aldatma ya da karaborsacılık yoksa fiyatların serbest piyasada oluşmasını sağlamak gerekir. Hz. Peygamber’in fiyat artışından yakınan sahâbîlerine “Fiyatları indirip yükselten Allah Teâlâ’dır” buyurduğu rivayet edilmiştir. Bununla birlikte devlet idaresi gerekli gördüğü sektörlerde ve zamanlarda müdahale hakkına her zaman sahiptir.
VIII. İlke: “Yasaklanmamışlar serbesttir” İbadetlerde haramlık, diğer hukûkî ilişkilerde mubahlık esastır. Buna göre hiç kimse kendi aklına göre ibadet oluşturamaz. Yine hiç kimse delili olmadıkça yasak koyamaz. İslâm dininde açıkça yasaklanmamış ve diğer yasakların da açıkça ilgasına sebep olmayan hukûkî ve ticârî tasarruflar yasak kabul edilemez. Klasik fıkıhta bu “Eşyada aslolan mubahlıktır” diye ifade edilir.
IX. İlke: “Yasak, zaruret ve ihtiyaç hallerinde kısmen düşer” İslâm insanların yararını gözetir ve zaruret hallerinde yasakları zaruretin oranına göre kaldırıp emirleri yumuşatır. İslâm pek çok konuda bu ilkeyi geçerli kılmıştır: Su yoksa teyemmümü, sefer halinde namazları kısaltmayı ve cem etmeyi, oruç tutamayanlara fidye vermeyi ya da orucu ertelemeyi, hacca gidemeyenlere vekil göndermeyi, baskı altında Allah’ı inkâr etmeyi, açlık halinde haramlardan yemeyi ve ihtiyaç var diye selem sözleşmelerini mubah kılması bunun açık göstergeleridir. Bununla birlikte bu ilke, “Zaruretler başkasının hakkını ortadan kaldırmaz” ve “Zaruretler miktarınca takdir olunur” ilkeleriyle birlikte değerlendirilmelidir.
X. İlke: “Kolaylaştırmak esastır” Açıkça haram kılınmamış ticârî işlemlerde mümkün olduğunca kolaylaştırıcı yorumlar yapmak gerekir. Bu nebevî bir metottur. Rivayete göre Hz. Peygamber iki şey arasında seçim yapma durumunda kalınca kolay olanı tercih ederdi. Bununla birlikte kolaylaştırma dinin temel ilkelerini yozlaştırma ve işlevsiz kılma amacı taşımamalıdır.
XI. İlke: “Hüküm, amaca tâbidir” İslâm dininde niyet oldukça önemlidir. İnsanların tasarrufları da bir amaca matuftur. Buradan hareketle İslâm âlimleri “Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir” ve “Sözleşmelerde lafızlara değil maksada itibar edilir” ilkelerini belirlemişlerdir. Ayrıca “Tarafların zihninde var olan şartlar sözleşme metninde yazılmış sayılır” ve “Örfen malum olan sözleşmede şart gibidir” kaideleri de söz konusu ilkeyle doğrudan ilişkilidir.
Faizsiz Finansman Yolları İkinci Bölüm Faizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Karz-ı hasen: 100 TL borç verip 1 ay sonra 100 TL geri almak fâizsiz bir borç işlemidir. Ayrıca borcun verildiği tarih ile geri ödendiği tarih arasındaki enflasyon farkının fâiz olmadığı değerlendirilmektedir. Buna göre 100 TL borç verip 1 yıl sonra borcun ödendiği tarihte, bir yıllık enflasyon hesabı yaparak 100 TL + enflasyon kadar fark almak da fâizsiz bir işlem sayılmaktadır. Borcun, borç verilen günün kurundan dolar, euro veya altına endekslenmesi mümkündür. Borç verilirken yapılacak işlem karşılığında ücret alınabilir. Borç için yapılan masraflar borçluya aittir. Faiz sözleşmesi olmadan alınan borcu daha iyisiyle ödemek mümkündür ve tavsiye edilmiştir. Âriyet: Menkul ya da gayr-ı menkul mallarımızı kira almaksızın başkalarına ödünç vermek de fâizsiz bir finansman sağlama yöntemidir. Örneğin 1 aylığına araba ihtiyacı olan bir kişiye arabamızı ödünç vermemiz fâizsiz ödünç sayılmaktadır.
Fâizsiz Finansman Yolları Ortaklık: Ortaklık Çeşitleri İbâha Mülk Akit Emvâl İş İtibar Mudarabe Müsâkât Müzâraa
Fâizsiz Finansman Yolları Mudârabe: Sermaye sahibiyle işletme kabiliyetine sahip tarafın bir taraftan sermaye diğer taraftan işgücü olmak üzere ortaklık kurmasıdır. Bu ortaklıktan doğacak kâr tarafların aralarında yaptıkları sözleşmeye göre paylaşılır. Zarar ise işletmecinin kasıt, kusur ve sözleşme şartına aykırı davranışı yoksa sermayeden karşılanır. Örneğin 1000 TL sermayeyle mudârabe ortaklığı kurulduğunu düşünelim. Kâr % 80 sermaye sahibine % 20 işletmeciye verilmek üzere anlaşılmıştır. Bu sermaye ile mal alınıp satılsın. Neticede 100 TL kâr sağlansın. Bu 100 TL kârın 80 TL’si 1000 TL sermaye ile birlikte sermayedara aittir. İşletmeci ise 20 TL kâr alacaktır. Taraflar ortaklığı devam ettirme konusunda anlaşabilirler.
Fâizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Müşâreke: Tek başına işletme açma gücüne sahip olmayan iki ya da daha fazla tarafın sermaye katarak kurdukları ortaklıktır. Kâr tarafların yaptıkları anlaşmaya göre paylaşılacaktır. Zarar ise tarafların sermayedeki payına göre yansıtılacaktır. Örneğin beş kişinin sermayeye % 20’şer oranla katılarak arsa almaları ve bu arsayı satıp kâr edince kârı paylaşmaları mümkündür.
Fâizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Taksitli satım: Peşin bedelle alınamayan bir mal ya da hak taksitli bedelle alınabilir. Örneğin peşin fiyatı 100.000 TL olan bir arsa 36 ay vadeyle 120.000 TL’ye alınabilir. Peşin bedelle vadeli bedel arasındaki fark, fâiz değil; arsanın satımından doğan ticârî kârdır ve meşrudur.
Fâizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Murâbaha: Vadeli olarak alınmak istenen bir malı ya da hakkı istediğimiz vadeyle satacak bir kişi ya da kuruluşa sipariş vermektir. Söz konusu kişi ya da kuruluş malı, peşin ya da vadeli bedelle alır ve bize istediğimiz vadeyle satar. Örneğin 100.000 TL peşin bedelle satılan bir evi almak istediğimizi ancak sadece 40.000 TL’ye sahip olduğumuzu düşünelim. Evin sahibi bize taksitlendirme yapmıyor ise söz konusu evi bize taksitle satabileceğini bildiğimiz A şahsına sipariş yoluyla alabiliriz. A şahsı evin peşin bedelini satıcıya öder ve evin sahibi olur. Daha sonra evi bize istediğimiz vadeyle satar. 40.000 TL peşin alır ve gerisini vadelendirir.
Fâizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Teverruk: Kişi ya da şirketlerin nakit sıkıntısına girmesi muhtemeldir. Bu durumda ellerindeki malların bir bölümünü peşin satarak nakit sıkıntısını aşabilirler. Bu meşrûdur. Nakit sıkıntısı yaşayanların piyasadan taksitli bedelle aldıkları bir malı spot piyasada peşin satarak nakde ulaşmaları da mümkündür. Burada fâizden değil; gerçek bir alım satım ile nakde ulaşmak söz konusudur. Örneğin acil bir ameliyat için 20.000 TL paraya ihtiyacımız olduğunu düşünelim. Mevcut arabamızı 20.000 TL’ye satarak nakit temin edebiliriz. Bunun yerine piyasadan 24.000 TL’ye 16 taksitle aldığımız bir arabayı spot piyasada (ilk satıcısından başkasına) 20.000 TL peşin bedelle satarak da nakde ulaşabiliriz.
Fâizsiz Finansman Yolları Selem: Nakit ihtiyacı duyan bir firmanın ya da şahsın henüz üretmediği standart bir malı (hububat, bakliyat, un, kağıt, demir, çimento vs.) ileri bir vadede teslim etmek üzere peşin bedelle satmasıdır. Örneğin nakit sıkıntısı yaşayan bir çiftçi hasat zamanı eline geçecek çayı hasat zamanı gelmeden evvel fabrikaya satarak sıkıntısını aşabilir. İstisna: Nakit ihtiyacı duyan bir firmanın henüz yapmadığı örneğin konutları peşin ya da vadeli bedelle satmasıdır. Böylece firma henüz ortada olmayan konutları maket üzerinden satarak finansman sağlayabilmektedir.
Fâizsiz Finansman Yolları
Fâizsiz Finansman Yolları Kira: İhtiyaç duyduğumuz menkul ya da gayr-ı menkul bir takım malları satın alamadığımız takdirde kiralayarak da ihtiyacımızı giderebilmekteyiz. Böylece aslında mal sahipleri bir nevi kiracılarının finansman ihtiyaçlarına cevap vermiş olmaktadırlar. Hizmet sözleşmesi: İnsanların önemli bir bölümü finansman ihtiyaçlarını başkalarıyla yaptığı hizmet sözleşmeleri çerçevesinde çalışarak karşılamaktadır. Örneğin bir mobilya fabrikasında çalışan işçi aslında emeğini fabrika sahibine kiralamış demektir. Çalıştığı sürece fabrika sahibinden ücretini alır ve finansman ihtiyacını giderir.
Fâizsiz Finansman Yolları Finansal kiralama: Peşin bedelle alınamayan bir malın leasing yöntemiyle kiralanması ve ödenen kiraların malın bedelini kapsayacak kadar olduğunda malın mülkiyetinin kiracıya devredilmesidir. Örneğin peşin bedeli 300.000 TL olan bir iş makinesinin aylık 30.000 TL bedelle kiralanması ve ödenen kiraların örneğin 12 ay sonunda 360.000 TL’yi bulması halinde iş makinesinin mülkiyetinin kiracıya devredilmesidir.
Fâizsiz Finansman Yolları
Bankacılıkta Fon Toplama ve Değerlendirmenin Temel Yolları Üçüncü Bölüm Bankacılıkta Fon Toplama ve Değerlendirmenin Temel Yolları
Fâizli Bankalar Mevduat Toplama Fâizli bankalar pek çok amaçla müşterilerinden mevduat toplarlar. Kullandıkları en yaygın mevduat toplama usulleri ise vadesiz ve vadeli hesaplardır. Bir fâizli banka vadesiz hesap açtığı müşterisinden “faizsiz borç” alıyor demektir. Zira bu hesaplar açılırken fâiz ödenmesi konusunda anlaşma yapılmaz ve dolayısıyla hesaplara fâiz ödemesi de gerçekleşmez. Fâizli bir banka vadeli hesap açtığı müşterisinden ise “faizli borç” alıyor demektir. Zira hesap açılırken hangi vadede ne kadar fâiz alınacağı belirlenmekte ve vade sonunda fâiz ödemesi mutlaka gerçekleşmektedir.
Fâizli Bankalar Mevduat Değerlendirme Fâizli bankalar topladıkları mevduatları büyük oranda iki yolla değerlendirirler. Bu mevduatlarla ya tahvil ve bono alırlar ya da topladıkları mevduatı fâizli kredi olarak piyasada işletirler. Tahvil şöyle tanımlanır: “Devletin 1 yıl, anonim ortaklıkların ise en az 2 yıl ve daha uzun vadeyle, ödünç para bulmak amacıyla, itibari değerleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir”. Bono ise “Vadesi 1 yıldan kısa olan, iskontolu satılan ve çıkaran kurum tarafından öngörülen vade sonunda nominal bedelin ödenmesinin taahhüt edildiği menkul kıymetlerdir” diye tanımlanır. Fâizli banka, tahvil ve bono alarak bunları ihraç edenlere “fâizli borç” vermektedir. Şöyle ki finansal sıkıntı içine girmiş bir devlet ya da anonim şirket ileri vadede daha fazla ödemek üzere tahvil ihracı yoluyla borçlanabilmektedir. Tahvil uzun vadeli borç senedi iken bono kısa vadeli borç senedidir. Fâizli krediler ise fâizli bankalardan alınan borçlardır. Fâizli bankalar her ne sebeple olursa olsun müşterilerine borç verip belli bir vadede daha fazlasını alarak para kazanırlar. Fâizli bankaların amacı ve temel işlevi düşük fâizle borçlanıp yüksek fâizle borç vermektir.
Fâizli Bankalar Mevduat Değerlendirme
Katılım Bankacılığında Fon Toplama Katılım bankaları temel ilkeleriyle kesin olarak çeliştiği için fâizli işlemler yaparak fon toplayamazlar. Buna göre ortada herhangi bir mücbir sebep yokken her ne miktarda olursa olsun fâiz karşılığı borçlanmak katılım bankacılığında mümkün değildir. Katılım bankaları özel câri hesap açarak hesap sahiplerinden “fâizsiz borç” alırlar. Bu hesaplar karşılığında hesap sahibine fâiz niteliği taşıyacak hiçbir avantaj sağlamazlar.
Kıymetli Maden Depo Hesabı Tasarruf sahipleri fonlarını farklı para ve mallara yatırarak değerlendirmek isteyebilirler. Bu amaçla katılım bankalarında dolar ya da avro hesabı açabilecekleri gibi altın ve gümüş hesabı da açabilirler. Katılım bankası satın aldığı altın ve gümüşü şube ya da internet aracılığıyla müşterilerine satabilir. Satılan altınları müşteriye elden teslim zorunluluğu yoktur. Banka hesaplarına kayıt elden teslim anlamına gelmektedir (hükmi teslim). Önemli olan satılan altının bankanın hesabında varolmasıdır.
Katılım Bankacılığında Fon Toplama Katılım bankalarının ikinci fon toplama yöntemi ise katılma hesabı açmaktır. Bu hesaplar yoluyla katılım bankası hesap sahipleriyle kâr ve zarara ortaklık yapar. Topladığı fonu fâizsiz işlemlerde değerlendirip kâr ederse kârı ve kanun öyle emrettiği için zarar oluşursa zararı paylaşmak üzere anlaşma yapar. Bu işlemin teknik adı mudârabedir (emek sermaye ortaklığı).
Katılma Hesabı X Vadeli Hesap Klasik bankalar hem mevduat toplarken hem de topladığı mevduatı değerlendirirken “para borcu / karz” sözleşmesi yapar. Vadesiz hesap yoluyla topladıkları mevduata faiz ödemezler. Yani faizsiz borç almış olurlar. Vadeli hesapları ise “faizli borç” sözleşmesine dayanır. Banka mevduat sahibine hangi vadede ne kadar faiz ödeyeceğini en baştan deklare eder. Buna göre klasik bankalara vadeli hesap açıldığında Bankaya borç verilmiş olunur. Mevduat bankanın mülkiyetine geçmiştir. Bankanın mevduatı istediği gibi (faizli faizsiz enstrümanlarla) değerlendirme özgürlüğü vardır. Banka hesap sahiplerine kâr payı dağıtımı için belli dönemlerde kâr zarar hesabı yapmak zorunda değildir. Vadeli hesaplarda vade sonunda fazlalık alınacağı hesap açılırken kesindir. Alınacak fazlalığın miktarı hesap açılırken bellidir. Alınacak fazlalık bankanın kâr ya da zararına bağlı değildir.
Katılma Hesabı X Vadeli Hesap Katılım bankalarında ise fon toplanırken câri ya da katılma hesabı açılır. Câri hesaba yatırılan fonlar da “faizsiz borç” hükmündedir. Katılma hesapları ise mudârabe / emek sermaye ortaklığı sözleşmesine dayanır. Katılma hesabı sahibi “sermayedar”, katılım bankası “mudarip” sıfatını taşır. Kâr ve zarara ortaktırlar. Buna göre bankamıza katılma hesabı açıldığında Bankaya borç değil sermaye verilmiş olur. Banka bu sermayeyi işletecektir. Fon bankanın mülkiyetine geçmez; bankaya emanet bırakılmış sayılır. Banka fonu istediği gibi kullanamaz; meşru ve faizsiz alanlarda kullanmak zorundadır. Banka kâr zarar dağıtımı için sürekli hesap yapmak zorundadır. Katılma hesaplarında vade sonunda fazlalık alınacağı kesin değildir. Zarar ihtimali vardır. Dolayısıyla alınacak fazlalığın miktarı da hesap açılırken belli değildir. Alınacak fazlalık bankanın dönem içindeki kârına bağlıdır.
Güvence Fonu Katılma hesaplarına yatırılan meblağın 50.000 TL’sinin TMSF tarafından garanti edilmesi ortaklığa zarar vermez. Öncelikle garantiyi veren banka değil devlettir. Devlet şirketlerden zorunlu olarak prim alıp söz konusu şirketleri sigortalayabileceği gibi vergi alıp zora düşen şirketlere fon da aktarabilir. Bu durum katılma hesaplarının faizsizlik yönüne zarar vermez.
Güvence Fonu
Kâr Oranlarının Fâiz Oranlarına Yakınlığı Türkiye’de faiz oranlarını belirleyen temel kuruluş Merkez Bankası’dır. Türk bankacılık sisteminin % 95’i faizli bankaların elindedir. Bankalar Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz oranlarını baz alıp kendi faiz oranlarını belirlerler. Katılım bankaları da bankacılık piyasasında yer aldıklarından piyasadaki faiz oranlarını baz alıp kendi kar oranlarını tespit ederler. Katılım bankaları bir yandan katılma hesabı sahiplerinin diğer yandan banka sahiplerinin ve son olarak da kredi müşterilerinin mutmain olacağı bir oranı belirleme amacındadırlar. Piyasa koşulları gereği yapılan işlemlerden doğan kâr başta anlaşılan oranlarla paylaşıldığında faizli banka faiz oranlarına yakın bir miktar ortaya çıkmaktadır. Oranların yakınlığı kâr payını faize çevirmez.
Kâr Oranlarının Fâiz Oranlarına Yakınlığı
Katılma Hesapları Neden Zarar Dağıtmıyor Katılım bankaları profesyonel kuruluşlardır. Katılım bankaları faizsiz bankacılık ilkeleri gereği toksit ürünler kullanmazlar. Dolayısıyla aşırı riskli ürünlerden uzak dururlar. Katılım bankaları satın aldıkları her malı piyasa koşullarına göre kar ile satarlar. Katılım bankaları yaptıkları satışların ödemeleri için her zaman teminat alırlar. Katılım bankası müşterilerinin önemli bir kısmı nispeten borçlarına hassas insanlardan oluşur. Buna rağmen katılım bankaları da yaptıkları satışların bir kısmında tahsilat sorunu yaşarlar. Ancak bu durum toplamda bankayı zarara sürüklemez.
Katılma Hesaplarına Dağıtılan Karın Kaynağı Katılma hesaplarına alınan paralar, birimine ve vadesine göre ayrılır. Her para birimi kendi havuzuna katılır. Hesap sahibi yalnızca söz konusu havuza gelen karlara ortaktır. Bankanın diğer havuzlarına ve öz sermayesine ortak değildir. Bankanın kredi kartları, bankacılık hizmetleri, teminat mektupları gibi enstrümanlarından gelen karları tamamen öz sermayeye aittir. Çünkü bunları ödeme yükümlülüğü öz sermayeye aittir. Yani yükümlülük kime ait ise kar da ona aittir.
Havuz Sistemi
Katılım Bankacılığında Fon Değerlendirme Katılım bankaları esasen ortaklık yöntemiyle topladıkları fonu yine ortaklık yöntemiyle değerlendirme amacı taşımaktaydılar. Bu usule göre finansman talebinde bulunan taraflarla üretim ortaklığı yapılacak ve üretilen mal satıldığında taraflar anlaşmaya göre kârdan paylarını alacak idiler. Temel para kazanma usulü bu olmak kaydıyla diğer fâizsiz finansman yöntemleri de kullanılacak idi. Ancak piyasanın güven vermemesi ve fon sahiplerinin kısa vadede getiri sağlama arzusu sebebiyle para kazanmak için ortaklık sistemi kullanılamadı. Bunun üzerine katılım bankaları bir başka meşru ticâret yöntemi olan “murâbaha” yani “peşin alınan malın taksitle satılması” bir başka deyişle “mal siparişi alma” işlemine yönelmiştir. Vurgulanması gerekir ki murâbaha insanların paraya ulaşması için değil istedikleri emtiaya ya da hakka taksitle ulaşmaları için yapılır. Yine murâbaha fâiz hilesi değil; bin yıldır var olan bir fâizsiz finansman sağlama yöntemidir.
Katılım Bankacılığında Fon Değerlendirme
Murabaha Müşteri malı bulur. Pazarlığını yapar. Ancak malın mülkiyetini devralmasına sebep olacak işlemler yapmaz. Sözleşme imzalamaz, peşinat vermez, fatura kestirmez vs. Katılım bankasına malı banka aracılığıyla almak istediğini bildirir. Bir anlamda malı sipariş eder. Mal talep formunu imzalar. Banka mal ve müşteriyi inceler. Mal ile ilgili evrakları ve müşterinin ödeme kabiliyetini araştırır. Söz konusu malı alıp satmaya karar verdiğinde müşterisine vekâlet verir. Müşterisi bu vekâlete istinaden malı satıcıdan banka adına alır. Resmi evraklar müşteri adına düzenlense bile mal banka adına alınmaktadır. Banka kendi adına alınan mal için satıcıya ödemeyi yapar ve malı müşterisine vadeli olarak satar.
Murabaha Müşteriye satılacak bir mal ya da hak var mı? Bu mal ya da hak satılabilir mi? Bu mal ya da hak taksitli satılabilir mi? Satıcı ile müşteri anlaşmayı tamamlamış mı? Alım satım sahte mi?
Murabaha Katılım bankaları şu talepler için murabaha yapamaz: Mali cezalar, kesinleşmiş borçlar, vergiler, devlet okul harçları, noter masrafları, inşaat ruhsat bedelleri, iskan bedelleri, şerefiye bedelleri, faizli tahvil ve bonolar, dinen alım satımı meşru olmayan hisse senetleri, içkiler, kumar malzemeleri, müstehcen yayınlar ve bunları yapan şirketler, sigara, külçe altın, çeyrek yarım tam altın, gram altın, dolar, avro, abonmanlığa dayalı elektrik, su, telefon ve doğalgaz faturaları, faturası kesilmiş mallar, satış sözleşmesi imzalanmış mallar, peşinat ödemesi yapılmış mallar, tapusu ve ruhsatı devrolmuş mallar, gerçek bir alım satıma konu olmayan mallar…
Murabaha – Kar Payı Oranları Katılım bankaları bankacılık sektörü içindedirler. Türk bankacılığının % 95’i faizli bankaların elindedir. Ticaret piyasa koşulları dikkate alınarak yapılır. Katılım bankaları murabaha yaparken piyasanın ana aktörlerinin oluşturduğu piyasadan ayrılamamaktadır. Piyasanın faizli bankalarca oluşturulması katılım bankalarının kazancını faize çevirmez. Örneğin ev sahibi, alacağı kira bedelini, evin değerini bankaya yatırdığında alacağı faiz miktarına göre belirlese yine de kiracının ödediği meblağ faiz olmaz kira olur.
Murabaha – Dosya Masrafı Murabaha bir vadeli satımdır. Vadeli satımda mal bedeli tek fiyat olarak söylenebileceği gibi birkaç kalem alt alta yazılarak da ifade edilebilir. Murabaha dosya masrafı da bankadan alınan malın bedelinin bir parçasıdır. Dosya masrafının bankaya kalması katılma hesabı sahiplerinin bankanın hiçbir masrafına katılmamaları sebebiyledir. Zira bir ortaklıkta masraflar da ortaktır. Katılma hesabı sahipleri bankanın hiçbir masrafına ortak olmadığı için banka murabaha yaparken bu masraflara mahsuben dosya masrafı alabilir.
Faizli Banka X Faizsiz Banka Dördüncü Bölüm Faizli Banka X Faizsiz Banka
Vâdeli Hesap “Yatırımlarını Türk Parasında ya da Dövizde değerlendiren müşterilerimiz Bankamızda vadeli TL hesabı açtırarak, piyasa koşullarına göre belirlenmiş faiz oranından getiri elde ederler. Bankamızda 1 ay, 3 ay, 6 ay, 1 yıl, 2 yıl ve 3 yıl vadede ya da istediğiniz gün sayısını vade olarak belirleyerek dilediğiniz tutarda vadeli hesap açtırabilirsiniz”.
Repo “Repo sabit getirili herhangi bir menkul kıymetin, belli bir süre sonunda önceden tespit edilmiş şartlarla geri alma taahhüdünde bulunarak satımıdır. Menkul kıymeti geri satmak üzere alan taraf da reverse (ters) repo yapmış olur. Esas itibariyle Repo, bankaların kısa vadeli fon toplamak, gerçek kişilerin nakit fazlalıklarını değerlendirmek, tüzel kişilerin de sermaye maliyetini minimize etmek amacıyla kullandıkları bir yatırım aracıdır. Ters Repo, işlemi borç veren açısından tanımlamaktadır”. “Paranıza, piyasa koşullarına göre değişen faiz oranları üzerinden, günlük ya da sizin belirleyeceğiniz vadede para kazandıran bir yatırım aracıdır. Repo ile birikimlerinizi yüksek getiri ile kısa vadede değerlendirir, kesintisiz ve net kazanç elde edersiniz. Belirlediğiniz vade dolmadan paranızı kullanmanız gerekirse anaparanız kayba uğramaz.”
VOB (Vadeli İşlem (Futures) ve Opsiyon Borsası) Dünyada yatırım ve risk yönetim ihtiyacını karşılayan etkin bir piyasa olan Vadeli İşlemler Piyasası, ülkemizde 4 Şubat 2005 itibariyle faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu borsa; vadesi, miktarı ve işlem koşulları önceden belirlenmiş olan emtia ve finansal ürünlerde işlemler yapılan bir Türev Araçlar Piyasasıdır. Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB), dünyada kurulmuş olan birçok vadeli işlemler borsası gibi risk yönetiminde etkin rol oynamak amacıyla kurulmuştur. Ayrıca ileri tarihte ürünlerin oluşabilecek fiyatları hakkında da fikir vermektedir. VOB’ da; Endeks (İMKB 100 / İMKB 30) ■ Faiz (DİBS 365 /DİBS 91/GÖSTERGE DİBS) ■ Döviz (Dolar/Euro) ■ Altın ■ Buğday ■ Pamuk Vadeli İşlem Sözleşmeleri işlem görmektedir. Vadeli İşlem Sözleşmeleri etkin risk yönetimi, yatırım (spekülasyon) ve arbitraj amaçlı yatırımcılar tarafından kullanılır. Yatırımcılar, spot piyasaya oranla daha düşük bir maliyetle bu piyasalarda işlem yapabilirler.
Eurobond “Eurobond, devlet ya da şirketlerin, kendi ülkeleri dışında kaynak sağlamak amacıyla, uluslararası piyasalarda yabancı para birimleri üzerinden satışa sundukları, genellikle uzun vadeli borçlanma aracıdır. Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi tarafından uluslararası piyasalarda genellikle USD veya EURO cinsinden Eurobond ihraç edilmektedir. Birikimlerini yabancı para cinsinden yatırım araçlarında değerlendirmeyi tercih eden ve uzun vadeli (genelde 5-30 yıl) yatırım yapmayı düşünen kişi ve kuruluşlara yönelik enstrümandır. Eurobond fiyatları, hem ihraç eden ülke veya kuruluşun mali ve ekonomik performanslarından, hem de uluslararası finansal piyasalardaki gelişmelerden etkilenmektedir. Mevcut kıymetlerinizi vadesinden önce satmak istediğiniz takdirde, gün içerisinde ilan edilen alış fiyatlarımızla kıymetinizi kolayca nakde çevirebilirsiniz”.
Hazine Bonosu ve Devlet Tahvili “Getirilerinizi devlet garantisi altına almak istiyorsanız Hazine Bonosu veya Devlet Tahvili'ni tercih edebilirsiniz. Hazine Müsteşarlığı tarafından ihraç edilen Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS), vade sonuna kadar elde tutulduklarında belirli bir getiriyi garanti ederler. Vadesi 1 yıldan az olan DİBS'ler Hazine Bonosu, vadesi 1 yıl ya da daha uzun olanlar Devlet Tahvili olarak tanımlanır”.
Özel Sektör Tahvili “Özel Sektör Tahvili, anonim şirketler tarafından çıkarılan borçlanma senetleri olup, vadeleri en az iki yıl olmak üzere serbestçe belirlenebilmektedir. Sabit veya değişken faizli olarak ihraç edilebilen söz konusu tahvillerin kupon ödemeleri yılda 1, 2 ya da 4 defa olabilmektedir. Söz konusu kıymetler, devlet iç borçlanma senedi olmayıp, aksi izahnamede belirtilmedikçe herhangi bir kurum ya da devlet garantisi taşımamaktadır”.
Yatırım Fonu “Yatırım fonu, yatırımcıların birikimlerinin sermaye piyasası araçlarında değerlendirilmek üzere bir havuz içerisinde toplanması ve profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmesi esasına dayalı kolektif bir yatırım aracıdır. Portföyünün en az % 25'i devamlı olarak hisse senetlerinden oluşan yatırım fonlarına A Tipi Yatırım Fonları, bunların dışındakilere ise B Tipi Yatırım Fonları denir”.
Yatırım Fonu Yatırım fonları, yatırım stratejileri açısından, Likit Fon, Tahvil-Bono Fonu, Değişken Fon, Hisse Senedi Fonu, Yabancı Menkul Kıymetler Fonu, Sektör Fonu, Endeks Fon, Karma Fon, Korumalı Fon, Garantili Fon gibi türlere ayrılmaktadır.
Hisse Senetleri “Hisse senetleri; Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılmaktadır. Anonim ortaklığın sermayesine belirli bir katılma payını temsil etmekle beraber kıymetli evrak niteliği taşımaktadır. Hisse senedinin üzerinde yazılı miktara senedin "nominal" veya "itibari" değer, piyasada alınıp satıldığı değer ise "rayiç" fiyatı denilmektedir”. Faizli bankalar piyasadaki her türlü hisse senedinin alım satımını yapar, bunların alım satımına aracılık yapar ve teminat mektubu vererek alım satımını garanti altına alır.
Hisse Senetleri
Bireysel Emeklilik Bireysel emeklilik sistemi, kişilerin çalıştıkları dönemdeki hayat standartlarını emeklilik dönemlerinde de koruyabilmeleri için bugünden düzenli birikim yapma imkânı sağlayan, vergi avantajıyla da desteklenmiş, bir tasarruf ve yatırım sistemidir. Sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı nitelikte olan sistemde yatırımlar emeklilik yatırım fonlarında değerlendirilir. Emeklilik yatırım fonları kişilerin tercihleri doğrultusunda profesyonel fon yönetim şirketleri tarafından yönetilir. Böylece kişiler hem düzenli tasarrufta bulunma, hem de fon yönetim şirketlerinden profesyonel hizmet alma imkânına kavuşmuş olurlar.
Bireysel Emeklilik Katkı payları, emeklilik şirketleri tarafından kurulacak emeklilik fonlarında değerlendirilecektir. Bu fonlar, yerel ya da yabancı hisse senedi, repo, hazine bonosu, devlet tahvili, mevduat gibi değişik para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilmektedir. Emeklilik şirketi en az 3 tane, değişik risk ve getiri yapısına sahip fon kurmak zorundadır. Bu fonların her birisi en az %80 oranında belirli bir para ya da sermaye piyasası aracını portföyünde bulundurmak ve fonun adını bunu yansıtacak şekilde belirlemek zorundadır. Örneğin; emeklilik şirketi "Kamu Borçlanma Araçları Fonu" kurarsa bu fon portföyünün en az %80'i ters repo dahil devlet iç borçlanma senetlerine yatırılacaktır. "Hisse Senedi Fonu" kurarsa; fon portföyünün en az %80'i borsada işlem gören şirketlerin hisse senetlerine yatırılacaktır. Katılımcı, risk üstlenmeyi ve buna bağlı olarak yüksek getiri elde etmeyi seven bir kişi ise, katkı paylarını ağırlıklı olarak hisse senedi fonuna, riskten kaçınan ve dengeli bir gelir elde etmeyi tercih eden bir kişi ise, katkı paylarını devlet iç borçlanma senetlerinin olduğu bir fona yönlendirecektir.
Bireysel Emeklilik
Kredi Faizli bankalar kanuni her yolu kullanarak faizli kredi verirler. Varlık nedenleri ve en temel işleri budur! Faizli bankalardan alınan bütün krediler faizli borç anlaşması yapılarak alınır. Bu yüzden faizli banka kredilerinde borçlu ile banka, faiz oranı üzerinde anlaşır.
BCH (Borçlu Cari Hesap) Krediler “İşletmelerin kısa süreli nakit ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla,belirlenen vade ve limit içinde serbestçe kullanıp geri ödeyebildikleri (rotatif), faizi üçer aylık dönemlerde (Mart, Haziran, Eylül, Aralık) tahsil edilen ve piyasada gerçekleşen faiz oranı değişikliklerine duyarlı kredilerimizdir”.
Kredili Ticari Mevduat Hesabı “Firmanızın vadesiz ticari mevduat hesabında yeterli bakiye olmaması halinde devreye giren, çeklerin karşılanabilmesine; fatura, vergi, SSK primi gibi ödemelerin yapılabilmesine veya nakit çekilebilmesine olanak veren ve faizleri günlük olarak hesaplanıp ay sonlarında tahakkuk eden kredi; hesap açık kaldığı müddetçe belirlenen limit dahilinde, dilenen zamanda ve tutarda kullanılabilen bir kredidir”.
İskonto İştira Kredisi “Ticari işlemlerden doğmuş olan ve henüz vadesi gelmemiş ticari senetlerin nakde dönüşmesine olanak tanıyan kredi türüdür. Kredi, ticari senedin bankaya verilişinden vade sonuna kadar geçecek süre için senet tutarı üzerinden hesaplanacak faiz, komisyon ve BSMV düşüldükten sonra ödenmektedir”.
Factoring “Faktoring, her türlü mal ve hizmet satışlarından doğan, fatura veya fatura yerine geçen belgelere dayalı, vadeli alacakların Faktoring şirketine temlik edilmesi karşılığında finansman ve tahsilat hizmetlerinin sunulmasıdır. Bu anlamda faktoring, vadeli satış yapan firmaların, bu satışlardan doğan alacak haklarının faktoring şirketleri tarafından satın alınması esasına dayanan bir finansman yöntemidir. Faktoring sistemi, vadeli alacakları hareket ve likidite kazandıran ve bir işletmenin en büyük gereksinimlerinden olan "nakit" girişini sağlayan en önemli yöntemlerden biridir. Faktoring kuruluşları ile yapılan sözleşmeler ile alacaklarınız güvenli ve etkili bir tahsilat ve nakit akışı yöntemine kavuşur. Basitçe ifade etmek gerekirse Faktoring işlemleri, hızlı finansman yükümlülüklerinizi yerine getirmeniz ve işletmenizi başarılı bir biçimde büyütmeniz için fonlama sağlar. Eğer nakit sıkışıklığı varsa işi büyütmek zordur. Faktoring satışlarınızı nakde dönüştürür, size sağlıklı büyüme imkanı sağlar. Faktoring hizmetleri bu noktada, ekonomik büyüme evresindeki tüm irili ufaklı işletme, vadeli iş yapan tüm girişimci ve firmalar için etkin bir finansal seçenektir”.
Factoring
Forfaiting Uluslararası ticari işlemlerden doğan vadeli alacakların Bankamızca devir alınması suretiyle, ihracatçıya vadeden önce finansman sağlayan bir kredi türüdür. Forfaiting konusu yapabileceğimiz işlemler: Kabul kredili dış ticaret işlemlerinden doğan vadeli alacakları temsil eden, üzerinde bir bankanın kabulünü veya avalini taşıyan poliçeler, Dönülemez vadeli akreditifler, Yabancı bir banka tarafından dönülemez bir teminat mektubu ile bedeli garanti edilmiş mal mukabili ihracat.
Çek İskonto İştira Kredisi İş Bankası'na temlik cirosu ile vereceğiniz muhatap istihbaratları olumlu, gerçek satış çekleri karşılığında; söz konusu çeklerinizin ağırlıklı ortalama vadelerinin hesaplanması ve bu vadeye uygun olarak belirlenecek faiz oranından toplu olarak iskonto işlemine tabi tutulmaları suretiyle kısa süreli nakit ihtiyaçlarınızın finansmanı amacıyla faydalanabileceğiniz kredilerdir. TL Çek İskontosu/İştirası kredisi ile bir defada birden fazla çekinizi iskontoya tabi tutabilirsiniz.
Hızlı Kredi Cep telefonunuzdan XXXX’ye NAKIT TCKİMLİK NO KREDİ TUTARI AYLIK GELİR bilgilerinizi aralarında boşluk bırakıp SMS göndererek (Ör: NAKIT 12345678901 10000 1500) Hızlı Kredi başvurunuzu yapın, başvurunuzun yanıtı hemen cebinize gelsin. Ön onaylı krediniz için gerekli belgelerle istediğiniz Şubemize giderek kredi başvurunuzu yapabilirsiniz.
Altın Kredisi Altın üretimi veya ticareti ile iştigal ediyorsanız (altın işleyen veya altın üzerinden işçilik geliri elde eden üretici firmalar, altın ticareti yapan firmalar, kuyumcular vb.); İşletme sermayesi ihtiyaçlarınızın finansmanını teminen, “Altın İşletme Kredisi”, İhracatlarınızın finansmanını teminen “Altın İhracat Kredisi” ürünlerimizden uygun vade seçenekleri ile yararlanabilirsiniz.
Kredi Kartından Nakit Avans Maximum Kart'ınızla İhtiyacınıza Göre Nakit Avans Çekin, Eşit Taksitler Halinde Ödeyin! Maximum Kart'ınızdan nakit ihtiyaçlarınız için yeni bir hizmet daha. Artık nakit ihtiyaçlarınız için Maximum Kart'ınızdan nakit avans çekip, 2-12 ay arası vadelerle ödeyebilirsiniz. 50 TL'nin üzerindeki nakit ihtiyaçlarınız için taksitli nakit avans hizmetimizden yararlanabilir, dilerseniz kullanacağınız nakit avansı dilediğiniz bir hesaba gönderebilirsiniz. Kredi kartı nakit çekme limitiniz dahilinde yararlanacağınız taksitli nakit avans hizmetimiz için Şubelerimizi, Bankamatiklerimizi ve Internet Şubemizi kullanabilirsiniz.
POS Kaynaklı Kredi Faizli banka kredi kartı nakit amaçlı POS’tan geçirilerek üye işyerinden para alınabilir. Bazı banka POS’ları bu tür işlemler için çokça kullanılmaktadır. Faizsiz banka kredi kartlarının ve POS’larının ise bu amaçla kullanılması engellenir.
Sabit Borç Kredisi Faizli bankalar faizli borç verdikleri için müşterileri her ihtiyaç duyduklarında kendilerine faizli kredi verebilmektedirler. Örneğin A faizli bankasından krediyle aldığınız bir evin borcu devam ederken faiz oranları düşünce B faizli bankasından kredi çekerek A bankasına olan borcunuzu kapatabilirsiniz.
Sabit Borç Kredisi Tapusu devrolmuş gayri menkuller, ruhsatı alıcıya geçmiş araçlar, faturası kesilmiş mallar, noter satışı yapılmış ürünler ve peşinat ödemesi yapılmış mallar için faizli bankalardan kredi alınabilirken bu durumlarda alıcı ile satıcı arasında işlem bittiğinden faizsiz bankalar murabaha yapamamaktadırlar.
Vergi Kredisi Faizli bankadan SSK primi, gecikmiş SSK primi, taşıt vergisi, emlak vergisi, gelir vergisi, damga vergisi, ÇTV ve KDV gibi onlarca türde vergi ve harç için kredi alınabilir. Fakat katılım bankaları bu sayılanlar alım-satıma konu olamayacağı için bunlara finansman temin etmezler.
Harç Kredisi Noter harcı, devlet okul harcı, pasaport harçları, silah ruhsat harçları, inşaat ruhsat ve iskan harçları, yargı harçları ve vize ücretleri gibi her türlü harç için faizli bankalardan kredi alınabilir. Halbuki buralarda bir alım-satım olmayacağından katılım bankaları murabaha yapamazlar.
Mali Ceza Kredisi Trafik cezaları, vergi cezaları, belediyelerin kestiği usulsüzlük cezaları ve tazminatlar gibi her türlü ceza için faizli bankadan kredi alınabilirken katılım bankaları bunlar için finansman sağlayamaz.
Zararlı Ürün Kredisi İçki, sigara, domuz eti, leş, müstehcen yayın, televizyon müzik kanalı, meşru yayın yapmayan tv ve radyo kanalları, şarap fabrikasına alkol, sigara fabrikasına tütün, faizle iştigal eden müesseselerin hisse senetleri, batıl din sembolleri, fal ve büyü materyalleri ve kumar malzemeleri gibi mallar için faizli bankadan kredi alınabilirken katılım bankaları bunları murabaha yoluyla satamazlar.
Zararlı Ürün Kredisi Faizli banka kredi kartları sınırlama olmaksızın her yerde geçerlidir. Faizsiz banka kredi kartları ise alım-satımı meşru görülmeyen mallar ve hizmetler sunan yerlerde geçmez.
Zararlı Faaliyet Kredisi İçkili, şarkılı ve dansözlü eğlence tertipleri için faizli bankalardan kredi alınabilir. Faizsiz bankalar ise böyle bir organizasyon yapamazlar ve bunun için finansman temin edemezler.
Fatura Gider Kredisi Abonmanlık yoluyla alınan doğalgaz, su, elektrik, telefon, ADSL gibi hizmet ve ürünlerin fatura ödemeleri için faizli bankalardan kredi alınabilir. Halbuki faizsiz bankalar bu ürünlerin satımının satıcıdan alıcıya doğrudan yapıldığı yorumuna dayanarak burada murabaha yapamamaktadırlar.
Sahte İşlem Kredisi Sahte alım satımlar (yani gerçekte alım satım yokken sadece evrak üzerinde yapılan alım-satımlar) ile faizli bankalardan kredi alınabilir. Fakat katılım bankaları mutlaka gerçek alım-satımlara aracılık yapmaları gerektiğinden sahte işlemlere fon sağlayamazlar.
Beşinci Bölüm Kredi Kartı
Kredi Kartı - İşleyişi Kredi kartı sisteminin işleyişi: Kart hamili doğrudan kart bankasının ATM’sinden nakit çekim yaparsa aralarında borçlu alacaklı ilişkisi doğar. Borç faizli ise faizli kredi, borç faizsiz ise karz-ı hasen işlemi gerçekleşmiş olur. Kart hamili bir başka bankanın ATM’sinden nakit çekim yaparsa borçlandığı bankayı kart bankasına havale ediyor demektir. Kart bankası kefil sıfatıyla bu borcu öder ve borçlusu kart hamilinden faizli ya da faizsiz tahsil eder.
Kredi Kartı - İşleyişi Kart hamili kredi kartıyla alışveriş yapınca POS cihazı vasıtasıyla önce POS bankasına sonra onun aracılığıyla kart bankasına ulaşılır ve limit müsait ise işleme izin verilir. POS bankası diğer banka kartlarıyla yapılan işlemleri BKM’ye gün sonunda iletir. BKM, bütün bankalardan gelen verileri işler ve takaslaşmayı gerçekleştirir ve kart bankalarını bilgilendirir. Kart bankası gelen raporlara göre müşterilerinin hesaplarına borç yansıtır. Borçlu banka ile alacaklı bankanın para takası ise TCMB tarafından yapılır. POS bankası hesabına geçen parayı üye işyerine komisyonu düştükten sonra ya da anlaşılan bir gün kadar blokede tuttuktan sonra öder. Kart bankası ise hesap kesim tarihi itibariyle kart hamilinin borcunu belirler ve ekstre ile ona bildirir. Son ödeme tarihinde ya da vadeli satışa göre vadesinde ödemeyi bekler.
Kredi Kartı - İşleyişi
Kredi Kartı - Faydaları Kredi Kartını faydaları: Kredi kartı kart hamiline, üye işyerine, kart bankasına, POS bankasına ve devlete faydaları olan bir ödeme aracıdır. Kart hamilinin para taşımadan alışveriş yapmasına, ortalama yirmi günlük faizsiz finansman elde etmesine, taksitle alışveriş yapabilmesine, internetten alışveriş yapabilmesine, yurtdışında alışveriş yapabilmesine ve kampanyalardan istifade etmesine imkan sağlar.
Kredi Kartı - Faydaları Kredi kartıyla alışveriş yaptıran işyerlerinin müşteri sayısı artar ve satış hacmi genişler. Sorunlu müşterilerle uğraşmak zorunda kalmaz. Nakit alımından kaynaklanan sorunlarla karşılaşmaz. Hesapları düzgün bir şekilde kaydedilir. Kart bankasına kart hamilinin hesabını elinde tutma, komisyon alma, vade farkından kâr sağlama, çapraz satış yapma ve reklam yapma gibi faydalar sunar. POS bankası da üye işyerinin hesabını elinde tuttuğu için, komisyon aldığı ya da blokede para tuttuğu için gelir elde etmektedir. Kredi kartının devlete faydası ise alışverişlerin kayıtlı hale gelmesidir.
Kredi Kartı – Tarafların Durumu Kredi kartında taraflar arasındaki ilişki: Kredi kartı nakit çekimlerde ve alışverişlerde kullanılır. Faizli bankacılıkta kredi kartı üzerinden yüksek faizle nakit kredi verilmektedir. Bu durumda banka ile kart hamili arasında borçlu alacaklı ilişkisi doğmaktadır. Katılım bankaları kredi kartı üzerinden nakit faizli kredi vermezler. Karz-ı hasen verebilirler. Ancak verdikleri karz karşılığında vade farkı ya da komisyon talep edemezler. Faizli banka kredi kartları tamamen borç ve kefalet üzerine kuruludur. Kart hamili alışveriş yapar, kart bankası onun adına ödemeyi yaparak müşterisine borç verir, kart hamili son ödeme tarihinde borcunu ödemez ise borca faiz yansır. Katılım bankaları ise kredi kartı sistemiyle alım satımlara iki şekilde dahil olabilir: (a) Kefalet yöntemiyle (b) Murabaha yöntemiyle
Kredi Kartı – Tarafların Durumu (a) Kefalet Yöntemi: Katılım bankası kart hamiline kefil olur. Kart hamili mal alır. Parasını ona kefaleten katılım bankası öder. Son ödeme tarihinde borcu aynıyla tahsil eder. Bu kartta taksitlendirme olmaz. Borç ödenmezse İslam hukukçularının gösterdiği yollardan biri uygulanabilir: Enflasyon farkı alınabilir, borç dövize ya da altına endekslenebilir, mahrum kalınan kar payı alınabilir, gecikme cezası alınıp hayır işlerine harcanabilir. (b) Murabaha Yöntemi: Kart hamili, katılım bankasının vekilidir. Kredi kartıyla aldığı bütün mallar katılım bankası adına alınır. Kredi kartı POS cihazına takılıp izin talebinde bulununca katılım bankası kendi adına mal alımına izin verir. Alınan mallar katılım bankasından da akdi kâr oranı üzerinden liste fiyatla kart hamiline satılır. Bu işlem saniyeler içinde gerçekleşir. İslam hukukunda bu mümkündür. Buna göre kart hamili aldığı bütün malları katılım bankası adına almakta ve katılım bankasından da vadeli liste fiyat üzerinden satın almaktadır. Son ödeme tarihinde ödeme yaparsa vade farkı sıfırdır. Ödeme yapmaz, vade devam etsin isterse; ödeme yapacağı vadeye kadar vade farkı yansır. Mal satışından doğan vade farkı faiz değil meşru kardır.
Kredi Kartı – Komisyonlar Bankaların aldığı ücretler: Kart bankası, kart hamiline sunduğu hizmet ve imkanlar sebebiyle komisyon alma hakkına sahiptir. POS bankası üye işyerine sunduğu hizmet ve imkanlar sebebiyle komisyon alma hakkına sahiptir. Blokeli sistemle paranın hesapta tutulup komisyon ödenmemesi de mümkündür.
Vadesinde Ödenmeyen Borçlar Altıncı Bölüm Vadesinde Ödenmeyen Borçlar
Vadesinde Ödenmeyen Borçlar Borcun vadesinde ödenmemesi ticari hayatta bir suçtur. Satın alınan bir malın bedelini ödememek ile o malı çalmak arasında çok büyük bir fark yoktur. Katılım bankaları hesap sahiplerinin kendilerine emanet ettiği sermaye ile tamamen vadeli satış yaptıkları için alacaklarını vadesinde tahsil etmeleri önemlidir. Teklifler: Enflasyon farkını almak, borcu dolar ya da avroya endekslemek, mahrum kalınan kar payını almak, ceza alıp sosyal projelere harcamak, satış sözleşmesini liste fiyat üzerine yapmak.
Liste Fiyat Prof. Dr. Hayreddin Karaman para borcunun vadelendirilerek fazlalık alınmasının fâiz, malların vadeli satımında alınan bedelin meşru kâr olmasına dayanarak satılan bir mal için vadenin belirsiz kâr oranının belirli olmasını yeterli görmüştür. Vadenin belirsizliğini sözleşmeyi geçersiz kılacak derecede aşırı belirsizlik hali olarak görmemiştir. Katılım bankalarınca müşterilere verilen hesap planını ise “tahmini” hesap planı saymıştır. Böylece müşteri tahmini hesap planındaki vadede ödeme yaparsa tahminine uymuş; ödeme yapmazsa tahminine uymamış ve sözleşmede kabul ettiği kâr oranının tahmini hesap planında ödemeyi taahhüt ettiği taksitine eklenmesini kabul etmiş olur. Müşteri her ne zaman bütün borcunu ödeyip bitirirse malın asıl bedeli o zaman kesinleşmiş olur. Karaman bu görüşünü sözleşmeyi liste fiyat üzerinden yapmak olarak niteler.
Borsa – Sigorta – Forward – Forex - Sukuk Yedinci Bölüm Borsa – Sigorta – Forward – Forex - Sukuk
Borsa – Menkul Kıymet Borsaları Ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları SPK’ca belirlenen kıymetli evraklara menkul kıymet denilir. Hisse senetleri, tahvil ve hazine bonoları menkul kıymetler arasındadır. Menkul kıymetlerin arz ve talebinin karşılandığı organize pazarlara ise menkul kıymet borsası adı verilir.
Borsa – Hisse Senetleri Hisse senetleri ise ait oldukları şirkete ortaklık sonucu verdiklerinden alım satımları ilkesel olarak meşrudur. Ancak ortak olunacak şirketlerin faaliyet ve gelirlerine göre hüküm değişmektedir. Meşru olmayan faaliyetler için kurulmuş şirketlerin hisse senedi alınamaz. Faaliyet alanı meşru olan ve hiçbir gayr-ı meşru geliri bulunmayan şirketlerin hisse senedi alınabilir.
Borsa – Hisse Senetleri Şirket ana sözleşmesinde sayılan faaliyet alanları tamamen meşru olmakla birlikte kısmen gayr-ı meşru faaliyetleri ve gelirleri de olan şirketlerin hisse senetlerinin alım satımında görüş ayrılığı vardır. Kabul edilen görüşe göre şirketin toplam aldığı faizli kredi toplam hisse senetlerinin piyasa değerinin % 30’unu geçmiyorsa, şirketin faizli bankalardaki mevduatının toplamı hisse senetlerinin piyasa değerinin % 30’unu geçmiyorsa ve şirketin gayr-ı meşru kârı o yılki karının % 5’ini geçmiyorsa böylesi şirketlerin hisse senedi alınabilir. Temettü alındığında gayr-ı meşru gelirler toplam gelirin içinden çıkarılıp ihtiyaç sahiplerine aktarılır. Türkiye’de Katılım Endeks’i böylesi bir incelemenin ürünüdür.
Borsa – Emtia Borsaları Emtialar (tarımsal ve hayvansal ürünler, orman ürünleri, ağır metaller, değerli madenler, enerji ürünleri, petrol ve türevleri, kimyasal ürünler vs.) tarih boyunca ticaretin ana konusu olmuşlardır. Dolayısıyla bunların satıldığı borsaların kurulması da hem mümkün hem gereklidir. Ancak mevcut emtia borsalarında işlemlerin yalnızca ticari amaçlarla yapılmadığı görülmektedir. Emtia borsalarında yapılan işlemlerin vadeli işlemler olabilmesi, vade sonunda tarafların çoğunlukla (% 90’dan fazla) mahsuplaşması, bazı borsalarda emtiaların fiziken tesliminin yapılmaması, altın üzerine yapılan alım satımlarda vadeli işlemlere izin verilmesi ve alım satımların ters işlemlerle kapatılması bu borsalardaki işlemlerin İslâm hukûkuna göre dikkatle değerlendirilmesini gerektirmektedir.
Borsa – Emtia Borsaları Özetle söylemek gerekirse fiziken teslimatın yapılmadığı borsalarda yani yalnızca emtia fiyatlarının alınıp satıldığı piyasalarda işlem yapılamaz. Fiziken teslimatın olduğu borsalarda ise bedellerin her ikisinin de vadeli olduğu spekülatif işlemler ile altın üzerine vadeli işlemler yapılamaz. Zira böylesi işlemler bir anlamda kumar özelliği taşır. Gerçekten emtia alımı niyetiyle vadeli işlem yapılması ise meşru sayılabilir.
Sigorta Çeşitleri 1- Sosyal sigorta: Devletin kurduğu bir sistem ile yaşlılık, hastalık, tabii afetler vb. durumlar için vatandaşlarından vergi (prim) toplaması ve sigortaya konu riskin gerçekleşmesiyle de onlara yardımda bulunmasıdır. 2- Karşılıklı üyelik sigortası: Sigortalıların sigorta şirketine ortak oldukları, ödedikleri primin bir kısmıyla gerçekleşen risklerin karşılandığı diğer kısmının yatırıma dönüştürülüp kâr sağlanmaya çalışıldığı sigorta çeşididir. Günümüzde uygulanmaya çalışılan İslâmî sigortacılık bu sisteme dayanmaktadır. İslâmî sigortacılıkta primler meşru alanlarda değerlendirilir. 3- Ücretli ferdi sigorta: Sigorta şirketinin belli bir prim karşılığı, belli bir dönem için, belli riskler karşılığında, belli bir tutarı ödemeyi taahhüt etmesi şeklinde işleyen sigortadır.
Forward Cins, nitelik, miktar, fiyat, teslim yeri ve zamanı gibi unsurlarının taraflar arasında serbestçe belirlendiği herhangi bir iktisadî değerin, başlangıçta anlaşılan fiyattan teslimini öngören, mebi‘ ve semenin vadeli olduğu sözleşmelere forward sözleşmeler adı verilir. Forward sözleşmesi hem finansal varlıklar hem de emtialar üzerinde gerçekleştirilir. Vade sonunda oluşan spot fiyat, forward anlaşmada belirtilen fiyattan yüksek ise alıcı kâr eder. Eğer vade sonundaki spot fiyat vadeli olarak anlaşılan fiyattan düşük ise –malını önceden pahalıya satmış olacağından- satıcı kâr eder. Bu işlemin meşruiyetini çoğunluk reddederken akitleşme değil vaadleşme yoluyla yapılabileceğini ifade edenler de olmuştur. Spekülasyon (kumar) ve arbitraj amacıyla yapılan işlemler meşru görülemez. Ancak ithalatçıların ve ihracatçıların hedging (kur riskinden korunma) amaçlı işlemlerine izin verilebileceği de değerlendirilmektedir.
Forex Forex işlemde iki temel unsur söz konusudur: 1- Müşteri bankaya belli bir miktar para yatırmakta ve bu paranın çok üstünde bir meblağ üzerinden işlem yapma imkanı bulmaktadır. Müşteri aslında kendisine ait olmayan, kendisine de açıkça teslim edilmeyen ve dolayısıyla karşılığında gerçekten para olup olmadığı meçhul bir tutar üzerinden spot döviz alım satım işlemleri yapmaktadır. Alım satımlar neticesinde kâr ediyorsa hesabına yalnızca kâr yansıyor, zarar ediyorsa başlangıçta yatırdığı tutar kadar zararına izin veriliyor. Yani banka kendisinin işlem yapmaya imkan tanıdığı tutara zarar yaptırmıyor. Burada aslında borç verilen bir tutar yoktur. Yalnızca yatırılan teminata göre spot kur üzerinden kumar oynamaya izin verilmektedir. 2- Banka yaptırdığı forex işlemler karşılığında komisyon almaktadır. Bu da aslında vermediği ama vermiş gibi yapıp kumar oynattığı tutar üzerinden gelir sağlamaktır. Hakiki borçtan bile gelir sağlamak caiz değilken fiktif bir borçtan gelir sağlamak öncelikle caiz olmaz.
Sukuk Sukuk ticari bir varlığın menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satımıdır. Bu sertifikalardan alanlar söz konusu varlığa ellerindeki sertifikalar oranında ortak olurlar. Dolayısıyla söz konusu varlığın geliri de onlara ait olur. En basit şekliyle böyle izah edebileceğimiz sukuk işlemlerinin farklı sözleşmeler (ortaklık, kira, murabaha, selem, istisna) için farklı usullerle kullanılabileceğini de ifade etmeliyiz. Uygulamada en fazla icare sukukuyla karşılaşılmaktadır.
İcare Sukuku Varlık kiralama şirketi, sukuk ihraç eder. Yatırımcılar parayı öder ve sukuk alırlar. Kaynak kuruluş varlıklarını varlık kiralama şirketine satar. Satış bedelini varlık kiralama şirketinden alır. Varlık kiralama şirketi, kaynak kuruluştan aldığı varlıkları yine kaynak kuruluşa kiralar. Dönemsel olarak kira alır. Aldığı kirayı sukuk sahiplerine varlıktaki ortaklıklarına göre dağıtır. Varlık kiralama şirketi, satın aldığı varlıkları, başlangıçta anlaşılan vadede kaynak kuruluşa geri satar. Varlıkların satış bedelini alır. Aldığı tutarı sukuk sahiplerine dağıtır.
Yatırım Vekaleti Sukuku
Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE TEŞEKKÜR - TEMENNİ BENİ DİNLEME NEZAKETİNDE BULUNDUĞUNUZ İÇİN ŞÜKRANLARIMI SUNAR, HAYAT BOYU BAŞARILAR DİLERİM. Doç. Dr. İshak Emin AKTEPE