TEKHARF Alkol İçimi
Alkol İçimi Fazla miktarda (günde 4 içkiden fazla) alkol içimi hipertansiyona, serebral kanamaya neden olabilir. Günde 30 gramı aşmayan ılımlı alkol alımında net bir doz cevap ilişkisi elde edilmemiştir. Günde 1 içki içen bireylerde kan basıncında hafif azalma geliştiğini düşündüren bazı prospektif çalışmalar mevcuttur. Alkolün -veya özellikle kırmızı şarabın- ılımlı miktarlarının KKH'nın gelişme olasılığını erkek ve kadınlarda azalttığı çeşitli prospektif çalışmalarda gösterilmiştir. Bu olumlu etkinin HDL-kolesterol konsantrasyonlarını yükseltme aracılığıyla cereyan ettiği, ama fibrinoliz ve inflamasyon sürecine de olumlu etki gözlendiğine ilişkin bilgi mevcuttur. Fazla miktarda (günde 4 içkiden fazla) alkol içiminin zamanla hipertansiyona, serebral kanamaya sürükleyebileceği ötedenberi bilinmektedir. Ama günde 30 gramı aşmayan ılımlı alkol alımında net bir doz cevap ilişkisi elde edilmemiştir. Hatta, günde 1 içki içen bireylerde kan basıncında hafif azalma geliştiğini düşündüren U veya J biçiminde ilişki varlığının sağlandığı bazı prospektif çalışmalar mevcuttur. Diğer yandan alkolün -veya özellikle kırmızı şarabın- ılımlı miktarlarının KKH'nın gelişme olasılığını erkek ve kadınlarda azalttığı yine çeşitli prospektif çalışmalarda gösterilmiştir. Bu olumlu etkinin HDL-kolesterol konsantrasyonlarını yükseltme aracılığıyla cereyan ettiği, ama fibrinoliz ve inflamasyon sürecine de olumlu etki gözlendiğine ilişkin bilgi mevcuttur.
Alkollü İçki Alışkanlığının 1990 Yılı Dağılımı Erkeklerin %32.5'i, kadınların %3.6'sı olmak üzere, erişkinlerin %17.9'u arasıra alkollü içki kullanmaktadır. Kategori 0: hiç kullanmayanlar: erkeklerin %67.5, kadınların %96.4'ü Kategori 1: ayda 1-3 kez bira (ya da şarap) içenler: erkeklerin %4, kadınların %1.2'si Kategori 2: ayda 1-3 kez rakı (ya da karışık içki) içenler: erkeklerin %12.9, kadınların %1.2'si Kategori 3: haftada 1-4 kez bira (ya da şarap) içenler: erkeklerin %1.7, kadınların %0.2'si Kategori 4: haftada 1-4 kez rakı (ya da karışık içki) veya hemen hergün bira (ya da şarap) içenler: erkeklerin %9.8i, kadınların %0.9'u Kategori 5: hemen her akşam rakı (ya da karışık içki) içenler]: erkeklerin %4.1, kadınların %0.1'i Muayene ve bilgi formunda her katılımcıdan sağlanan bilgiye göre 1990 yılı alkol içimine ilişkin 6 kategori belirlendi. Kategori 0: hiç kullanmayanlar: erkeklerin %67.5, kadınların %96.4'ü Kategori 1: ayda 1-3 kez bira (ya da şarap) içenler [ayda ortalama 56 ml saf alkol tüketimine eşdeğer]: erkeklerin %4, kadınların %1.2'si Kategori 2: ayda 1-3 kez rakı (ya da karışık içki) içenler [ayda ortalama 170 ml etanol]: erkeklerin %12.9, kadınların %1.2'si Kategori 3: haftada 1-4 kez bira (ya da şarap) içenler [ayda ortalama 280 ml saf alkole eşdeğer]: erkeklerin %1.7, kadınların %0.2'si Kategori 4: haftada 1-4 kez rakı (ya da karışık içki) veya hemen hergün bira (ya da şarap) içenler [ayda ortalama 840 ml saf alkol tüketimine denk]: erkeklerin %9.8i, kadınların %0.9'u Kategori 5: hemen her akşam rakı (ya da karışık içki) içenler [ayda ortalama 1870 ml etanole eşdeğer]: erkeklerin %4.1, kadınların %0.1'i Buna göre erkeklerin %32.5'i, kadınların %3.6'sı olmak üzere, erişkinlerin %17.9'u arasıra alkollü içki kullanmaktaydı.
Alkol İçiminin Kardiyovasküler Etkileri Alkol içiminin yetişkinlerimizde tüm mortalite, koroner kalp hastalığı (KKH) olayları ve ilgili başlıca kardiyovasküler risk parametreleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Başlangıçta KKH tanısı konan bireyler dışlandıktan sonra kalan 1345 erkek ve 1369 kadın incelemeye alınmıştır. Halkımızı temsil eden bir örneklem üzerinde alkol içiminin yetişkinlerimizde tüm mortalite, koroner kalp hastalığı (KKH) olayları ve ilgili başlıca kardiyovasküler risk parametreleri üzerine etkileri TEKHARF çalışmasında öne dönük bir şekilde araştırılmıştır. TEKHARF çalışmasının 1990 yılındaki ilk taramasının katılımcılarından başlangıçta KKH tanısı konan bireyler dışlandıktan sonra, çalışmada 3555 kalıyordu. Bunların arasında 5 ila 12 yıl (ortalama 10.0 yıl) izlenen 2714 erkek ve kadın incelemeye alındı. Başlangıçta ortalama yaş 1345 erkekte 42.0 (±15), 1369 kadında 41.5 (±15) idi. Oniki yıl arayla elde edilen alkol içimi verilerinde ve 4 yıl arayla ölçülen HDL-kolesterol değerlerinde tutarlılık, 0.6 gibi yüksek bir korelasyon sergiledi. Alkol içimi durumu hem önceki slaytta açıklanan 6 kategori halinde, hem de potansiyel bir ters yöndeki etkiyi gözden kaçırmamak amacıyla, alkollü içki kullanan bireyler ılımlı ve aşırı içenler olarak da ikiye ayrıldı. Ayda ortalama 560 ml saf alkole eşdeğer tüketenler aşırı içici olarak sınıflandı; bu grup kohortun %7.4'ünü oluşturup 187 erkekle 13 kadından ibaretti.
Alkollü İçiminin Bağımsız Öngörüsü Fatal ve fatal olmayan KKH’nı erkeklerde yükseltici biçimde öngördürme eğilimindedir. 10 yıl sonraki metabolik sendromu erkeklerde artırıcı, kadınlarda azaltıcı yönde belirleyicidir. 10 ve 12 yıl sonraki HDL-kolesterol düzeyini her iki cinsiyette yükseltmekte, bu yükselme erkeklerde 2 ila 6 mg/dl gibi anlamlı ölçüye ulaşmaktadır. Erkeklerde 10 yıl sonraki sistolik (5.3 mmHg) ve diyastolik kan basıncını (3.7 mmHg) anlamlı olarak yükseltmiştir. Erkeklerde abdominal obezitenin en iyi göstergesi olan bel çevresini ve kanda total kolesterol seviyesini de yükseltmiştir. Yaşın ve sigara içiminin dahil olduğu lojistik regresyon analizinde, alkol içimi durumu fatal ve fatal olmayan KKH'nı erkeklerde yükseltici, kadınlarda azaltıcı biçimde öngördürme eğiliminde idiyse de, bu, anlamlılığa ulaşmadı. Tüm ölümler için, alkol içimi durumundan anlamlı bir öngörü elde edilmedi. Alkol içiminin 10 yıl sonraki metabolik sendromu -yaştan ve sigara içiminden bağımsız biçimde- erkeklerde artırıcı (p=0.002), kadınlarda azaltıcı (p=0.05) yönde belirleyiciliği bulundu. Alkol içimi durumu 10 ve 12 yıl sonraki kanda HDL-kolesterol düzeyini her iki cinsiyette (yaş ile sigara içiminden bağımsız biçimde) yükseltiyordu; bu yükselme erkeklerde 2 ila 6 mg/dl gibi anlamlı ölçüye ulaşıyordu. Bu olumlu etki Batılılarda görülene benzerdi. Alkolün buna karşılık, 10 yıl sonraki sistolik (5.3 mmHg) ve diyastolik kan basıncını (3.7 mmHg) erkekte anlamlı olarak yükselttiği, kadında anlam düzeyine ulaşmayan bir eğilim halinde azalttığı anlaşıldı. Erkeklerde alkol ayrıca, abdominal obezitenin en iyi göstergesi olan bel çevresini (r=0.18), ve kanda total kolesterol seviyesini (r=0.16) de yükseltiyordu. Kadınlarda bu etkiler belirmedi.
Alkol İçimi Günde bir bira veya iki kadeh şarap ya da bir kadeh rakı gibi miktarları aşmayan alkol tüketimi zararlı etki yaratmaz. Fazla miktarda (günde 4 içkiden fazla) alkol içimi zamanla tansiyon yüksekliği ve beyin kanaması eğilimine yol açabilir. Günde iki içkiyi aşmayan ılımlı alkol tüketimi, HDL-kolesterol düzeyini yükseltir, kanda fibrinojen düzeyini ve iltihabı azaltır. Kan basıncında yükselme ise, içim sıklığına ve miktarına bağlıdır. KKH riskini kadınlarda belki azaltma yönündeki ilişkiye karşılık, erkeklerdeki koroner olayları yükseltme eğilimine yol açmasını alkol içme kalıbına bağlamak makuldür. Günde bir bira veya iki kadeh şarap ya da bir küçük kadeh rakı gibi miktarları aşmayan alkol tüketim kalıbı, zararlı etki yaratmazken, bir haftanın toplam tüketimini hafta sonuna sığdıran erkeklerimizin genelde zararlı etkilere maruz kaldığı kanısına varıldı. Gerçekten, çalışmaya katılan alkol içici her 7 erkekten 6'sı ayda 2 ila haftada 3 kez içki (ve esasta sert içki) kullandığını bildirmişti. Fazla miktarda (günde 4 içkiden fazla) alkol içiminin zamanla tansiyon yüksekliğine ve bu yolla beyin kanamasına sürükleyebileceği öteden beri bilinmektedir. Ama günde iki içkiyi aşmayan ılımlı alkol tüketimi, Batılı toplumlarda çeşitli yollarla koroner kalp hastalığı sıklığını azaltıcı yönde etkilemektedir. Bu, HDL-kolesterol düzeyini yükseltmenin yanısıra, kanda fibrinojen düzeyinin gerilemesi ve iltihabı azaltıcı etkisi aracılığıyla gerçekleşmektedir. Alkol kullanan kişilerde kan basıncında yükselmenin ise, içim sıklığına ve kalıbına bağlı olabileceği 10 yıl önce Amerikan toplumunda gösterilmişti.
Alkol Tüketiminin Etkileri Alkol içiminin metabolik sendromu, abdominal obezite ve kan basıncını artırdığı, kadınlarda MS'u azalttığı, HDL-kolesterol düzeyini her iki cinsiyette yükselttiği sonucuna varılmıştır. KKH riski ile kadınlarda azaltma yönündeki bir ilişkiye karşılık, erkeklerdeki alkol içme kalıbının koroner olayları yükseltme eğilimine yol açtığı izlenimi elde edilmiştir. 2003/04 kohotunda ılımlı alkol tüketiminin bazı etkileri incelendi. Bu bölüm başında açıklanan 1. ila 4. kategorilerin girdiği ılımlı nitelemesi yoluyla, alkolün erkeklerdeki MS'la yakın ilişkisi lojistik regresyon analizinde bel çevresinden bağımsız değildi. Ayrıca, yaş, cinsiyet, bel çevresi, sigara içimi, serumda GGT ve total kolesterolün de dahil olduğu 1552 erkek ile kadını içeren bir lojistik regresyon modelinde, ılımlı alkol kullanımı KKH ile koruyucu yönde bir ilişki eğilim sergiliyordu: OR 0.56 (%95 GA 0.30; 1.017). Alkol içiminin Türk erkeklerinde metabolik sendromu, abdominal obezite ve kan basıncını artırdığı, kadınlarda MS'u azalttığı, HDL-kolesterol düzeyini her iki cinsiyette yükselttiği sonucuna varıldı. KKH riski ile kadınlarda azaltma yönündeki bir ilişkiye karşılık, erkeklerdeki alkol içme kalıbının koroner olayları yükseltme eğilimine yol açtığı izlenimi elde edildi.
Alkol İçenlerin Cinsiyet ve Yaş Gruplarına Dağılımı Otuzüç yaş ve üzerindeki erkeklerin %30'u, kadınların sadece %3.1'i seyrek veya sık olarak alkol kullanmaktadır. 33-49 yaş kesiminde, erkeklerin %41’i, kadınların %6.2'si içerken, 50 yaş üzerindeki erkeklerde içme sıklığı %21’e kadınlarda ise %0.8'e inmektedir. Otuzüç yaş ve üzerindeki erkeklerin %30'u, kadınların sadece %3.1'i seyrek veya sık olarak alkol kullanmaktaydı. Kadınların 33-49 yaş kesiminde %6.2'si içerken, 50 yaş üzerindekilerde içme sıklığı %0.8'e inmekteydi. Erkeklerde bu oranlar sırasıyla %41 ve %21 olarak bulundu.