HIV ENFEKSİYONU VE AIDS Doç. Dr. Naim NUR CÜTF Halk Sağlığı AD
Tüm dünya ülkelerinde hızla yayılımını sürdürmektedir. Kadın, erkek, çocuk ayrımı gözetmeksizin herkese bulaşabilir. Henüz tedavisi ya da aşısı bulunmamıştır, ölümcül bir hastalıktır.
EPİDEMİYOLOJİ Tüm dünyada günde 14.500,dakikada 10 yeni vaka İlk kez 1981 yılında ABD de tanımlanmıştır ‘Akkiz immünyetmezlik sendromu’ adı verilmiştir Etken virus 1983 yılında izole edilmiştir
DÜNYA’DA HIV/AIDS AIDS, günümüzde dünya çapında bir salgın boyutuna ulaşmıştır. 2009 itibarı ile 33,3 milyon erişkin HIV taşıyıcısının olduğu, 2009 yılı içinde 2,6 milyon kişinin HIV’e yakalandığı, 1,8 milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü tahmin edilmektedir.
DÜNYADA EN FAZLA HASTA GÜNEY AFRİKADA (SWAZİLAND) DÜNYA’DA HIV/AIDS DÜNYADA EN FAZLA HASTA GÜNEY AFRİKADA (SWAZİLAND)
North Africa & Middle East Adults and children estimated to be living with HIV/AIDS as of end 2003 Eastern Europe & Central Asia 1.2 – 1.8 million Western Europe 520 000 – 680 000 North America 790 000 – 1.2 million East Asia & Pacific 700 000 – 1.3 million North Africa & Middle East 470 000 – 730 000 Caribbean 350 000 – 590 000 South & South-East Asia 4.6 – 8.2 million Sub-Saharan Africa 25.0 – 28.2 million Latin America 1.3 – 1.9 million Australia & New Zealand 12 000 – 18 000 map in the back of epi update Total: 34 – 46 million
Estimated adult and child deaths from HIV/AIDS during 2003 Eastern Europe & Central Asia 23 000 – 37 000 Western Europe 2 600 – 3 400 North America 12 000 – 18 000 East Asia & Pacific 32 000 – 58 000 North Africa & Middle East 35 000 – 50 000 Caribbean 30 000 – 50 000 South & South-East Asia 330 000 – 590 000 Sub-Saharan Africa 2.2 – 2.4 million Latin America 49 000 – 70 000 Australia & New Zealand <100 map in the back of epi update Total: 2.5 – 3.5 million
Ülkemizde 1985 ve 2009 yılları arasında Toplam 3898 vaka bulunmaktadır. %78.8 25-39 yaş arası Vakaların %70’ini erkekler oluşturmaktadır. AIDS hastalarının %31’i tanıdan sonraki 1 yıl içinde ölmektedir 3 yıl sonraki ölüm oranı %76
AIDS’in Tarihçesi İlk defa Leopoldville’de(Belçika Kongosu) yaşamış bir kişiden 1959 yılında alınıp dolapta saklanan kanın 1998 yılında geliştirilen HIV testi ile hastalığı taşıdığı onaylandı. 1961 yılında Batı Afrika’ya yolculuk yapmış Norveçli bir gemici 1966 yılında bağışıklık yetersizliğinden öldü. Aynı yıl karısı ve kızı da ertesi yıl aynı sebepten öldüler. Danimarkalı bir cerrah olan Dr.Grethe Rath, Zaire’de bir seri enfeksiyon ve ender görülen Pneumocystis carinii pnömonisi ile öldü.
AIDS’in Tarihçesi 1979-1981 arası, normalde çok ender görülen 12 Kaposi Sarkomu vak’ası tespit edildi. 1981’de Kaliforniya Üniversitesi’nde Pneumocystis carinii tanısı ile tedavi edilen eşcinsel bir hastada CD4 T hücrelerinin(yardımcı T hücreleri) eksikliği tespit edildi. 1982’de CDC(Hastalık Kontrol Merkezi) hastalığa AIDS ismini verdi. 1984 yılında HIV için ELISA testi geliştirildi. 1986 yılında ilk etkin ilaç Zidovudine(AZT) geliştirildi.
GENEL PRENSİPLER AIDS/HIV infeksiyonu kesin tedavisi ve aşısı olmayan, ancak korunulabilir bir hastalıktır. Herkesin kendi sağlığını koruması bilinci geliştirilmelidir. Enfekte kişiler dışlanmamalı ve hakları kısıtlanmamalıdır
GENEL PRENSİPLER Enfekte kişilere danışmanlık hizmeti veren, tedavi ve psikolojik hizmetler sunan personel gönüllülük esasına göre seçilmelidir. Kimseye zorla test uygulatılamaz. Kişiler test öncesi ve sonrası mutlaka bilgilendirilmelidir.
AIDS’in Bulaşma Yolları Üç şekilde bulaşır. Cinsel ilişki yoluyla Kan yoluyla Anneden bebeğe
Cinsel yolla bulaş En önemli bulaş yoludur Bulaş için HIV pozitif kişiyle yapılan tek bir cinsel temas yeterlidir Korunmasız cinsel temasta;virusun enfekte erkekten kadına bulaş riski,enfekte kadından erkeğe bulaş riskinden fazladır Rektal ilişki ile bulaş riski daha yüksek CYBH varlığı bulaş riskini arttırır
Cinsel bulaş açısından riskli davranışlar; *Birden fazla partneri olmak *Eşcinsellik *Hayatını fuhuşla kazanmak *Rastgele kişilerle cinsel ilişkiye girmek
Kan ve kan ürünleri ile bulaş HIV yönünden tarama yapılmaya başlandığından beri bu yolla bulaş azalmıştır Kan ve KÜ transfüzyonu Organ transplantasyonu Enjektör ve diğer aletlerle bulaş Damar içi madde kullananlar önemli risk grubudur Sağlık personeline bulaş İğne,enjektör batması ile(risk %0.2-0.5) İnfekte vücut sıvıları ile bulaşmış mukozal temasla (risk %0.1)
Anneden bebeğe bulaş Gebelik süresince Doğum sırasında (%10-30) Postpartum dönemde emzirmekle
HIV ENFEKSİYONUNUN DOĞAL SEYRİ Klinik spektrum asemptomatik dönemden AIDS’e kadar değişir Hastaların çoğu başlangıç enfeksiyonundan sonra uzun dönem asemptomatik kalır Enfeksiyondan sonraki 2 yıl içinde AIDS gelişme oranı %5’ten azdır 10 yıl içinde vakaların %48’inde HIV enfeksiyonunun son dönemine ulaşılır Enfeksiyondan sonra 1-4 haftada Aj(p24) kanda saptanır Antikorlar 2-14 haftada oluşur
AIDS Hastalığının Belirtileri Tekrarlayan ateş ve gece terlemesi Nedeni belirsiz hızlı kilo kaybı Boyun, koltuk altı ve kasık lenf bezlerinin şişmesi Sürekli yorgunluk İshal İştah azlığı Ağızda beyaz lekeler Deride değişiklikler Nedensiz kanamalar Geçmeyen öksürük veya nefes darlığı
Asemptomatik dönem Kişiler asemptomatiktir Fizik inceleme normaldir Bazı olgularda; Persistan generalize lenfadenopati(PGL) İnguinal bölge dışında 2 bölgede büyümüş lenf nodları çapı > 1cm Üç aydan uzun süreli Başka bir neden saptanamayan Cilt bulguları Bu dönemde lenfatik dokularda virus replikasyonu devam eder
Erken semptomatik dönem Klinik olarak; Ateş Açıklanamayan kilo kaybı Tekrarlayan diyare Halsizlik Baş ağrısı ve benzeri konstitüsyonel semptomlar Hasta asemptomatik de olabilir Başlangıçta tabloya ARC (AIDS-related complex) denilirken son yıllarda B semptomları deniliyor
AIDS Tedavisi AIDS’in kesin tedavisi yoktur Günümüzde ilaç kullanımı ile yalnızca hastalık belirtilerinin ortaya çıkışı geciktirilmektedir. İlerleyen hastalık ölümle sonuçlanmaktadır. Henüz AIDS’ten koruyucu bir aşı bulunamamıştır.
KORUNMA Cinsel yolla bulaşa karşı korunma Genital ve oral mukoza membranlarının cinsel ilişki sırasında kan,semen,vajinal ve servikal sekresyonlarla temasının azaltılması Kondom kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması Cinsel yolla bulaşan diğer hastalıkların tedavisi
Kan ve kan ürünleriyle bulaşa karşı korunma Antikor testleri bulunduğundan beri bu yolla bulaş azalmıştır Damar içi madde kullananlarda Bu alışkanlığın önlenmesi ve tedavi edilmesi Ortak enjektör kullanım risklerinin anlatılması Kondom kullanımının sağlanması Steril enjektör kullanımının sağlanması Eğitim
Anneden bebeğe geçişe karşı korunma HIV pozitif kadına doğum kontrol yöntemleri öğretilmelidir Hamile kalan HIV pozitif kadına erken dönemde kürtaj yapılmalıdır Bebeği doğurmakta ısrarlı ise gebeliğin son trimestirinde anneye, doğumdan sonra da bebeğe antiretroviral tedavi başlanmalıdır Elektif sezaryan uygulanırsa bebeğe HIV geçişi 4-5 kat azalır Virusun anne sütü ile geçişi gösterildiğinden emzirme önerilmez
HIV Nasıl Bulaşmaz? Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak, Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak, Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile HIV bulaşmaz.
HIV Nasıl Bulaşmaz? Aynı havuz, banyo, tuvalet, duşu paylaşmak , Giysileri ortak kullanmak, Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşmak ile HIV bulaşmaz.
HIV Nasıl Bulaşmaz? Gözyaşı, ter, tükürük, Sivrisinek, böcek, arı sokması, Evcil hayvanlar ile HIV bulaşmaz.
HIV/AIDS'li bir kişiye dokunarak veya yanında bulunarak AIDS'e yakalanmak mümkün değildir. HIV/AIDS'li kişilere yaklaşmamak ya da onları toplumdan dışlamak hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur.