CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI BEŞ HECECİLER YEDİ MEŞALECİLER GARİPÇİLER (BİRİNCİ YENİ) İKİNCİ YENİCİLER
BEŞ HECECİLER Milli Mücadele yıllarında şiire başlayan topluluğa bağlı şairler, şiirlerinde Anadolu’yu ve Anadolu insanını işlemişlerdir. Memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik, işledikleri başlıca konulardır. “Hecenin beş şairi” diye anılan bu sanatçılar, Milli Edebiyat akımından etkilenmiş ve aruz ölçüsünü bırakarak şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmaya başlamışlardır.
BEŞ HECECİLER Şiirde sade ve özentisiz olmayı, süsten uzak kalmayı tercih etmişlerdir. İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmışlar, daha sonra heceye geçmişlerdir. Şiirlerinde memleket sevgisi, yurt güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir. Yerli-milli sanat ve tarih motiflerini ele alarak yaşanan hayat dilimleriyle örülü bir memleket edebiyatı meydana getirmeye yönelmişlerdir. Hece ölçüsü ile serbest müstezat yazmayı da denemişlerdir. Dize kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmamışlar, yeni yeni biçimler aramışlardır. Düzyazıdaki sözdizimini şiire aktarmışlardır.
BEŞ HECECİLER FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL ORHAN SEYFİ ORHON YUSUF ZİYA ORTAÇ HALİT FAHRİ OZANSOY ENİS BEHİÇ KORYÜREK
FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL Şiir dilinde yeni bir söyleyiş çığırı açmıştır. Hececi çağdaşlarının en üstünlerinden sayılmış ve şiir üslubu, sonra yetişen hece şairlerini etkilemiştir. Hececilerin en genci; fakat en başarılı ismidir. Şiirlerinde hem Anadolu’yu, memleket sevgisini anlatmış hem de bireysel konulara yönelmiştir. “Sanat” adlı şiirinde, uygulamaya çalıştığı “Memleket Edebiyatı”nın bir felsefesini ortaya koymuştur. Yapıtları: Han Duvarları, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Gönülden Gönüle, Bir Ömür Böyle Geçti, Elimle Seçtiklerim, Heyecan ve Sükun: Şiir Özyurt, Canavar, Akın, Kahraman: Tiyatro
ORHAN SEYFİ ORHON (1890 - 1972) Şiirlerinde daha çok, bireysel konuları işleyen sanatçı, milli konuları da işlemiştir. Şiirlerinde konuşma dilini başarıyla kullanmıştır. Bazı şiirlerinde Halk şiirinin şekillerini de kullanmıştır. Divan şiiri kalıplarını hece ölçüsüne uyarlayarak gazele benzer şiirler yazmıştır. Yapıtları: Fırtına ve Kar, Gönülden Sesler, Peri Kızı ile Çoban Hikayesi, O Beyaz Bir Kuştu, Kervan: Şiir
HALİT FAHRİ OZANSOY (1891 - 1971) İlk şiirlerinde ölçü, dil ve duyuş tarzı bakımından Fecr-i Ati şairlerinin etkisinde kalmış, Milli Edebiyat akımından etkilenerek aruz ölçüsünü bırakmış ve şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır. “Aruza Veda” adlı şiiriyle aruz ölçüsünü bırakıp heceye yönelmiştir. Şiirlerinde, konuşulan Türkçeyi başarıyla kullanmıştır. Derin bir melankoli ve karamsarlık taşıyan şiirlerinde bireysel konuları işlemiştir. Yapıtları: Rüya, Efsaneler, Cenk Duyguları, Paravan, Sulara Dalan Gözler, Sonsuz Gecelerin Ötesinde, Hep Onun için: Şiir Baykuş, Nedim, Hayalet: Oyun Edebiyatçılar Çevremde, Eski İstanbul’un Ramazanları: Anı
YUSUF ZİYA ORTAÇ YUSUF ZİYA ORTAÇ İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmış, Ziya Gökalp’le tanıştıktan sonra hece ölçüsüyle yazmaya başlamıştır. Şiirlerinde günlük yaşamın çeşitli görünümlerini yalın bir söyleyişle dile getirmiştir. Çıkardığı “Şair” ve Akbaba” adlı dergilerde yazıları yayımlanmıştır. Sürükleyici bir anlatımla, rahat okunur bir tarzda yazdığı fıkralarında, edebiyatımıza siyasal mizahın başarılı örneklerini kazandırmıştır. “Kuş Cıvıltıları” adlı çocuk şiirlerinin yer aldığı yapıtıyla çocuk edebiyatımıza katkıda bulunmuştur. “Binnaz” adlı oyunu, edebiyatımızda hece ölçüsüyle yazılmış ilk tiyatro yapıtıdır. YUSUF ZİYA ORTAÇ
YUSUF ZİYA ORTAÇ’IN YAPITLARI Akından Akına, Bir Rüzgr Esti, Yanardağ, Aşıklar Yolu, Bir Selvi Gölgesi, Cenk Ufukları, Oyun: Şiir Binnaz, Kördüğüm, Latife, Nikahta Keramet: Tiyatro Şeker Osman, Kürkçü Dükkanı, Üç Katlı Ev, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan, Göç: Roman Göz Ucuyla Avrupa: Gezi Yazısı Portreler: Anı Ahmet Haşim, Seyrani, Faruk Nafiz: İnceleme Halk Edebiyatı Antolojisi: Antoloji
ENİS BEHİÇ KORYÜREK (1892 - 1949) İlk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmış, Ziya Gökalp’in önerisiyle hece ölçüsünü benimsemiştir. Aruz ölçüsüyle yazdığı ilk şiirlerinde aşka yer vermiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında milli duyguları ve tarihi kahramanlıkları işleyen şiirler yazmıştır. Hece ölçüsü üzerinde çalışarak bazı durak değişiklikleri yapmış, bir şiirde çeşitli hece kalıplarını kullanmayı denemiştir. Yapıtları: Miras, Güneşin Ölümü: Şiir ENİS BEHİÇ KORYÜREK
YEDİ MEŞALECİLER İlkelerini, “samimilik, içtenlik, canlılık ve devamlı yenilik” şeklinde açıklayan topluluk, yeni bir edebiyat, farklı bir şiir oluşturmak amacıyla bir araya gelmiştir.
YEDİ MEŞALECİLER Beş Hececiler’i eleştirmiş ve onlara karşı çıkmışlardır. Milli Edebiyatçıların gerçekçilikten ve içtenlikten uzak yurt sevgilerine karşı içtenliği savunmuşlardır. Batı edebiyatını, özellikle Fransız edebiyatını kendilerine örnek alıp izleyeceklerini söylemelerine rağmen, Beş Hececiler’in yolundan gitmişlerdir.
Ziya Osman Saba Sabri Esat Siyavuşgil Yaşar Nabi Nayır Kenan Hulusi YEDİ MEŞALECİLER Ziya Osman Saba Sabri Esat Siyavuşgil Yaşar Nabi Nayır Kenan Hulusi Cevdet Kudret Solok Muammer Lütfi Vasfi Mahir Kocatürk
ZİYA OSMAN SABA (1910 - 1957) Şiirlerinde; çocukluk özlemi, anılara düşkünlük, ev-aile sevgisi, Allah’a kulluk, kadere boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, öte dünya özlemi gibi konuları işlemiştir. Öykülerinde de genellikle bir anı karakteri görülür. Yapıtları: Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak: Şiir Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul: Öykü ZİYA OSMAN SABA
GARİPÇİLER (BRİNCİ YENİ) 1941’de Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat Horozcu adlı şairler; şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini ‘Garip” adlı bir kitapta yayımlamışlardır.
GARİPÇİLER (BİRİNCİ YENİ) Şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkmış, kuralsızlığı kural edinmişlerdir. Şiirde ölçü, uyak ve dörtlüğe karşı çıkmışlardır. Şairaneliği, mecazlı söyleyişleri, söz sanatlarını kabul etmemişlerdir. Şiirde, o döneme kadar işlenmemiş konuları ele almışlardır. Konuşma dili ile, sıradan konuları işlemişlerdir. Şiirlerinin başlıca konuları, günlük hayat, sıradan insanların problemleri, yaşama sevinci ve hayattaki bazı garipliklerdir. Halk deyişlerinden yararlanmışlar, toplumsal yergiye yer vermişlerdir.
GARİPÇİLER (BİRİNCİ YENİ) ORHAN VELİ OKTAY RİFAT MELİH CEVDET
ORHAN VELİ KANIK ORHAN VELİ 1941’de Oktay RIfat Horozcu ve MeIih Cevdet Anday’la birlikte çıkardığı ‘Garip’ adlı şiir kitabının önsözünde, yeni şiire dair görüşlerini ortaya koymuştur. Türk şiirinin günden güne eskimiş değerlerini yıkmış, şiire başka bir açıdan bakılmasını sağlamıştır. Ölçüye başkaldırıp serbestçe şiir yazmış, uyağı şiir için gerekli görmekten vazgeçmiştir. Şairane duygularla, parlak görüntüleri şiirden silmiş, şiiri, hayal gücünün kapalı duvarlarından kurtarıp sokağa, gerçek hayata çıkarmıştır. ORHAN VELİ
ORHAN VELİ KANIK ORHAN VELİ Şiirlerinde, yapmacıksız, doğal bir söyleyişle günlük yaşayış içinde halktan insanları anlatmıştır. Her çeşit sözcüğü, konuyu şiire sokmuş, halk deyişlerinden yararlanmış, toplumla ilgili yergiye yer vermiştir. Fransız edebiyatından oyunlar ve öyküler çevirmiştir. Nasrettin Hoca’nın fıkraları ile La Fontaine’in masallarını (fabl) başarılı bir biçimde şiire çevirmiştir. ORHAN VELİ
ORHAN VELİ KANIK Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi, Yenisi, Karşı, Bütün Şiirleri: Şiir Nasrettin Hoca Fıkraları: Şiire çevirdiği fıkraları içerir. La Fontaine Masalları: Şiire çevirdiği fablları içerir. Scapin’in Dolapları, Tartuffe, Sicilyalı yahut Resimli Muhabbet, Üç Hikaye: Çeviri oyun ve öykü
OKTAY RİFAT HOROZCU (1914 - 1988) Garip akımının Orhan Veli ile birlikte önde gelen şairidir. Halk masallarından, deyimlerinden, tekerlemelerinden yararlanmış, onlara yeni görünümler kazandırarak, toplum sorunlarına değinmiştir. “Perçemli Sokak” adlı kitabıyla birlikte şiir anlayışında büyük değişiklik olmuş, soyut şiire yönelmiştir. Yapıtları: Garip, Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üzerine şiirler, Güzelleme, Karga ile Tilki, Aşk Merdiveni, Denize Doğru Konuşma, Dilsiz ve Çıplak, Koca Bir Yaz: Şiir Birtakım İnsanlar, Kadınlar Arasında, Atlar ve Filler, Yağmur Sıkıntısı, Çil Horoz: Oyun Bir Kadının Penceresinden, Danaburnu: Roman OKTAY RİFAT
MELİH CEVDET ANDAY (1915 - 2002) MELİH CEVDET Şiirlerinde toplumsal gerçekliği işler. İlk şiirlerindeki romantiklikten sıyrılarak duygulardan çok, aklın egemenliğine, güzel günlerin özlemine yer verir. Söz oyunlarından kaçınarak yalın bir dil kullanır. Düzyazılarında çoğunlukla yoğun bir düşünce ile şiirsel, esprili, özlü bir dil vardır. Yapıtları: Garip, Rahatı Kaçan Ağaç, Telgrafname, Yan Yana, Göçebe Denizin Üstünde, Teknenin Ölümü: Şiir Doğu-Batı, Konuşarak, Yasak, Dilimiz Üstüne Konuşmalar, Açıklığa Doğru, Paris Yazıları: Deneme MELİH CEVDET
İKİNCİ YENİCİLER 1955 - 1965 yılları arasında şairlerimizden bir kısmını etkilemiş bir şiir akımıdır. Orhan Veli ve arkadaşlarının oluşturduğu Garip akımı, diğer adıyla Birinci Yeniden birçok noktalarda ayrılır. Garipçiler’in ve onları takip edenlerin aksine; basitlik, aleladelik ve sadelikten ayrılan şiirler yazmışlardır. Başlangıçta bir arada bulunmayan bu şairlerin, kendi arayış ve sezgilerinin ürünü olan şiirler, sonradan ortak benzerlikler dolayısıyla ‘İkinci Yeni” adıyla anılmıştır.
İKİNCİ YENİCİLER Şiirde öyküleyici anlatım yolu terk edilmelidir, anlatım kapalı ya soyut olmalıdır. Şiir dili, konuşma dilinden uzak ve özgün olmalı; mantık dokusundan arındırılmalıdır. Ahlak, erdem, gerçek gibi değerler şiirin amacı olmamalıdır. Şiirde ahenk; ölçü ve uyakla değil, musiki ve anlatım zenginliğiyle sağlanmalıdır.
İKİNCİ YENİCİLER Cemal Süreya Sezai Karakoç Ece Ayhan Edip Cansever İlhan Berk Turgut Uyar Ülkü Tamer Tevfik Akdağ
AHMET HAMDİ TANPINAR (1901 - 1962) Şiirlerinde temel unsur musiki, his ve hayaldir. Sanatçının şiirlerinde dış öğe olarak ahenk”. iç öğe olarak ‘zaman’ kavramıyla “bilinçaltı” ağır basar. Şiirlerini sade bir dille ve hece ölçüsüyle yazmıştır. Öykü ve romanlarında kendi dönemindeki toplum yaşamını, bu yaşamın çelişkilerini ortaya koymuştur. Roman ve öykülerinde psikolojik yön önemli bir yer tutar.
AHMET HAMDİ TANPINAR’IN YAPITLARI Huzur, Mahur Beste, Saatleri Ayarlama Enstitüsü. Sahnenin Dışındakiler, Aynadaki Kadın: Roman Yaz Yağmuru, Abdullah Efendi’nin Rüyaları: Öykü Bütün Şiirleri: Şiir Beş Şehir: Deneme 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Tevfik Fikret, Yahya Kemal:inceleme
ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR (1883 - 1963) Yapıtlarında görgü, anı, betimleme, kültür unsurları, mutluluklarla geçmiş gençliği ve 20. yüzyıl başlarındaki rahat İstanbul yaşamı ağır basar. Sanatlı, uzun cümleleri vardır. Yapıtları: Fahim Bey ve Biz, Çamlıca’daki Eniştemiz, Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şeyhliği: Roman Boğaziçi Mehtapları, Geçmiş Zaman Köşkleri, Boğaziçi Yalıları, İstanbul ve Pierre Loti: Anı
PEYAMİ SAFA (1899- 1961) Doğu-Batı kültürü, madde-ruh-insan psikolojisi, toplumsal değişme sonucu ortaya çıkan bunalımlar, romanlarında işlediği başlıca konulardır. Romanlarında psikolojik tahlillere önem vermiş ve bunda da başarılı olmuştur. Yazınsal değeri olmayan romanlarını “Server Bedi’ imzasıyla yayımlamıştır. PEYAMİ SAFA
PEYAMİ SAFA’NIN YAPITLARI Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Sözde Kızlar, Canan, Atilla. Fatih-Harbiye, Matmazel Noralya’nın Koltuğu, Yalnızız, Biz İnsanlar, Bir Tereddüdün Romanı: Roman Bir Mekteplinin Hatıratı, Karanlıklar Kralı, İstanbul Hikayeleri: Öykü Felsefi Buhran, Mistizm, Nasyonalizm, Doğu-Batı Sentezi, Sanat-Edebiyat-Tenkit: İnceleme, deneme
MEMDUH ŞEVKET ESENDAL (1889 - 1952) Öyküye bir yalınlık getirmiş, onu gereksiz süslemelerden kurtararak halktan kişilere ve basit görünüşlü gerçek olaylara yöneltmiştir. İnsanların yaşayışlarının gülünç, iyi ve kötü yönlerini, konuşma diliyle ve okurun hoşuna gidecek biçimde anlatmıştır. Edebiyatımızda “Çehov” tarzı öykücülüğün temsilcisidir. Yapıtları: Otlakçı, Mendil Altında, Bir Kucak Çiçek, Hava Parası, Kelepir, Temiz Sevgiler: Öykü Ayaşlı ve Kiracıları, Miras, Vassaf Bey: Roman
SAİT FAİK ABASIYANIK (1906 - 1954) Edebiyatımızda, öykücülüğümüzde yeni bir dönemin başlatıcısıdır. İşitilmemiş, okunmamış sözler, yadırganan bir üslup, konu sayılamayacak kadar aykırı karşılanan konular yapıtlarının başlıca özelliklerindendir. Yazmanın kendisi için bir ihtiyaç olduğuna inanmıştır. Gözlemci ve gerçekçi bir yazardır. Kişileri, yaşadıkları çevreye ve karakterlerine uygun olarak ele alır ve anlatır. Öykülerinde genelliklle İstanbul’un kenar mahallelerini, Burgazada’yı, balıkçıları, sefil çocukları ve aylak insanları anlatmıştır. Özlem ve acılarıyla toplum içindeki bireyi şiirsel bir söyleyişle dile getirmiştir. Toplumu konu alan öykülerinde, toplumdaki bazı problemleri gerçekçi bir yaklaşımla ele alır. Öykülerini yapmacıklıktan ve sanat kaygısından uzak bir dille yazmıştır. Edebiyatımızda “Çehov” tarzı modern öykücülüğün temsilcilerindendir.
SAİT FAİK’İN YAPITLARI Semaver, Şahmerdan, Sarnıç, Havada Bulut, Son Kuşlar, Alemdağ’da Var Bir Yılan, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Tüneldeki Çocuk, Kumpanya: Öykü Medar-ı Maişet Motoru (1952’de Birtakım İnsanlar adıyla yayımlanmıştır.), Kayıp Aranıyor: Roman Şimdi Sevişme Vakti: Şiir Açık Hava Oteli: Röportaj, makale
HALİKARNAS BALIKÇISI (1886 - 1973) Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı’dır. Halikarnas, Bodrum’un antik çağdaki ismidir. Deniz öyküleriyle tanınmış bir yazarımızdır. Yapıtlarında genellikle Ege, Akdeniz kıyı ve açıklarında gelişen, denize bağlı olayları işlemiştir. Yapıtlarını zengin bir terim ve mitoloji hazinesinden yararlanarak, sürükleyici bir dille ortaya koymuştur. Yapıtları: Aganta Burina Burinata, Ötelerin Çocukları, Uluç Reis, Turgut Reis, Deniz Gurbetçileri: Roman Ege Kıyılarından, Ege’nin Dibi, Merhaba Akdeniz, Yaşasın Deniz, Parmak Damgası, Gülen Ada, Dalgıçlar: Öykü Mavi Sürgün: Anı
HALDUN TANER (1915 - 1986) Gücünü gözlem, mizah ve yergiden alan sanatçı; öykülerinde büyük şehrin tipik ve türedi yaşamlarını konu edinmiştir. Epik tiyatro örnekleriyle edebiyatımızda bir yeniliğin öncüsü olmuştur. Yapıtları: Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, On İkiye Bir Var, Konçinalar: Öykü Keşanlı Ali Destanı, Lütfen Dokunmayınız, Günün Adamı, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı: Oyun Deve Kuşuna Mektuplar: Fıkra
NURULLAH ATAÇ (1898 - 1957) Cumhuriyet sonrası edebiyatımızda bir yol gösterici görevi üstlenmiştir. Türkçeyi özleştirmede üstün çaba göstermiştir. Anlatımda devrik cümlenin, konuşma dilinin gerekliliğini savunmuş ve bunları yapıtlarında uygulamıştır. Deneme türünün başarılı bir temsilcisidir. Eleştiri türünün gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Yapıtları: Karalama Defteri, Günlerin Getirdiği, Sözden Söze, Ararken, Diyelim, Söz Arasında, Okuruma Mektuplar: Deneme, eleştiri, söyleşi, inceleme Günce: Günlük
SUUT KEMAL YETKİN (1903 - 1980) Sanat, estetik, resim, felsefe konularında yapıtlar vermiş, birçok dergide yine bu konularda yazılar yazmıştır. Edebiyatımızda özellikle deneme ve eleştirmeleriyle tanınmıştır. Sanat, edebiyat konuları üzerindeki özel görüşleriyle düşüncelerini, kesin yargılarla kurallara bağlanmaksızın duygulu bir biçimde eleştirmiştir. Yapıtları: Düş’ün Payı, Yokuşa Doğru, Edebiyat Konuşmaları, Edebiyat Üzerine, Günlerin Götürdüğü, Şiir Üzerine Düşünceler, Denemeler: Deneme Ahmet Haşim ve Sembolizm, Edebi Meslekler, Türk Mimarisi: İnceleme
SABAHATTİN EYUBOĞLU (1908 - 1973) Sanat sorunlarımızla toplumsal sorunlarımızı kuvvetli bir kültürle araştırmıştır. Yapıtlarında; Anadolu, Anadolu halkı, Atatürk tutkunluğu, demokrasi, halk sanatı, halk dili, halk eğitimi en çok üzerinde durduğu konulardır. Daha çok deneme ve inceleme türünde yapıt vermiştir. Yapıtları: Mavi ve Kara, Sanat Üzerine Denemeler, Yunus Emre’ye Selam, Pir Sultan Abdal: Deneme, inceleme
FALİH RIFKI ATAY (1894 - 1971) Türkçeyi en yalın ve en duru bir anlatıma ulaştıran yazarlarımızdan biridir. Atatürk’ün yakınında bulunmuş yazarlardandır. Dilimizin gelişmesinde, özellikle Cumhuriyet’ten sonraki Türk gezi edebiyatının oluşumunda yadsınamaz bir yeri vardır. Gezi yazılarında dış ülkelerde gördüklerini anlatırken sırası geldikçe Türkiye ile gezdiği yerler arasında karşılaştırmalar yaparak önemli noktalara değinir. Yapıtlarını kısa cümlelerle ve sade bir dille oluşturmuştur. Yapıtları: Denizaşırı, Yeni Rusya, Bizim Akdeniz, Tuna Kıyıları, Yolcu Defteri: Gezi yazısı Ateş ve Güneş, Zeytindağı, Çankaya: Anı Eski Saat: Fıkra Niçin Kurtulmamak, Batış Yılları, Çile: Politikayla ilgili makale, fıkra ve anıları
AHMET KUTSİ TECER (1901 - 1967) Şiirlerinde yer yer Anadolu halk motiflerini işlemiş, duygulu şiirler ve memleket şiirleriyle tanınmıştır. Hece ölçüsüne yeni biçimler arayışı da başka bir özelliğidir. Batılı şiir anlayışından âşık tarzı söyleyişe yönelmiştir. Aşık Veysel’i edebiyatımıza tanıtan kişidir. Yapıtları: Şiirler: Şiir Koçyiğit Köroğlu, Köşebaşı, Satılık Ev, Bir Pazar Günü: Tiyatro
AHMET MUHİP DIRANAS (1908 - 1980) Sembolizmin etkisinde kalmış, “biçim” ve “ahenk”e önem vermiştir. Toplumsal konulardan, günün sorunlarından çok, duyguların sonsuzluğuna yönelmiştir. Şiirlerinde aşk, önemli bir yer tutar; ayrıca doğayı ve ölümü de şiirlerinde işlemiştir. Ölçü ve uyağa sıkı sıkıya bağlı kalmış, sese ve ahenge önem vermiştir. Yapıtları: Şiirler: Şiir Gölgeler, O Böyle İstemezdi: Tiyatro
CAHİT SITKI TARANCI (1910 - 1956) Baudelaire’in etkisiyle, “yaşama güzelliği” içinde “ölümlü olma” bilincine varmış; şiirlerinde “ölüm ve yalnızlık” karşısındaki duygularını dile getirmiştir. Şiirlerinde “ölüm korkusu” ile “yaşama sevinci” iç içedir. Şiirlerini sade, yalın, ahenkli bir biçimde, konuşma diliyle yazmıştır. Şiirlerinde iç sıkıntılarını, karamsarlığı ve özellikle ölümü işler. Yapıtları: Otuz Beş Yaş, Düşten Güzel ve Ömrümde Sükut: Şiir Ziya’ya Mektuplar: Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektupları içerir.
KEMALETTİN KAMU (1901 - 1948) Milli Mücadele yıllarında yazdıklarıyla ün kazanmış, sonraları çeşitli dergilerde şiirlerini yayımlamıştır. Savaş, yurt, gurbet ve aşk konularında dil ve ahengi sağlam, lirik-epik, hece şiirleriyle tanınmıştır. Bingöl Çobanları, Gurbet en tanınmış şiirleridir. Şiirleri ölümünden sonra “Kemalettin Kamu, Hayatı, Şahsiyeti ve Şiirleri” adlı kitapta yayımlanmıştır.
FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA (1914 - ) Destanlar, toplumcu gerçekçi ve felsefi-lirik şiirler yazmıştır. Şiire soyut konularla başlamış, yaratılışı, kâinatın sırlarını araştırmaya çalışmıştır. Sürekli kendini aşmaya çalışmış, bireysel yaklaşımlardan toplumsal anlayışa yönelmiştir. Önceleri ölçülü ve uyaklı şiirler yazmış, daha sonra serbest şiire yönelmiştir. Yapma destanları ve epik söyleyişiyle şiirimizde kendine özgü bir yer edinmiştir. Yapıtları: Havaya Çizilen Dünya, Çocuk ve Allah, Çakır’ın Destanı, Üç Şehitler Destanı: Şiir
CAHİT KÜLEBİ (1917 - 1997) Yalın bir dil ile, zaman zaman kötümser, güvensiz, kendi türküsünü söylemiştir. Yarım uyaklar, iç sesler, zarif benzetmeler ve titiz bir söyleyişle şiirler yazmıştır. Yurt köşelerinden manzara ve insanları, modern bir biçim ve yeni bir romantizmle, içten bir duyarlıkla şiirlerinde yansıtmıştır. Yapıtları: Adamın Biri, Rüzgâr, Atatürk Kurtuluş Savaşında, Yeşeren Otlar, Süt, Şiirler, Yangın, Bütün Şiirler: Şiir
ATTİLA İLHAN (1925 - 2005) İlk şiirlerinde; destansı ve duygusal, gergin bir hava içinde, İkinci Dünya Savaşı’nın Avrupa’yı saran bezginlik ve çöküntülerini yansıtmış; toplumcu anlayışı bırakmamakla birlikte, zaman zaman, bireyin duygu dünyasından da kesitler vermiştir. Yapıtlarında toplumsal konulardan bireysel konulara kadar bir dizi konuyu kültürel doku zenginliği ile ele almıştır. Bağımsızlık, adalet, eşitlik, özgürlük, barış, halkçılık gibi temaları evrensele yakın bir söylemle işlemiştir. Yapıtlarında işlediği bireysel temaların başında, kişinin kendi olma isteği gelir. Eleştirilerinde toplumcu gerçekçilik ilkelerine bağlı kalmıştır. Kendi görüş ve değer yargılarını, bir sanatçı titizliğiyle kaleme aldığı anılarında dile getirmişitir.
ATTİLA İLHAN’IN YAPITLARI Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Tutkunun Günlüğü, Böyle Bir Sevmek, Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı, Ayrılık Sevdaya Dahil, Kimi Sevsem Sensin: Şiir Sokaktaki Adam, Kurtlar Sofrası, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Bıçağın Ucu, Dersaadette Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz: Roman Abbas Yolcu, Batı’nın Deli Gömleği: Gezi Yazısı Kartallar Yüksek Uçar, Yarın Artık Bugündür, Yıldızlar Gece Büyür: Senaryo Hangi Batı, Hangi Atatürk, İkinci Yeni Savaşı, Sağım Solum Sobe, Aydınlar Savaşı: Deneme, eleştiri, anı
NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905 - 1983) Modern Türk şiirinin mistik şairidir. Düzyazı türünde yapıtları da olmasına rağmen asıl güçlü yanı şiirlerindedir. Halk şiirimizin öz ve biçim yapısından yararlanmıştır. Şiirlerinde, esrarlı iç âlemini, felsefi görüşlerini, etkileyici bir anlatımla dile getirir. Yapıtları: Kaldırımlar, Örümcek Ağı, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk Kervanı, Çile (Bütün şiirlerini içerir.): Şiir Bir Adam Yaratmak, Para, Tohum, Reis Bey: Tiyatro Namık Kemal, Ulu Hakan İkinci Abdülhamit Han: İnceleme, monografi Aynadaki Yalan: Roman
BEHÇET NECATİGİL (1916 - 1979) Şiirlerinde, orta halli bir vatandaşın birey olarak başından geçebilecek durumları, ev-aile-yakın çevre üçgeninde, gerçek ve hayali yaşantıları açık bir dille anlatmıştır. Zengin bir sözcük dağarcığı ve özgün bir söyleyişi vardır. Yapıtları: Kapalı Çarşı, Çevre, Evler, Eski Toprak, Dar Çağ, Yaz Dönemi, Divançe, Beyler, Sevgilerde: Şiir Yıldızlara Bakmak, Gece Aşevi, Üç Turunçlar, Pencere: Radyo oyunu Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü: Derleme
NECATİ CUMALI (1921 - 2001) Yapıtlarında Anadolu ve özellikle Ege yöresindeki köy ve kasabalarda yaşayanların sorunlarını işledi. Köylünün doğa ile savaşını, konuşma dilinin doğallığından yararlanarak ortaya koydu. Yapıtları: Kızılçullu Yolu, Harbe Gidenin Şarkısı, Mayıs Ayı Notları, Güzel Aydınlık, Yağmurlu Deniz: Şiir Susuz Yaz, Yalnız Kadın, Değişik Gözle, Ay Büyürken Uyuyamam: Öykü Tütün Zamanı, Acı Tütün, Aşk da Gezer: Roman Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri, Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin: Oyun
TARIK BUĞRA (1918 - 1994) Bir süre öykü yazdıktan sonra roman yazmaya başlar. Yapıtlarını güzel bir Türkçe, akıcı ve şiirsel bir anlatımla oluşturmuştur. Roman ve oyunlarında ideal tipler çizmiştir. Yapıtları: Oğlumuz, Yarın Diye Bir Şey Yoktur, İki Uyku Arasında, Hikâyeler: Öykü Küçük Ağa, İbişin Rüyası, Firavun İmanı, Dönemeçte, Gençliğim Eyvah, Osmancık: Roman Ayakta Durmak İstiyorum, Dört Yumruk, Üç Oyun, Sahibini Arayan Madalya, Güneş ve Aslan: Oyun
KEMAL TAHİR (1910 - 1971) Yapıtlarının konularını Çankırı, Çorum dolaylarından, cezaevi yaşantılarından, Kurtuluş Savaşı’ndan, eşkıya menkıbelerinden almıştır. Yapıtlarında törelere bağlı, kökü geçmişlerde köy düzeni ve sorunlarını incelemiş ve eleştirmiştir. Yerli dekor ve renkleri ustalıkla kullanarak gerçek bir Anadolu romanı oluşturmuştur. Yapıtları: Yorgun Savaşçı, Devlet Ana, Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları, Yol Ayrımı, Rahmet Yolları Kesti, Kurt Kanunu, Köyün Kamburu: Roman Göl İnsanları: Öyküleri
ORHAN KEMAL (1914 - 1970) Yapıtlarında köyden kente göç eden mutsuz, yoksul insanları, ezilen köylüleri, toprak ağalarını, işçileri, kenar mahallelerin acılarını kısa, etkileyici ve gerçekçi bir biçimde anlatır. Yapıtları: Ekmek Kavgası, Sarhoşlar, Çamaşırcının Kızı, Grev, Arka Sokak, Kardeş Payı, Önce Ekmek, İşsiz, 72. Koğuş: Öykü Baba Evi, Avâre Yıllar, Murtaza, Bereketli Topraklar Üzerinde, Suçlu, Devlet Kuşu, Hanımın Çiftliği, Eskici ve Oğulları, Gurbet Kuşları: Roman Nazım Hikmet’le Üç Buçuk Yıl: Anı
YAŞAR KEMAL (1922 - ) Küçük yaşlarda Halk edebiyatına ilgi duymuş; saz çalmaya, türkü söylemeye ve destanlar anlatmaya başlamıştır. Romanlarında çoğunlukla Çukurova bölgesini, bu bölgenin insanlarını ve toplumsal gerçeklerini şiirsel bir dille anlatmıştır. Çukurova’nın geniş biçimde makineleşmeye açılması ve verimli topraklar üzerinde ağalar arasındaki rant savaşının kızışması, bunun yoksul Çukurova köylüsü üzerindeki sonuçları romanlarının ilk evresinin ana temasını oluşturmuştur. Kurduğu imge ve mitoloji evreni, benzetmeler, betimlemeler, doğanın tüm yönleriyle anlatımı, kullandığı dil, yerel sözcükler ve deyimler, atasözleri, yakarışlar onun anlatımını canlı ve etkileyici kılan özelliklerdir. Anadolu insanının sözlü anlatım geleneğinin ürünleri olan destanlardan, ağıtlardan, halk öykülerinden, masallardan, türkülerden ve çağdaş roman tekniklerinden yararlanarak oluşturduğu üslup onu her bakımdan özgün bir çağdaş sanatçı kimliğine ulaştırmıştır. lAnlatımındaki özgünlük “düşle gerçeği, doğayla insanı iç içe” vermedeki başarısından kaynaklanmaktadır.
YAŞAR KEMAL’İN YAPITLARI Sarı Sıcak, Çukurova Yana Yana, Bir Bulut Kaynıyor: Öykü İnce Memed, Teneke, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Deniz Küstü, Kale Kapısı, Ölmez Otu, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf: Roman Üç Anadolu Efsanesi, Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi: Destansı roman