Baykal Olayı: Sorular, ihtimaller, notlar vs 12 Mayıs 2010 Şanlı Bahadır Koç 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

Bu çalışma Deniz Baykal’ın parti genel başkanlığından istifa etmesine neden olan süreç sonrasında gerçekleşen tartışmalarla ileri sürülen ve sürülmeyen ihtimalleri bir araya getirmek amacı ile hazırlanmıştır. Bu taslak niteliğindeki çalışmanın herhangi bir yargısı yoktur. 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü bu olayda herhangi bir görüşü/yargıyı temsil etmemektedir.

Planlayıcı/Gerçekleştirici/Dağıtıcı Kim? Olasılıklar Kaseti kaydeden / hazırlayan Bir şekilde ele geçirip piyasaya süren Önceden kasedin varlığından haberdar olan ya da Önceden kasedin kendisine ve belki devamına sahip olan ama bunu açıklamayan Bundan şu anda memnun olan İşin sonunda bundan çıkar sağlayacak olanlar Yukarıdakilerin hepsi ayni kişi/grup veya farklı kişi/gruplar olabilir mi?

Kim yaptı? Olasılıklar Deniz Baykal’ın kendisi Nilgün Baytok ve/veya kocası Deniz Baykal’ın Parti içi rakipler Deniz Baykal’ın AKP’ye karşı yetersiz kaldığını düşünen ve CHP’de değişim isteyen parti dışı laik unsurlar örneğin “Ergenekon” Yabancı istihbarat kurumları, (CIA/MOSSAD) AKP Cemaat Diğer?

Yapan Baytok(lar) Olası Gerekçeler Kadın Baykal’a karşı gerektiğinde kullanmak için tek başına ya da kocası ile Kocası ilişkiyi ispatlamak için Kocası intikam almak için Kocası şantaj amaçlı ya da başkasına satmak için Kadın ya da kocası dışarıdan bağlantılı bir şekilde komplo olarak Fantezi amaçlı Bir nedenle onlar tarafından kaydedildi ama sonra bilgisayardan çalındı

Yapan Parti içi muhalifler Olası Gerekçeler Bu ilişki partide biliniyordu / şüpheleniliyordu. Muhalifler bunu kayda alıp Baykal’a karşı kullanmak istediler. Onlar kaydettiler ama onlardan çalındı. Başkası kaydedip onlara sattı, verdi. Onlar Baykal’a karşı şantaj amaçlı kullandılar ama Baykal geri adım atmayınca piyasaya sürdüler.

Yapan:Parti dışı CHP’liler Olası Gerekçeler Onlar kaydetti ve Baykal’dan kurtulmak için piyasaya sürdüler. Başkaları kaydedip onlara verdi/sattı Kaydedilmesi veya yayınlanması ile ilgileri yok ama ortaya çıkınca bunu AKP ‘ye karşı yetersiz olarak gördükleri Baykal’dan kurtulmak için fırsat olarak gördüler Baykal’ı bir nedenle cezalandırmak için çektiler / yayınladılar

Yapan:Yabancı istihbarat (ABD?) Laik odaklar gibi Baykal yetersiz diye Baykal AKP’ye karşı etkili muhalefet yapıyordu. Bu bitsin diye. Onlar kaydetti veya bir şekilde elde ettiler. Cemaate verdiler, AKP’ye verdiler, muhaliflere verdiler, kendileri bir şekilde yayınladılar. Baykal’ın ABD karşıtlığını cezalandırmak için. Bakın “ABD’ye yamuk yapan cezasız kalmaz” mesajı vermek için.

Yapan: Cemaat Olası Gerekçeler Asker, medya, yargı vs den sonra son direnç noktası idi. Yabancı istihbarat ile aynı. CHP’yi ve Baykal’ı çökertmek için CHP içinde güvensizlik tohumları yaratmak için Anayasa değişikliğine muhalefeti kırmak, referandumu ve ilk seçimi CHP aleyhine etkilemek için. Baykal/CHP ile parti dışı laikleri karşı karşıya getirmek için Cemaat korku salmak için. “Baykal’ın yatak odasına giren gücün elinde daha neler vardır kim bilir?” Geçmişte bu tür kasetlerin hep Cemaat çıkışlı olduğu düşünüldü. Bu sefer de öyle. Bunu hazırlayan odak herkesin Cemaa6’tten şüpheleneceğini bildiği için bunu yaptı. Bu teknik olanaklar,cesaret, yakalanmayacağına duyduğu güven, ihtiyaç, bu işten fayda sağlama motivasyonu sadece cemaatte var. Cemaat yaptıysa Baykal’ın kendilerini “bayram değil seyran değil” niye öptüğünü anlıyorlar mı? Baykal’a şantaj yaptılar mı? Cemaat yaptıysa bunu yapan polisiye unsuları ile medya unsurları vs birbirleri ile koordineli mi? Onlar çekmedi ama bir şekilde ellerine geçti ve şimdi “eyvah, bizi bu kaset vasıtası ile kovalayacaklar” diye bir endişeleri var mı?

Yapan:AKP Olası Gerekçeler Recep Tayip Erdoğan, “Gidin Baykal’la ilgili bu tür şeyler dahil her türlü pisliği toplayın” diye emir vermiş olabilir mi? Sızması halinde kendini zor durumda bırakacak bu tür bir emri vermiş olabilir mi gerçekten? Çok çok güvendiği, sızdırmayacaklarından emin olduğu bu tür adamları var mı? Recep Tayip Erdoğan değil ama AKP’den birileri Erdoğan’ın bilgisi dışında Cemaat AKP’den bazı unsurlarla yaptı. Ama kendini gizleyip AKP’yi işe bulaştırıp Recep Tayip Erdoğan dan mı kurtulacak? Recep Tayyip Erdoğan Deniz Baykal’ın gitmesini gerçekten ister mi? Recep Tayip Erdoğan kaseti çekenin/yayanın kim olduğunu düşünüyor? Kendi adamlarından ve/veya cemaatten şüpheleniyor mu? İşin bir şekilde kendisine bulaşmasından endişe ediyor mu? Kasetin referandumu nasıl etkileyeceğini düşünüyor? Çeken ve yayan AKP’nin adamları olmasa bile kasetin kendisi onlara gelmiş miydi? Kendisi değilse bile varlığından haberdar mıydı? Recep Tayip Erdoğan ya da cemaat yaptıysa diğeri bu konuda bilgiye sahip mi?

Yapan:Deniz Baykal Olası Gerekçeler Kaseti Deniz Baykal yaptı ve AKP ya da Cemaatin eline geçmesini sağladı. Sonra diyecek ki, “Bakın, bunlar ana muhalefet liderinin özel hayatını bile takip etme cüretini gösteriyorlar. Bunlar çetedir, özel savcı, mahkeme kurulsun vs. Ergenekon’un Ümraniye’deki bombalardan yayılıp budaklanması gibi bu da Cemaat’e dönük bir dava/operasyona dönüşecek. Şimdi Pennsylvania’ya selam göndermesi sonrada “ben onlara inanmıştım” diyebilmek için mi? İş nasıl olsa bir süre sonra onlara uzanacak, o zaman ilk bata onlara inandığımı söylemiş olmam bu işi onlara bulaştıranın ben olduğum gerçeğini gizler diye düşünüyor mu? Kendi kendine suikast düzenleyip prestijini ve partisini parlatmayı mı umuyor?

Sorulması ve Tartışılması Gereken Bazı Sorular Kasedin devamında uçuk, Deniz Baykal’ı sokağa çıkamaz hale getirecek şeyler olabilir mi? Öyleyse Deniz Baykal bunu biliyor mu? Tam bilmiyorsa bile bu ihtimalden çekiniyor mu? Çekiniyorsa bu endişe onun tercihlerini etkiliyor mu? Deniz Baykal karşı tarafın elinde daha neler olabileceğini düşünüyor? Deniz Baykal gerçekte kaydeden/piyasaya sürenin kim olduğunu biliyor mu? Deniz Baykal neden Cemaat’e selam yolladı? Korkudan mı? Yoksa tüm dikkati AKP’ye yöneltmek için mi? Deniz Baykal’ın elinde gerçekten olayın AKP Hükümetinin bir şekilde dahli ile kanıt var mı? Çok farklı mekanda, zamanda ve belki kişiyle görüntü varsa bu çok organize, teknik olanaklara sahip, ketum vs bir istihbarat örgütünü işaret eder. Cemaat, CIA, Mossad ve belki de MIT. Deniz Baykal’a şantaj yapıldı mı? Yapıldıysa bu şantaja geçmişte boyun eğmiş miydi? Şimdiki davranışı bir tür boyun eğmemi? Kaset gerçekte ne zamana ait? Yeni mi? Eski mi? Yeni olduğunu bildiği için mi yeni diyor, yoksa eski olduğu düşünülürse/anlaşılırsa bunu kendisinin önceden bildiği ve belki de geçmişte kendisine yapılan şantajlara boyun eğdiğinin ortaya çıkmasından mı korkuyor? Ya da sadece Baytok’u milletvekili yapmasının ilişkileri ile bağlantılı olduğu düşünülecek diye mi yeni diyor? Şantaj varsa yeni olduğunu söylemeye şantajı yapanla beraber karar vermiş olabilirler mi?

Mustafa Sarıgül ve suikast iddiaları ne anlama geliyor? Suikast girişimi ile bu kasedin bağlantısı var mı? a) CHP gündemi değiştirmek için mi suikast iddiasını ortaya attı? b) Yoksa Suikast olayı gerçek de ipin ucunun kendilerine gelmesinden korkan odaklar gündemi değiştirmek için mi kasedi piyasaya sürdüler? Kasedin izi AKP Hükümeti tarafından tüm güçle sürülecek mi? Cemaat bu işin bir yerindeyse polisten failin bulunması konusunda gerçek ve güçlü bir çaba beklenebilir mi? Cemaate yakın basın/yayın organlarının kendilerinden emin tavrı (bu Baykal’dan kurtulmak isteyen laiklerin işi” tavrı samimi mi yoksa poz mu? Deniz Baykal polis ya da savcının kendisine sorular sormasını isteyecek mi? Buna izin verecek mi? İzin vermezse garip olmayacak mı? Hem şikayet ediyorsun hem de bilgi vermiyorsun? Deniz Baykal gerçekten fail ile ilgili bilgisi varsa bunu açıklamasının nedeni ne olabilir? Neyi bekliyor? Sadece şüpheleri mi var? Aslında bir şey bilmiyor da sadece AKP üzerinde şüphe yaratmaya çalışıyor, dikkatleri kendi kabahatinden uzaklaştırmaya çalışıyor olabilir mi? Kasedin sorumlusu Cemaat ise Deniz Baykal’ın AKP’yi suçlamasına şaşırdılar mı? Bunu anlayışla mı karşılıyorlar? Buna beraber mi karar verdiler? Savcı Baykal’ın ve Baytok’un ifadesini alacak mı? Bu ev neresi? İlişkiniz var mı? Kimler biliyordu? Size şantaj yapıldı mı? Kimden şüpheleniyorsunuz? Kanıtlarınız neler?

Yukarıdaki olası fail ve sorulması gereken sorular tabii ki artırılabilir. En “paranoyakça” görülen soruların dahi sorulması beyin fırtınalarında sadece gerekli değil aynı zamanda meşrudur. Bu soruların sorulması ile neyin olamayacağı ve neyin daha mantıklı göründüğünü tespit etmek mümkündür. Ancak hayat her zaman mantıklı da değildir ve bazen en mantıksız şeyler dahi gerçeklemektedir. Dileriz Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti önümüzdeki süreçte benzer siyaset dışı müdahalelerle yıpranmaya devam etmez