İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri
BATIL İNANÇ PSİKOLOJİSİ
Eşyalara, renklere, hatta sayılara çeşitli anlamlar atfedilmekte ve genellikle bu davranışlar sorgulanmadan kabul görmektedir Kiminin uğurlu sayısı, kiminin uğurlu rengi vardır
İnsanoğlu gerçeğin belirsiz olduğu durumlarda bir şeylere tutunmak istemektedir Mert Güreli
İlk çağlardan bu yana insanoğlunun gizemli şeylere ve doğa üstü varlıklara olan ilgisi, onun zamanla bu varlıklarla yaşanan olaylar arasında bir ilişki kurmasına ve tesadüfen gerçekleşen olaylar arasında neden sonuç ilişkisi kurmasına sebep olmuştur Bu durum bir takım batıl inançların oluşmasını da beraberinde getirmiştir
Hurafelerde insanlar dış dünyadan bir takım uyaranları duyumsarlar, bu duyuları dış dünyaya ait bilgilerini devreye katarak algılarlar
İnsanlar geleceği bilme ve kontrol altına alma güdülerini, uyaranlar arası yanlış bağlantılar kurarak tatmin ederken; gerçekte var olmayan, “boş” inançlar “yaratma” yanılgısına düşerler Zaman içerisinde de, bu inançları “öğrenip” onlara gitgide daha fazla kapılırlar
Oxford İngilizce Sözlükte batıl inanç, bilimsel ve kültürel bir ortak kabul olmadan ortaya çıkan irrasyonel ve belirsiz bir yapı; dinle bağlantılı, bilinmeyen, gizemli ya da düşsel şeylerden korku olarak tanımlanmaktadır
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde ise batıl inanç; doğa üstü olaylara, gizli ve akıl dışı güçlere, kehanetlere aşırı derecede bağlı boş inanç, batıl itikat olarak tanımlanmaktadır Antropolog L. Levy Bruhl’a göre batıl inançlar, toplumun ortak inançlarının değişim geçirmiş halleridir
Alfred Lehmann’a göre batıl inanç belirli bir dinle bağdaşmayan, aslı esası olmayan veya toplumun ulaştığı bilgi düzeyiyle çelişen genel bir zandır Wuttke, batıl inancı eşyaya doğa üstü, insana da insan üstü nitelikler atfetme şeklinde tanımlar Davranışçı psikolog Skinner ise, batıl inancı şartlı refleksler bağlamında değerlendirir
Din psikolojisinin kurucusu sayılan William James “İnançlar doğru oldukları için işe yaramazlar, işe yaradıkları için doğrudurlar” der James’a göre, bizim için önemli olan inanç ve fikirlerimizin bizzat kendileri değil, etkileridir
Batıl inanç kavramı yerine kullanılan diğer bir kavram da “okültizm”dir Her ne kadar batıl inançta olduğu gibi okültizmde de büyüsel uygulama söz konusu ise de, okültizm özellikle gizemli bilgiye, ruhlar dünyasıyla ve evrenin bilinmeyen güçleriyle ilgili bilgi savlarına dayalı bir kuramdır Kitlelerden çok ruhçu elite aittir
Batıl inançlar psiko-sosyal ihtiyaçları tatmin eden bir görev üstlenirler Bu nedenle, binlerce yıldır her kültürde kendilerine yer bulmuşlardır
Çoğu batıl inanç çocukluk çağında öğrenilir ve pek fazla eleştirilmeden hayat boyu sürdürülür Telkin, taklit ve tavsiye yoluyla nesilden nesile geçer
Batıl inançlar toplumsal yapı ile bağlantılıdır Belli bir yerin aile, siyaset, ekonomi, ahlak ve din gibi sosyo-kültürel öğelerinin, batıl inançların oluşumuna etkisi büyüktür
On üç sayısının uğursuzluğunun Hristiyan Batı‟da yaygın olmasının Hristiyan kültürüyle alakası, dört sayısının uğursuzluğu inancının Japon kültürüyle bağlantısı, kem gözlünün bakışının zararının dokunacağı inanışının Ortadoğu kültürü ile bağlantısı ve düğünün iki bayram arası yapılmasının uğursuzluğu, besmelesiz küle, çöpe basanın çarpılacağı gibi inanışların da Müslüman kültürle bağlantısı bir gerçektir
Belli bir kültürden çıkıp sadece oraya has inançlar olduğu gibi, çıktığı yerin sınırlarını aşan ve dünyaya yayılan (merdiven altından, kara kedi önünden geçmeme, belli bir uğurlu sayı ya da nesne taşıma vb.) inanışlar da mevcuttur Buna göre batıl inançlar sosyolojik açıdan 3 başlık altında toplanabilmektedir
Her kültürde yaygın olan, evrenselleşmiş batıl inançlar Belli bir kültüre ait olan batıl inançlar Belli bir gruba, kesime ait batıl inançlar
Batıl inançların toplumda varlığını devam ettirmesi, onların toplumsal sistem içerisinde bir takım işlevler görmesinin de bir sonucudur Sosyal sistem içerisinde her şeyin bir işlevi vardır Toplumda hiçbir sosyal olgu ve değer boş ve anlamsız değildir
Skinner tarafından 1948’de yapılan çalışma batıl davranış ile ilgili psikoloji literatüründe ilk deneydir (Ayhan & Yarar, 2005)
Aç güvercin gözün içindeki yiyecekleri görmektedir, fakat hiçbir şekilde yiyeceklere direkt olarak ulaşamamaktadır Yalnız önceden belirlenen sabit bir sıklıkla (30 sn) birkaç parça yiyecek güvercine verilmektedir Deney sonucunda Skinner, güvercinin yiyecek verilmeden hemen önceki davranışını tekrarladığını bulmuştur: Tek ayak üstünde durma, zıplama, etrafında dönme gibi
Oysa bu davranışlarla yiyeceğin verilmesi arasında hiçbir ilişki yoktur Güvercin tek ayak üstünde dururken yiyeceğin verilmesi tamamen bir rastlantıdır, fakat bu davranış güvercin tarafından tekrar edilmektedir Bu davranış Skinner tarafından batıl olarak tanımlanmıştır
İnsan hastalık, ölüm, üzüntü, keder vb İnsan hastalık, ölüm, üzüntü, keder vb. felaketlere her an uğrayabilme korku ve kaygısı ile yaşar Araştırmalar batıl inanç ve uygulamaların stres anlarında, savaş, afet ve bunalım anlarında, tabii rahatsızlıklarda daha fazla yaygınlaştığını göstermektedir
Modern yaşam tarzının batıl inançları ortadan kaldıracağı şeklindeki beklentiler bugüne kadar gerçekleşmemiştir Eskiden doğa olayları karşısındaki çaresizliği nedeniyle batıl inançlara yönelen insanoğlu, bugün ekonomik krizler veya ailevi problemler nedeniyle aynı eğilimi sergilemektedir
Batıl inançların sürekliliğini sağlayan en büyük etken, bireye sağladığına inanılan faydadır
Kişi batıl davranışları yerine getirerek toplumda yine kendisi gibi davrananların takdirini kazanabilir ve onlara benzeyerek aidiyet duygusunu tatmin edebilir
Batıl inanç eğilimine sahip olan insanlar, çoğunlukla gelecekte olmasında korkulan olumsuz bazı olayların etkisini azaltmaya yönelik bir savunma mekanizması olarak bu inanç ve uygulamalara sahip olmaktadırlar
Bilimsel araştırmalar batıl inanç eğiliminin dışa yönelik bir kontrol merkezi ve kendi kendine yeterlilik düzeylerinin düşüklüğü ile ilişkili olduğunu göstermektedir
Klinik psikoloji araştırmalarına göre önyargılı kişiler ve baskıcı ailelerde yetişenler batıl inançlara daha eğilimlidirler
Batıl inanç eğilimine sahip olan insanlar, bir takım doğa üstü varlıkların davranışlarımıza ve çevremizdeki olaylara etki edebileceği inancını bilinç altlarında taşırlar Aynı zamanda istedikleri şeyleri gerçekleştirmede irade zaafları ya da yetersizlikleri söz konusudur
Batıl inançların meydana gelişi, dayanılan otoritelerin güvenirlik derecesine, bilimsel yönteme göre yetişme derecesine, kişisel tecrübelerin genişliğine, temel ihtiyaç ve arzuların tatmin olma derecesine bağlıdır
Yapılan bir çok araştırmada, halkın batıl inanç kaygı düzeyleri cinsiyet açısından incelendiğinde, kadınların erkeklere göre daha yüksek düzeyde batıl inanç kaygısı taşıdıkları, dolayısıyla batıl inançlara daha eğilimli oldukları görülmektedir
Toplumda alt tabakaya mensup kişilerde batıl inanç kaygı düzeyleri, diğer tabakaya mensup kişilere göre daha yüksek bulunmuştur
Kişilerin batıl inanç kaygılarının incelendiği bir diğer değişken de meslek durumudur Memurlar, tüccar-sanayici sınıfı ve avukat, mühendis, doktor gibi serbest meslek sahiplerinin batıl inanç kaygı düzeyleri, işçilere ve ev hanımlarına kıyasla daha düşük bulunmuştur
Batıl inanç ve davranışlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bunların duygusal, bilişsel ve davranışsal unsurların bir karışımı olduğu görülmektedir
Duygusal boyut; korku, endişe, öfke, heyecan, sevinç, sürpriz ve merak gibi durumlarla bağlantılı olarak tecrübe edilen duygusal durum ve süreçlerle Bilişsel boyut; algılama, düşünme, hayal etme, hafıza ve dikkat gibi süreçlerle Davranışsal boyut ise, ritüeller ve sembolik davranışlarla ilgilidir
Batıl inanç ve davranışlar kaynağına, içeriğine ve hedefine göre de üç kategoride değerlendirilebilir
Kaynak Açısından Herhangi bir kozmolojik anlayışın veya tutarlı bir dünya görüşünün uzantısı olan batıl inançlar (Cin veya şeytan inancı) Sosyal olarak paylaşılan batıl inançlar (kara kedi görme ile şansızlığı ilişkilendirmek) Bireylerin yaşadığı doğaüstü tecrübeler (olağanüstü algılamayı gerektiren deneyimler) Kişisel batıl inançlar (şans getiren sayı, nesne)
İçerik Açısından Bireyin hayatındaki önemli olaylarla (doğum, evlilik, ölüm vb) ilgili batıl inançlar (İnsanın göbek kordonunun gömüldüğü yerde yaşayacağına inanmak) Günlük işlerle ilgili batıl inançlar: Belirli günlerde belirli işlerin yapılmasının uğur ya da uğursuzluk getireceğine inanılır (İki bayram arası nikâh yapmanın uğursuzluk getireceğine inanmak)
İçerik Açısından Hayvanlarla ilgili batıl inançlar (Baykuş ötüşünün ölüm haberi getireceğine, kara kedi görmenin bela getireceğine inanmak) Din alanındaki batıl inançlar (Ölülerden medet ummak ve cinlerle ilgili bâtıl inançlar)
Hedef Açısından Başa geleceği düşünülen kötülükler ve tehlikelere karşı yapılan batıl davranışlar (Tahtaya vurmak) Gerçekleşmesi istenilen şeylere yönelik batıl davranışlar (Dilek ağacına bez bağlamak)
Batıl inanç ve pratikler temel olarak şu fonksiyonlara sahiptir:
Kontrol fonksiyonu: Kişi batıl inançları gerçekleştirmekle, davranışlarını planlama, değiştirme ve kontrol etme imkanına sahip olduğuna inanır Tahtaya vuran ya da uğurlu elbisesini giyen bir kişi, kendisiyle ilgili bazı olayları kontrol ettiğini düşünür
Bilişsel fonksiyon: Batıl inanç ve pratikler, bireyin kötü şans, sıkıntı ve başarısızlık gibi olayları anlamasını ve bunları bir sebebe atfetmesini sağlar
Duygusal Savunma fonksiyonu: Bazı durumlarda batıl düşünceler, bireyin duygusal alanını düzenler, bireyi olumsuz duygulara karşı korur, rahatlamasını sağlar Evlilik ve çocuk sahibi olmak gibi önemli kararların eşiğindeki bireyler, eğer verecekleri kararın olumlu sonuç getireceğinden emin değillerse, bâtıl inanç ve davranışlara yönelerek kendilerine duygusal destek sağlayabilirler
Türkiye’de Batıl İnançlar Birkaç örnek; Kapı eşiğinde oturulmaz, insan fakir olur Kapı eşiğinde oturulmaz, insan bekar kalır Urganla komşunun evine girilmez, kıtlık olur Kapı eşiğinde oturulmaz, kapı eşiğinde şeytan bulunur Yağmur yağarken kapı eşiğinde oturmak günahtır
Türkiye’de Batıl İnançlar Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır Akşam soğan yenen yere melekler gelmez. Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur
Türkiye’de Batıl İnançlar Gece ıslık çalmak günahtır Gece evden eve tuz verilmez Akşam kapının önü süpürülmez Tokalaşırken ya da birisine bir şey verirken sağ el kullanılmalıdır, sol el uğursuzluktur Nar tanelerini yere dökmek günahtır, nar cennet meyvesidir
Türkiye’de Batıl İnançlar Kara ağaçtan düşen yaşamaz İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir. Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner. Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir
Türkiye’de Batıl İnançlar Tencerede su boşu boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar. Bir evin başında baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur İneğin sütünü yere sağmak iyi değildir, hayvan hastalanır
Türkiye’de Batıl İnançlar Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği düşünülür Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar
Kaynaklar Arslan M. (2004). Kişilerin Batıl İnanç Kaygı Düzeylerinin Bazı Değişkenler Açısından İncelenmesi. Değerler Eğitimi Dergisi, 2 (6), 7-34. Ayhan İ., Yarar F. (2005). Batıl inançların psikolojisi. PiVOLKA, 4(17), 15-19. Ayten A., Köse A. (2009). Batıl İnanç ve Davranışlar: Psiko-sosyolojik Bir Analiz. Din Bilimleri Dergisi, 3(9), 46-71. Türkiye’de Batıl İnançlar http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/359045.asp
TEŞEKKÜRLER