SARI BEŞ BEŞ.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
AMAN BU OYUN HİÇ BİTMESİN... Berber, sokakta oynayan çocuklardan birini çağırdı ve o gelince cebinden biri beş milyonluk, öteki beşyüzbinlik iki banknot.
Advertisements

İŞTE ADALET VE DOĞRULUK
Bunu okursanız iyi olur
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
A) Zilin çalmasıyla yarışma başladı.
Boş ver be yaşı başı. gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver
Bir süre önce, başka bir kadınla çıkmaya başladım ve bu aslında
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
Lütfen sesi açıp Tıklayınız..
AYAKKABICI Ayakkabıcı, yeni getirdigi malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu izlemekteydi.
Işte kadınlar Pakize SUDA'nın bir yazısı.....  Sesli.
HAZIRLAYAN: ELİF ÖZDEMİR
BİR KADINI BEKLEMEK ATAOL BEHRAMOĞLU
YA ÖĞRENİRSİNİZ Ya da….
Vaktiyle bir Keloğlan varmış… Bütün ailece çiftlikle meşgul olurlarmış
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
"ALLAH" DEMEK.
SIRALI VE BAĞLI CÜMLELER - ÇEŞİTLERİ
AH YÜREĞİMİN SEGAH MAKAMI Ah be sevdalım Ah be belalım Ah Yüreğimin segah makamı! Yazlarım üşüyor yoksun! Kaçıncı koyduğum işaret takvimlere? Kaç sonbaharı.
TIKANDI BABA Seval KEMERTAŞ tarafından düzenlenmiştir.
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş
Fiillerde Çatı Fiil kök ya da gövdeleri üzerine birtakım türetme ekleri getirilerek fiillerin özne ve nesnelerine göre göstermiş oldukları durumlara “fiillerde.
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
OLAYLARI OLUŞ SIRASINA KOYMA Mustafa BİLGE Yenişehir/MERSİN
1/20 Zarf – Edat – Bağlaç - Ünlem A B C D Aşağıdaki dizelerin hangisinde “böyle” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır? Böyle ferman etti.
Kadın erkeğe karşı....
UYUMAK İSTEMEYEN ZÜRAFA
İP HİKAYESİ.
Ömer Hayyam Rubailer BÖLÜM-2
Sevgili HAKKUŞ… Mektubunu aldım. gelmesi ne denli sevindiriciyse de okuduklarım o denli üzücüydü.. Demek asker gittiğinden beri çavuşun size özellikle.
NASREDDİN HOCA ‘ DAN FIKRALAR
Okulun ilk günü, ilk derste profesörümüz, önce kendini tanıttı, sonra 'Bu yıl, yepyeni bir öğrencimiz var. Çok ilginç biri bakalım bulabilecek misiniz'
Şiddetle itiraz ettim: "Ama ben seni seviyorum!!!"
HAYIR DEMEYİ ÖĞRENELİM Erkan İLGÜN Rehber Öğretmen
Fiillerde Çatı Fiil kök ya da gövdeleri üzerine birtakım türetme ekleri getirilerek fiillerin özne ve nesnelerine göre göstermiş oldukları durumlara “fiillerde.
Boya sandığına saklı düşler
Mitat Zorlu 1 ALİ YALKIN İLKÖĞRETİM OKULU 2/A SINIFI ÇALIŞMA SAYFASI Adı ve Soyadı: ……….…………………………………..…… No: ……… 15 Ocak 2010 Cuma Annem marketten 2.
HABİB BABA HAZIRLAYAN: ELİF ÖZDEMİR
AYDINLANMA Nasıl anlatsam bilmiyorum Düşündükçe şaşırıyorum. Dün akşam bir haller yaşadım Aydınlanıverdi sonra aklım. Yarı uykulu yarı uyanık Oda oldukça.
ÖZEL MÜZEYYEN ÇELEBİOĞLU
Karanlıklar uzaklaştı
Soru 1. İnsan bir kışını burada geçirse ( ) yalnız müzik dinlese ( ) yalnız bu yankılı havayı koklasa ( ) Yukarıdaki cümlede parantezle gösterilen yerlere.
SABIR Değerler Eğitimi.
SLAYTI MUTLAKA SESLİ İZLEYİNİZ… İYİ SEYİRLER…
HAYATIN ANLAMI.
İBRETLİK BİR HİKAYE.
İndim kuyu dibine sildim süpürdüm silkildim çıktım.
YA KİMSEYE GÜVENEMESEYDİK
Bremen Mızıkacıları.
PENGU İLE KARTOPU BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ EVVEL ZAMAN İÇİNDE KALBUR SAMAN İÇİNDE ÇOK UZAK VE SOĞUK BİR ÜLKEDE PENGU İLE KARTOPU YAŞARMIŞ.BİRBİRLERİNİ ÇOK.
Arkadaşlar Allah’ın (c.c) bizlere günde beş defa yapmamızı emrettiği ibadetin adı nedir? Sene de bir defa yapmak suretiyle Rabbimize yaklaşmak amacıyla.
Nasrettin Hoca henüz çocukmuş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış:
Bunu okumak sizi herhangi bir borç yükü altına sokmayacaktır.
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
NASRETTİN HOCA SÖYLER BAKALIM NELER SÖYLER.
VURUR YÜZE İFADESİ TEOG ZAMANI GELMİŞ BİTANESİ
TAVŞAN VE YILANIN DOSTLUĞU
SIFATLAR.
Etik Günü 25 Mayıs tarihi bütün dünyada etik günü olarak kutlanmaktadır. Bizim kültürümüze kavram ve çerçeve olarak farklı olan bu terim son yıllarda ülkemizde.
Öznesine GöreÖznesine Göre Etken Etken Edilgen Edilgen Dönüşlü Dönüşlü İ şteş İ şteş Nesnesine GöreNesnesine Göre Geçişli Geçişli Geçişsiz Geçişsiz Oldurgan.
Keloğlan ve Kuyu Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir Keloğlan’la ninesi varmış. Bunlar çok yoksul insanlarmış. Keloğlan’ın.
SAKARYA TÜRKÜSÜ. SAKARYA TÜRKÜSÜ İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak.
HİKMET SIRMA TEKERLEMELE R. PATLICAN P atlıcan var patlıcan, Patlasın senin kocan. Şisko şisko biberler, Arabaya bindiler. Elmalar yedi buçuk, Onu yedi,
. 25 SİHİRLİ FASULYE Bir zamanlar yoksul ve dul bir kadın varmış. Oğlu çok tembel bir delikanlı olduğu için paraları yok denecek kadar azmış. Bir gün.
HORBO ve Babası Çolak Memo!. BİRİNCİ Dünya Savaşı'nda Suriye cephesinde kolundan vuruldu; namı oradan geliyordu. Savaştan sonra dağa çıktı; eşkıya oldu.
Bu olay, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü 1993 yılında bitiren Dilek isimli bir kızın başından geçmiş. (Böyle anlatılıyor, soyadı.
ÜÇ ÖĞÜT M.Fatih Derleyen ve slayt tasarım:.
Dost Genç adamın biri, Dermiş babasına her gün; 'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Sunum transkripti:

SARI BEŞ BEŞ

SARI BEŞ BEŞ Evvel Zaman içinde Geçmişin penceresinde Bir hikaye yaşanmış Anneler de bunu Çocuklarına anlatmış. İşe yaramaz tembel mi tembel Fakir mi fakir Bir adam yaşarmış. Çalışkan mı çalışkan Akıllı mı akıllı Güley adında Bir de karısı varmış. Kadın çalışır, didinir Adam sırt üstü yatarmış. Temizliğe gidermiş kadın

Bir gün gittiği evdeki hanım. “Sen çalışırsın, kocan yer Salak mısın be Güley. Al eline bir sopa, Aş istedikçe senden Döve döve kovala.” Güley’in aklına yatmış Sopayı alıp eve varmış. “Yemek !..” demiş kocası Sırtında patlamış sopanın kalıncası. “Dur bre hatun ne yapıyorsun ?” “Çalış be adam eşek gibi yatıyorsun.” “Ama hiçbir iş bilmem ki ben, Yalnız iyi anlarım yemekten”

Kadın malını tanıyor Adam haklı Hiçbir şeye basmaz bunun aklı. “Bari o zaman git hamamın önüne otur Orada bir muskacı tezgahı kur.” “Kadın sen ne dersin, Okumada bilmem yazmada Şimdi aklım çorbada” Bir sopa daha inmiş sırtına “ Boş ver, sen çiziktir kağıda.” Bizimki hamamın önüne konmuş Adı da Hoca olmuş Yazdığı her muska tutmuş. Beş paraya bir muska

Her beş para aldığında Eve koşmuş. “Güley bak işte beş beş” “Tamam be adam artık kes, Her defasında bırakma işini Akşama kadar sık dişini” Gün geçtikçe adamın ünü artmış, Bizimki Hocalığı abartmış. Bir gün Padişahın haremi Varmış hamamda yıkanmış. Aksilik işte bu ya Sultan hanımın yüzüğü Kayıplara karışmış. Hamam aranmış Herkesin üstü taranmış. Yüzük yok. Yüzükte çok değerli yani

Hamamcının aklına Bizim Hoca gelmiş “Sultan hanım seni istiyor” Denilince Hocaya Hoca altına kaçırmış “Eyvah çıktı şimdi foyam Güley başımı belaya koyan” Kadınlar peştamallı Hocanın önünde durmuş Sultan soruyu sormuş. “Sen ünlü bir Hocasın Söyle nerede yüzük ?” Hocanın bakışları dalmış “ Bir delik görüyorum büzük Kıllımı kıllı. Hamamcı çok akıllı “Bildim demiş, su yalağı olmalı”

Yüzük bulunmuş Bir sarı lira ile Hoca mükafata konmuş. Doğru Güley’e koşmuş. “Güley sarı beş beş !” Hocanın ünü artmış Onu duymayan kalmamış. Gel zaman git zaman. Padişahın mührü kaybolmuş Padişah öfkeli Saray halkı endişeli. Birden karısının aklına Bizim Hoca gelmiş Padişaha demiş ki “ O bir veli” “Tez getirsinler huzuruma Bulunmazsa başını vurdururum ha !”

Haber salınmış Hoca’ya “Padişah seni ister Hoca.” Hoca’nın aklı karışmış Şalvarının altı ıslanmış. Varılmış padişaha Padişah anlatmış Hoca’ya “Bul demiş mührümü Yoksa keserim ümüğünü.” Hoca bakmış durum vahim “Güley Allah cezanı versin, Padişahım bana zaman gerekir Namazımı kılayım Bir de yaratana sorayım” “Tamam “ demiş, padişah “ Burada kalacaksın, Vezir sen de Hocamızın Hizmetine bakacaksın.”

Hoca abdest alırken Vezir ibrik tutarmış Hoca da dua niyetine Durmadan homurdanırmış. “ Hocam anladın bildim Mührün bende olduğunu Affet beni ne olur Bağışla suçluluğumu” Demiş, vezir bin pişman Hoca rahatlamış o an. Oysa ne namaz bilir Ne de dua bizimki Dolaşıvermiş birden Aklındaki kırk tilki “Ben bilmiştim zaten vezir Olmak istemiyorsan rezil,

Şu sürüdeki bir kazın Ayağını kırıver Mührü de ona yutturuver.” Çıkılmış padişaha “Bahçede var kaz sürüsü Yutuvermiş mührü Ayağı kırık birisi” Deyivermiş bizimki. Hoca ünlenmiş de ünlenmiş Hikaye bu ya Dört bir yanda dinlenmiş. “Seni kırk torba altınla kutladım Ordularıma imambaşı atadım.” Demiş padişah. “Güley evimi yıktın şimdi Ben ne öğle bilirim ne ikindi” Diye kahırlanmış hocamız.

Toplanmış ordu camiye Bizimki çıkmış ileriye Namaz bilmez niyaz bilmez Başlamış titremeye İki kolunu havaya uzatmış “Tanrım bana yardım et” diye. Tüm cemaat kollarını kaldırmış “Olmayacak bu iş “ demiş Hoca Ayakkabılarını kaptığı gibi Kaçmış camiden koşa koşa Tüm cemaatte arkasından hurra O anda bir deprem başlamış Cami tarihe karışmış. “Hoca ulu bir adam” demişler. “Anladı deprem olacak Kurtardı cemaati kaçarak”

“Kırk çuval altın daha sana Al dilediğince harca” demiş Padişah Hocaya. Hoca ünlenmiş de ünlenmiş Gel zaman git zaman Fili yutmuş bir yılan Sen de buna gel inan Padişah sefere çıkacak Hocamızı da alacak “Güley evimi yıktın Hasretinle şimdiden yaktın” Demiş hoca.

Güley de dile gelmiş Ve de şöyle söylemiş; “Adam boşuna dırlanma Padişahın gazabını alma Al sana yağlı çörekten bebek Sureti bana benziyor Çekersen eğer hasret Bak bu çöreğe, beni yadet” Ordu yola düzülmüş Dağlar ovalar geçilmiş Düşman topraklarına girilmiş Bir su başında kamp kurulmuş Herkesin sinirleri gergin Vakit geceyarısı Hocanın aklında karısı Çıkarmış çöreği cebinden Hasret bu işte Yaşlar damlamış gözlerinden

Yağlı çörek mis gibi kokar Karanlıktan çıkan bir it Çöreği kapar Hoca önde it arkada Kampta başlamış bir kargaşa Herkes uyanmış Uyanan silaha sarılmış Kısaca gerçek anlaşılmış Düşman ordugahı sarmış Kıyasıya bir savaş yapılmış Ve savaş kazanılmış. “Hoca sen büyük adamsın Artık en yakın arkadaşımsın.” Demiş padişah.

Mustafa Süreyya SEZGİN Şenliklerle karşılanmış ordu Geçilmez olmuş hocamızın forsu. Dedik ya ; Güley akıllı kadın “Adam bu böyle gitmez her zaman Çıkacak bir gün foyan. İyisi mi kalkalım Bu şehirden kaçalım.” Bir gece yarısı vakti Yüklemişler katırları Yağlamışlar tabanları. Ertesi gün şehir halkı Hocasız bir güne gözlerini açmış Bakmışlar hoca yok Şehrin ileri gelenleri Bu olayı yorumlamış “O bir evliyaydı, pirdi Geldiği gibi gitti.” Mustafa Süreyya SEZGİN İstanbul, 18.10.2003

mssezgin@superonline.com