HÜCRE BÖLÜNMESİ VE KALITIM Adaptasyon ve Evrim
Adaptasyon ve Evrim Canlıların belirli ortam koşullarında yaşama ve üreme şansını artıran fiziksel yapılar, davranışlar gibi kalıtsal özellikler kazanmasına adaptasyon adı verilir. Canlılar beslenme, barınma, avlanma, üreme ve düşmanlarından korunma gibi yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için adaptasyon gösterirler. Örneğin, deve kuşları çok hızlı koşabilmek için uzun ve güçlü bacaklara sahiptir. Penguenler perdeli ayakları sayesinde hızla yüzer ve deri altlarında depoladıkları yağ, soğuk ortamlarda vücut sıcaklıklarını korumalarını sağlar.
Adaptasyon Örnekleri Kutuplarda yaşayan ayıların yağ oranı ekvatorda yaşayanlara göre çok fazladır. Kutuplarda yaşayan ayıların burun ve kulakları daha küçüktür. Kutuplarda yaşayan ayıların beyaz , ekvatordakilerin siyah tüylü olması Çöl farelerinin uzun kuyruklu ve geniş vücutlu olmaları. Kaktüslerin yapraklarının zamanla diken şeklini alması. Bukalemun ve ahtapotun kendini korumak için renk değiştiriyor olması. Çölde yaşayan develerin kum fırtınalarından etkilenmemek için kulak ve burunlarının kıllı olması
Evrim Fosiller üzerinde çalışan Lamarck (Lamark), bazı türlerin yavaş yavaş diğerlerine dönüştüğünü ve bu olayın günümüzde de devam ettiğini ileri sürmüştür. Lamarck'a göre canlı dünyası denizde yaşayan basit organizmalarla başlamıştır. Bu organizmalar daha sonra karaya geçmiş ve bu değişim bugünkü türler oluşuncaya kadar devam etmiştir. Bu kurama göre canlı türlerinde görülen ve jeolojik zamanın ilk dilimlerinden başlayarak günümüzde de devam eden değişimlere evrim adı verilir.
Lamarck, türlerin yaşadıkları çevreye daha iyi uyum sağlamak için evrim geçirdiğini savunmuş, "Bir organ fazla kullanılıyorsa gelişmesini sürdürerek, daha etkin bir yapı kazanır." görüşünü ortaya atmıştır. Kullanılan vücut bölümlerinin geliştiğini, kullanılmayanların ise köreldiğini savunmuştur. Lamarck’a göre kaslı bir babanın çocuğunun da kaslı doğması gerekir.
Darwin (Darvin) ve Wallace (Valıs) evrim konusunda araştırma yapan diğer bilim insanlarıdır. Darwin, temel olarak iki fikri ileri sürmüştür: Birincisi, türler içerisinde sayısız varyasyon (tür içindeki çeşitlilikler) bulunmaktadır. Bu varyasyonların büyük bir çoğunluğu genetiktir. İkincisi ise doğal seçilimdir. Yaşamsal faaliyetler için gerekli besin, su, barınak, ışık gibi faktörler canlılar arasında yaşam mücadelesine neden olur. Bu savaşta başarılı olanlar yaşamını sürdürürken, ortam koşullarına uyum sağlayamayanlar ise yok olur. Darwin doğal seçilim sonucu yeni türlerin ortaya çıkabileceğini ifade etmiştir. Kısaca doğal seçilim(seleksiyon) güçlü olanın hayatta kalması, zayıf olanın tamamen yok olmasıdır. Bu sayede yavru ebeveyninden daha başarılı hale gelmiştir.
1800'lü yılların ortasına kadar İngiltere'de yaşayan güve kelebekleri açık renkliydi. Ağaç gövdeleri de açık renkliydi ve likenlerle kaplıydı. Böyle bir ortamda güve kelebeklerinin kuşlar tarafından fark edilip avlanması zordu. Sanayi devrimiyle birlikte likenler ortadan kalkmış, ağaç gövdeleri ise kurumla kaplanmıştı. 1890'lı yıllara gelindiğinde bu yörede güve kelebeklerinin %98'i siyah renkliydi. Bu çevre şartlarına uyum sağlayan güve kelebeklerinin yaşama şansı artarken diğerlerininki azalmıştır. Güve kelebeklerinde görülen bu durum doğal seçilime örnektir.
Mustafa ÇELİK Fen ve Teknoloji Öğretmeni Türk Telekom YİBO Digor/KARS