Anne Babalar İçin Madde Bağımlılığı Eğitimi Bugün sizlerle alışkanlıklar ve bunların yaşamımızdaki yeri konusunda birlikte bir çalışma yapmak için toplandık. Bu eğitim Doç. Dr. Kültegin Ögel koordinatörlüğünde Psk. Ceyda Yılmazçetin ve Pdr. Sevil Taner tarafından hazırlanmıştır. Ülkemizde madde kullanımı çok yaygın olmasa da yapılan çalışmalar uyuşturucu kullanım oranının ülkemizde hızla arttığını göstermektedir. Bu nedenle aileleri ve öğretmenleri bilgilendirme yoluyla önleyici bir çalışma yapılması hedeflenmektedir. T.C. İstanbul Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü
Bağımlılık Yapan Maddeler Sigara Esrar Eroin Kokain Kafein Lsd/ghb/pcp/ice Bazı kaktüsler Alkol Uçucu maddeler Ecstasy Morfin Akineton Rohypnol Mantarlar Doğal olsun olmasın yeryüzünde bulunan pek çok madde bağımlılık yapar. Her maddenin etkisi farklıdır. Etki ne olursa olsun özünde hepsi insan sağlığına zarar verir.
Sigara ABD’de yılda 400.000 kişi sigara kullanımı nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. Sigaranın neden olduğu hastalıklar: Kalp damarlarında tıkanıklık, Bronşların daralması sonucu akciğer rahatsızlıkları, Beyin damarlarında tıkanma ve buna bağlı felç, Ayak ve bacak damarlarında tıkanma, Bağımlılığı çok güçlüdür. Bırakmak çok zordur. Yağ dokusunda biriktiğinden sigara bırakıldıktan sonra da vücuttan atılması çok uzun sürer. Dünyada her 10 saniyede bir insan tütün kullanımı sonucu ölmektedir.
Sigara Sigara içenlerde; Gebelikte sigara ya da tütün kullanımı; Akciğer kanseri olma riski 22 kat, Mesane kanseri riski iki kat, Bronşit riski 10 kat, Kalp hastası olma olasılığı 3 kat daha fazladır. Gebelikte sigara ya da tütün kullanımı; Erken doğuma Bebek ölümüne Düşük doğum ağırlığına neden olmaktadır. Sigara içenlerde içmeyenlere göre esrar kullanma riski 8 kat fazladır. 90’lı yıllarda tütün ve türevlerinin 3 milyon insanın ölümüne yol açtığı ve bu sayının giderek artacağı tespit edilmiştir. Şu anki kullanım durumu değişmezse bu rakamlar 2020’de 10 milyona varacak ve ölümlerin %70’i gelişmekte olan ülkelerde meydana gelecektir.
Alkolün Etkileri Bağımlılık, Midede gastrit ve ülser, Karaciğerde büyüme, yağlanma ve siroz, Bağırsaklarda vitamin emiliminin azalması ve beslenme bozuklukları, Sinir hücrelerinde hasar ve felç, Kas güçsüzlüğü ve Bunama Alkolün yarattığı fiziksel sorunlar: Gastrit, ülser gibi mide ve bağırsak sorunları Yutak borusu hastalıkları Pankreas iltihabı Karaciğerde yağlanma, hepatit, siroz Beslenme bozuklukları (vitamin eksiklikleri) Kansızlık Bağışıklık sisteminin baskılanması Sinir sistemi hastalıkları, bunama
Esrar Kahverengi, preslenmiş tabakalar halinde satılır. Ot, joint, marihuana, gubar gibi isimlerle anılır ve sigara gibi içilir. Gevşeme, rahatlama, görme ve duyma duyularında artış, reflekslerde bozukluk ve dikkat dağınıklığına yol açar. Akciğer kanseri, bronşit ve unutkanlığa sebep olur. Bağımlılık yapar Genellikle diğer uyuşturuculara geçiş maddesidir. Genellikle ilk denenen yasa dışı uyuşturucu madde esrardır. Eroin, kokain gibi diğer bağımlılık yapan maddelere geçişe neden olabilir. Tıpkı sigara gibi yağ dokusunda birikir Sigaranın beden üstündeki olumsuz etkileri esrar için de geçerlidir. 412 ayrı kimyasal madde içerir. Bağımlılık potansiyeli vardır.
Uçucu Maddeler Tiner, bali gibi maddeler. Çakmak gazı, kuru temizlemede kullanılan maddeler, benzin, Tipp-ex, uhu, oje gibi maddeler. Ciddi bir sarhoşluk, denge bozukluğu, yürüme güçlüğüne neden olabilirler. Baş ağrısı, bulantı, kusma, tıkanma ve boğulma, ani ölümler meydana gelebilir. Dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, kavrama yeteneğinde bozulma gibi olumsuz etkileri vardır. Beyinin yapısını değiştirirler. İlk denemede bile boğulmaya ve kanamaya bağlı olarak ölüme neden olabilir. Madde etkisinde kişi agresif, öfkeli, saldırgan olabilir. Hafıza kaybı, konuşma bozukluğu gibi ciddi zihinsel tahribatlara yol açabilir. Genel yargının aksine, uçucu maddeler sadece sokak çocukları tarafından kullanılmazlar. Elde etmek ucuz ve kolay olduğundan yaygın olarak kullanılmaktadırlar.
Ecstasy Tablet ya da kapsüller halinde satılır. Üstünde kuş, fil, gülen surat, Mitsubishi amblemi gibi resimler vardır. Ex, İx, kanat, uçuş, balık gibi sokak adları vardır. Enerji artışı, canlılık, algıda artış, karşı cinse yakınlık hissi ortaya çıkar. Koordinasyon bozukluğu, vücut ısısında artış, kan basıncında artış, böbreklerde hasar, kalp ritminde bozukluğa neden olur. Ölüm vakaları genellikle yüksek ateş ve aşırı sıvı kaybından olmaktadır. Kişi bir süre sonra onsuz eğlenemediği için bağımlı hale gelir. Parti (club) uyuşturucusudur. Alındığı mekanın özellikleri olan kalabalık ve dans ısı artışını ve su kaybını hızlandırır. Bağımlılık potansiyeli vardır. Kişi bir süre sonra bu maddeyi almadan eğlenemez olur. Kişi aldığı hapın içinde hangi maddelerin olduğunu bilemediğinden zaman zaman ecstasy yerine başka şeyler alma olasılığı yüksektir.
Eroin Açık kahverengi renkte, toz halinde satılır Toz, beyaz, H (eyç) adı verilir. Buruna çekilerek, damardan enjekte ederek (shot), buharını içe çekerek (kaydırma) ve sigara biçiminde (koreks) kullanılabilir. Gevşeme, hareket ve konuşmada yavaşlama, göz bebeklerinde küçülme, yüzde kızarıklık gözlenir. Etkisi 6-8 saatte geçtiği için gün içinde 3-4 kez kullanma zorunluluğu ortaya çıkar. Yüksek dozda alındığında solunum yavaşlar, koma hali başlar ve kişiyi öldürür. Alınmadığı zaman burun akıntısı, halsizlik, uykusuzluk, kas ağrıları ve kramplar görülür. Eroin afyon haşhaşından elde edilir. Alındıktan sonra kişide ağız kuruluğu, mide bulantısı, kusma ve kuvvetli bir kaşınma isteği ortaya çıkar. Konuşmada yavaşlama, dikkat ve bellek bozuklukları görülebilir. Enjektörlerin paylaşılmasından ya da aynı enjektörün tekrar tekrar kullanılmasından ve madde etkisindeyken korunmasız cinsel ilişkiye girmekten dolayı kullanıcılarda HIV virüsü, Hepatit C ve diğer enfeksiyon hastalıkları görülür.
İlaç Olarak Kullanılan Ancak Bağımlılık Yapabilecek Maddeler Eczanelerde yeşil ve kırmızı reçete ile satılan ilaçlardır. Diazem, Nervium, Xanax, Tranxilene, Ativan, Rivotril, Akineton, Rohypnol ve Lomotil gibi... Alındıkları zaman rahatlama ve gevşemeye yol açarlar. Reflekslerde zayıflama ve uyku hali belirir. Alkol ile alındıklarında etkileri daha da artar. İlaç, doktor tavsiyesiyle kullanılan tedavi amaçlı kimyasaldır. Belirtilen miktar, süre ve doktor kontrolünde kullanıldığında amacına ulaşır. Bunun dışında kalanlar kötü kullanımdır. Bu ilaçlar “Roş” ve “Papik” adı ile anılmaktadır. Rohypnol Türkiye’de satılmamaktadır. Sadece yeşil reçeteli haplar değil, öksürük şurupları, kilo verdirme hapları, kas geliştiren ve doping içeren haplar, kas gevşetici spreyler de bağımlılık yapabilir. Akineton akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerini gidermek için verilen bir ilaçtır ve bağımlılık yaratan etkisi vardır. Alındıktan sonra vücutta gevşemeye ve uykuya sebep olurlar. Heyecan gideren, sakinleştirici etkiye sahiptirler. Ecstasy, kokain, eroin kullanıcıları tarafından kullandıkları maddelerin etkilerini değiştirmek veya o maddeyi bulmadığı zaman yerine kullanmak suretiyle de alınırlar.
Önleyici ve Risk Yaratan Faktörler Dinleyici gruba ilk önce “Sizce madde kullanma riskini arttıran faktörler neler olabilir?”sonra da “Peki sizce madde kullanmayı önleyecek etkenler nelerdir?”diye sorun.
Risk Yaratan Faktörler Ruhsal sorunları ya da bağımlılığı olan ebeveynin bulunduğu kaotik aileler, Doğru olmayan yetiştirme yolları, Ebeveyn-çocuk arasında bağlanma ve ilgi eksikliği, Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar, Okul başarısında düşüş, Sosyal becerilerin zayıf olması, Sapkın davranışlar sergileyen arkadaşlarla “takılma”, Okul, iş, aile ortamlarında uyuşturucu kullanımının onaylanması. Ailede alkol alan veya ruhsal sorunu olan birinin ailedeki sağlıklı iletişimi bozarak dengesizliğe sürüklemesi; Tutarsız, aşırı kontrolcü, yada aşırı ilgisiz aile tutumları, Şiddet içeren davranışların sık olması, Düzenli ders çalışma alışkanlığının olmaması sonucu okul başarısının düşmesi, Bir arkadaş grubuna girme, “hayır” diyebilme, sorunlarla başa çıkabilme gibi sosyal becerilerin yokluğu, Başkalarını rahatsız etmek, canını yakmak, zor kullanarak istediklerini elde etmek gibi davranışlar sergileyen gruplarla arkadaşlık etme, Gazete ve televizyonlarda bilinçsizce gösterilen ve uyuşturucuyu onaylar tarzdaki haberler çocukların kafasını karıştırdığından risk faktörleri olarak sayılmaktadır.
Önleyici Faktörler Güçlü ve pozitif aile bağları, Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlarından ve neler yaptıklarından haberdar olması, Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması, Ebeveynlerin çocuklarının yaşamlarına ilgili olmaları, Okulda başarılı olma; okul, klüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bir bağ, Uyuşturucu kullanımı ile ilgili doğru bilgilenme. Aile üyelerinin birbirlerini yargılamadan dinlemeleri, sorun yaşandığında birbirlerine destek olmaları (sorunu kişinin adına çözmek değil!), günlerini nasıl geçirdiklerini paylaşarak yaşamlarına ortak etmeleri güçlü ve pozitif aile bağlarını destekler. Anne-babaların çocuklarına maddelerin etkileriyle ilgili doğru bilgiler aktarmaları gerektiğinden ilk önce kendileri bilgilenmelidir. Çocuklarının maddeler hakkındaki düşüncelerini öğrenmek ve onları bilgilendirmek için uygun zaman ve ortamlar yaratmalılar. Konuşmalar asla bir veya iki defa ile sınırlı kalmamalı. Okuldaki ya da çeşitli dernek ve vakıflarla bağlantılı faaliyetlere katılmalarına destek olmalıdırlar.
Sigaraya başlama nedenleri... Büyümenin bir sembolü olarak görülmesi Reklam ve filmlerin özendirici etkisi Kız çocuklarında erkeksi olma hevesi Meydan okuma tarzı Arkadaş grubuna ayak uydurma çabası Televizyon ve reklamlarda popüler kişilerin sigara kullandığının gösterilmesi “onlar gibi olmak” isteyen gençler tarafından taklit edilmektedirler. Kız çocukları sigarayı daha erkeksi ve bağımsız gözükmek amacıyla deneyebilmektedir. Sigara kullanan arkadaş gruplarındaki baskıya dayanamama ve “onlardan biri olma/gruba ait olma” isteğiyle sigara denemeye başlayabiliyorlar ve sonra sürekli kullanıcı haline geliyorlar. Aileden, filmlerden ya da arkadaşlardan alkol, kahve, çay ile sigara içmenin daha keyif verici olduğu izlenimini edinip daha fazla haz almak için başlayabiliyorlar.
Madde kullanmaya başlama nedenleri Arkadaş baskısı % 23.3 Merak % 29.4 Sorunlara çözüm aramak % 27.1 Sorunlardan kaçmak % 26.0 Beğeni toplamak % 24.3 Eğlenmek % 25.9 Bu alanda yapılan çalışmalarda kişinin madde kullanmaya başlamasının başta gelen nedeninin merak olduğu belirlenmiştir. Bunu sorunlardan kaçmak ya da onların üstesinden gelme isteği ile madde kullanmak takip etmiştir. Özellikle ergenler (arkadaşlıklar ve gruplar büyük önem kazandığından); arkadaşlarının beğenisini kazanmak, onların dikkatini çekmek ve eğlenmek için madde kullanmaya başlayabiliyorlar.
Bağımlılık süreci “Belki kullanabilirim” “Korku ve merak” “Bir kereden bir şey olmaz” “Bıraktım, bir daha başlamam” “Bir daha asla!” “Artık bırakacağım” Kişi önce maddeye karşı merak duyar. Kullansam acaba neler olur diye merak eder ama aynı zamanda maddenin etkilerinden korkar. Merak korkuyu yener ve kişi “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek kullanmaya başlar. Bundan sonraki her kullanışı son kullanışı olacaktır ama beklenen son hiç gelmez. Bağımlı olduğunu inkar eder ve maddeyi kontrol edebileceğini iddia eder. Kişi dibe vurduğunda artık bırakmak zorunda olduğunu anlar. Bir süre temiz kalır Fakat kişi kendine güven kazandıkça madde ile ilgili sıkıntılarını unutacak ve tekrar “bir kere” deneyecektir. Bir kere denemekle kalmayıp kullanımı eskisi gibi olacaktır (“Battı balık yan gider” mantığıyla). Böylece bağımlılık bir kısır döngü haline gelecektir. “Ben bağımlı olmam” “Bırakmak zorundayım!” “İstersem bırakırım” “Bu meret bırakılmaz ki!”
Bağımlı kişide... Madde kullanımını kontrol etmekte güçlük çekme, Giderek kullanılan maddenin dozunun artırma, Zarar vermesine rağmen madde kullanmaya devam etme, Aile, iş ve çevre ilişkilerinde bozulma, Başarısız bırakma girişimleri, Bıraktığı zaman ruhsal ya da fiziksel yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması (huzursuzluk, uykusuzluk vb) gözlenebilir. Kişi bir kadeh içip masadan kalkmayı hedeflerken kullanımını kontrol edemediğinden bir şişeyi bitirip kalkar. Vücut alınan maddeye tolerans geliştirdiğinden (alıştığından) aynı etkiyi elde edebilmek için zaman içinde alınan miktarın arttırılması gerekir. Okul başarısı düşmeye, arkadaşlarından uzaklaşmaya ya da sağlığı bozulmaya başlasa bile madde kullanmaya devam eder. Zamanının çoğunu madde arayarak ya da kullanarak geçirdiğinden aile, arkadaş ya da işe ayıracak vakit yoktur. Kullanımı saklamak için bu kişilerden kaçınması gerekir. Kendi kendine bırakmayı deneyip başarısız olurlar. Madde alımını bıraktığında ya da miktarı azalttığında kullandığı maddenin yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Yoksunluk döneminde madde alma isteği çok güçlüdür.
Madde kullanan kişiyi aile nasıl anlar? En kesin yöntem kan ve idrar testleridir. Aile ilişkilerini azaltır ve evde daha az vakit geçirir. Her zamankinden daha fazla para harcamaya başlar. Yeni arkadaşlar edinmeye başlar. Kendisine olan özeni azalır. Çevre ve arkadaşlar eski önemlerini yitirir. Hafif uykulu ve yorgun gözükebilir. Okula devamı azalmaya, başarısı düşmeye başlar. Sözel iletişiminde farklılaşma gözlenebilir. Yeme alışkanlıkları bozulur, kilo kaybedebilir. Daha sinirli olabilir. En kesin yöntem kan ve idrar testleri olmakla beraber, böyle bir durumdan şüphelendiğinizde ilk önce çocuğunuzu “çaktırmadan izlemek” ve bilgi toplamak, kendinizi hazır hissettikten sonra da oturup çocuğunuzla konuşmak gerekir. Bu yöntemi denedikten sonra testlere başvurmanız daha uygun olacaktır. Arkadaşlarıyla ilgili bilginizin olması, onun arkadaş çevresindeki farklılaşmalara karşı duyarlı hale gelmenize yardımcı olur. Dış görünüşüne özenmemesi, hareketlerinde yavaşlama ve sürekli yorgun olması, yemek yemesinde alışılmışın dışında değişiklikler meydana gelmesi ve aşırı sinirli olması sizin için ipucu niteliği taşımaktadır. Ancak ergenlik döneminin doğal özellikleriyle bu belirtilerin benzeşirler. İkisini karıştırmayı önlemek için en iyi yöntem, “ergenlik dönemi” özelliklerinin neler olduğunu bilmenizdir.
Çocuğunuzun Madde Kullanımını Önlemek İçin Ne Gerekli ? Madde kullanımını önlemek için neler yapabileceklerini dinleyici gruba sorun.
İYİ BİR ANNE-BABA OLMAK!!! İyi bir anne-baba olmak için... Burada kastedilen sizlerin “iyi anne-babalık” etmediği değildir; böyle bir yargılama yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Burada vurgulanmak istenen onun için en iyiyi isterken gözden kaçırabileceğiniz şeyler olabileceğidir. Önemli olan bu noktaların farkında olmanızdır. Eğer bunların bilincinde olursanız iletişimde ya da disiplin kurallarının uygulanmasında çıkabilecek aksiliklerin nedenlerini daha kolay yakalayabilirsiniz ve çocuğunuzla daha iyi iletişim kurabilirsiniz.
Yargılamayın “Sen zaten hep böylesin” İstediğiniz gibi davranmadığında bu sizde öfke yaratabilir ve buna engel olamadığınız anda aklınıza gelen şeyleri söylemeye başlarsınız; biraz düşündüğünüzde nasıl farkında olmadan bazen yargılayıcı bir dil kullandığınızı görebilirsiniz. Öfkenizi kontrol edebilirseniz olayın birden fazla sebebi olabileceğini görme şansınız artar. Bu sayede ne siz yaptığınızdan dolayı pişmanlık duyarsınız ne de çocuğunuz “Ama ben bunu hakketmedim” hissini yaşamaz. “Sen zaten hep böylesin”
Konferans vermeyin “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım vardı ne de böyle bilgisayar falan filan..Hiç kıymetini bilmiyorsun; halbuki biz....” En sevdiğimiz şeylerden biri kendi geçmişimizden bahsetmek: “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım vardı ne de böyle bilgisayar. Hiç kıymetini bilmiyorsun; halbuki biz....” Deneyimlerinizi çocuklarınızla paylaşmanız önemli ancak bunlar nasihat tarzında olduğu anda çocuğunuzun kapıları size kapanıyor ve iletişiminiz daha başlamadan bitmiş oluyor.
Tehdit etmeyin “Eğer dediğimi yapmazsan...” “Hele bir dediğimi yapma, ben bilirim yapacağımı sana!” ya da “Sınıfı geçmezsen tatil de yok!” veya “Dersini bitir yoksa televizyon yok!” gibi. Tehdit o an için çocuğunuzu sadece korkutmaya yarar; ama etkili olmaz çünkü “tehdit”tir. Söylediğiniz şeyi gerçekleştirmediğinizde de yaptığınız her türlü uyarının zamanla ciddiye alınma olasılığı düşer. En önemli nokta çocuğunuzla olan iletişim dilidir. Eğer ne istediğinizi ve bunu neden istediğinizi ona anlatır; beklentilerinizi onun potansiyeline göre belirlerseniz çocuğunuzun bunları yerine getirme olasılığı artar. “Eğer dediğimi yapmazsan...”
Sorgulamayın “Kim, nerede, nasıl, niçin, ne zaman, neden...” Onun hayatı hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemli Arkadaşları kim; nerelere gider, neler yapmaktan hoşlanır? Ancak bunları öğrenmek için onu sorgulamamalısınız. Unutmayın niyetiniz “paylaşmak”. Eğer o anda size cevap vermiyorsa “Şu anda konuşmaya çok hazır değilsin; ama istediğin zaman ben seni dinlemeye hazırım” şeklinde karşılık vermeniz o anda hemen kapıları açmasa da ileride size geri dönecektir. “Kim, nerede, nasıl, niçin, ne zaman, neden...”
Teşhis koymayın “Bence sen...” Bir sıkıntısından, sorunundan bahsettiğinde hemen etiket koymayı, ne olduğunu bulmayı denemek yerine dinlemek ve kendisini ifade etmesine müsaade etmek daha uygun olacaktır. O anda ne hissediyor, ne yaşamış, neye ihtiyacı var, bunları anlamaya çalışın. “Bence sen...”
Ahlak derslerinden kaçının “Senin bu yaptığın çok ayıp.” “Bunlar hiç uygun davranışlar değil; ne yapıyorsun sen?” “Büyüklerine saygılı ol!” “Her istediğin olmaz, öğrenemedin mi daha bunu?” Yapılmaması gereken bir şeyi yapmış olsa bile bunu ahlak dersi verir tarzda değil; yaptığının olumsuz sonuçlarını (nelere yol açtığını) ve uyandırdığı duyguları dile getirmeniz yerinde olacaktır. “ “Bunun böyle olması gerek, bu olmazsa olmaz”
Emir vermeyin “Ne diyorsam onu yap, soru sorma” Siz kendinizi düşünün, biri size emir verdiğinde ya da o tarzda konuştuğunda neler hissediyorsunuz? İstediğiniz şeyin nedenini açıklamanız çok önemlidir. “Ne diyorsam onu yap, soru sorma”
Dinleyin Çocuklarınızın neler yaptığını, arkadaşlarının kimler olduğunu ve ilgilerinin neler olduğunu bilmek için düzenli olarak aile görüşmeleri yapın. Onu DİNLEYİN. İhtiyaçlarına karşı duyarlı olun ama aile içindeki liderliğinizi koruyun. İyi vakitleri paylaşın, problemleri beraber çözün. Madde kullanımına yöneltebilecek olan korkularını ve streslerini hafifletmek için onlarla ilgilendiğinizi göstererek güven verin.
Örnek olun Kendi kendinize evde ilaç kullanmayın. Medikal ilaçların kullanımını sınırlandırmazsanız çocuğunuza problemlerin çözümü için ilaç alınması gerektiği mesajını VERMEMİŞ olursunuz. Aynı şekilde alkol ve sigara kullanımınızı da ev içinde sınırlayın. Çünkü herhangi bir maddeye bağımlılık, bir başkasının kullanımını kolaylaştırır.
Arkadaşlarını tanıyın Ergenlik döneminde ön plana çıkan ve gencin hayatında çok önemli yeri olan arkadaşlarının nasıl insanlar olduklarını bilmek önemlidir. Ancak bunu öğrenirken dozu kaçırmamak; gencin özel hayatını ortadan kaldırmamak gerek. Kısaca, terazide bir denge sağlamalısınız.
Onunla konuşun “Bedeninin buna nasıl tepki vereceğini bilmiyoruz, bazı insanlar çok çabuk bağımlı olabilir; ya da çok hasta olabilirler, bu kişiden kişiye değişen bir durumdur.” Maddelerin olumsuz etkileri konusunda konferans ya da nasihat verecek tarzda konuşmayın. Onun düşüncelerine saygı gösterdiğinizi hissettirerek gerçek bilgiler aktarın. Hayatına ve geleceğine dair düşünceleri hakkında sohbetler edin; onları sizinle paylaşması için cesaretlendirin.
“Açık olun” “Bazı arkadaşlarım yüzünden ben de kullandım, çünkü onlara uymak gerektiğini düşünüyordum. Kısa süre sonra fark ettim ki ben onu değil, o beni kontrol ediyordu. Eğer sizin yaptığınız yanlışlar varsa nasihat dilini kullanmadan çocuğunuzla bunları paylaşın. Çocuğunuzun sizin de hata yapabileceğinizi görmesi önemlidir. Böylece her insanın hata yapabileceğini, önemli olanın kişinin yaşadıklarından kendisine ders çıkarması olduğunu öğrenir. Yaptığınız yanlışın size getirdiği olumsuz sonuçları ve bundan ne öğrendiğinizi onunla paylaşın. O günlerde etkileri hakkında bu kadar bilgim yoktu; şimdi bildiklerimi o zamanlar bilseydim hiçbir zaman denemezdim ve seni ondan uzak tutmak için ne yapmam gerekiyorsa yaparım.”
“Hayır” demesini öğretin Israrlarla başa çıkması için çocuğunuza “Hayır diyeceksin o kadar” demeniz asla yeterli olmayacaktır, çünkü sorun zaten “hayır” diyebilmektedir. Önemli olan nokta verdiği kararlarda arkadaş grubunun baskısının nasıl rol oynadığını ve sadece bu baskıya göre karar vermesinin sonuçlarının kritik olabileceğinin farkına varması önemlidir. Bazı hayali zor durumlar üzerinde konuşup değişik çözüm yolları ve onların sonuçlarının neler olabileceği üzerinde konuşmanız –ancak yorum yapmayıp sadece vurgu yapmanız önemli-faydalı olacaktır. “Hayır, teşekkür ederim” birkaç kere tekrarlanması; “Ya başka işim vardı, kusura bakma ya..” bahane uydurma; “Başka sefere belki, sağol” atlatma; “Hayır, sağol; ha bu arada sen o işi bitirdin mi?” konu değiştirme; “Hayır, sağol; ben gitmeliyim, görüşürüz sonra” ortamdan uzaklaşmak gibi yöntemleri denemesini teşvik etmek işinize yarayacaktır.
Unutmayın! Yargılamayın Dinleyin. Konferans vermeyin Konuşun. Tehdit etmeyin Sorgulamayın Teşhis koymayın Ahlak derslerinden kaçının Emirler vermeyin Dinleyin. Konuşun. Örnek olun. Arkadaşlarını tanıyın. “Hayır” demesini öğretin Öğrenmesine yardım edin. Açık olun. Konuşmalarındaki sözel olmayan ipuçlarına dikkat edin. Alkol, sigara ve maddeler hakkında çocuğunuzla konuşun, konuşmak size zor geliyorsa çocuğun güvendiği ve değer verdiği bir diğer yetişkinden yardım alın. Maddelerle ilgili duyduğunuz sıkıntınızı, korkularınızı onunla paylaşın. Beklentileriniz çocuğunuzun yaşına ve yapısına uygun olsun, çünkü çocuğun karşılayamayacağı yüksek beklentiler, çocukta strese neden olur ve bu da madde kullanımına yönlendirebilir.
Sınırlar... Her çocuğun sınırlarını bilmeye ihtiyacı vardır. Sınırlar çocuğun kapasitesini aşmamalı. Koyduğunuz sınırlar açık ve anlaşılır olmalı. Kurallarınız çocuğa ne yapmamasını söylediği kadar ne yapması gerektiğini de söylemeli. Sınırlarınız geniş olsun ama bunları tutarlı ve “deliksiz” tutun. Çocuklar bazen neyi yapmalarının doğru olacağı konusunda karar vermekte zorlanırlar. Karar vermek için uyması gereken kuralları ve sınırlarını bilmeye ihtiyacı vardır. Beklentinizin aşırı olması çocuğun kendini başarısız hissetmesine sebep olur. beklentinizi potansiyelin altında tutmanız da kendine olan güvenini sarsabilir. “Odanı topla.” demekle “Her sabah kalktığında yatağını toplayıp gece yatmadan önce giysi ve eşyalarını dolabına kaldırmanı istiyorum.” demek arasındaki fark açık. Çocuk kendinden beklenenin ne olduğunu anladığından buna uymakta zorlanmayacaktır. “Caddede oynama” yerine “Oyun parkında oyna, cadde de değil” demek ona neyin yapılabileceğini söylediğinden sınırların daha anlaşılır olmasını sağlayacaktır. Sınırları koyarken çocuğu çok fazla sıkmamaya dikkat edin. Onun da kabul ettiği ortak bir çizgi yakalamaya çalışın. Eğer çocuk aynı kuralla ilgili her gün başka bir tutum görüyorsa bu hem sınırlara olan güvenini hem de ebeveynlerine duyduğu saygıyı yitirmesine sebep olacaktır. Bu yüzden anne babanın da koyulan kurallar hakkında hem fikir olması ve birbirinden farklı hareket etmemesi gerekir. Sınırları aşmasına bir kere bile izin vermeniz bu, sınırların delinebileceğini gösterir. Bundan sonra çocuk hep sınırlarını delmeyi deneyecektir.
Can sigara içmeye başladı ama ailesi bilmiyor. Can’ın annesini arayacağım, ona her şey anlatılmalı, hepsi bu kadar. Çok zor bir şey yapıp sizinle arkadaşına dair bir şeyi paylaştığında hemen karara varmak yerine onu bunu sizinle konuşamaya iten şeyin ne olduğunu öğrenmek çok önemlidir. Belli ki kafası karışmıştır, o da bu işte doğru olmayan bir şeyler olduğunu sezinlemekte ama aynı zamanda ne yapması gerektiğini bilememektedir. Konuşun; düşüncelerini ve kaygılarını öğrenin. Birlikte en iyi sonucun ne olacağını bulun. Can’ın sigaraya başlaması ve ailesinin bunu bilmemesi hakkında nasıl hissediyorsun?
Hiç kimsenin ailesi senin gibi sıkı/katı değil, sen hala Taş Devrinde yaşıyorsun. Bir gün gelecek yaptıklarım için bana minnettar kalacaksın ama o zaman çok geç olacak,ben olmayacağım... Nasıl olmamı isterdin? Belki daha iyi dinlersek birbirimizi anlayabiliriz, ben seni dinlemeye hazırım; ilk önce sen anlat... Koyduğunuz kurallardan hoşnut olmuyor olabilir; onu yargılamak yerine dinlemek ve neyin ona zor geldiğini öğrenmek iletişiminizi güçlendirecektir. Bunu yaptıktan sonra belki siz kaçırdığınız bir şey olduğunu ve çocuklukta geçerli olan bazı kuralları artık büyüdüğü için biraz esnetmeniz gerektiğini fark edeceksiniz. Belki de neden böyle bir kural koyduğunuzu anlamamış olduğunu göreceksiniz ve kuralınızın nedenlerini açıklama ve anlaşmazlığınızı düzetme şansına sahip olacaksınız.
Babanla böyle konuşamazsın! Sen günde iki paket içerken bana nasıl içmemi söyleyebiliyorsun? Babanla böyle konuşamazsın! Sana iyi bir örnek sağlayamadığımı biliyorum, bırakmaktan çok memnun olacağım,hatta.. Baba, anne, yetişkin olabilirsiniz; eğer yapılması sakıncalı ya da doğru olmayan şeyler varsa sırf “büyük” olduğunuz için bunu yapmaya hakkınız olamaz. İnandırıcı olmak için bizzat sizin örnek olmanız gerektiğini asla unutmayın.
Eğer seni yakalarsam senin için kötü olacak, ve başın belaya girecek. Esrar o kadar da kötü bir şey olmamalı, çünkü onu kullanan ve hiç birşey olmayan insanlar gördüm. Eğer seni yakalarsam senin için kötü olacak, ve başın belaya girecek. Yanlış bilgiler edinmiş ve kafası karışmış olabilir. Korktuğunuz için onu tehdit ederek fikrinden caydırmaya çalışmak bir işe yaramaz; doğru bilgilendirilmediği için korksa da merakı artacağından denemeye kalkabilir. Esrar kullanımının etkileri hakkında okuduğum bilgileri seninle paylaşmak isterim.
Önleme: Okul Öncesi Dönem... Onaylamalarınızın büyük ödül değeri taşıdığı ve öğretilerinizin şartsız bir bağlılıkla alındığı dönem; Model olun. Zararlı maddeleri tanıtın. Hem kendi başına hem de bir başkasının vereceği ilaçları almamasını öğretin. Karar verme alışkanlığını kazandırın. Zararlı –yararlı yiyecekleri tanıtın. Kendi sağlığına ilişkin girişimlerini övün. Spor ve sanatsal etkinliklere katılması için olanaklar bulun. Bu yaştaki çocuklar madde kullanıcıları değillerdir ve bu konular hakkında bilgi vermek gereksizdir. Ancak bu dönemdeki onaylamalarınızın büyük ödül değeri taşıması ve öğrettiğiniz şeylerin sorgulanmadan kabul edilmesi önemlidir. Bu nedenle: Sizin alkol ve sigara kullanmanız onların da bunu yapabileceği yönünde bir mesaj gönderiyor. Onların önünde bu alışkanlıkları sergilememeye özen gösterin. Zararlı maddeleri çocukların kolaylıkla erişemeyeceği yerlerde saklayın. İlaçların gereksiz yere alınınca zararlı olduğunu anlatın ve siz izin vermediğiniz sürece şişeyi eline dahi almamasını öğretin. Ayrıca bir yabancının vereceği ilaçları da asla almaması yönünde onu bilgilendirin. Karar verme alışkanlığını kazanmaları için onlara fırsatlar tanıyın, ör., sabahları kalkınca ne giyeceğine kendinin karar vermesi gibi. Sağlıklı olmanın önemini gündeme getirin (diş fırçalamak, el yıkamak, uyku, beslenme). Çizgi filmler, dergiler ve diğer araçlardan yararlanabilirsiniz. Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan da bahsedin.
Zihinsel ve sosyal becerilerinin geliştiği bir dönem; Önleme: Okul Çağı... Zihinsel ve sosyal becerilerinin geliştiği bir dönem; Kuralları öğrenmelerini sağlayın. Sağlıklı olmanın önemini gündeme getirin. Sigara ve alkolün zararlarından bahsedin. Reklamlarda satış için izlenen yolları açıklayın. “Hayır” demesini öğretin. Bu yaştaki çocuklar büyüdükleri için sevinçlidirler. Öğrenmeleri hala deneme-yanılma metoduna dayanmaktadır. Öğrenmeye merak saldıklarından farklı şeylerin ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bilmek isterler. Bu dönmede sigara, alkol ve uçucu maddeler ve zararları hakkında bilgi vermek yerinde olacaktır. Kendi kendisine yanlış bilgiler edinmesine engel olmak çok önemlidir.
Ergenlik dönemi özellikleri Arayış içinde olma Dış görünüşün önem kazanması Özerk olma çabası Ailenin geri plana düşüp arkadaşların ön plana gelmesi Bir gruba ait olma gayreti Cinselliğinin farkına varma Asi olma Çabuk öfkelenme Endişeli hal Kendine dönüklük Çabuk heyecanlanma Ruh halinde sürekli iniş-çıkışlar yaşama İlgi alanları ve zevklerin hızla değişmesi Ergenlik çocukluktan çıkış erişkinliğe giriş diye bir ara dönem olarak tarif ediliyor, ancak ergenlik başlı başına kendine özgü özellikleri olan bir dönemdir. Daha çabuk sinirlenen, hemen hemen her şeye karşı gelen, bir gülen bir ağlayan, tutkularını çabucak değişen, ayna karşısında çok uzun saatler vakit geçiren, kendi kimliğini oturtmaya çalışan biri ergen....
Önleme: Ergenlik dönemi... Grupların ve onların değerlerinin büyük değer taşıdığı ve belirleyici olduğu bir dönem: Çocuğunuzun arkadaşlarını, onların ebeveynlerini tanıyın ve arkadaşlıklar kurun. Onları evinize davet edin. Maddeler ve olumsuz etkileri hakkında korkularınıza değil, gerçek dayalı bilgilerle konuşun. Bu dönemde akran grupları büyük önem kazanmıştır, arkadaşlarının fikirlerine bağlı olarak davranışlarına yöne vermeye başlarlar ve grup tarafından “kabullenilme”onlar için her şeydir. “Grup”, ne giyeceklerini, hangi müzikleri dinleyeceklerini, hangi aktiviteleri gerçekleştireceklerini belirler. Bu açıdan bakıldığında arkadaş grubu değerlerinin gencin hayatındaki önemi aileler için tehdit edici gibi gözükebilir.
Önleme: Ergenlik dönemi... Maddelerin sağlık, görünüş, spor ve diğer aktiviteler üzerinde nasıl etki yapacağını vurgulayın. Çocuğun sorumluluklarını onun adına yüklenmeyin. Kurallarınızda tutarlı olun. Ortak deneyim ve fikir birliğini yaşadığınız alanlarınızı keşfedin. “Hayır” demesini öğretmeye devam edin. Spor ve diğer sosyal faaliyetlere yönlendirin. Bu dönemde yaşayabileceği çatışmalarının çözümünde destek olun, bunu talep etmese bile en azından her zaman dinlemeye açık olduğunuzun farkında olsun. Görünüşleri önem kazandığı için maddelerin görünüşleri üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamak yerinde olacaktır.
Sık Sorulan Sorular Yalnız iradesiz kişiler mi bağımlı olur? Uyuşturucu bazı ülkelerde neden serbest? Bağımlılar iyileşebilir mi? Uyuşturucu herkesi aynı mı etkiler? Bir kere denemekle ya da ara sıra kullanmakla bağımlı olunur mu? Ottur zararı yok mudur? Maddelerden bahsetmek kullanımı teşvik eder mi? Kimler bağımlı olur? Sadece damar yoluyla alınan maddeler mi uyuşturucudur? Madde kullanımının irade ile bir ilişkisi yoktur. Zaten kişiler “Ben kontrol edebilirim” düşüncesiyle başlayıp, bağımlı hale gelmiş kişilerdir. Bu kişiler “Benim iradem güçlüdür” gibi yanlış bir inançla yola çıkmışlardır. Ancak maddeler, bedende bir takım değişikliklere yol açabilmekte ve tolerans (oranı giderek arttırma) geliştirmektedirler. Bu yüzden kişi maddeyi kontrol altında tuttuğunu, hiç dozu aşmadığını iddia etse de aslında aynı etkiyi bulmak için kullandığı dozu arttırmakta ve gittikçe bağımlı hale gelmektedir. Bu yüzden bireysel özellikler ile madde kullanımı arasında bir sebep sonuç ilişkisi kurmak yanlıştır. Esrar sadece Hollanda’da, diğer uyuşturucuların kullanımını azaltmak için serbest bırakılmıştır. Böylece esrar alırken diğer uyuşturucu maddelerin deneme riskinin azaltılması hedeflenmiştir. Bağımlılık ömür boyu süren bir hastalıktır. Tıpkı şeker hastalığı gibi sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Maddelerin etkileri, etki süreleri kişiler arasında farklılıklar gösterse de özünde hepsi kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler. Madde kullanmayan kişilerde mutlu ve üretken yaşayanların oranı madde kullananlara oranla daha fazladır. Kokain gibi bazı maddeleri bir kere bile kullanmak tekrar kullanmayı gerektirir. Esrar ve benzeri maddeleri kullanma kişideki “Bunu denersen ölürsün” gibi korkuları giderdiği için bir daha deneme olasılığını arttırır. İlk başlarda zararsız gibi gözüken bu maddeler daha sonra diğer ağır maddelerin kullanımına yol açabildiğinden “geçiş kapısı” olarak da bilinirler. Bu nedenle ne türlü bir madde olursa olsun bir kere denemek bile bağımlılığa götüren bir adımdır.
Sık Sorulan Sorulara Yanıtlar Bağımlılığın irade ile ilgisi yoktur. Hiç kimse yola “Ben bağımlı olacağım!” diye çıkmaz. Uyuşturucu olarak sadece Esrar Hollanda da, diğer uyuşturuculara geçişi engellemek için serbesttir. Bağımlılık tam olarak iyileşmez ama düzelir. Bağımlılık ömür boyu süren bir hastalıktır. Uyuşturucu herkesi farklı etkiler. Etkilerin ortaya çıkış süresi ve yoğunluğu bireyler arası farklılık gösterir. Bir kere denemekle ya da ara sıra kullanmakla bağımlı olunur. Bağımlılığın ilk adımı bir kere kullanmaktır. Bağımlılık potansiyeli düşük olmakla beraber esrar da bağımlılık yapar. Maddelerden bahsetmek kullanımı teşvik etmez. Hayır, çocukların bakış açınızı öğrenmelerini ve doğru bilgilenmelerini sağlar. Herkes bağımlı olabilir. Her madde bağımlılık yapabilir. 6. Esrar, bedende yağ dokusunda biriktiğinden hafıza kaybı, öğrenme ve solunum bozukluklarına neden olabilir. 7. Çocuğun gelişimine uygun, doğru bilgiler verilmesi kullanıma teşvik etmez. Bu çocuğun arkadaşlarından, medyadan yanlış bilgiler edinmesinden daha sağlıklıdır. 8. Herkes bağımlı olabilir. Hiç kimse ben bağımlı olacağım diye madde kullanımına başlamaz. Fakat kişisel özelliklerin bağımlı olmada ya da olmamada bir rolü yoktur. 9. Doğal ya da sentetik, bağımlılık yapan her madde uyuşturucu maddedir.
Sigara içtiğini öğrendiğinizde??? “Sigara içtiğini öğrendiğinizde ne yaparsınız?” ya da “Ne yaptınız?” sorusunu sorun ve tartışın...
Eğer sigara içiyorsa... İçerken yakalarsanız zarar vermeyin, sadece elindekini alın, tekrar yaparsa aynı davranışı düzenli olarak yineleyin. Evde sigara içemeyeceğini bildirin. Eğer siz içiyorsanız sizde BIRAKIN, “Dediğimi yap, yaptığımı yapma” asla işe yaramaz. Sigara ile ilgili ev içi kurallarına siz de uyun. Çocuğunuzla nasihat dilini kullanmadan düzenli olarak sigaranın etkileri hakkında konuşun. “Ben içiyorum ama ben bir yetişkinim/anneyim/babayım” asla demeyin; işe yaramayacaktır. Kurallar herkes için geçerli olmalı, aksi takdirde yaptırıcı gücünü kaybeder. Eğer içiyorsanız ve bırakamıyorsanız o zaman içmelerinizi kısıtlamanız gerekir. Ev içinde içmeyin (balkona çıkın); sigara içildiği zaman neleri yapmaktan mahrum kalındığı ya da ne gibi zorluklara katlanıldığı görülmelidir. Daha sonra gene sigara ile yakalarsanız kuralları hatırlatın ve sigarasını elinden alıp atın.
Sigaramın dumanı... Çocuğunuza, sigara kokusuna dayanamayacağınızı söyleyin. Eğer sigara kokarsa onun çamaşırlarını yıkamayacağınızı ve bunu kendisinin yapacağını söyleyin. Yapmak istediği diğer şeylerden önce yıkama işini bitirmesi gerektiğini bildirin. Unutmayın! Bir defalık konuşmanın hiç bir işe yaramaz. Sigara içmesinin sonuçlarına katlanması gerekir; sigara kokan çamaşırlarını kendisinin yıkaması gibi. Onun adına üzülüp sorumlulukları onun adına üstlenmeyin. Bırakmak için siz de çaba harcayın ve sigaranın zararları hakkında öğüt vermeden bahsedin. Her dakika bunun hakkında konuşmayın; ama bir-iki kere yapıp “İşe yaramıyor” diye de bırakmayın.
Alkol Alımı... Az miktarda alkol için. Her kutlama, eğlence, toplantı ya da tatilde içmeyin. Stresli ya da keyifli olduğunuz her durumda alkol almayın. İçkinizi ona aldırmayın ya da getirttirmeyin. Kendi değerlerinize uygunsa bazen yanınızda içmesine izin verin. Az miktarda alkol için. Her kutlama ya da tatilde içmeyin. Başka kutlama biçimleri ya da eğlenceler bulun. Böylece “kutlamalarda ya da eğlencelerde alkol zorunludur” gibi alışkanlığa yol açmazsınız. Her stresli olduğunuzda alkol almayın. Başka yollar bulun. Böylece çocuğunuza da stresle başa çıkması ya da keyif alması için başka yollar öğretmiş olacaksınız. Eğer sizin değerlerinize uygunsa yanınızda içmesine müsaade edin. Bu sayede “içki içme” adabını (alınan içki miktarı, içkilerin karıştırılmamamsı, içkinin aç karnına alınmaması vb.) öğrenir.
Alkol Alımı... (2) Genç gelişimini sürdürdüğü için alkol kullanımı yetişkine göre daha olumsuz etkiler yapmaktadır. Alkol içmesini onaylamayın ancak izin verme durumunda kaldığınız zaman: Bulunduğu ortam ve arkadaşları hakkında bilgilenin. Çok alkol kullanan arkadaşlarla birlikte olmaması konusunda ağırlığınızı koyun. Evde bir parti yapıyorsanız, bol yiyecek ve içecek bulundurun. Alkollü araba kullanımı konusunda katı kurallar koyun. Evde bir parti yapıyorsanız, bol yiyecek ve içecek bulundurun. Boş evlerde yapılan buluşmalar alkol kullanımı için risklidir. Alkollü araç kullanma ya da alkol almış kişilerin kullandığı araçlara binmeme konusunda önceden konuşun ve katı kurallar koyun.
Madde kullanımından şüphelenme süreci.... “Çaktırmadan” izleyin Maddeler hakkında bilgi edinin Kendinizi hazır hissedin Davranışlarından şüphe duyduktan sonra kuşkularınızı destekleyecek bilgiler elde etmek ama çocuğun özelini de ortadan kaldırmamak için onu “çaktırmadan” izleyin. Onun nerede olduğunu bilin, gittikleri yerlerden ve yaptıklarından haberdar olun. Bu esnada maddelerin özellikleri, kişinin bedensel, sosyal ve ruhsal yaşantısına vereceği zararlar hakkında bilgi edinin. Öncelikle onunla konuşmak için kendinizi hazır hissedin, o gün kendinizi iyi hissetmiyorsanız bunu bir başka güne erteleyin. Konuşmak için ortam yaratın. Rahat olacağınız ve görüşmenin bozulmayacağı bir ortamı ve zamanı seçin. Sonra konu hakkındaki düşüncelerinizi, duygularınızı, endişelerinizi onunla paylaşın. Yargılayıcı ve suçlayıcı bir dil kullanmayın. Onun maddeler hakkında ne düşündüğünü sonuna kadar dinleyin, tepkinizi sonra verin. İyi bir ortam yaratın Duygularınızı, düşüncelerinizi paylaşın
Şüphelenme Süreci...(2) Reddetti İzlemeye devam edin Tekrar konuşmayı deneyin Tekrar izlemeye devam edin Tüm iyi niyetinize karşı size olumsuz tepki verebilir ve söylediklerinizi reddedebilir. Bu durumda ısrarcı davranmayın. Maddelerin kullanımı hakkındaki bilgilerinizi ve düşüncelerini paylaştıktan sonra onu önceki gibi yakından izlemeye devam edin. Uygun bir ortamda tekrar konuşmayı deneyin ve izlemeye devam edin. Konuşmayı denemeye devam edin ve sonuç alamadığınızı fark ettiğinizde ona aranızdaki bu problemi halletmek için 3. bir şahıstan, bir uzmandan destek almayı önerin. Bunu yaparken kullanacağınız dile dikkat edin. Direk onu suçlayan bir tarzdan çok (Senin bir sorunun var, bunu halletmeliyiz) onu destek olmak istediğinizi hissettirecek bir şekilde konuşun (Senin ve benim canımı sıkan ve iletişimimizi bozan bir sorunumuz var; gel beraber bu sorunu çözelim.). Tekrar konuşmayı deneyin Hakem niteliğindeki 3. bir şahıstan yardım almayı önerin
Çocuğunun madde kullandığını öğrenen anne-babanın tepkileri Kabullenememe – İnkar “Yok, benim çocuğum asla kullanmaz”. Kendini ve eşini suçlama, tartışmalar: “Bu çocuk senin yüzünden böyle oldu.”, “Ben asla iyi anne-baba olamadım.” Hayal kırıklığı, çaresizlik duygusu: “Ben onu bunun için mi yetiştirdim” “Her şey bitti, artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz.” Öfke duyma: “Benim böyle evladım olamaz.” Çocuğu suçlayan ve aşağılayan tarzda konuşma: “Senden ne köy olur ne kasaba” Uç kararlar alma eğilimi : “Bu okula gitmek artık bitti” Ailelerin ilk tepkisi “Bu benim çocuğumun başına gelemez.” demek, inkar etmek olabilir. Bunun sonucu olarak da olayı gizleme, kimse ile paylaşmama ve yardım almaktan kaçınma gözükebilir. İyi bir anne-baba olup olmadığını sorgulama, suçluluk duygusu hakimdir. Bazen olaydan dolayı duyulan öfke diğer eşe yöneltilebilir. Artık çıkılmaz bir yola girildiği hissi ve çaresizlik duygusu yaşanabilir. Çocukla ilgili hayaller ve hedefler yok olmuştur; hayal kırıklığı hakimdir. Öfke çocuğa yönelebilir ve onu suçlayan; aşağılayan tarzda konuşulabilir.
Madde kullanan gence anne-baba nasıl yaklaşmalı ? Kendinizi hazır hissetmeden konuşmayın. Ön yargılarınızın farkında olun. Etiketlemekten kaçının. Konuşması için onu cesaretlendirin. Amacınızın ona destek olduğunu belirtin. Yardım ya da danışmanlık almasını sağlayın. Suçlamalar yapmayın; güvenlerini kaybedebilirsiniz. Unutmayın; “İflah olmaz bu.”; “Tüm madde kullananlar hapsedilmelidir.”, “Tedavi olamazlar.”; “Bağımlılık sadece kullananı etkiler.” gibi önyargılarınız çocuğunuza ulaşmanızı ve ona yardım etmenizi engelleyecek faktörlerdir. Onları etiketlemekten (Keş bu!) kaçının. Konuşması için cesaret verin; konuşmaktan korkutmayın. Onun adına sorumluluklarını yerine getirmekten kaçının, kendi sorumluluklarını üstlenmesine yardımcı olun. Onun yanında olduğunuzu ve destek olduğunuzu hissettirin.
Acil Durumlarda ... Soğukkanlılığınızı koruyun. Sakinleştirmeye ve ona güven vermeye çalışın. Eğer bilincini kaybetmişse yan yatırın ve soluk aldığından emin olun. Gerginlik hali ya da tepkisizliği devam ederse acil servisi (112) arayın. Kullandığı ilaçları, maddeleri ya da tozları toplayın ve doktoruna verin. Maddeler birçok şekilde çocuğunuzu etkileyebilir; uyuşmalarına yada halüsinasyon görmelerine, çok panik olmalarına ve korkmalarına yol açabilir. Derin ve uzun nefesler almasını sağlayın. İçinde bulunduğunuz ortamı sakinleştirin. Işıkları ve gürültüyü azaltın.
Yasal Yönden Alkol ve Madde Kullanımı Uyuşturucu madde kullananlara 1-2 yıl hapis cezası verilir. Uyuşturucu madde kullana kişi yakalandıktan sonra resmi makamlara başvurarak tedavi olmayı isterse haklarında kovuşturma yapılmaz. Yanında uyuşturucu madde bulunanlar, satanlar, satanlara aracılık edenler, satın alanlar 4 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası alırlar. Halka açık yerlerde, sarhoşken huzuru bozmanlar ya da rezalet çıkaranlar en az 15 gün hapis istemiyle yargılanır ve hafif para cezasına çarptırılırlar. Halka açık yerde başkasına tecavüz eden ve çevreyi rahatsız eden sarhoşlar en az 2 ay hapis istemiyle yargılanırlar ve hafif para cezasına çarptırılırlar. Kişinin üzerinde yakalanan madde miktarına göre ne ile yargılanacağı (kullanıcı, satıcı, üretici) ve alacağı ceza da değişir.
Sorularınız ve yardım için 0 212 219 03 03 www.yeniden.org.tr