KOLESTEROL HAKKINDA NE BİLİYORUZ? Doç. Dr. KAAN KULAN
KOLESTEROL NEDİR ?
Kolesterol, yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Kolesterol, beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar, kaslar, karaciğer başta olmak üzere. tüm vücutta yaygın olarak bulunur Vücut kolesterolü kullanarak hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerini üretir. Bu işlemler için kanda çok az miktarda kolesterol bulunması yeterlidir. Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa, bu kan damarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (arteriyoskleroz) yol açar.
Arteriyosklerozda damar duvarında biriken tek madde kolesterol değildir; akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum... gibi maddeler de birikir. Toplumda, arteriyoskleroz için damar sertliği, damar kireçlenmesi gibi ifadeler de kullanılmaktadır. Damarlar tüm vücutta yaygın olarak bulunur ve kalp, beyin, böbrek... gibi organlara kan taşıyarak bu organların görev yapmasını sağlar. Kolesterol, hangi organın damarında birikirse o organa ait hastalıklar ortaya çıkar. Örneğin, kalbi besleyen atardamarlarda (koroner arterler) kolesterol birikimi olursa, göğüs ağrısı, kalp krizi gibi sorunlar oluşur. Böbrek damarlarında kolesterol birikimi ise, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir.
İYİ KOLESTEROL VE KÖTÜ KOLESTEROL
Kolesterol, yağımsı bir maddedir Kolesterol, yağımsı bir maddedir. Normal koşullarda, yağ suyun içinde çözünmez. Kolesterol de su özelliklerini taşıyan kanda normal koşullarda çözünmez. Kolesterol, kanda çözünmesi ve taşınması için karaciğerde bir protein ile birleştirilir. Bu kolesterol ile protein birleşimine lipoprotein adı verilir.
Değişik tipte lipoproteinler vardır: LDL (Low Density Lipoprotein, düşük yoğunluklu lipoprotein): Kötü huylu kolesteroldür. HDL (High Density Lipoprotein, yüksek yoğunluklu lipoprotein): İyi huylu kolesteroldür. VLDL, IDL ve şilomikronlar. Yağ metabolizması bozukluğu olan hastaların yaptırdığı diğer bir kan incelemesi de trigliserid ölçümüdür. Trigliserid de kolesterol gibi kanda çözünen bir yağdır.
YÜKSEK KOLESTEROL
Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması, hasta için risk taşır. HDL- kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.
20 yaşın üzerinde Kan kolesterol düzeyi Kan LDL-kolesterol düzeyi < 200 mg/dl istenilen düzey 200-239 mg/dl arası sınırda yüksek > 240 mg/dl yüksek Kan LDL-kolesterol düzeyi < 130 mg/dl istenilen düzey 130-159 mg/dl arası sınırda yüksek > 160 mg/dl yüksek Kan HDL-kolesterol düzeyi < 40 mg/dl düşük
Kolesterol > 240mg/dl veya LDL-kolesterol > 160 mg/dl veya HDL-kolesterol < 40 mg/dl ise RİSK FAZLADIR. HDL-kolesterol yükseldikçe risk azalır.
Kan trigliserid düzeyi < 150 mg/dl normal 150-199 mg/dl arası sınırda yüksek 200-500 mg/dl arası yüksek > 500 mg/dl çok yüksek
Kanda kolesterolün yüksek olması, yağ metabolizması bozukluğudur Kanda kolesterolün yüksek olması, yağ metabolizması bozukluğudur. Yağ metabolizması bozukluğundan şüphe edilen bir hastada yapılması gereken işlem, kan alınarak öncelikle kolesterol, LDL-kolesterol, HDL-kolesterol ve trigliserid düzeyi ölçülmesidir. Tedavi düzenlenirken öncelikle LDL-kolesterol düzeyleri temel alınmalıdır.
KOLESTEROL NEDEN YÜKSELİR ?
Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bu faktörlerin bazıları önlenebilir niteliktedir. Bunlardan bazıları: Yediğimiz gıdalar Şişmanlık Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü huylu kolesterolü yükseltir. Düzenli egzersiz, iyi huylu kolesterolü yükseltir ve kötü huylu kolesterolü azaltır. 60-65 yaşa kadar, yaşla birlikte kolesterol düzeyi artar. Kadınlarda, menopozdan sonra kolesterol düzeyi artar.
KOLESTEROLÜN YÜKSELMESİNE YOL AÇAN HASTALIKLAR
Bazı hastalıklarda kolesterol düzeyi yükselir Bazı hastalıklarda kolesterol düzeyi yükselir. Bu hastalıkları ikiye ayırarak incelemek mümkündür: 1. Kalıtsal yağ metabolizması hastalıkları 2. Diğer hastalıklar Hipotiroidi (Tiroid bezinin yetersiz çalışması) Karaciğer hastalıkları Nefrit (Böbreğin mikrobik olmayan iltihabi hastalıkları) Şeker hastalığı Ayrıca, şişmanlık ve bazı ilaçlar da, yüksek kolesterole neden olabilir.
KOLESTROLÜN ÖNEMİ
Kalp ve damar hastalıkları, Türkiye'de ve diğer ülkelerde ölümlere ve kalıcı sakatlıklara yol açan yaygın sorunlardır. Türkiye’de, 6 milyon kişide kan kolesterol düzeyi sınırda yüksek (200-239 mg/dl) ve 2 milyon kişide yüksektir (240 mg/dl ve üstü). Gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında, kalp ve damar hastalıkları ilk sıradadır ve yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şişmanlık gibi sorunların düzeltilmesi ile bu ölümler önlenebilir veya geciktirilebilir. Bu nedenle, Dünya Sağlık Örgütü, kalp ve damar hastalıklarını 1 numaralı insanlık düşmanı ilan etmiştir.
Kalp ve damar hastalıklarını kolaylaştıran faktörlere, kardiyovasküler risk faktörleri adı verilir. Kanda, kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması, hasta için risktir ve kolesterol yüksekliği bir kardiyovasküler risk faktörüdür. HDL-kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda, kalp krizi, felç, damar tıkanması, böbrek yetmezliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı daha fazladır.
KARDİYOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ
Kolesterolü yüksek hastalarda, kardiyovasküler risk faktörlerinin değerlendirilmesi ve mümkünse değiştirilmesi, tedavinin temel noktalarından birisidir. Kolesterolü yüksek hastalarda, kolesterol yüksekliği dışındaki kardiyovasküler risk faktörlerine de sık rastlanır ve bu kardiyovasküler risk faktörlerinin düzeltilmesi ile kardiyovasküler kalıcı hasar ve ölüm riski kesin olarak azaltılır.
Kardiyovasküler risk faktörleri : İleri yaş Erkek cinsiyet Aile öyküsü Hipertansiyon Lipid (yağ) metabolizması bozukluğu, Kolesterol yüksekliği Sigara Diyabetes mellitus (şeker hastalığı) Şişmanlık Fiziksel aktivite azlığı ve sedanter yaşam
Yüksek hematokrit Artmış trombojenik faktörler Tip A kişilik yapısı Östrojen eksikliği Aşırı alkol tüketimi Fibrinojen yüksekliği Ürik asit yüksekliği Lipoprotein (a) Belirgin beyin, kalp, böbrek veya damar hastalığı
Hipertansiyon, her yaş, cins, ırk için önemli bir kardiyovasküler risk faktörüdür ve hem büyük hem küçük tansiyonun yükseldikçe kardiyovasküler risk artmaktadır. Hipertansiyon tedavisi ile kardiyovasküler risk azalmaktadır. Lipid (yağ) metabolizması bozuklukları, majör ve düzeltilebilir kardiyovasküler risk faktörlerinden birisidir. Yapılan tüm büyük çalışmalarda, serum kolesterol düzeyi ile kardiyovasküler risk arasındaki ilişki gösterilmiştir. HDL- kolesterolün düşüklüğü de bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Diyetin kolesterol içeriği ile kardiyovasküler risk arasında da doğrudan ilişki vardır.
Şişmanlık ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki, birçok çalışmada gösterilmiştir. Ancak şişman hastalarda, hipertansiyon, fiziksel aktivite azlığı, diyabetes mellitus (şeker hastalığı) ve lipid metabolizması gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerine da daha sık rastlanır ve bu kardiyovasküler risk faktörler, şişmanlığın bağımsız etkisini maskeleyebilir
Yetersiz egzersiz, kardiyovasküler riski arttırır Yetersiz egzersiz, kardiyovasküler riski arttırır. Öte yandan sedanter yaşam, kan şekeri, kolesterol ve kan basıncı kontrolunu zorlaştırır. Düzenli egzersiz yapanlarda, koroner arter hastalığı riski de azalır. Diyabetes mellitus (şeker hastalığı), iyi bilinen bir kardiyovasküler risk faktörüdür. Ayrıca diyabetik hastalarda lipid (yağ) metabolizmasi bozuklukları, hipertansiyon, şişmanlık gibi diğer kardiyovasküler risk faktörleri de sıktır.
Sigara, koroner arter hastalığı sıklığını arttırdığı gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin etkisini de arttırır. Sigara içimi, Türkiye'deki en önemli sağlık problemlerinden birisidir ve ne yazık ki kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Sigaranın bırakılması ile koroner arter hastalığı riski azalır ve bu azalma 12 ay sonra en belirgin hale gelir. Tip A kişiliğine sahip kişiler, mükemmeliyetçi, obsesif, hırslı ve gergin bir özellik sergilerler.
YÜKSEK KOLESTEROLÜN VUCUDA VERDİĞİ ZARARLAR
Kanda aşırı miktarda bulunan kolesterol, yavaş yavaş (yıllar içinde) damarların duvarında birikir. Bu birikim sonucu damarlarda daralma, tıkanma ortaya çıkar. Bu durum, bir su borusunda pisliklerin birikmesine benzetilebilir. Kolesterol hangi damarda birikmişse o damarla ilişkili sorunlar ve hastalıklar ortaya çıkar. Kolesterol yüksekliğinde belirti ve bulgular, çoğu zaman ani kolesterol yükselmesine bağlı değildir, uzun süreli kolesterol yüksekliğinin damar duvarında kolesterol birikmesine yol açmasının sonucudur. Yani kolesterolünüz şu andaki değerinin 2-3 katına yükselse ve 3-4 saat yüksek kalsa size bir zararı olmaz. Asıl sorun, sizde daha önce uzun süreli kolesterol yüksekliği olmasıdır.
Kalbi besleyen damarlarda (koroner arter) kolesterol birikimi, bu damarlarda tıkanma ve daralmanın sonucu, göğüs ağrısı, kalp krizi ve kalp yetmezliği gibi sorunlara neden olur. Bunların sonucu, hasta koroner by-pass ameliyatı (cerrahi olarak darlığın ortadan kaldırılması) veya anjiyoplasti (balonla daralmış koroner arterin genişletilmesi) işlemine ihtiyaç duyabilir. Beyini besleyen boyun damarlarında kolesterol birikimi olması, felçlere, konuşma bozukluklarına, dengesiz yürümeye, bilinç kaybına yol açar.
Böbrek damarlarında kolesterol birikimi, yüksek tansiyon ve böbrek yetmezliğine yol açabilir. Ana atardamarda (aort) kolesterol birikimi de tehlikelidir. Buradan kopan kolesterol birikintileri, daha küçük damarları tıkayarak çok değişik sorunlara yol açabilirler: Bağırsağı besleyen damarları tıkayarak bağırsak ölümüne, göz damarlarını tıkayarak körlüğe, bacak damarlarını tıkayarak kangrene yol açabilirler. Kolesterol yüksekliğine bağlı sorunlar ortaya çıktığı zaman, hasta geç kalmış olabilir; bu nedenle kolesterol yüksekliğini önlemek, yükselmişse düşürmek çok önemlidir.
KOLESTEROLÜN DAMAR İÇİNDE BİRİKİMİ SLAYT 3 Ateroskleroz sürecinin devam etmesi, intima içinde düz kas hücrelerinin artmasına ve fibröz plağın oluşmasına neden olur. Fibröz tabakanın kalınlığı, plağın stabilize olmasında etkindir. Bu slaytta, endotelyumda (fibröz kapsülde) belirgin bir incelme ile birlikte aterosklerozun stabil olmayan bir plağa doğru ilerlemesi gösterilmektedir. Anstabil bir plakta fissür oluşması ve rüptüre olma riski fazladır. Yırtılmaya eğilimli plaklar, başlangıçta lümenden dışarıya doğru büyümeleri nedeniyle, genellikle iyi korunmuş bir damar lümeniyle birliktedir. Büyük bir lipid çekirdekleri ve arteriyel kanı trombojenik lipid çekirdekten ayıran ince bir fibröz kapsülleri vardır. Libby P. Circulation 1995;91:2844-2850.
DAMAR İÇİNDE BİRİKEN KOLESTEROLÜN DAMARI TIKAMASI SLAYT 4 Bu slaytta, plak rüptürü ve ardından gelişen trombüs oluşumu görülmektedir. Plağın yamacında bir rüptür (fissür) meydana gelmiş; kırmızı kan hücreleri ve aktive trombositler, lipid çekirdeği içindeki ateromatöz materyal ile karışmaya başlamışlardır. Bu durum, trombüs ve vasküler tıkanma aşamasını beraberinde getirir. Ateroskleroz kronik bir inflamatuvar sürecin pek çok özelliğini sergiler ve elde edilen veriler lipoproteinlerin ya da türevlerinin (okside LDL gibi) aterosklerotik plaklardaki inflamasyon sürecine katkıda bulunduğunu düşündürmektedir. Makrofajların ve düz kas hücrelerinin sitokinler gibi inflamatuvar mediatörler tarafından aktivasyonu fibröz kapsülün zayıf bir hale gelmesine yol açabilir. Libby P. Circulation 1995;91:2844-2850.