Para ve Finansal Sistem Dr. Öğretim Üyesi Murat KESEBİR
Para ve Paranın Fonksiyonları İktisatçılar parayı, mal ve hizmet alımında ve borçların ödenmesinde genel kabul görmüş bir ‘nesne’ olarak tanımlar. Farklı bir ifadeyle para, değişimlerde genel kabul gören herhangi bir nesnedir. Bir nesnenin mal ve hizmet alımında ve borçların ödenmesinde genel kabul görmesi için bazı özellikleri olması gerekmektedir. Tarihsel süreçte para olarak kabul edilen nesnelerin neler olduğuna baktığımızda bunların üç temel özelliği olduğunu görmekteyiz: Birincisi, değişim aracı olarak kullanılmaktadırlar. İkincisi, hesap birimidirler ve üçüncüsü, değer saklama aracı olma fonksiyonunu sağlamaktadırlar.
Paranın Değişim Aracı Olma Fonksiyonu Paranın olmadığı bir ekonomi düşünelim. İhtiyacınız olan malları ve hizmetleri nasıl edineceksiniz? Para kullanılmadan malların ve hizmetlerin yine mallar ve hizmetler ile değiştirilmesine takas adı verilir. Takas ekonomisinde her şeyden önce ihtiyacınız olan mal ve hizmetleri elde etmek için sizin de sunacağınız bir mal ya da hizmet olmalıdır. Takas ekonomisinde değişim yapılabilmesi için malların birbirleri cinsinden fiyatlarının bilinmesi gerekir. Mesela, buğdayın peynir, peynirin ayakkabı ve ayakkabının buğday cinsinden fiyatının bilinmesi gerekiyor ki değişim yapılabilsin.
Paranın Değişim Aracı Olma Fonksiyonu Dolayısıyla, takas ekonomisinin ortaya çıkardığı yüksek bir işlem maliyeti vardır. İşlem maliyeti, bu tarz eşleştirmelerin doğurduğu zaman kaybından kaynaklanmaktadır. Takas ekonomisinin yarattığı bu büyük zorluk, herkesin değişimlerde kabul ettiği bir nesnenin bulunmasıyla ortadan kalkmıştır. Bu nesne önceleri bir mal olmuştur. Değişimlerde kullanılan ve dolayısıyla genel kabul gören bu mala, mal para adını veriyoruz. Mal paraların ilk olarak 4500 yıl kadar önce Mezopotamya ve Mısır’da ortaya çıktığı öne sürülüyor. Tarihe bakıldığında deniz kabuğu, büyük baş hayvanlar, balina dişi, çeşitli baharatlar, fildişi, papirüs gibi farklı nesnelerin para yerine geçtiğini görüyoruz.
Paranın Değişim Aracı Olma Fonksiyonu Mal paralar değişimlerde genel kabul görüyorlar. Genel kabul görme, bir nesnenin değişim aracı olabilmesi için en önemli özellik. Ancak değişim aracı olarak kullanılacak nesneden beklenen başka özellikler de var. Bugün kullandığımız madeni paraları düşünün: 1 lira, 50 kuruş, 25 kuruş gibi: Bölünebilirler. Bir lirayı iki tane 50 kuruşla çevirebilirsiniz. Oysa tarihte değişim aracı olarak kullanılan bir ineği düşünün. Satın alacağınız her malın karşılığı bir inek değil ki. Bu durumda ne yapacaksınız? ineği ortasından mı keseceksiniz? Bir değişim aracının ‘bölünebilir’ olması gerektiği açıkça ortada olmaktadır. Bu yüzden değişimlerde kabul görmesi için bir nesnenin belli bir standardının olması gerekiyor. Ayrıca o nesnenin taşınabilir olması ve bozulmaması da gerekmektedir.
Paranın Değişim Aracı Olma Fonksiyonu İnsanoğlu bölünebilen, kolaylıkla standardize edilebilen, taşınabilen ve bozulup kokmayan nesneler aramışlar. Bu arayış onları değerli madenlere yöneltmiştir. Değerli madenler ve onlardan yapılan sikkeler ve benzerleri, sözü edilen özelliklerin çok önemli bir kısmını taşımıştır. Altın ve gümüş sikkelerin kullanımına M.Ö. 560 yılında Likya’da, yani Anadolu’da rastlanmıştır. Kağıt paranın ilk ortaya çıkışı da altın standardıyla oluyor. On dokuzuncu yüzyılın sonlarından Birinci Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde genellikle paranın altın karşılığı var. Daha sonra kullanım değeri olmayan paraya geçiliyor. Bugün kullandığımız paranın kendi değeri dışında bir değeri yok; bu nedenle itibari para olarak adlandırılıyor. Bir ülkede itibari paranın herkes tarafından kabul edilmesinin temel nedeni, devletin yasal olarak o parayı değişim aracı olarak ilan etmesidir.
Paranın Hesap Birimi Olma Fonksiyonu Ekonomide çok sayıda mal ve hizmet vardır. Bir ekonomideki malların ve hizmetlerin fiyatlarını para birimi cinsinden ölçeriz. Dolayısıyla, para bir ‘hesap birimi’dir. Bu, paranın ikinci temel fonksiyonudur. Bir ekonomide para birimi lira ise mal ve hizmetlerin fiyatları lira, para birimi inek ise mal ve hizmetlerin fiyatları inek cinsinden belirlenecektir. Paranın olmadığı bir takas ekonomisinde mal sayısı arttıkça birbirleri cinsinden bilinmesi gereken fiyat, yani göreli fiyat sayısı da katlanarak artacaktır.
Paranın Hesap Birimi Olma Fonksiyonu Gerçek bir ekonomideki mal ve hizmet sayısını düşünürseniz, bilinmesi gereken fiyat sayısının inanılmaz ölçülere çıkacağını rahatlıkla anlayabilirsiniz. Elinizde bir liste olsa bile, istediğiniz herhangi bir mal ya da hizmetin fiyatının, başka bir mal ya da hizmet cinsinden fiyatını bulmanızın, bırakın saatlerce, günlerce sürebileceği ortaya çıkar. Bu da çok büyük bir işlem maliyetidir. Paranın yapılan işlemlerde hesap birimi olarak kullanılıyor olması, bu işlem maliyetinin önüne geçmektedir. Üstelik mallar mallarla değişilmediği, yani takas ekonomisinde olunmadığı için, uygun değişimi bulabilmek için tüm bu fiyatları bilmeye de gerek yoktur. Para kullanılıyorsa gömlek alacaksanız mesela, birkaç dükkân dolaşıp farklı gömleklerin fiyatları konusunda fikir edinebilirsiniz. Bu büyük bir kolaylık olmaktadır.
Değer Saklama Aracı Olma Fonksiyonu Tüketiminizi bugün yerine ileri bir tarihte yapmak istiyorsanız, paranızı ‘yastık altında ya da bir bankanın müşteri kasasında tutabilirsiniz. Elbette paranızı ‘ileriye taşımanın’ tek yolu bunlar değildir. Mesela bir bankada mevduat hesabı da açabilirsiniz ya da tahvil satın alabilirsiniz. Dolayısıyla, paranın bir de ‘değer saklama’ işlevi bulunmaktadır. Paranın değer biriktirme aracı olarak kullanılan diğer varlıklardan en önemli farkı, diğer varlıkları tuttuğumuzda (nominal, yani enflasyondan arındırılmamış) bir getiri elde ederken paranın nominal getirisinin olmamasıdır. Bu durumda cevap verilmesi gereken soru nominal bir getirisi olmamasına rağmen insanların parayı neden bir değer saklama aracı olarak tercih ettikleridir?
Değer Saklama Aracı Olma Fonksiyonu Bir önceki slaytta ifade edilen sorunun iki yanıtı bulunmaktadır. Birincisi, para likittir. Örnek olarak bir simit almak istediğinizde ona gidip para vererek alabilecek olmanız. İkinci neden ise; alternatif finansal varlıkların getirileri hakkındaki belirsizlik ile ilgili olmaktadır.
Parasal Büyüklükler ‘Parasal büyüklük’ olarak adlandırılan ekonomideki para miktarına ilişkin çeşitli tanımlar kullanılmaktadır. Bunlardan en ‘dar’ tanımlı parasal büyüklük ‘dolaşımdaki para’dır. Dolaşımdaki para, bir merkez bankasının bastığı banknot yani ‘emisyon’ ile genellikle ülkelerin hazinelerinin çıkardıkları madenî paranın toplamından, finansal sistemin kasasında olan ve dolayısıyla dolaşmayan banknot ve madenî paraların çıkarılmasıyla bulunur. Finansal sistemdeki kurumların kasasındaki bu paraya kısaca ‘bankaların kasası’ denilmektedir. Dolayısıyla, dolaşımdaki para şöyle tanımlanmaktadır.
Parasal Büyüklükler Dolaşımdaki Para = Dolaşıma Çıkan Banknot + Madenî Para - Bankaların Kasası ya da Dolaşımdaki Para = Emisyon + Madenî Para - Bankaların Kasası
Parasal Büyüklükler Çok küçük miktarda olan madenî para bir tarafa bırakıldığında, dolaşımdaki para bir merkez bankasının kendi dışındaki kesimlere olan yükümlülüğünü göstermektedir. Merkez bankasının yükümlülüğü olan dolaşımdaki paraya, bankaların kendi dışındaki kesimlere yükümlülüğü olan vadesiz mevduat eklendiğinde M1 para arzına ulaşılmaktadır: M1 = Dolaşımdaki Para + Vadesiz Mevduat
Parasal Büyüklükler Türkiye’de bankalarda yabancı para cinsinden vadesiz mevduat da tutulabildiğinden, Türkiye’deki M1 tanımı içinde hem lira cinsinden hem de yabancı para cinsinden vadesiz mevduat vardır. Vadesiz mevduata kıyasla daha az likit olan vadeli mevduat M1’e eklendiğinde ise M2 tanımına ulaşılmaktadır: M2 = M1 + Vadeli Mevduat
Parasal Büyüklükler Türkiye’de vadeli mevduatlar içinde yine hem lira cinsinden hem de yabancı para cinsinden vadeli mevduatlar vardır. Dolaşımdaki para, M1 ve M2 denilince hemen her ülkede anlaşılan yukarıda verilen tanımlardır. Açık ki farklı parasal büyüklükler de tanımlamak mümkündür. Türkiye’de çok yaygın olmasa da kullanılan bir başka parasal büyüklük M3’tür: M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları (B Tipi Likit Fonlar) + ihraç Edilen Menkul Kıymetler
Bilgi için… Repo: Kısa vadeli bir menkul kıymetin, belli bir dönem sonunda ilk satıcısı tarafından geri alınmasını öngören bir işlem türüdür. Repo işleminde menkul kıymetler, müşteriye teslim edilmeden, merkez bankasının bloke hesaplarında veya Borsa İstanbul Takas ve Saklama AŞ. 'de depo edilmektedir. Teslim etmek yerine bir makbuz düzenlenir ve müşteri vade dolduğu zaman makbuzu sayesinde ödemesini alır. B Tipi Likit Fon: Vade süresine 90 günden az kalmış Repo ve Ters-Repolardan oluşan kısa vadeli yatırım fon türüdür. B Tipi Likit Fonları genellikle portföyünde tahvil-bono gibi orta-uzun vadeli hazine kağıdı veya hisse senedi bulundurmamaktadır.
Ödemeler Sisteminin Gelişimi Geçmişten günümüze ödemeler sistemini değerlendirdiğimizde ödemeler sistemine konu olan paranın giderek farklılaştığını, zamanla değişime uğradığını, başlangıçta mal para sisteminden günümüzde elektronik fon transfer sistemine giden bir süreçten geçildiğini görmekteyiz. Ödemeler sisteminin paranın ortaya çıktığından bugüne kadar nasıl evirildiği ve değiştiği sonraki slaytlarda görülmektedir.
Mal Para Ödemeler sisteminin ilk aşamasında, değişimin mal para üzerinden gerçekleştirildiği görülmektedir. Mal paralara ilişkin olarak karşılaşılan en büyük sorun, mal paraların bir yerden başka bir yere taşınması konusunda karşılaşılan güçlüklerdir. Özellikle değerli madenlerden elde edilen mal paralarda karşılaşılan ikinci sorun ise paranın değerli maden içeriği ile nominal değerinin zamanla farklılaşması olmuştur. Başlangıçta, mal paranın değerli maden içeriği ile nominal değeri aynıydı. Oysa zamanla, mesela savaşları finanse etmek amacıyla, mal paranın değerli maden içeriğinin azaltılması sorunlar doğurmaya başlamıştır.
Mal Para Piyasada maden içeriği yüksek olan ve düşük olan aynı› nominal birimde mal para bulunuyorsa tüketiciler değerli olanı tutarak düşük değerli olanı harcamayı tercih edeceklerdir. Böylece piyasada “kötü para iyi parayı› kovacaktır”. Buna Gresham Yasası adı verilmektedir. Tarihsel olarak incelendiğinde, paraların değerli maden içeriğinin azaltılması, Gresham Yasası’nın işlemesi sonucunda, hem ülke içi ticareti takasa döndürücü etki yapmış hem de uluslararası ticaret hacmini daraltmıştır.
İtibari Para Değerli madenlerden üretilen ve mal para olarak tanımlanan paraların ödemeler sisteminde kullanımı sırasında ortaya çıkan ve yukarıda anlatılan zorluklar itibari paraya geçiş sürecini hızlandırmıştır. Cebinizdeki 20 lirayı, yani itibari parayı düşünün. Hiç kimse o 20 lira karşılığında size mal ve hizmet satmak istemezse ya da borcunuzu onunla ödemenize karşı çıkarsa o 20 liranın hiçbir değerinin olmayacağı açıktır. Devlet itibari parayı yasal değişim aracı olarak ilan ettiği için o para değişimlerde herkes tarafından kabul edilmektedir. İtibari paranın mal paradan temel farkI budur; kendi başına bir kullanım değeri yoktur.
Çek İtibari paranın büyük tutarlı ödemeler yapılırken bir yerden başka bir yere transfer edilmesi oldukça maliyetli ve güç bir işlemdir. Bu noktada çek, bu ihtiyaca cevap vermektedir. Çek sisteminde, para, ödeme yapacak kişinin banka hesabı aracılığıyla alacaklı kişinin banka hesabına yatırılıyor. Bu nedenle, kağıt para kullanımından kaynaklanan taşıma zorluklarının giderilmesi açısından oldukça önemli bir yeniliktir. Böylece kağıt paranın çalınması gibi önemli olumsuzlukların da önüne geçiliyor. Çek sistemi, çok yüksek miktarlı ödeme işlemlerinin, paranın fiziksel olarak taşınmasına gerek kalmaksızın, bankalardaki hesaplar arasındaki transferiyle gerçekleştirilmesini sağlıyor.
Çek Ancak çek hesabının kullanımına ilişkin bazı zorluklar da mevcuttur. Bu zorluklar çek hesaplarının likiditesinin düşük olması yani acil ihtiyaç durumlarında hesaplarda bulunan paranın kullanımının zaman almasıdır. Çek hesabında tutulan fonların likiditesi düşüktür. Bankalar için acil nakit ihtiyacı olduğunda bu fonların kullanımı likidite ihtiyacını hemen karşılamayacağından tercih edilmemektedir. Diğer bir sakıncası› ise çeklerin bankalar arasında transferinin zaman alması sonucunda bu hesapların acil durumda kullanımının önüne geçerek çek hesaplarının likiditesini düşürmesidir.
Elektronik Para Hesaplar üzerinden fon transferi, internet ve bilişim teknolojisi sayesinde çok kısa sürede gerçekleştirebilmektedir. Bu, işlem hızının artmasının yanı sıra işlem maliyetinin düşmesi anlamına da gelmektedir. EFT teknolojisi elektronik parayı ortaya çıkartmıştır. Para bir manyetik karta ya da bilgisayar üzerinden alınan bir hesaba elektronik olarak yüklenecektir. Elektronik paranın en basit biçimi ATM kartlarının ödemede kullanılmasıdır. Elektronik paranın bir de internet üzerinden alışverişlerde kullanılmak üzere tasarlanmış şekli vardır.