Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji ve Solunum Fizyolojisi Doç. Dr. Mustafa SAYGIN SDÜ Tıp Fakültesi Fizyoloji ABD, Isparta, 2019.
ÖĞRENME HEDEFLERİ Uykuda kardiyovasküler sistemdeki değişiklikleri sayabilmek. Uykuda solunum sistemindeki değişiklikleri sayabilmek.
Uykuda kardiyovasküler ve solunum sistemini öğrenmek. AMAÇ Uykuda kardiyovasküler ve solunum sistemini öğrenmek.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji Uyku, kardiyovasküler etkilenme açısından NREM ve REM olmak üzere 2 farklı evreden oluşur. Uykunun NREM dönemi daha çok otonomik dengeyi sağlar ve kalp-akciğer-kan akımı arasında fonksiyonel koordinasyonu sağlar.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji NREM uykusunun 3 ayrı fazında da sempatik sinir aktivitesi, kalp hızı, kan basıncı ve kan basıncı dalgalanmaları azalmaktadır. Normalde kan basıncındaki düşüş, barorefleks mekanizmayla merkezi sinir aktivitesinde ve kalp hızında bir artışla telafi edilmeye çalışılır. Barorefleks arkı, periferik reseptörlerden, merkezi nöronlardan,sempatik ve parasempatik nöronlardan oluşur. Uykudaki bu hemodinamik değişikliklerde arteryel barorefleksin düzenleyici bir rol oynadığı düşünülmektedir.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji Kalp hızı değişkenliği zaman içerisindeki sinüs hızında periyodik değişiklikler olarak tanımlanır. Sempatik ve parasempatik denge hakkında önemli bilgiler verir. Frekansa bağlı ölçümlerde düşük frekans sempatik etkinliği yüksek frekans ise parasempatik etkinliği gösterir.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji Kalp hızındaki normal sinüs değişkenliği özellikle NREM uyku sırasında oluşur ve kalbin sağlıklı olduğunun göstergesidir. NREM uykusu, kardiyovasküler açıdan bakıldığında otonomik stabilite,sepmatik inhibisyon ve parasempatik (vagal) tonus artışının olduğu, bradikardinin ve solunumsal sinüs aritmisinin görüldüğü bir uyku evresidir.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji Uykunun REM dönemi ise , beyinsapı retiküler aktivatör sistemiyle ilişkilidir ve 90- 120 dakika kadar bir uyku dönemini oluşturur. Kortikal desenkronizasyon, postural tonusun supresyonu, hızlı göz küresi hareketleri, kardiyovasküler instabilite ve solunum değişiklikleri REM uykusu karakteristiklerindendir. Aynı zamanda aralıklı taşikardilerde oluşabilmektedir.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji REM döneminde kalbin sempatik-parasempatik aktivitelerine bağlı ani ritim değişiklikleri ortaya çıkabilir. Bu değişikliklerin ilişkili olduğu MSS bölümü ise ponto-genikulo-oksipital(PGO)aktivite ve theta ritmidir. Otonom sinir sistemindeki bu değişiklikler sağlıklı erişkinlerde iyi tolere edilir. Ancak; kalp hastalığı olanlar, özellikle uykunun REM safhasında ciddi risk altındadırlar.
Uykuda Kardiyovasküler Fizyoloji Normalde genç, sağlıklı kişilerde REM’deki fazik patlamalar esnasında sinüs düğümü duraksaması , kısa santral apne ve hipoapneler gözlemlenmez. Uyku sırasında daha yüzeysel uyku veya uyanıklık durumuna ani geçiş olarak adlandırılan arousal dönemde ise ani sempatik sinir aktivitesine bağlı olarak kan basıncında artış kalp hızı ile solunum hızında değişiklikler meydana gelir. Miyokard infarktüsü, ventriküler taşiaritmiler, pulmoner emboli ve ani kardiyak ölüm gibi olaylar ani sempatik deşarjların gözlemlendiği REM döneminde görülür.
Uykuda Solunum Fizyolojisi Solunum işini yapan vantilatuvar sistem ; beyin korteksi (istemli solunum) , beyin sapı (otomatik solunum),omurilik ve motor nöronlar (sinirsel uyarıların taşınması),solunum kasları ve kontrol sisteminden oluşur. Merkezi Sinir Sistemi : Perietal korteks içinde, inspiryum ve ekspiryum için sinyaller yollayan merkezler vardır. Bu merkezler omurilikteki motor nöronlara uyarılar yollamaktadır.
Uykuda Solunum Fizyolojisi Otomatik Solunum Kontrolü: Solunum güdüsünü sağlayan üç ana merkezden biri ponsta diğer ikisi ise medulada yer alır. Dorsal lateral ponsta yer alan pnömotaksik merkez, inspiratuvar ve ekspiratuvar nöronlar barındırır. Medüllada kontrol işlevini yapan merkezler, merkezi nöral eksenin iki tarafındadır ve solunum ritmini oluşturur. Omurilik: Omurilik ve motor nöronlar, korteks ve beyinsapından gelen uyarıları solunum kaslarının ön boynuz hücrelerine taşır. Motor nöronlar: Alt seviyedeki motor nöronlar, omurilik içinden solunum kaslarına doğru uzanır.Kas lifine ulaştığı zaman, motor bileşkede asetilkolin salınır ve membrandaki depolarizasyon, kasta aksiyon potansiyeli ve kasılma gerçekleştirir.
Solunum Kontrolü Nöral Reseptörler; üst havayolu ,solunum kasları, akciğer ve pulmoner damarlarda yer alır. Beyin sapındaki otomatik solunum merkezleri, kontrol reseptörlerinden gelen uyarılara yanıt verir ve sinirsel uyarıyı vantilasyonu ve üst havayolu açıklığını sağlayacak şekilde düzenler. Kandaki PCO2 , pH ve PO2'ye duyarlı iki grup kemoreseptör vardır: Santral kemoreptörler ve periferik kemoreseptörler. Karotit ve aortik cisimcikler periferik reseptörlerdir. PO2 ‘ ye duyarlı temel merkezlerdir ve az da olsa CO2 ve pH ‘ye de duyarlıdırlar.
Solunum Kontrolü Santral kemoreseptörler ise vantilasyonun asit baz değişikliklerine uyum sağlamasında önemlidir. CO2 ‘ye yanıttan büyük oranda sorumludur. Bu etki beyin omurilik sıvısı pH’sindeki düşmeyle birlikte CO2 ‘ de artışın saptanmasıyla yürütülür. Kanda karbondioksit konsantrasyonu arttığı zaman hem medulla da, hem de beyin omurilik sıvısında PCO2 artar. Her iki sıvıda da karbondioksit (CO2) su (H2O) ile reaksiyona girerek karbonik asit (H2CO3) oluşturur. Karbonik asit de hidrojen (H+) ve bikarbonat (HCO3-) iyonlarına ayrışır. Hidrojen iyonları kemoduyar alanda kuvvetli bir doğrudan uyarıcı etkiye sahiptir.
Uykuda NREM Evresinde Solunum Değişiklikleri Uykuya dalınmasıyla birlikte solunum uyarısı için gerekli PCO2 eşik düzeyi artar, vantilasyon azalır ve periyodik solunum başlar. İstemli solunum devre dışı kalmıştır ve vantilasyon NREM uyku sırasında Evre-I ve II de %13 azalır ve solunum instabildir. Evre-III ‘ de ise %15 e kadar azalır ve solunum stabil hale gelir. Solunumdaki hava akımı ortalama olarak 0.02-0.5 L/sn kadar azalmaktadır. Göğüs kafesinin genişlemesinde azalma ve PCO2 seviyesinde 3-7 mmHg artma meydana gelir. Üst hava yolu direnci NREM uykusunda yaklaşık iki katına çıkarken alt havayolu direncinde önemli bir değişiklik saptanmaz. NREM I NREM II NREM III
Uykuda REM Evresinde Solunum Değişiklikleri REM döneminde solunum düzensizleşir. Solunum merkezinin PO2 ve PCO2 ‘ deki değişimlere olan yanıtı, NREM dönemine göre azalır. CO2 seviyesinde NREM dönemine göre 2-3 mmHg kadar artış olur. Üst havayollarındaki kasların etkinliğindeki azalma daha da belirginleşir. REM döneminde NREM döneminin tersine interkostal ve abdominal kas aktivitesi azalır (atoni). Merkezi sinir sistemi fonksiyonlarındaki değişmeler ventilasyonu daha da azaltmaktadır.
Hipoksemiden Korunma ve Uykudan Uyanma Hipoksemi organizma için ciddi bir tehlikedir ve organizmanın buna karşı kullanacağı üç yöntem vardır; 1- Organizma, oksijen tüketimini ve metabolizmayı azaltabilir; kan dolaşımını yaşamsal organlara yönlendirebilir. 2- Organizma sınırlı oksijeni daha iyi kullanmaya çalışabilir; hipoksiye vantilatuvar yanıtı, kalp debisini ve dokuların oksijen alımını arttırır. 3-Organizma, hipoksik ortamdan uzaklaşmaya çalışır.
Hipoksemiden Korunma ve Uykudan Uyanma Hiperkapni ve hipoksiye karşı olan vantilatuvar yanıtı arttırma, uyanıklık sırasında erişkinlerde temel mekanizmadır. Uyku sırasında arousal, uyku ve hipoksiden kaçma gibi bir savunma mekanizması olarak düşünülebilir. Bu bağlamda uykudan uyanabilme, gerek fizyolojik gerekse davranışsal olarak koruyucu bir mekanizmadır. Arousal, EEG’de en az 3 sn süresince uyanıklık ritminin görülmesiyle birlikte EMG aktivitesinde yükselme olarak tanımlanır. Hipoksemi sempatik sinir sisteminin etkilemekte ve uyanma reaksiyonunu güçlü şekilde uyarmaktadır.REM’ de hipoksiye karşı uyanma yanıtı NREM’dekinden daha düşük oksihemoglobin seviyelerinde görülür.
Teşekkürler
TEŞEKKÜRLER SORULAR?
saglikveuyku.com adresinden indirebilirsiniz. Ders Notlarımı saglikveuyku.com adresinden indirebilirsiniz.