BİYOGRAFI (HAYAT HİKAYESİ) Biyografi Nedir? Biyografi Örnekleri Biyografi Terimi Biyografik Roman Biyografi Nasıl Ortaya Çıktı? Otobiyografi Biyografinin Özellikleri Monografi İyi Biyografi Nasıl Olmalıdır? Nekroloji Dünyada Biyografi Portre Türklerde Biyografi Portre Örneği
BIYOGRAFI NEDIR? Bir kişinin yaşamını anlatmayı konu alan edebiyat türüdür. Konu alınan kişinin bireyselliğini, yaratıcı ve duygudaş bir kavrayışla aktarmaya çalıştığı için edebiyat türüdür.
Kişisel anılara, araştırma sonucu edinilmiş sözlü ve yazılı malzemelerin düzenlenmesine ve yorumlanmasına dayandı ğ ı için tarih bilimi ile iç içedir..
BIYOGRAFI TERIMI Fransızca biographie "yaşam öyküsü" sözcüğünden alıntıdır. Eski Yunancada: Bíos, biot- βίος: yaşam Grapheía γραφεία: yazım
BIYOGRAFI NASıL ORTAYA ÇıKTı? Tarihte ölen kişinin yaşamını ve yapıtlarını öven mezar yazıtları ve cenaze törenlerindeki konuşmalar yaşam öykülerinin ilk örnekleri sayılabilir.
Daha sonra eldeki verilerin keyfi ya da eleştirellikten uzak bir yorumuna dayanan, söz konusu kişiyi övmek ve okura örnek oluşturmak için yazılan yaşam öyküleri başlamıştır.
Bunun hemen ardından kişilerin gerçek yüzünü ortaya çıkarmayı amaçlayan eleştirel yaşam öyküleri de kaleme alınmıştır.
BIYOGRAFININ ÖZELLIKLERI Tanınmış kişilerin çektikleri sıkıntıları, karşılaştıkları engelleri, başarıya ulaşmada gösterdikleri gayretleri anlatmaktır. Okuyucunun, topluma örnek olan bu kişileri yakından tanıma imkânı bulması, bu insanların başarı öykülerinden hareketle kendi koşullarını en iyi şekilde değerlendirme yolunu seçmesi amaçlanır.
Biyografilerde dil göndergesel işlevde kullanılır. Biyografiler nesnel olmalıdır. Biyografilerde gereksiz ayrıntılara girilmez. Biyografiler açık, yalın, duru bir dille yazılır. Biyografilerde daha çok açıklayıcı anlatıma başvurulur. Konuya göre öyküleyici ve betimleyici anlatımlara da başvurulabilir.
İ YI BIYOGRAFI NASıL OLMALıDıR? Bilgi ve belgelere, kanıt ve tanıklara dayandırılmalıdır. Kronolojik (zaman dizinsel) sıra Yaşamöyküsü yazılan kişinin doğumu, aile
Çevresi, eğitim süreci, kişiliği, arkadaşlık ve akrabalık ilişkileri, sosyal yaşamı, aşkları, evliliği ve çocukları, alanındaki başarısına ulaşma süreci, ulusal ve uluslararası başarıları konu edilmelidir.
Kişinin önemi, değeri, benzerlerinden farkı belirlenmelidir. Söylenti ve dedikodulara, asılsız bilgilere yer verilmemelidir. Kişinin yaşamı aşırı yüceltmeden ya da yermeden sergilenmelidir.
DÜNYADA BIYOGRAFI Biyografi türünün ilk büyük yazarı, eski yunanlı yazar Plutarkos’tur. (46-120) Bu türün batı edebiyatındaki kökleri Plutarkos’un romalıları anlattığı “Hayatlar” adlı eserine dayanmaktadır. Batıda bu türün yaygınlaşması 16. yüzyıldan sonradır. 20. yüzyılda ise batı da bir aileyi veya çevreyi ele alan geniş kapsamlı biyografik eserler yazılmaya başlanmıştır.
TÜRKLERDE BIYOGRAFI Türk edebiyatında ilk biyografik eser, Malik Bahşi’nin Feridüddin-i Attar’dan çevirmiş olduğu “Tezkiretü’l Evliya”dır. Divan edebiyatında şairleri anlatan eserlere ‘‘tezkire” denirdi. Çağatay yazarlarından Ali Şir Nevai 16. yüzyılda “Mecâlis’ün-Nefâis” adlı eseriyle Türk edebiyatında ilk biyografi örneğini vermiştir.
TÜRK EDEBIYATı'NDA SıRASıYLA; XVI.YÜZYıLDA; SEHI BEY: HEŞT-BEHIŞT LATIFÎ: TEZKIRETÜ'Ş-ŞUARA AHDÎ: GÜLŞEN-I ŞUÂRÂ ÂŞıK ÇELEBI: MEŞÂIRI’Ş-ŞUÂRÂ KıNALı-ZÂDE HASAN ÇELEBI: TEZKIRETÜ'Ş-ŞUARA BEYÂNÎ: BEYÂNÎ TEZKIRESI
BIYOGRAFI ÖRNEKLERI Recaizade Mahmut Ekrem: Kudemadan Birkaç Şair (1885) Muallim Naci: Osmanlı Şairleri (1890) Beşir Fuad: Viktor Hugo (1886); Süleyman Nazif: Mehmet Akif (1924); Kenan Akyüz: Tevfik Fikret (1947); Mehmet Kaplan: Namık Kemal Hayatı ve Eserleri (1948); Olcay Önertoy: Halit Ziya Uşaklıgil, Romancılığı ve Romanımızdaki Yeri (1965); Nurullah Çetin: Behçet Necatigil, Hayatı, Sanatı ve Eserleri (1998).
BIYOGRAFIK ROMAN Ünlü kişilerin hayatlarını konu alan, bunları roman tarzında işleyen edebî yazılara “biyografik roman” denir. Biyografik romanlar da Türk edebiyatında önemli bir yer tutmaktadır.
Bazı sanatçılar romanlarını biyografi tarzında yazmışlardır. Mehmet Emin Erişilgil’in “Bir Fikir Adamının Romanı: Ziya Gökalp”, “Bir İslâm Şairinin Romanı: Mehmet Akif”; Tahir Alangu’nun “Ülkücü Bir Yazarın Romanı: Ömer Seyfettin”; Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan’ adlı eserleri biyografik romana örnek gösterilebilir.
OTOBIYOGRAFI Kişinin kendi hayatını anlattığı yazıya otobiyografi denir. Otobiyografide doğumdan itibaren otobiyografinin yazıldığı ana kadar yaşananlardan anlatmaya değer olanlar yazılır. Edebiyat, sanat, siyaset, spor vb. alanlarda ünlü bir kişi; diğer insanlarca bilinmeyen yönlerini, başarısını nelere borçlu olduğunu ve nasıl kazandığını anlatmak amacıyla otobiyografisini yazar. Otobiyografi her ne kadar öznel bir anlayışla kaleme alınsa da gerçekler göz ardı edilmemelidir.
Otobiyografilerde birinci kişili anlatım söz konusudur. (… doğdum, öğrenim gördüm, eser yazdım vb.). Türk edebiyatında fazla gelişmeyen bu türün ilk örneği olarak Katip Çelebi’nin Mizanü’l-Hak adlı eserinin “Hatime”si yani “son söz”ü gösterilmektedir.
TÜRK EDEBIYATıNDA OTOBIYOGRAFI Abidin Dino’nun ➜ Kısa Hayat Öyküm Yusuf Akçura’nın ➜ Ya Kendim Ya Da Defter-i Âmâlim Hasan Ali Yücel’in ➜ Hayatım Şevket Süreyya Aydemir’in ➜ Suyu Arayan Adam Ayşe Kulin’in ➜ Babama
Muallim Naci’nin ➜ Ömer’in Çocukluğu Halikarnas Balıkçısı’nın ➜ Mavi Sürgün Aziz Nesin’in ➜ Böyle Gelmiş Böyle Gitmez Halit Ziya Uşaklıgil’in ➜ Kırık Yıl adlı eserleri biyografik romana örnek gösterilebilir.
MONOGRAFI Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına monografi (tek yazı) denir.
Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, tarihî bir olay, bilimsel bir alana ait bir sorun özel bir veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi bir konu üzerinde derinlemesine bir inceleme de yapılabilir.
NEKROLOJI Ölen ünlü bir kişinin hemen ölümünden sonraki günlerde genellikle gazete ve dergilerde yakın çevresinde yer alan kişiler tarafından onun üstün niteliklerinin erdemlerinin, çalışmalarının ve diğer özelliklerinin anı üslûbuyla anlatıldığı yazılara denir.
Bu yazılar bir anlamda öleni çok seven birinin ağıtları duygusal öznel açıklamalarıdır. Bu tür yazılara örnek olarak Yahya Kemal'in ölümü dolayısıyla kaleme alınmış bazı yazıları ve Peyami Safa'nın Objektif serisinin altıncı kitabı olan "Yazarlar Sanatçılar Meşhurlar" eserinde yer alan pek çok yazıyı örnek verebiliriz.
PORTRE Bir kimseyi karakteristik özellikleriyle okuyucuya tanıtmak amacıyla yazılan edebî yazılara portre denir. Kişinin sadece dış görünüşünün (boyunun, yüzünün, giyinişinin, hareketlerinin...) anlatıldığı portreye fizikî portre; iç dünyasının, alışkanlıklarının, duygularının, fikirlerinin, zayıf taraflarının... anlatıldığı portreye ruhî portre (tinsel, moral portre) denir. Çoğu zaman fizikî portre ile ruhî portre iç içe verilir.
Fizikî portre; kişiyi diğer insanlardan ayıran dış özellikleri iyi bir gözlemle belirlendikten sonra, uygun sıfatlar kullanılarak özgün bir şekilde yazılır.
İç dünyanın anlatıldığı ruhî portrede ise; kişinin ahlâkı, alışkanlıkları, düşünceleri ilginç bir üslûpla yazılır. Portreye konu kolan kişiye ait, düşünceleri ve anlayışları daha etkili olarak ortaya koymak için onun sözlerine de yer verilebilir.
PORTRE ÖRNE Ğ I Atatürk her şart içinde kendisini empoze edenlerdendi. Bakışında, jestlerinde, ellerinin hareketinde, kımıldanışlarında ve yüzünün çizgilerinde bütün bir dinamizm vardı. Bu dinamizm etrafını bir çeşit sessiz sarsıntı ile dolduruyordu. Öyle ki birkaç dakikalık bir konuşmadan sonra bu mütevazi ve rahat adamın, bu öğreticinin anında bir uçtan öbür uca geçebileceğini, meselâ en rahat ve kahkahalı bir sohbeti keserek en çetin bir kararı verebileceğini ve daha gücü bu kararı verdikten sonra yine aynı noktaya döneceğini düşünebilirsiniz. En iyisi istim üzerinde bir harp gemisi gibi çevik, harekete hazır bir dinamizm diyeli A. H. Tanpınar, Beş Şehir.