NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ ULUSLAR ARASI MUHASEBE STANDARTLARI TMS 12 GELiR VERGiLERi (KURUM KAZANCI ÜZERiNDEN HESAPLANAN VERGiLER) NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ © İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi iisbf.nisantasi.edu.tr
TMS 12 GELiR VERGiLERi (KURUM KAZANCI ÜZERiNDEN HESAPLANAN VERGiLER) 14.1 STANDARDIN AMACI Bu Standardın amacı; işletmelerin bir faaliyet döneminde elde etti- ği kar üzerinden hesaplanan gelir vergilerinin (kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergilerin) muhasebeleştirilmesini düzenlemektir. Gelir vergilerinin muhasebeleştirilmesindeki en önemli konu; aşa- ğıdaki durumlarda cari ve gelecek dönemlerde vergisel sonuçların belir- lenmesidir: Bir işletmenin TFRS’ye göre hazırlanmış bilançosunda yer alan varlıkların ve borçların defter değerlerinin ileride varlıklar için fayda el- de etme, borçlar için ise ödemenin; Cari dönemde oluşan ve sonuçları işletmenin finansal tabloları- na yansıyan işlemler veya diğer olayların vergisel sonuçları. Finansal raporlama yapan kuruluş, bir varlığı veya borcu muhase- beleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise ödeneceğini bekler. Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin olmadığı duruma göre fazla veya az ola- caksa; bu Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin ertelen- miş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zo- runlu kılar. Bu Standart, işletmenin, işlemlerin ve diğer olayların vergisel so- nuçlarını; işlemleri ve diğer olayları muhasebeleştirdiği şekilde muhase- beleştirmesini zorunlu kılar. Bu nedenle, işlemler ve diğer olaylar kâr veya zarar olarak muha- sebeleştirilmişse, bunlarla ilgili vergi etkileri de kâr veya zararda muha- sebeleştirilir. işlemler ve diğer olaylar doğrudan doğruya özkaynak he- saplarında muhasebeleştirilmişse, ilgili vergi etkileri de doğrudan özkay- nak hesaplarında muhasebeleştirilir. Benzer şekilde, işletme birleşmelerinde ertelenmiş vergi alacağının veya vergi borcunun muhasebeleştirilmesi, işletme birleşmesinde oluşan şerefiye tutarını veya elde etmenin maliyetinin devralınan şirketin belir-
lenebilen varlıklarının net gerçeğe uygun değerlerinin, borçlarının ve koşullu borçlarının toplamını aşan kısmındaki devralanın hissesine dü- şen kısmı etkiler. Bu Standart, aynı zamanda, henüz kullanılmamış olan geçmiş yıl zararları nedeniyle oluşan ertelenmiş vergi varlıklarının veya kullanılma- mış vergi avantajlarının muhasebeleştirilmesi, gelir vergilerinin finansal tablolarda sunumunu ve gelir vergileri ile ilgili bilgilerin açıklanması ko- nularını da düzenler. 14.2 STANDARDIN KAPSAMI TFRS, başta mevcut ve potansiyel hissedarlar ve kredi kuruluşları olmak üzere tüm işletme ilgililerinin ihtiyaç duydukları finansal tablola- rın; ihtiyaca uygun, gerçek, güvenilir, dengeli, karşılaştırılabilir ve anla- şılabilir nitelikte olmaları ve kamu yararını sağlayabilmeleri için oluştu- rulmuştur. Diğer bir değişle, işletmenin doğru ve gerçeğe uygun finan- sal raporlama yapmasına olanak sağlayan standartlardır. Vergi mevzuatı ise; devletin, başta gelir elde etmek üzere çeşitli ekonomik ve sosyal politikalarının bir aracı olarak kullanılır. Türkiye’de muhasebe uygulamaları önemli ölçüde vergi mevzuatının etkisindedir. hazırlanan finansal tablolar Dolayısıyla, işletmeler tarafından da vergi mevzuatının gereklerini yansıtmaktadır. Diğer bir değişle, devletin vergi- sini zamanında, tam ve doğru olarak almasına yönelik olarak hazırlanır- lar. Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı gibi, TFRS’nin amacı ile vergi düzenlemelerinin amacı birbirinden farklıdır. Bu farklılık, karşı- mıza iki farklı finansal tablo setini; iki farklı kar/zarar rakamı ile iki fark- lı vergi rakamını çıkarmaktadır. Bu bölümde, özellikle TFRS ile Vergi Mevzuatının işletme karı/(za- rarı) üzerinden hesaplanan verginin; nasıl ortaya çıktığını, nasıl muhase- beleştirildiğini, nasıl raporlandığını ve ne gibi açıklamalara konu oldu- ğunu anlatmaya çalışacağız.
STANDARDIN GETiRDiKLERi TEMEL TANIMLAR Muhasebe Kârı / (Muhasebe Zararı) Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına göre hesaplanmış, vergi gideri öncesi dönem kârını (zararını) ifade eder. Türkiye uygulamasın- da, ticari kar /(ticari zarar) olarak adlandırılmaktadır. Vergiye Tabi Kâr / (Mali Zarar) Vergi otoriteleri tarafından konulan kurallara göre bir hesap döne- mi için tespit edilen ve üzerinden vergi ödenen (vergi geri kazanımı sağ- layan) kârı / (zararı) ifade eder. Türkiye uygulamasında, mali kar / (za- rar) olarak adlandırılmaktadır. Vergi Gideri / (Vergi Geliri) Dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve er- telenmiş vergi açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder. Gelir tablosunda, dönem karı / (zararı) kaleminden düşülen / (eklenen) ve böylece dönem net karı / (zararı) tutarının hesaplandığı; vergi mevzuatı- na göre hesaplanan yasal vergi tutarı ile finansal raporlama standartları- na göre hesaplanan ertelenmiş vergi gideri / (ertelenmiş vergi geliri) tu- tarlarını ifade eder. Dönem Vergisi Vergiye tabi kâr / (mali zarar) açısından o döneme ait ödenecek ge- lir vergisini / (geri kazanılacak gelir vergisini) ifade eder. Ertelenmiş Vergi Borçları Vergiye tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödene- cek gelir vergilerini ifade eder. Bilançonun pasifinde yer alır. Ertelenmiş Vergi Varlıkları (Alacakları) Aşağıdaki durumlarda gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan gelir vergisi tutarlarını ifade eder. Bilançonun aktifinde yer alır: (a) indirilebilir geçici farklar;
Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlar; ve Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi avantajları. 14.3.1.7. Geçici Farklar Bir varlığın veya borcun TFRS’ye göre hazırlanmış bilançodaki def- ter değeri ile bunların vergi mevzuatı açısından taşıdıkları değerler ara- sındaki farkları ifade eder. Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir: Vergiye tabi geçici farklar; TFRS’ye göre hazırlanmış bilanço- da yer alan ve gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığın- da o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye ta- bi tutarlar oluştururlar; ya da indirilebilir geçici farklar; TFRS’ye göre hazırlanmış bilanço- da yer alan ve gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığın- da o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi mat- rahından indirilebilir tutarlardır. Vergiye Esas Değer Bir varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade eder. Vergiye esas değere ilişkin detaylı açıklamalara aşağıda yer veril- miştir. Varlığın Vergiye Esas Değeri Bir varlığın vergiye esas değeri, işletmenin gelecekte söz konusu varlığın defter değeri tutarında sağlayacağı vergiye tabi ekonomik yarar- dan vergisel açıdan gider olarak indirilebilecek olan tutarı ifade eder. Eğer ilerideki ekonomik faydalar vergiye tabi olmayacaksa, anılan varlı- ğın vergiye esas değeri defter değerine eşittir. Varlığın vergiye esas de- ğerine ilişkin durumları aşağıdaki örnekler ile açıklayabiliriz. Örnek Bir makinenin maliyeti 100 TL’dir. Vergi açısından içinde bulunu- lan dönemde ve önceki dönemlerde ayrılan amortisman tutarı 30 TL’dir. Makinenin kalan maliyeti gelecek dönemlerde ya amortisman ayırmak suretiyle ya da satış sırasında kalan maliyet olarak düşülebilecektir. Bu makineyi kullanarak elde edilen gelir vergiye tabidir, satış sonucu olu- şan kâr da vergiye tabidir. Satışın zararla sonuçlanmasında da zarar ver-
gi açısından indirilebilir durumdadır gi açısından indirilebilir durumdadır. Hâlihazırda makinenin vergiye esas değeri 70 TL’dir. Örnek Tahakkuk ettirilmiş olan faiz alacaklarının defter değeri 100 TL’dir. Bununla ilgili faiz gelirleri nakit esasına göre vergiye tabi olacaktır. Bu durumda faiz alacaklarının vergiye esas değeri sıfırdır. Satışlardan alacakların defter değeri 100 TL’dir. ilgili satış geliri ver- giye tabi kârın (mali zararın) tespitinde dikkate alınmıştır. Alacakların vergiye esas değeri 100 TL’dir. Bir bağlı ortaklıktan tahsil edilecek temettüünün defter değeri 100 TL’dir. Temettü geliri işletmede vergiye tabi değildir. Esas olarak bu var- lığın değerinin tamamı gelir olarak muhasebeleştirilmiş olan ekonomik yarardan indirilebilir durumdadır. Sonuç olarak temettü alacaklarının vergiye esas olan değeri 100 TL’dir. 31 Finansal alacak olarak muhasebeleştirilmiş olan verilmiş bir borcun defter değeri 100 TL’dir. Verilen borç geri alındığında bunun herhangi bir vergisel sonucu olmayacaktır. Bu alacağın vergiye esas değeri 100 TL’dir. 31 Bu analize göre vergilendirilebilir geçici fark yoktur. Alternatif bir analiz de şöyle olabilir; tahakkuk ettirilen temettü alacaklarına uygulanacak vergi oranı sıfır olduğu için oluşan 100 TL vergilendirilebilir geçici farka sıfır oranı uygulandığında vergiye esas değeri de sıfırdır. Her iki analizde de ertelenmiş vergi borcu yoktur. 14.3.1.8.2. Borcun Vergiye Esas Değeri Bir borcun vergiye esas değeri, onun defter değerinden bu borçla ilgili olarak gelecek dönemlerde vergi açısından indirilebilir tutarlar dü- şüldükten sonra kalan tutardır. Avans olarak alınmış olan hâsılat örne- ğinde, ilgili borcun vergiye esas değeri alınan avansın tutarından gele- cek dönemlerde vergiye tabi olmayacak olan gelir tutarları düşüldükten sonra kalan değerdir. Borcun vergiye esas değerine
ilişkin durumları aşağıdaki örnekler ile açıklayabiliriz. Kısa vadeli borçlar; defter değeri 100 TL olan, tahakkuk ettirilmiş gi- derleri içermektedir. ilgili gider, vergi açısından nakit olarak ödendiğinde gider yazılabilecektir. Gider tahakkukunun vergiye esas değeri sıfırdır. Kısa vadeli borçlar; peşin olarak tahsil edilen ve defter değeri 100 TL olan faiz gelirini içermektedir. ilgili faiz geliri nakit olarak tahsil edil- diğinde vergi matrahına dâhil edilmiştir. Peşin olarak tahsil edilen faiz gelirinin vergiye esas değeri sıfırdır. Kısa vadeli borçlar; defter değeri 100 TL olan tahakkuk ettirilmiş gi- derleri içermektedir. ilgili gider vergi açısından hâlihazırda gider yazıl- mıştır. Tahakkuk ettirilmiş giderin vergiye esas değeri 100 TL’dir. Kısa vadeli borçlar defter değeri 100 TL olan tahakkuk ettirilmiş ce- za ve tazminat içermektedir. Ceza ve tazminatlar vergi açısından gider kabul edilmemektedir. Tahakkuk ettirilen ceza ve tazminatların vergiye esas değeri 100 TL’dir. 32 32 Bu analize göre indirilebilir geçici fark yoktur. Alternatif bir analiz de şöyle olabilir; tahakkuk ettirilen cezaların ve tazminatların vergiye esas değerleri sıfırdır ve ortaya çıkan 100 TL tutarındaki geçici indirilebilir farka sıfır vergi oranı uygulanır. Her iki analizde de ertelenmiş vergi varlığı yoktur. Örnek Bir kredi borcunun defter değeri 100 TL’dir. Kredinin geri ödemesi yapıldığında herhangi bir vergisel sonuç doğmamaktadır. Kredinin ver- giye esas değeri 100 TL’dir. Bazı kalemlerin vergiye esas değeri olmakla birlikte bunlar bilanço- ya varlık ve borç olarak yansıtılmazlar. Örneğin, araştırma giderleri oluş- tukları dönemin muhasebe kârının hesabında gider olarak dikkate alınır- lar, ancak daha sonraki bir döneme kadar vergiye tabi kârın (mali zara- rın) belirlenmesinde gider olarak kabul edilmeyebilirler.
Araştırma gi- derlerinin gelecek dönemlerde vergi otoritelerinin vergi hesabında gider olarak indirimine izin verdiği tutardan oluşan vergiye esas değeri ile sı- fır olan defter değeri arasındaki fark, ertelenmiş vergi varlığı doğuran in- dirilebilir bir geçici farktır. Bir varlığın veya borcun vergiye esas değerinin olup olmadığının açık olmadığı durumlarda standardın dayandığı temel ilkenin dikkate alınması yardımcı olacaktır. Bazı belirli sınırlamaların dışında, bir varlı- ğın defter değeri geri kazanıldığı veya bir borcun defter değeri ödendi- ğinde, bu varlığın defter değerinin kazanılması veya borcun defter de- ğerinin ödenmesinin hiç bir vergi etkisi doğurmayacağı duruma nazaran, işletmenin gelecekte ödeyeceği vergiler daha fazla olacaksa ertelenmiş vergi borcu, daha az olacaksa ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilir. DÖNEM VERGi BORCU VE DÖNEM VERGi VARLIKLARININ MUHASEBELEşTiRiLMESi Cari dönemin ve önceki dönemlerin vergileri, henüz ödenmemiş kısımla sınırlı olmak üzere, borç olarak muhasebeleştirilir. Eğer cari dönem ve önceki dönemler için ödenen vergiler bu dö- nemlere ait vergiden fazla ise aşan kısım varlık (vergi varlığı) olarak mu- hasebeleştirilir. Bir mali zararın önceki dönemin, dönem vergisine mahsup edilebi- lir bir şekilde geriye taşınabildiği hallerde faydalanılabilecek tutar bir varlık olarak muhasebeleştirilir. Bir mali zararın önceki dönemin ödenecek vergisine mahsup edilebildiği ve bu mahsubun yapıldığı durumda mali zararın ortaya çıktığı dönemde, işletmenin bu faydadan yararlanacağının olası olması ve fay- danın da güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi nedenleriyle, işletme, bu faydayı bir varlık olarak muhasebeleştirir. ERTELENMiş VERGi BORÇLARININ VE ERTELENMiş VERGi VARLIKLARININ MUHASEBELEşTiRiLMESi Vergiye Tabi Geçici Farklar Bütün vergiye tabi geçici farklar için ertelenmiş vergi borcu muha- sebeleştirilir. Ancak aşağıdaki durumlarda meydana gelen geçici farklar için ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirilmez: şerefiyenin ilk muhasebeleştirilmesi sırasında; veya Aşağıdaki işlemler sonucunda oluşan bir varlık veya borcun ilk muhasebeleştirilmesi sırasında: işletme birleşmesi niteliğinde olmayan işlemler; ve Oluşmasının ne muhasebe kârını ne de vergiye tabi kârı
(ma- li zararı) etkilemediği işlemler. Ancak, bağlı ortaklıklar, şubeler, iştirakler ve iş ortaklıklarındaki ya- tırımlar ile ilgili olarak ortaya çıkan vergiye tabi geçici farklar için, erte- lenmiş vergi borcu muhasebeleştirilir. Bir varlığın muhasebeleştirilmesi işlemi, ilgili varlığın defter değeri- nin bir ekonomik yarar olarak işletmeye gelecek dönemlerde geri kaza- nılacağını gösterir. Eğer varlığın defter değeri onun vergiye esas değerini aşarsa, bu varlık nedeniyle ileride muhasebe kârının tespitinde gider yazılabilecek tutar vergi mevzuatına göre gider yazılabilecek tutarı aşıyor demektir. Bu fark, vergiye tabi bir geçici farktır ve sonuçta oluşan gelir ver- gilerini gelecek dönemlerde ödeme yükümlülüğü oluşturacak ise bir er- telenmiş vergi borcudur. işletme bu varlığın defter değerini geri kazan- dıkça vergilendirilebilir geçici fark tersine dönecek ve vergiye tabi kâr ortaya çıkacaktır. Bu durumda, işletmeden vergi ödemeleri şeklinde ekonomik fayda çıkışı olacaktır. Bu nedenle Standart ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirilmesini zorunlu kılar. Örnek (Ertelenmiş Vergi Borcu) Olay: Bir varlığın maliyeti 150 TL, defter değeri 100 TL, vergi mev- zuatına göre ayrılmış olan birikmiş amortismanı 90 TL ve vergi oranı da % 25’tir. Çözüm: Varlığın vergiye esas değeri 60 TL (maliyet 150 TL – birik- miş amortisman 90 TL)’dir. Defter değeri 100 TL’nin geri kazanılabilmesi için, iş 100 TL vergiye tabi gelir elde etmelidir. Ancak vergi mevzuatına göre indirebileceği amortisman tutarı 60 TL’dir. Sonuç olarak, iş bu varlığın defter değerini geri kazandığın- da ödeyeceği vergi 10 TL’dir (40 TL’nin % 25’i). Defter değeri 100 TL ve vergiye esas değeri 60 TL arasındaki fark, 40 TL vergiye tabi bir geçici farktır. iş varlığın defter değerini geri kazandığında geliri üzerin- den ödeyeceği vergi 10 TL’yi (40 TL’nin % 25’i) ertelenmiş vergi borcu olarak muhasebeleş Bazı geçici farklar gelir veya giderin bir dönemin muhasebe kârına dahil edilmiş olmasına rağmen vergiye tabi kârın hesabında farklı bir dö-
nemde dikkate alınmış olmasından kaynaklanabilir nemde dikkate alınmış olmasından kaynaklanabilir. Bu tür farklar, za- manlama farkı olarak adlandırılır. Aşağıdaki örneklerde yer verilen fark- lar ertelenmiş vergi borcu doğuran bu tür vergiye tabi zamanlama fark- larıdır: Faiz gelirleri muhasebe kârının tespitinde faiz işleyen zaman esasına göre belirlenebilirken, vergi mevzuatına göre nakit tahsil edilen faiz tutarları gelir yazılabilir. Bilançoya yansıtılmış ancak tahsil edilme- miş bu tür faiz alacaklarının vergiye esas değeri sıfır olacaktır; çünkü bu gelirler nakit olarak tahsil edilmedikleri için vergiye tabi geliri etkilemez. Muhasebe kârının / (zararının) tespitinde dikkate alınan amor- tisman, vergiye tabi kârın (mali zararın) tespitinde dikkate alınan amor- tismandan farklı olabilir. Bir varlığın defter değeri ile o varlığın vergiye esas değeri (varlığın orijinal maliyetinden o varlıkla ilgili olarak vergi mevzuatının içinde bulunulan dönemin ve önceki dönemlerin vergiye tabi kârları tespit edilirken izin verdiği bütün indirimler düşüldükten sonra kalan tutardır) arasındaki fark geçici farktır. Vergi açısından hız- landırılmış amortisman uygulanması halinde ertelenmiş vergi borcu do- ğuran vergiye tabi bir geçici fark ortaya çıkar (vergi açısından uygulanan amortismanın ticari muhasebede uygulanan amortismandan daha yavaş olması halinde indirilebilir bir geçici fark oluşur ve ertelenmiş vergi var- lığı ortaya çıkar); ve Geliştirme giderleri finansal raporlama standartları açısından ak- tişeştirilip, muhasebe kârının hesabında gelecek dönemler boyunca amortismana tabi tutulabilir, vergiye tabi kârın tespitinde ise oluştukları dönemde gider yazılabilir. Bu tür geliştirme giderlerinin vergiye esas de- ğeri, bu giderler vergi tabi kârın tespitinde dikkate alınmış oldukları için sıfırdır. Geliştirme giderlerinin defter değeri ile sıfır olan vergiye esas de- ğeri arasındaki fark geçici farktır. 14.3.3.2. indirilebilir Geçici Farklar Vergisel açıdan indirilebilir gider niteliğindeki bütün geçici farklar için, ileriki dönemlerde bu giderlerin indirilmesine yetecek kadar vergi- ye tabi gelir oluşacağının muhtemel olması koşuluyla ve ertelenmiş ver- gi varlığının aşağıda sayılan işlemler sonucunda bir varlık veya borcun ilk muhasebeleştirilmesinden kaynaklanmamış
olması halinde ertelen- miş vergi varlığı muhasebeleştirilir. işlem bir işletme birleşmesi değildir; ve işlem, ne muhasebe kârını ne de vergiye tabi kârı (mali za- rarı) etkilememektedir. Bir borcun muhasebeleştirilmesi bu borcun defter değeri tutarında bir ekonomik fayda içeren kaynakların gelecek dönemlerde işletmeden çıkacağını ve borcun böylece kapatılacağını gösterir. Kaynaklar işletmeden çıkarken, bunların tutarlarının tamamı veya bir kısmı borcun muhasebeleştirildiği dönemden sonra gelen, çıkışların olduğu dönemlerin vergiye tabi kârının tespitinde gider olarak indirile- bilir. Böyle durumlarda, bir borcun defter değeri ile vergiye esas değeri arasında geçici bir fark doğar. Buna bağlı olarak da, ileriki dönemlerde bu farka ilişkin borç tutarının vergiye tabi kârın tespitinde gider olarak indirilmesine izin verildiğinde geri kazanılacak vergileri ifade eden bir ertelenmiş vergi varlığı oluşur. Benzer şekilde, eğer bir varlığın defter değeri vergiye esas değerin- den daha az ise, aradaki fark ilerideki dönemlerde geri kazanılacak ver- gileri belirten ertelenmiş vergi varlığının doğmasına neden olur. Örnek (indirilebilir Geçici Farklar) Olay: Bir işletme tahakkuk ettirdiği garanti giderleri için 100 TL tu- tarında borç muhasebeleştirmiştir. Vergisel açıdan ürün garantisi gider- leri garanti talepleri ödenmediği sürece gider yazılamamaktadır. Vergi oranı % 25’tir. Çözüm: Borcun vergiye esas değeri sıfırdır (defter değeri 100 TL – borçla ilgili olarak gelecek yıllarda vergiye tabi kârın tespitinde indirilebile- cek tutar 100 TL). iş borcun defter değerini kaydederken, ilerideki vergiye esas kârını 100 TL azaltacak ve dolayısıyla ileride ödeyeceği vergi de 25 TL (100 TL’nin % 25’i) azalacaktır. Defter değeri 100 TL ile sıfır olan vergiye esas değer arasında- ki fark olan 100 TL indirilebilir bir geçici farktır. Bu durumda, ileriki dönemlerde bu giderlerin indirilmesine yetecek kadar vergiye tabi gelir oluş olası olması koş iş 25 TL (100 TL’nin % 25’i) tutarında ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirir. 14.3.3.3.Ertelenmiş Vergilerin Muhasebeleş için Genel
ilkelerdeki istisnalar Ertelenmiş vergilerin muhasebeleştirilmesi için genel ilkelere ilişkin istisnalar aşağıdadır: işletme, ertelenmiş vergi varlığını, sadece, gelecekte ertelen- miş vergi varlığının geri kazanılması için yeterli vergiye tabi kâr olacağı muhtemel ise, muhasebeleştirir, Zamanlama farkının öngörülebilir gelecekte iptal edileceği muhte- mel değilse, işletme, yabancı ülkelerdeki bağlı ortaklıklar, yabancı ülkelerde- ki iştirakler ve iş ortaklıklardaki paylardan gelen ödenmemiş kârlarla iliş ge- çici farklılıklar için, ertelenmiş vergi gideri (geliri) veya bir ilişkili ertelenmiş vergi borcu (varlığı) muhasebeleştirmemelidir. işletme, şerefiyenin ilk muhasebeleştirilmesiyle ilişkilendirilen geçici farklılıklar için ertelenmiş bir vergi borcu muhasebeleştirmemelidir. ÖLÇÜM Cari Vergi Borçlarının ve Cari Vergi Varlıklarının Ölçülmesi Cari dönemin ve önceki dönemlerin dönem vergisi olarak vergi idaresi- ne ödenecek (veya mahsup edilecek) dönem vergi borçlarının (varlıklarının) ve iliş vergi gideri (geliri) tutarı, iş tarafından, raporlama tarihi itibariyle yürürlükte olan veya yürürlüğe girmesi kesine yakın olan vergi oranları (ve vergi kanunları) dikkate alınarak ölçülür. Ertelenmiş Vergi Borçlarının (Varlıklarının) Ölçülmesi Ertelenmiş vergi varlıkları ve borçları, ve ilişkili vergi gideri (geliri) iş- letme tarafından, raporlama tarihi itibariyle yürürlükte olan veya yü- rürlüğe girmesi kesine yakın olan vergi oranlarına (ve vergi kanun- larına) dayanılarak varlıkların aktişeştirildiği veya borçların öden- diği dönemlerde uygulanması beklenen vergi oranları kullanılmak suretiyle ölçülür. Kullanılacak Vergi Oranı Eğer farklı vergiye tabi gelir seviyelerine farklı vergi oranları uygulanma- sı söz konusu ise, iş tarafından, geçici farkların tersine döneceği bekle- nen dönemlerin vergiye tabi kârına (mali zararına)
uygulanmasını beklediği ortalama veya büyük ölçüde geçerli vergi oranları uygulanarak ertelenmiş ver- gi gideri (geliri) ve iliş ertelenmiş vergi borçları (varlıkları) ölçülür. Ertelenmiş vergi gideri (geliri) ve ilişkili ertelenmiş vergi borçlarının (varlıklarının) ölçümü, ilişkili zamanlama farkının niteliğinden kaynaklanan vergi sonuçlarını da yansıtır. Örneğin; zamanlama farkı, gelecekteki bir dönemde sermaye kazancı olarak vergiye tabi olması beklenen bir gelir kaleminden kaynaklanıyor ise, ertelenen vergi gideri, sermaye ka- zancı vergi oranı kullanılarak ölçülür. Bazı yönetimlerde, kâr veya dağıtılmamış kârın bir kısmı veya ta- mamı işletmenin hissedarlarına temettü olarak ödendiğinde gelir vergi- leri daha yüksek veya daha düşük oranlar üzerinden ödenmektedir. Farklı idari yönetimlerde, kâr veya dağıtılmamış kârın bir kısmı ve- ya tamamı işletmenin hissedarlarına temettü olarak ödendiğinde gelir vergileri geri iade edilebilir veya ödenmesi gereken tutar olabilmektedir. Bu durumlarda, işletme, bir temettü ödemesine ilişkin borcu muhasebe- leştirene kadar, dağıtılmamış kârlara uygulanan vergi oranları üzerinden dönem vergilerini ve ertelenmiş vergilerini ölçer. işletme, temettü öde- mesine ilişkin borcu muhasebeleştirdiğinde, sonuçta ortaya çıkan dö- nem veya ertelenmiş vergi borcunu (varlığını) ve ilişkili vergi giderini (gelirini) muhasebeleştirir. Örnek (Ertelenmiş Vergi Alacağı – Borcunun Muhasebeleştirilmesi) Marmara Ticaret A.ş.’nin amortismana tabi 2 adet binek aracı bu- lunmaktadır. Araçlardan ilki geçen yılın başında 5.000 TL.’ye diğeri ise bu yılın başında 10.000 TL.’ye satın alınmıştır. Her iki araç için de fay- dalı ömür 5 yıl olarak belirlenmiştir. fiirket araçlar için vergi hesaplama- sında eşit amortisman tutarları yöntemi (normal/doğrusal amortisman yöntemi) uygularken, finansal raporlama amacıyla hızlandırılmış amor- tisman yöntemi (azalan bakiyeler yöntemi) kullanmaktadır. Yıl sonunda Marmara Ticaret A.ş.’nin faaliyetlerden elde ettiği gelir 6.000 TL.’dir. Bu tutarın içerisinde amortisman ve vergi yer almamakta- dır. şirket buna ek olarak devlet tahvilinden 100 TL vergiden muaf faiz geliri elde etmiştir. Verilen bilgiler ışığında Marmara Ticaret A.ş.’nin beyanname ve ge- lir tablosu şu şekilde oluşmaktadır.
VERGi BEYANNAMESiNE GÖRE DÖNEMiN VERGi HESAPLAMASI (Normal Amort.) Faaliyet geliri (amortisman ve vergi öncesi) 6.000 Faaliyet geliri (amortisman ve vergi öncesi) 6.000 Faiz geliri* -- Faiz geliri 100 Dönemin Amortisman Gideri (3.000) Dönemin Amortisman Gideri (5.200) Vergiye Tabi Kar (Matrah) 3.000 Vergi Öncesi Kar 900 Dönem Vergisi (% 20) 600 Dönem Vergisi (%20) 180 * Faiz geliri vergiden muaf olduğu için hesaplamaya dahil edilmemiştir. iR işletmenin muhasebe karı ile vergiye tabi karı arasındaki farklar; geçici ve sürekli farklar şeklinde sınışandırılabilir. Yukarıdaki iki tabloda yer alan gelirler arasındaki fark iki nedenden kay- naklanmaktadır. Bunlardan birincisi farklı amortisman yöntemlerinden kaynak- lanan 2.200 TL.’lik fark, diğer ise 100 TL.’lik vergiden muaf faiz geliri nedeniy- le oluşan farktır. Faiz geliri nedeniyle oluşan fark kalıcı farktır ve bundan böyle hiç bir zaman vergiye konu olmayacaktır. Kalıcı fark için ertelenmiş vergi hesaplama- sı da yapılmamalıdır. Vergi ve finansal raporlama için farklı yöntemlerle hesaplanan dönemin amortisman giderleri arasındaki fark ise geçici farktır. işletme söz konusu ge- çici fark için ertelenmiş vergi hesaplaması yapmalıdır. 2.200 TL.’lik amortisman farkıyla ilgili iş bilançosunda 2.200 TL. x % 20 = 440 TL.’lik ertelenmiş vergi varlığı, gelir tablosunda da aynı tutarda ertelenmiş ver- gi geliri raporlaması gerekmektedir. Örnek (Ertelenmiş Vergi Alacağı – Borcunun Muhasebeleştirilmesi) SDR A.ş. tarafından vergi idaresi için hazırlanmış 31.12.2006 ve 31.12.2007 tarihli bilançoları ile yine aynı tarihler için finansal raporlama stan- dartlarına göre hazırlanmış ancak henüz ertelenmiş vergi ile ilgili hesaplamarı yapılmamış bilançoları aşağıdaki gibidir: SDR A.ş. 31.12.2006 Tarihli Bilanço SDR A.ş. 31.12.2007 Vergi TFRS Hazır Değerler 2,500 3,500 Ticari Alacaklar 3,300 5,500 Stoklar 7,500 7,200 8,000 Maddi Duran Varlıklar (net) 10,000 8,500 15,000 17,000
Kıdem Tazminatı Karşılığı 2,000 1,400 3,500 Sermaye 8.000 8,000 23,500 21,500 32,000 34,000 Banka Kredileri 3,000 2,800 6,500 Ticari Borçlar 5,100 5,000 7,000 Kıdem Tazminatı Karşılığı 2,000 1,400 3,500 Sermaye 8.000 8,000 Yedekler 4,600 Dönem Karı 3,400 2,300 4,000 4,400 Yukarıdaki bilançolardan hareketle iş ertelenmiş vergi alacağı veya borcuna iliş 2006 ve 2007 yıllarına iliş hesaplamalar aş gibidir: Çözüm: Öncelikle 2006 yılı için vergi ve finansal raporlama standartlarına göre hazırlanmış bilançolar arasındaki farklı kalemlerin hangileri olduğu “vergilendirilebilir geçici geçici farklar” olarak belirlenmelidir. farklar” ve “indirilebilir SDR A.ş. 31.12.2006 Tarihli Bilanço Vergi TFRS Farklar Varlık/(Borç) (Fark x Vergi Oranı) Hazır Değerler 2,500 -- Ticari Alacaklar 3,500 3,300 (200) 40 Stoklar 7,500 7,200 (300) 60 Maddi Duran Varlıklar (net) 10,000 8,500 (1.500) 300 23,500 21,500 (2,000) Banka Kredileri 3,000 2,800 (40) Ticari Borçlar 5,100 5,000 (100) (20) Kıdem Tazminatı Karşılığı 2,000 1,400 (600) (120) Sermaye 8,000 Yedekler Dönem Karı 3,400 2,300 (1,100) 220 31.12.2006’da 6 kalemde fark bulunmuştur. nedenleri aşağıdakiler olabilir: Ticari Alacaklardaki Fark: 200 TL’lik fark, Bu farkların SDR A.ş.’nin senetsiz ticari alacaklarını reeskont etme ve TFRS’lere göre şüpheli
farkı olup, er- telenmiş vergi borcu niteliğindedir. alacak karşı- lığı ayırmasından ileri gelmiştir. Söz konusu 200 TL fark önümüzdeki dö- nemlerde ortadan kalkacak ve vergi yasalarımıza göre gider kabul edi- lecektir. Dolayısıyla bu fark geçici zamanla farkı olup, ertelenmiş vergi varlığı niteliğindedir. Stoklardaki Fark: 300 TL tutarındaki fark stokların net gerçekleşe- bilir değer ile değerlenmesinden kaynaklanmıştır. Bu fark geçici bir za- manlama farkı olup, ertelenmiş vergi varlığı niteliğindedir. Maddi Duran Varlıklardak Fark: 1.500 TL tutarındaki fark vergi için ve muhasebe standartları için farklı amortisman yöntemleri ve fark- lı ekonomik ömürlerin uygulanmasından ileri gelmektedir ve geçici za- manlama farkı olup, ertelemiş vergi varlığı niteliğindedir. Banka Kredilerindeki Fark: 200 TL tutarındaki fark banka kredi- leri faiz tahakkuklarının hesaplamasında TFRS’lere göre etkin faiz yönteminin uygulanmasından oluşmuştur. Geçici zamanlama farkı olup, er- telenmiş vergi borcu niteliğindedir. Ticari Borçlardaki Fark: 100 TL tutarındaki fark senetsiz ticari borçların reeskonta tabi tutulmasından kaynaklanmıştır. Bu fark bir ge- çici zamanlama farkı olup, ertelenmiş vergi borcu niteliğindedir. Kıdem Tazminatı Karşılığındaki Fark: 600 TL tutarındaki farkın nedeni, V.U.K.’a göre kıdem tazminatının bilanço günündeki yasal yü- kümlülükler tutarında hesaplanması ve ancak ödendiğinde vergiye ko- nu olması, TFRS’lere göre ise kıdem tazminatının aktüerya hesaplamala- rı ile raporlanmasıdır. Bugün vergi hesaplanırken dikkate alınmayan an- cak ileride ödendiğinde vergiden düşülecek olan kıdem tazminatları bu zamanlama farkı nedeniyle dikkate alınmaktadır. Bu fark bir geçici za- manlama farkı olup, ertelenmiş vergi borcu niteliğindedir. SDR A.ş.’de yapılan bu işlemler sonucunda 2.000 TL vergi varlığı ve 800 TL vergi borcu hesaplanmıştır. işletmenin tabi olduğu vergi oranı % 20 olduğundan farkların vergi etkisi aşağıdaki gibi hesaplanıp muhase- beleştirilebilir: 2.000 TL - 900 TL x % 20 = 220 TL. Bu açıklamalardan sonra işletmenin 31.12.2006’da yapması gereken muhasebe kaydı şu şekilde olmalıdır 33: 31/12/06 286 Ertelenmiş Vergi Alacağı 34 691 Vergi Karşılığı 691.02 Ertelenmiş Vergi Geliri 220 220
Varl›k/(Borç) (Fark x Vergi Oran›) Bu durumda işletmenin muhasebe standartlarına göre hazırlanmış 2006 bilançosunda Ertelenmiş Vergi Alacağı ve gelir tablosun- da da Ertelenmiş Vergi Geliri kalemlerine yer vermek gerekmektedir. Bu hesap mevcut Tekdüzen Hesap Planında bulunmamaktadır. Ancak Tekdüzen Hesap Planında Ertelenmiş Vergi Alacakları için aktifte ve duran varlık hesaplarında; Ertelenmiş Vergi Borçları için ise pasifte ve uzun süreli borçlar hesaplarında yeni hesaplar açmak gerekmektedir. SDR A.fi. 31.12.2006 Tarihli Bilanço Vergi TFRS Farklar Varl›k/(Borç) (Fark x Vergi Oran›) Haz›r De¤erler 3,500 -- Ticari Alacaklar 5,500 Stoklar 8,000 Maddi Duran Varl›klar (net) 15,000 17.000 2,000 (400) 32,000 34,000 Banka Kredileri 6,500 Ticari Borçlar 7,000 K›dem Tazminat› Karfl›l›¤› 3,000 500 100 Sermaye Yedekler 4,600 1,100 Dönem Kar› 4,000 4,400 400 (300) 2007 y›l› sonunda ise bilançod a ki farklardan net 300 TL.’lik ertelen- miş vergi borcu hesaplanmıştır. işletmenin önceki dönemden 220 TL.’lik ertelenmiş vergi alacağı vardır35. 31/12/07 691 Vergi Karşılığı 300 691.01 Ertelenmiş Vergi Gideri 286 Ertelenmiş Vergi Alacağı 486 Ertelenmiş Vergi Borcu 220 80 14.3.5. AÇIKLAMALAR Vergi giderinin / (gelirinin) ana unsurları ayrı ayrı kamuoyuna açıklanır. Vergi giderinin (gelirinin) unsurları aşağıdakileri içerebilir: Dönem vergi gideri / (geliri); Dönem vergisinin ilgili olduğu dönemde önceki dönem vergi- leri ile ilgili olarak yapılan düzeltmeler;
35 işletmenin TFRS’ye görehazırlanmış2007bilançosundaErtelenmişVergi Borcunun 80TL(300TL.– 220TL.)olarakyeralması ve gelirtablosundada 300 TL.’lik Ertelenmiş Vergi Gideri raporlanması gerekmektedir. Bu dönemde meydana gelen veya bu dönemde tersine dönen zamanlama farklarının ertelenmiş vergi gideri / (geliri) tutarları; Vergi oranlarındaki değişiklikler veya yeni konulan vergiler nede- niyle meydana gelen ertelenmiş vergi gideri / (geliri) tutarları; Önceki dönemlerde muhasebeleştirilmemiş mali zarar, vergi avan- tajı veya geçici farkların bu dönemde muhasebeleştirilmesinin dönem ver- gi giderinde yarattığı vergi azalması tutarı; Önceki dönemlerde muhasebeleştirilmiş mali zarar, vergi avantajı veya geçici farkların bu dönemin ertelenmiş vergi giderinde yarattığı vergi azalmasının tutarı; Ertelenmiş vergi varlığında, ilgili varlığın defter değerinde yapılan azaltmalar veya önceki defter değeri azaltmalarının bu dönem geri alınma- sı nedeniyle meydana gelen değişikliklerin yarattığı ertelenmiş vergi gide- rinin tutarı; TMS 8 uyarınca muhasebe politikalarında yapılan değişiklikler ve hataların düzeltilmesi sonucunda, geriye dönük olarak muhasebeleştirile- medikleri için dönem gelir veya giderinde gösterilen tutarlarla ilgili erte- lenmiş vergi gideri / (gelir) tutarları. Aşağıdakiler de ayrı ayrı kamuoyuna açıklanır: Özkaynağa borç veya alacak olarak kaydedilen dönem vergisi ve ertelenmiş verginin toplam tutarı; Vergi gideri / (geliri) ve muhasebe kârı arasındaki ilişkinin aşağı- daki formlardan biri veya her ikisi şeklinde açıklanması; Vergi gideri / (geliri) tutarı ile ve muhasebe kârının vergi oranı ile çarpılması sonucunda bulunan tutarın, uygulanan vergi oranı (oranları) da açıklanmak suretiyle rakamsal mutabakatı; veya ortalama etkin vergi oranı ile normal vergi oranının, uygulanan vergi oranları da açıklanmak suretiyle rakamsal mutabakatı; Önceki hesap dönemi ile karşılaştırıldığında vergi oranlarında meydana gelen değişiklikler; Bilançoda ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilmemiş olan in- dirilebilir geçici farkların, kullanılmamış birikmiş mali zararların ve birik- miş vergi avantajlarının tutarları (ve varsa zaman aşımı tarihleri); Bağlı ortaklıklar, ş ve iş ile iş ortaklıklarındaki hisseler ile ilgili, henüz ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirilmemiş geçici farkların toplam tutarı;
Her bir çeşit geçici fark, kullanılmamış mali zararlar ve vergi avan- tajları için: Bilançoya yansıtılmış olan ertelenmiş vergi varlığı ile borcunun sunumu yapılan dönemler itibariyle tutarları; Bilançolardaki değişikliklerden açıkça anlaşılmıyorsa, gelir tab- losuna yansıtılmış olan ertelenmiş vergi gelirinin (giderinin) tutarı; Durdurulan faaliyetlere iliş olarak, vergi giderinin ilgili olduğu; Faaliyete son verme kârı veya zararı; ve Durdurulan olağan faaliyetlerinden hesap döneminde ve sunu- mu yapılan diğer dönemlerde elde edilen kâr veya zarar; işletmenin ortaklarına dağıtılması finansal tabloların yayımının onaylanmasından önce önerilen veya açıklanan, ancak finansal tablolarda borç olarak muhasebeleştirilmemiş olan temettülerin gelir vergisi açısından sonuçlarının tutarı. Bir işletme, aşağıdaki durumlarda, ertelenmiş vergi varlığının tutarını ve muhasebeleştirilmesini destekleyen karineleri de kamuoyuna açıklar: Ertelenmiş vergi varlığının kullanılmasının gelecekte mevcut ver- gilendirilebilir geçici farkların tersine dönmesinin yaratacağı geliri aşacak tutarlarda gelir elde edilmesine bağlı olması halinde; ve işletmenin ertelenmiş vergi varlığının ilgili olduğu vergi idaresinin bulunduğu yerdeki faaliyetlerinin cari hesap döneminde veya bir önceki hesap döneminde zararlı olması halinde. Bir işletme, ortaklarına temettü dağıtmasının olası gelir vergisi etkile- rinin niteliklerini açıklar. Buna ek olarak, işletme, belirlenmesi mümkün olan olası gelir vergilerinin tutarını ve belirlenmesi mümkün olmayan ge- lir vergilerinin olup olmadığını da açıklar. Finansal tabloları kullananların vergi gideri / (geliri) ve muhasebe kâ- rı arasındaki ilişkinin alışılmışın dışında olup olmadığını ve bu ilişkiyi ile- ride etkileyecek etkenlerin neler olduğunu anlamalarına imkan verir. Ver- gi gideri / (geliri) ve muhasebe kârı arasındaki ilişki vergiden istisna edil- miş gelirler, vergi mevzuatı açısından kanunen kabul edilmeyen giderler, mali zararların sonuçları ve yabancı ülkelerdeki vergi oranları gibi etken- ler tarafından etkilenebilir. Vergi gideri / (geliri) ve muhasebe kârı arasındaki ilişkiyi açıklar- ken bir işletme, finansal tablo kullanıcıları için en anlamlı bilgi olan, ge- çerli olan vergi oranlarını kullanır. Genellikle, en anlamlı bilgi işletme-
nin yasal merkezinin olduğu ülkenin geneli için uygulanan vergilerle he- men hemen aynı vergiye tabi kâr / (mali zarar) üzerinden uygulanan ye- rel vergilerin toplamından oluşan ulusal vergi oranlarıdır. Ancak, kendi vergi mevzuatı olan ve birkaç ayrı yerde faaliyetleri bulunan işletmele- rin her bir yer için yerel vergilerin toplamını belirten açıklamalar yapma- ları daha anlamlıdır. Aşağıdaki örnek geçerli vergi oranlarının belirlen- mesinin, rakamsal mutabakatın sunumunu nasıl etkilediğini göstermek- tedir. Örnek 20X2 yılında işletmenin merkezinin olduğu ülkedeki (A ülkesi) muhasebe kârı 1500 TL’dir (20X1: 2000 TL), B ülkesindeki muhasebe kârı ise 1500 TL’dir (20X1: 500 TL). A ülkesindeki vergi oranı %30, B ülkesin- deki vergi oranı ise %20’dir. A ülkesindeki giderlerin 100 TL’si kanunen kabul edilmeyen giderdir ve vergi matrahından düş Aşağıdaki örnek yerel vergi oranının mutabakatını göstermektedir: 20X1 20X2 Muhasebe kârı 2500 TL 3000 TL Yerel vergi oranı %30 üzerinden hesaplanan vergi 750 TL 900 TL Kanunen kabul edilmeyen giderlerin vergi etkisi 60 TL 30 TL B ülkesindeki düşük oranlı verginin etkisi -50 TL -150 TL Vergi gideri 760 TL 780 TL Takip eden örnek her bir ülke için ayrı ayrı yapılan mutabakatların toplamını göstermektedir. Bu yönteme göre, raporlamayı yapan işlet- menin kendi ülkesindeki vergi oranı ile diğer ülkelerdeki vergi oranları arasındaki farkın etkisi mutabakatta ayrı ayrı gösterilmez. Bir işletme, geçerli vergi oranlarındaki değişiklikleri ya vergi oranlarındaki önemli değişikliklerin etkisini ya da değişik ülkelerde elde ettiği gelirlerin dağılımını açıklayarak belirtebilir. Muhasebe kârı 2500 TL 3000 TL işletmenin merkezinin olduğu yerdeki geçerli vergi oranına göre hesaplanan vergi 700 TL 750 TL Kanunen kabul edilmeyen giderlerin vergi etkisi 60 TL 30 TL Vergi gideri 760 TL 780 TL Ortalama etkin vergi oranı; vergi giderinin / (gelirinin) muhasebe kârına bölünmesi sonucunda bulunan orandır.
daki hisselerle ilgili Genellikle ortaklıkların- bağlı ortaklıklar, daki hisselerle ilgili şubeler olan ve iştirakler ile iş muhasebeleştirilmemiş mümkün olmaz. Bu ertelenmiş vergi borçla- rını belirleyebilmek nedenle bu Standart, işletmenin söz konusu geçici farkların toplamını kamuoyuna açıklamasını zorunlu kılmakta; ancak ertelenmiş vergi borcunu açıklamasını zorunlu kılma- maktadır. Bununla birlikte, mümkün olan durumlarda, finansal tabloları kullananlar bu bilgiyi faydalı bulacakları için, işletmeler, muhasebeleşti- rilmemiş ertelenmiş vergi borçlarını kamuoyuna açıklamalarını konusun- da teşvik edilmektedir. Bir işletmenin ortaklarına temettü dağıtmasının olası vergisel sonuç- larının niteliklerini kamuoyuna açıklamasını gerektirir. Bir işletme, vergi sisteminin önemli özelliklerini ve temettü dağıtımındaki olası gelir vergi- lerinin tutarını etkileyen unsurları kamuoyuna açıklar. Bazı durumlarda bir işletmenin ortaklarına temettü dağıtması nede- niyle ortaya çıkacak olası gelir vergilerinin tutarını hesaplamak kolay ol- mayacaktır. Örneğin, bir işletmenin çok sayıda yabancı bağlı ortaklığı varsa böyle bir durum söz konusu olabilir. Ancak, böylesi durumlarda dahi, toplam verginin bir kısmı kolaylıkla tespit edilebilir. Örneğin, kon- solidasyona tabi bir grupta, ana işletme ve bazı bağlı ortaklıklar dağıtıl- mamış kârlar üzerinden daha yüksek oranda vergi ödemiş olabilirler ve gelecekte ortaklara konsolide edilmiş dağıtılmamış kârlardan temettü da- ğıtılması halinde ne kadar vergi iadesi alınabileceğini de bilmekte olabi- lirler. Bu takdirde, iade alınabilecek tutar kamuoyuna açıklanır. Eğer söz konusu ise, işletme, hesaplanması henüz mümkün olmayan daha başka olası vergi sonuçları olduğunu da kamuoyuna açıklar. Ana ortaklığın sa- dece kendi faaliyetlerini içeren finansal tablolar hazırlaması durumunda, kamuoyuna yapılan açıklamalar ana ortaklığın kendisinin dağıtılmamış kârları ile ilgili olası vergisel sonuçları içerir. Bir işletmenin, bağlı ortaklıkları, iştirakleri, şubeleri ve iş ortaklıkla- rındaki yatırımları ile ilgili geçici farklara ilişkin açıklamaları da yapması gerekir. Böylesi durumlarda, işletme, yapacağı açıklamaları belirlerken bu durumu dikkate alır. Örneğin, bir işletmenin bağlı ortaklıklarındaki yatırımı ile ilgili olan ve ertelenmiş vergi borçları muhasebeleştirilmemiş olan geçici farkların toplamını açıklaması gerekebilir. Eğer muhasebeleş- tirilmemiş ertelenmiş vergi borçlarının tutarını belirlemek mümkün de- ğilse, bu bağlı ortaklıkların temettüleri ile ilgili olarak tutarları pratik ola- rak hesaplanamayan olası vergiler de var olabilir.
Bir işletme “TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlık- lar” Standardı uyarınca vergi ile ilgili koşullu borçlarını ve koşullu var- lıklarını kamuoyuna açıklar. Koşullu borçlar ve koşullu varlıklar, örne- ğin vergi idaresi ile olan çözüme kavuşturulmamış sorunlardan kaynak- lanabilir. Vergi oranlarında veya vergi kanunlarında yapılmış olan ve bi- lanço tarihinden sonra yürürlüğe giren ya da yürürlüğe gireceği açıkla- nan değişiklikler olması halinde, işletme, bu değişikliklerin dönem ver- gisi ile ertelenmiş vergi varlıklarına ve ertelenmiş vergi borçlarına olan önemli etkilerini de kamuoyuna açıklanır (bakınız: TMS 10 Bilanço Ta- rihinden Sonraki Olaylar).