OsmanlI’da dİvan teşkİlatI Divan üyeleri
DİVAN (DİVAN-I HÜMAYUN) Günümüzdeki meclis gibidir. Yöneten ve mutlak kararları alan padişahtır. Elçiler ve diğer konuklar Divan sırasında burada karşılanır. Divan , II. Mehmed döneminde değişikliğe uğradı ve divanı padişah değil Sadrazam yönetmeye başladı. Padişah içinse içi gözükmeyen tepede kafesli bir pencere yapıldı. Padişah ister gelir , ister gelmezdi.
Divan Üyeleri
Vezir-i Azam (Sadrazam) Vezir-i Azam, büyük vezir anlamına gelmektedir. Sadrazam , padişahtan sonra en yetkilidir ve padişahın vekil-i Mutlakı’dır .Fatih Sultan Mehmet, divanını Vezirinin yönetmesini istemiş ve divan yetkilerini ona verip kendine bilinen gizli oda yaptırmış, isteyince gelmiş , isteyince gelmemiştir.
Kazasker Büyük davalara bakarlar , kadı ve müderris atar, değiştirir ya da görevden alırlardı . Biri Rumeli , öteki Anadolu Kazaskeri olarak iki kişiydiler.
Nişancı Padişahın ve divanın yazışmalarını yapar , toprak düzeni ile ilgili kayıtları tutardı. Yazışmaların altına padişahın tuğra denilen mührünü basardı.
Şeyhülislam (Müftü) Alınan kararların ve yapılan işlerin İslam dininin kurallarına uygun olup olmadığı ile ilgili fetva denilen , çoğu zaman yazı ile aktarılan görüşü bildirirdi.
Deftardarlar Devletin maliye işlerine bakarlar. Günümüzdeki Maliye Bakanı gibidir. Gelir ve giderleri düzenlerlerdi. Bunlar da Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki kişiye ayrılmıştır.
Divana çoğu zaman başka paşalar , beyler ve şehzadeler katılırdı. ÖNEMLİ UYARI Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde karısı Hürrem Sultan , gizli bir delik açtırmış , o delikten uzun mu uzun bir boru uzatarak , Harem’den Divanı dinlemiştir. Böylece Divan gizliliği sarsılmıştır. Bu odaya başka Osmanlı Sultanları’nın da girdiği söylenmektedir.
Kaptan-ı Derya (Kaptan Paşa) Kaptan-ı Derya, Osmanlı Donanmasının komutanıdır. Barbaros Hayrettin Paşa , en meşur Kaptan-ı Derya’dır. Ancak İstanbul’daysa Divan’a katılırdı , 17.yy’dan itibaren denizcilik faaliyetleri azalınca divanlara sık katılır oldu. Denizcilik ve donanmayla ilgili işlerden sorumluydu.
Ben Osmanlı Devleti’nin Reis-ül Kittap’ıyım Ben Osmanlı Devleti’nin Reis-ül Kittap’ıyım .Önceden katiplerin başında ben vardım. Sonradan devlet Avrupa’nın gerisinde kalınca dışişleriyle ilgilinmeye başladım. Bu sebeple Divan üyeleri arasında yerimi aldım.