DAMARLAR.

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
ANATOMİ VE FİZYOLOJİ DOLAŞIM SİSTEMİ 10 – 14 Şubat 2014.
Advertisements

DOLAŞIM SİSTEMİ İÇERİK Dolaşım sisteminin elemanları - Kan - Kalp
Kalp Siklusu ve Kalpteki Basınç Değişiklikleri
KALP FAALİYETİNİN DÜZENLENMESİ Prof. Dr. Ümmühan İşoğlu-Alkaç İ. Ü
SU METABOLİZMASI Dr. Emre SARANDÖL.
KALP DEBİSİ Prof. Dr. Ümmühan İşoğlu-Alkaç İ. Ü
Beyin Omurilik Sıvısı (BOS)
Dolaşım Sistemi Fizyolojisine Giriş
Giriş Organizmanın canlılığını sürdürebilmesi için gerekli en önemli madde oksijendir. Oksijensizliğe en duyarlı organ beyindir. Solunumun asıl fonksiyonu.
KARDİYOVASKÜLER SİSTEM FİZYOLOJİSİ
İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ
İnsanda Dolaşım Sistemi & Kan Dolaşımı ve Lenf Dolaşımı
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Dolaşım Sistemi -.
VENÖZ BASINCIN VENÖZ HASTALIĞIN GELİŞİMİNDEKİ ROLÜ
AĞRI FİZYOLOJİSİ.
EGZERSİZ VE KAN.
KALBİN EKSİTASYON İLETİ SİSTEMİ
Dolaşım sistemi.
Arteryel Kan Basıncının Ölçülmesi & Düzenlenmesi
KANIN VÜCUTTA DOLAŞIMI
ŞOK Yücel Taştan CTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
SANTRAL SİNİR SİSTEMİ:
BÖBREKLER VE BOŞALTIM SİSTEMİ.
Böbrek İşlevleri Böbrekler metabolizma sonucu oluşan atık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılmasını sağlayan sistemdir. En önemli işlevi homeostazı korumaktır.Kan.
Sodyum Dengesi Yetişkinlerde 55 mmol/kg olan toplam sodyum miktarının %30 u kemik yapısında sıkı bağlı bulunmaktadır. Bu nedenle 40 mEq/kg olan değişebilir.
Akut Böbrek Yetmezliği: Patofizyoloji ve Tanı Prof. Dr. Uğur Koca
Yrd.Doç.Dr. Ercan ÖZDEMİR
DOLAŞIM SİSTEMİ.
İLAÇLARIN MEKANİZMALARI
Düz kaslar.
DOLAŞIM SİSTEMİ.
ÖĞR. GÖR. ÖZLEM KARATANA ACİL BAKIM I
BOŞALTIM SİSTEMİ.
BÖBREK VE İDRAR BİYOKİMYASI I
6.SINIF: VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER DOLAŞIM SİSTEMİ
SİNİR SİSTEMİ.
BÖLÜM 3 Kalp Hastalıkları
FİZYOLOJİYE GİRİŞ VE HOMEOSTAZ
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ Tıp Fakültesi Biyokimya AD
Plevranın anatomi ve fizyolojisi
Kan ve Kalp Yrd. Doç. Dr. Bahadır Namdar
KALP & DOLAŞIM FİZYOLOJİSİ
Kardiovaskuler sistem
BOŞALTIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ
VÜCUT SIVILARI ELEKTROLİT DENGESİ DOLAŞIM BOZUKLUKLARI
A. Gaz Alışverişi Gaz alış verişi: Canlılar hücresel solunumda kullanılan oksijeni hücre içine almak ve oluşan karbondioksiti hücreden uzaklaştırmak amacıyla.
Doç. Dr. Tahsin Erman Ç.Ü Tıp Fakültesi Nöroşirurji Ab.D, Adana
Kalp ve dolaşım fizyolojisi
Dolaşım sistemi.
Kardiyovasküler Sisteme Giriş
Dolaşım Sistemi ve Hastalıkları
Her sistemin kendine özgü görevleri olmasına karşın bu görevleri diğer sistemlerden bağımsız olarak gerçekleştiremez. Egzersizle yukarıdaki açıklamanın.
SİSTEMLER.
KALP ve PERİFERİK VASKÜLER SİSTEM
DOLAŞIM SİSTEMİ
Meme Dokusunun İç Yapısı
Nabız Kalp atımlarının atar damara yaptığı basıncın vücudun belli bölgelerinden el ile hissedilmesidir.
KAN VE EGZERSİZ.
VE SİSTEME ETKİLİ İLAÇLAR
İNSAN VÜCUDU.
VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Dolaşım Sistemi -. Dolaşım Sistemi Sağlık Okuryazarlığı – Dolaşım Sistemi Dolaşım sistemi kalp, kan ve kan damarlarından.
KALP Üstte iki kulakçık alltta iki karıncık olmak üzere dört odacıktan oluşmuştur. Sağ kulakçık ile sağ karıncık arasında üçlü (triküspit), sol kulakçık.
DOLAŞIM SİSTEMİ.
DOLAŞIM SİSTEMİ a)KAN b)KALP c)DAMARLARDAN OLUŞUR.
BAÖ 107 İnsan Anatomisi ve Kinesiyolojisi (4 0) 4
Emir Şaşmaz 6/B 431. Canlılık için gerekli besin ve oksijenin tüm hücrelere taşınmasını, metabolik faaliyetler sonucu ortaya çıkan zararlı maddelerin.
SAĞLIK Sağlık Okuryazarlığı - Dolaşım Sistemi -. Dolaşım Sistemi Sağlık Okuryazarlığı – Dolaşım Sistemi Dolaşım sistemi kalp, kan ve kan damarlarından.
Sunum transkripti:

DAMARLAR

Dolaşım sisteminin görevi besinlerin dokulara taşımak, artık maddeleri dokuları uzaklaştırmak, Dolaşım sistemi, sistemik dolaşım ve pulmoner dolaşım olmak üzere ikiye ayrılır. Sistemik dolaşım, akciğerler dışındaki bütün vücut dokularının kan ihtiyacını karşıladığı için büyük dolaşım ya da periferik dolaşım adı verilir.

Damarların anatomik yapısı Organizmada bulunan damarlar genel olarak üç tabakadan oluşur. En dışta damar bütünlüğünü veşeklinin korunmasından sorumlu bağ dokusundan oluşan adventisya tabakası Ortada düz kaslardan oluşan media tabakası kasıldıkları veya gevşedikleri zaman çapını değiştirebilen tabakadır . Elastik lifler, mikrofibriller, kolajen lifler de bulunmaktadır. En içte endotel ve altındaki bağ dokusundan oluşan intima tabakası Ancak damarlara göre bu tabakaların kalınlıkları ve özellikleri değişebilir.

                                                                       

Aort ve büyük arterler Görevi kanı dokulara yüksek basınç altında taşımaktır. Kalpten gelen yüksek basınçlı kana karşı koyabilmek için bağ dokusu ve elastik dokusu gelişmiştir. Duvarları kalın lümenleri dardır. Çapları arteriollere göre daha büyük olduğu için kan akımına fazla direnç göstermezler. Esnek lifler içerdiği için sistol ve diyastol sırasında oluşan basınç değişikliklerini engeller.

Küçük Arter ve arteriyoller Arter sisteminin son dallanmalarıdır. Duvarlarında düz kas lifleri daha fazla bulunur. Çapları aort ve büyük arterlerden daha küçük olduğu için kan akımına direnç gösterirler. Bu dirençe periferik direnç adı verilir. Bu yüzden rezistans (direnç) damarları olarak bilinirler. Arteriyoller çaplarını değiştirerek ihtiyacı olan organa daha fazla kan gitmesini sağlar. Sempatik ve parasempatik sinır sistemi ile innerve edilirler ve çaplarını sinirsel olarak değiştirebilirler.

Arterioller dallanarak kapilleri oluştururlar. Kapiller sistemi Arterioller dallanarak kapilleri oluştururlar. Çeperleri tek sıralı endotel hücrelerinden yapılmıştır. Düz kas bulunmaz. Kapillerin toplam alanı yetişkinlerde 6300m2 dir. Kan ve doku sıvısında erimiş olan maddelerin birbirlerine geçişleri kapillerde olur. Kapillerin çapları sadece eritositlerin geçebileceği genişliğe sahiptir. Beyin dokusunda kapiller daha az geçirgen, bazı dokularda bulunan transmural porlar (fenestrasyonlar) ve komşu hücreler arasında bulunan yarıklar nedeniyle barsak, böbrekler ve endokrin bezlerde çok daha fazla geçirgendir. Proteinlerin geçişleri ise endositoz ve ekzositozla olur

Doku dinlenim anında iken dokunun kapillerinin %25 i dolaşıma açıktır. Arteriollerin kapilleri meydana getirdikleri yerde prekapiller sfinterler vardır. Lokal kontrol altındadır. Doku aktivitesi sırasında Prekapiller sfinterler genişler Kapalı kılcal damarların bir kısmı açılır. Kan dolaşımı artar.

Kapillerin arteryal ucunda kan plazması ve bazı proteinler dışarıya filtre olurlar. Doku sıvısına geçen proteinler dolaşıma kapillerden değil lenf kapilleri ile dönerler.

Dokuları besleyen kapillere sistemik kapiller adı verilir. Sıvıların kapillere giriş çıkısı çeşitli basınçların etkisi altındadır. Bu basınçlar Kapiller hidrostatik basınç İntersitisyel sıvı hidrostatik basınçı İntersitisyel sıvı osmatik basıncı Plazma onkotik basınçtır.

Q=Kf [(Pc-Pif) – (πc- πif )] Kapillerin arteryel ucundan filtrasyona uğrayan sıvıya eşit miktarda sıvının venöz uctan geri emilimine Starling eşitliği adı verilir. Q=Kf [(Pc-Pif) – (πc- πif )] Kf:kapiller yatağın geçirgenliği ve yüzey alanına bağlı olarak değişen filtrasyon katsayısı Pc:Kanın hidrostatik basıncı (Arterlerde 35 mm Hg venlerde 15 mmHg) Pif:interstisyel sıvı basıncı (0-3mm Hg) Πc:plazma kolloid basınc 25 mm Hg Πif :interstisyel sıvı ozmatik basınç (<5 mm Hg)

Lenf kapillerinin çeperleri kan kapillerine oranla büyük moleküllere daha fazla geçirgendir. Lenf kapillerinin içi sıvı ile dolunca gerilir ve periyodik kasılmalar oluşturur. Normalde kapillerden dışarı çıkan sıvı miktarı girenden daha fazladır. Sıvının fazlası lenf damarları ile dolaşıma katılır.

. Kandan doku sıvısına giren proteinler lenfler ile dolaşıma katılırlar. Lenf tıkanması olduğu zaman doku sıvısında protein birikerek osmatik basıncı arttırır. Damar sıvısının dokular arası mesafeye çıkmasına ve ödeme neden olur.

Venalar Venalar kanın kapillerden kalbe dönmesini sağlayan damarlardır Venaların çeperleri aynı çaptaki arterlere oranla biraz daha ince, çapları daha büyüktür. Arterlere oranla az miktarda düz kas vardır. Bu özellikler venlere büyük ölçüde genişleme ve yüksek miktarda kan depolama kapasitesi sağlar. Dolaşımdaki kanın % 50-65 si venalarda bulunur. Kan kayıplarında öncelikle venalardaki kan arter ve kapillere kaydırılır. Bu yüzden depo görevi görürler.

Venalardaki kan basıncı düşüktür (10 mm Hg) dir. Ekstremitelerde intimanın uygun aralıklarla katlanması venöz kapakları oluşturmuştur. Kanın kalbe dönüşünü kolaylaştırır. Geriye dönüşünü engeller. Çok küçük ve çok büyük venlerde, İç organlardan gelen venlerde Beyin venlerinde kapak bulunmaz.

Sistemik dolaşımda venöz dönüşümü yöneten güçler periferik venler ile sağ atrium arasındaki basınç farkıdır. Periferik venlerde basınç 5-10 mm Hg Sağ atriumda basınç 0 mm Hg dir. Kanı periferik venlerden sağ atriuma yönlendiren basınç farkı 5-10 mm Hg dir. Geniş çaplı venlerde direnç düşük olduğu için bu basınç farkı kan akımı için yeteri olmaktadır.

Kan hacmindeki değişikliklere cevap olarak çapları refleks olarak değişir. Böylelikle periferik venöz basıncı ve kalbe venöz dönüş sağlanır.

Sempatik sinir sisteminin uyarılması ile Venlerde bulunan düz kaslar sempatik sinir sistemi ile innerve edilmişlerdir. Sempatik sinir sisteminin uyarılması ile Noradrenalin salınır Düz kasta kontraksiyon olusur Kompliyans azalır Damar içi basınç artar Sağ kalbe daha fazla kan döner.

Venöz basıncı dolaysıyla kalbe dönen kan miktarını arttıran diğer mekanizmalar İskelet kası pompası (kas pompası):İskelet kaslarının kasılarak venleri sıkıştırması Solunum pompası:Soluk alma sırasında göğüs boşluğunda oluşan negatif basıncının pompa görevi yapması Atriumlardaki basıncın düşük olması

Kan akımı nasıl olur.? Damar sisteminde kan akımı damarın iki ucu arasındaki basınç farkına bağlı olarak gelişir. P1>P2 olmalıdır. Ortalama arter basıncı yaklaşık 100mm Hg, sağ atrium basıncı 0 mm Hg dir.Basınç farkı 100 mm Hg dir. Kan akımını etkileyen ikinci faktör dirençtir. Kan akımı = Basınç farkı / Direnç

Direnci oluşturan faktörler Damar duvarı ile kan hücreleri özellikle eritrositler arasında oluşan sürtünme kuvveti Kan molekülleri arasındaki sürtünme kuvveti Kan akımı damar yarıçapının dördüncü kuvveti ile ters orantılı olduğu için damar yarıçapındaki 2 katlık bir değişim dirençte16 katlık bir değişime neden olur.

Vücuttaki en büyük dolaşım ağı ve en fazla direnç gösteren dolaşım sistemik dolaşımdır. Sistemik dolaşımdaki tüm damarların toplam direncine toplam periferik direnç aynı zamanda sistemik damar direnç olarak bilinir. SDD=ortalama arter basıncı-merkezi venöz basınç/kalp debisi Ortalama arter basıncı=Diyastolik kan basıncı+(sistolik kan basıncı- diyastolik kan basıncı)/3

Kan akımının düzenlenmesi Eksterensek düzenlenme Otonom sinir sistemi: Sempatik sinirler ile düzenleme: Kalp debisini ve toplam periferik direnci yükseltir. Damarlarda bulunan alfa reseptörler aracılığı ile vazokonstiksiyon gelişir . Kalpte ise beta reseptörler aracılığı ile kalp debisi ve frekansı artar. Parasempatik sinirler ile düzenleme:Asetilkolin ile damarlarda gevşeme kalp frekansında azalma meydana gelir.

Parakrin düzenlenmesi: Endotel hücrelerinden salgılanan maddeler düz kasların kasılması veya gevşemesine neden olur. Bradikinin,nitrik oksit, prostasiklin damarın gevşemesine Endotelin-1, anjiyotensin II, Antidiüretik hormon vazokonstriksiyona neden olur.

Kan akımının intrensek düzenlenmesi: Bir organın kan basıncı ve kan akımı yeterli değilse organ kendi kan akımını ayarlayarak yeterli kan akımını sağlamaya çalışır. Buna otoregülasyon denir.Kan basıncı azaldığında vazodilatasyon , kan basıncı yükseldiğinde vazokonstriksiyon meydana gelir. Böylelikle basıncın yükselmesi önlenir.Bu yanıtlar düzkasın basınca doğrudan yanıtından meydana geldiği için miyojeniktir.

Metabolik düzenleme Organın metabolizması sonucunda oluşan maddeler lokal vazodilatasyona yol açabilir.CO2 basıncının artması, laktik asit, K iyonunu artması Adenozin gibi maddelerin artışı vazodilatasyona neden olur. Aktif hiperemi: Doku aktivitesi arttığı zaman görülen vazodilatasyon Reaktif hiperemi.:Kan akımı bir süre tıkandıktan sonra görülen vazodilatasyondur.

Kan basıncı sistemik dolaşımda arteriyel damarlarda kanın damarlara yaptığı basınç anlamına gelir. İndirekt yöntemlerle ölçülür. Arterdeki maksimum basınca sistolık basınç, minumum basınca ise diyastolik basınç adı verilir. Sistolik ve diyastolik basınç arasındaki basınça ise nabız basıncı adı verilir.

Sistolik Kan basıncının sürekli olarak 100 mmHg altında olmasına hipotansiyon Diyastolik kan basıncının 90 mmHg Sistolik kan basıncının140 mm Hg den yüksek olmasına hipertansiyon adı verilir. Oturur durumdan ayağa kalkınca kan basıncının düşmesine ortostatik tansiyon adı verilir.

Kan basıncının düzenlenmesi ve kontrolü Kan basıncının belirli sınırlar içinde sabit tutulması gerekir. Bunun sağlanmasında Vazomotor merkez Üst beyin merkezleri Baroreseptörler Yüksek basınç (aort ve karotid sinuste yerleşmistir. Düşük basınç (kardiyopulmoner reseptörler) Kemoreseptörler rol alır.

Vazomotor merkez medulla oblangatada bulunur. Bu merkezin serebral korteks ve hipotalamusla sıkı bağlantıları vardır. Vazomotor merkezde esas olarak iki farklı kısım bulunur. Vazokonstriktör merkez: Damarlarda ve kalpte sempatik aktivasyonu artırır. Damarlarda vazokonstrksiyon Kalp atım hızı Kalp atım hacmi artar. Vagus merkezi: Damarlarda ve kalpte sempatik etkinliği azaltarak parasempatik etkinliği arttırır.

Vazomotor merkez normal olarak damarlarda vazokonstriksiyon yapan sempatik sinirlere sinyaller gönderir. Böylelikle kan damarları kısmen kontraksiyon halinde bulunur. Buna vazomotor tonus denir.

Damar çapını ayarlayan sinirler Çapı daraltan vazokonstriktör Çapı genişleten vazodilatatör olmak üzere ikiye ayrılır. Vazokonstriktör sinirler adrenerjik olup arter kan basıncının artmasına neden olur Vazodilataston ise vazomotor tonusun azalmasıyla ortaya çıkar.

Baroreseptörler Kan basıncına duyarlı reseptörlere baroreseptörler adı verilir. Arteriya karotisin çatallanma bölgesinde ve arkus aortada bulunur. Arkus aortadan çıkan sinyaller N. Vagus içinde Sinus karotikustan çıkan sinyaller ise n. Gloosofaringeus ile iletilirler. Bu reseptörler kan basıncı ile ilgili bilgileri medulla oblangatadaki vazomotor merkeze gönderir.

Kemoreseptörler Arteriyel kan basıncı düştüğü zaman kan akımının azalmasına bağlı olarak pO2 azalıp CO2 ve H konsantrasyonu artar. Baroreseptörlere yakın olarak bulunan kemoreseptörler uyarılarak çıkan sinyaller vazomotor merkeze iletilir. Vazokonstriktör merkez uyarılarak kan basıncı yükselir. Bu refleks arteryal basınç 80 mm Hg düşünceye kadar uyarılmaz

Sonuçta refleks yoldan Kan basıncı arttığı zaman damar çeperlerinin gerilmesiyle baroreseptörlerden kalkan sinyaller vazomotor merkeze ulaşıp vazokonstriktör merkezde inhibisyon vagus merkezinde ise eksitasyon yaratır. Sonuçta refleks yoldan periferik damarlarda vazodilatasyon Kalp frekansında Kalp atım hacminde azalma meydana gelir.

Arter basıncının düşmesi baroreseptör refleksini aktive eder Arter basıncının düşmesi baroreseptör refleksini aktive eder. Ayni zamanda 24-48 saatlik süre içinde aktive olan bazı yolakları da aktive eder. Bunlar Hipotalamusta sentezlenerek arka hipofizden salınan Antidiüretik hormon tarafındann böbreklerde su geri emilimi artar. ADH salınımı ozmoreseptörler, baroreseptörler ve renin anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktivasyonuna yol açar. Atriyal natriüretik peptid: Atriyumlar fazla kanla dolduğu zaman atriyal natriüretik peptid salgılanır . Böbrek tübülüslerinden Na ve su atılımını artıran etkisi vardır.

Nabız Kalbin her sistolünde yaklaşık 70 ml kan fırlatılması esnek olan aort çeperini genişletmesi arterlerde nabız olarak hissedilir. Nabız dalgası kanın kalpten aralıklı olarak atılması, arteriollerden kapillere geçerken karşılaştığı periferik direnç arter çeperinin esnekliğinden kaynaklanır.