Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT

Slides:



Advertisements
Benzer bir sunumlar
Doç. Dr. Öner BALBAY Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi
Advertisements

Diabetik Nefropati Son dönem böbrek yetmezliğinin 1/3 nedenidir ve görülme sıklığı hızla artmaktadır. Tip 1 DM otoimmün mekanizma; insülin ve C-peptit.
Nurhak Merkez Sağlık Ocağına Başvuranlarda Proteinüri Risk Faktörleri
TÜRKİYE’DE BİR İÇ HASTALIKLARI YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ’NDE (YBÜ) AKUT RESPİRATUAR DİSTRES SENDROMU (ARDS) İLE İZLENEN HASTALARIN GENEL ÖZELLİKLERİ VE BU HASTALARDA.
Toplumda Gelişen Pnömoni Hastalarında Tedavi Başarısı Göstergesi Olarak Serum Prokalsitonin ve C-Reaktif Protein Düzeyleri Mehmet Sezai Taşbakan1, Canan.
Tahir Atik, Caner Turan, E.Ulaş Saz
17. DÖNEM AKUPUNKTUR EĞİTİM PROGRAMINDA TEDAVİYE ALINAN 130 HASTANIN DEMOGRAFİK, KLİNİK ÖZELLİKLERİ VE TEDAVİ SONUÇLARI Dr. Derya Özmen ALPTEKİN Fiziksel.
Plansız ekstübasyon gerçekleşen hastalarda re-entübasyon için risk faktörleri Pınar Çimen, Dursun Tatar, Cenk Kıraklı, Özlem Edipoğlu, Emel Özden, Ayşe.
Malign Mezotelyoma da kanser belirteçlerin rolü: Retrospektif bir çalışma Abdullah Çetin Tanrıkulu, Abdurrahman Abakay, Özlem Abakay, Cengizhan Sezgi,
Toplum Kökenli Pnömoniler
HİPERTANSİF HASTADA KLİNİK DEĞERLENDİRME
KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH)
Mehmet UZUN1, Harun AKAR1, Alev GÜRGÜN2
KOAH TANISI VE TAKİBİ.
VAKA-KONTROL ARAŞTIRMALARI
Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı
KRONİK BÖBREK HASTALIĞI TANI ve YAKLAŞIM
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Tedavisi
YENİ DOĞAN BEBEKLERİN YOĞUN BAKIMA ALINMASINDA ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER
TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARISINDA
Toraks Dergisi 2002;3 (ek 3):1-35.
YÜKSEK DOZ WARFARİN KULLANIMI SONUCU GELİŞEN YAYGIN ALVEOLER HEMORAJİ
Toplum kökenli pnömoni
PNÖMONİLER Dr. Oğuz KILINÇ Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
24 yaşında Bayan İzmir Öğretmen
Klinik soru oluşturma Dr. Güzel Dişcigil.
İ. Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ
Eskişehir Osmangazi Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD
HEMODİYALİZ YETERLİLİĞİ
Toplum Kökenli Pnömoniler
1 HAVA YOLU OBSTRÜKSİYONU TANISINDA FEV 1 /FEV 6 ORANININ YERİ İlknur Başyiğit 1, Haşim Boyacı 1, Serap Argun Barış 1, Cavit Işık Yavuz 2, Füsun Yıldız.
Kistik Fibrozlu Hastalarda Noninvaziv Ventilasyon Kullanımının Etkileri RE Şenay, ZS Uyan, S Öktem, B Karadağ, R Ersu, F Karakoç, E Dağlı Marmara Üniversitesi.
İLERİ YAŞTA RCC TEDAVİSİ
Serum sT4 düzeyleri obez kadınlarda kilo verme tedavisinin etkinliği ile ilişkilidir Dr. Ceyhun YURTSEVER KTÜ Aile Hekimliği ABD Aralık 2015.
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 1 Aralık 2015 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm.
KARDİYAK REHABİLİTASYON
Giriş ve Amaç: Sigara kullanımı dünyadaki önlenebilir ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Bu ölümlerin çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde oluşmakta,
GİRİŞ VE AMAÇ AÇIK ABDOMİNAL CERRAHİ SONRASI ÖKSÜRME MANEVRALARININ ETKİNLİĞİNİN İNCELENMESİ: PİLOT ÇALIŞMA Meriç YILDIRIM*, Ersin AVCI*, Didem KARADİBAK*,
Dr. Sencer KAYA Aile Hekimliği AD Giriş Proton pompa inhibitörleri (PPI) çoğunlukla zararsız görülseler de diyare, interstisyal nefrit, pnömoni,
Araş. Gör. Dr. N. Emel ELVERİCİ ARDIÇ
Dr. Engin KORKMAZER Sağlık Bilimleri Üniversitesi
BAYRAKLI HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (BAYHİP) ÇALIŞMASI
Diyarbakır bombalı saldırısı: bir afet deneyimimiz
PROSTAT KANSERİ TANISI KONMUŞ HASTALARDA KEMİK SİNTİGRAFİSİNİN SAĞ KALIM SÜRESİNİ ÖNGÖRMEDEKİ DEĞERİ Elif Marangoz, Doğangün Yüksel, Olga Yaylalı, Suna.
Vücut kitle indeksinin IVF-ICSI gebelik sonuçlarına etkisi
Akciğer Kitlesini Taklit Eden Yellow Nail Sendromu Olgusu
ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN SEPTİK ŞOKTA SERUM LAKTAT SEVİYELERİ
TOPLUM KÖKENLİ PNÖMONİLERDE OLGU SINIFLAMALARI
PREMENSTRUAL SENDROM DAHA YÜKSEK ORANDA CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUĞU VE CİNSEL STRES İLE İLİŞKİLİDİR DR GÜLŞAH İLHAN, DR FATMA FERDA VERİT ATMACA, DR HÜRKAN.
VİTAMİN D EKSİKLİĞİ VE ASTIMLI ÇOCUKLARDA ASTIM ŞİDDETİNE ETKİSİ
Karabük Şirinevler Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği6
İLK TRİMESTERDE ABORTUS İMMİNENS TANISI ALMIŞ VE SUBKORYONİK HEMATOM ALANI SAPTANMIŞ HASTALARIN MS-AFP DEĞERLERİNİN VE ÜÇLÜ TARAMA TESTİ SONUÇLARINA.
DİABETES MELLİTUS’LU HASTA TAKİBİNDE TÜKRÜK FRUKTOZAMİN DÜZEYİ
Arş.Gör.Dr. Abdullah Kaan KURT
M Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT
Balneoterapi uygulama
PROF.DR. İRFAN YALÇINKAYA
İkinci trimester başlangıçlı preeklampside tedavi yaklaşımları
Adölesan Kızlarda Haftalık Demir Folik asit Desteği - Demir Eksikliği Anemisinin Yönetimi İçin Etkin Bir Beslenme Tedbiri Dr Burcu Aykanat Yurtsever Karadeniz.
Arş.Gör.Dr.Kevser Ayar KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD
Arş. Gör. Dr. Ayşegül ÖZSALİH YILMAZ
Trabzon Arş.Gör.Dr. Cuma Ali ZOBA.
Çocuklarda Solunum Yolu Enfeksiyonu ve Astım Kontrolü
Arş. Gör. Dr. Hatice ALKAYA KOL Aile Hekimliği ABD
Araş. Gör. Dr Abdullah Kaan KURT
İlaç Uygulamalarında Hemşire İzleminin Önemi: X İlaç Uygulaması
KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI Arş.Gör.Dr.Kevser AYAR
Şükrü Sınıcı1, Selma Eroğlu2, Ümit Dündar2
Kronik Diz Ağrısı Hastalarına Yapılan Diz Eklem İçi Steroid Enjeksiyonu ve Diz Eklem İçi Steroid Enjeksiyonu Yanında Yapılan Geniküler Sinir Bloğunun.
Sunum transkripti:

Arş. Gör. Dr. Esranur AKBULUT KTÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD 24.04.2018

Giriş Toplum kökenli pnömoni (TKP) sık görülen, morbidite ve mortaliteye neden olan maliyetli bir sağlık sorunudur. ABD’de ölüm nedenlerinde 7. sırada Hastanede yatan hastalarda TKP'den ölüm oranı %10 Komorbidite durumlarından bağımsız olarak TKP den ölüm oranı %17-40 Uzun dönem prognostik faktörler ileri yaş, erkek cinsiyet, siyah ırk, pnömoni ile ilişkili sağlık hizmetleri ve kronik komorbid hastalıklar

Amaç Bu çalışmanın amacı hastanede yatan hastalarda TKP’nin kısa ve uzun dönem sonuçlarını araştırmak ve mortalitenin prediktif faktörlerini tanımlamaktır.

Metod Retrospektif, çok merkezli, gözlemsel bir kohort çalışması Türkiye’de sekiz hastanede gerçekleştirilmiştir (7 üniversite hastanesi ve 1 eğitim ve araştırma hastanesi) 2011-2013 yılları arasında hastanede yatan TKP tanılı hastalar çalışmaya dahil edildi. Veriler Türk Toraks Derneği pnömoni veri tabanından elde edildi.

Metod Akciğer grafisinde pulmoner infiltrasyon saptanan, öksürük, pürülan balgam, plöretik göğüs ağrısı, nefes darlığı, ateş veya oskültasyon bulgusu olan olgular TKP tanısı almışlardır. Kimlik numarası kayıtlı olmayan hastalar, ayaktan tedavi gören hastalar ve 18 yaş altı hastalar çalışmaya dahil edilmedi.

Metod Demografik özellikler, semptomlar, fizik muayene bulguları, vital bulgular, sigara içme durumu ve komorbidite durumları kaydedildi. Her hasta için Charlson komorbidite skoru hesaplandı.

Charlson comorbidity index

Metod Laboratuvar Beyaz kan hücresi (WBC), plazma glukozu, BUN, ALT, albümin ve C-reaktif protein (CRP) parametreleri değerlendirildi. BUN/albümin oranları hesaplandı. Akciğer grafi bulguları  Alveolar konsolidasyon, interstisyel patern, plevral efüzyon, lober veya multilober tutulum değerlendirildi. CURB-65 skoru (konfüzyon, üremi, solunum hızı, düşük kan basıncı, 65 yaş ve üstü) ve PSI (pnömoni şiddet indeksi) skoru kaydedildi.

Evre 4 ve 5 yatış gerektirir

Metod Mortalite analizi Hastaların mortalite analizi Ulusal Ölüm Belgesi Veri Tabanı (www.obs.gov.tr) kullanılarak kimlik numaraları ile değerlendirildi. 30 günlük, 90 günlük ve 1-5 yıllık mortalite olarak sınıflandırıldı. Pnömoni tanısı aldıktan sonra 30 gün içinde ölümle sonuçlanan durum kısa süreli mortalite; daha uzun süreli takip sonucu mortalite ile sonuçlanma durumu ise uzun süreli mortalite olarak tanımlandı.

Metod İstatistiksel analiz Hastanede yatan hastalarda mortalite, Student t-testi ve ki-kare testleri kullanılarak değerlendirildi. Hayatta kalma eğrileri Kaplan Meier yöntemi ile oluşturuldu. Cox'un orantısal riskler modeli mortalitenin olası belirleyicilerini belirlemek için kullanıldı. p değeri ≤0.05 anlamlı kabul edildi.

Bulgular Çalışmaya dahil edilen 785 hastanın % 68'i erkek Yaş ortalaması 67 Öksürük, balgam ve ateş en sık görülen semptomlardı Hastaların % 82’sinin en az bir ek hastalığı mevcuttu (KOAH, astım, konjestif kalp yetmezliği, koroner kalp hastalığı, DM, malignite, kronik böbrek hastalığı, kronik karaciğer hastalığı ve SVO)

Bulgular Ortalama PSI ve CURB-65 skorları sırasıyla 99.1 ± 35.9 ve 2.16 ± 0.98 idi. Radyolojik bulgu olarak hastaların % 73'ünde alveolar konsolidasyon ve %21'inde plevral efüzyon, % 29'unda multilober infiltrasyon saptandı (Tablo 1) Ortalama takip süresi 61.2 ± 11.8 ay idi. Bu dönemde 428 (% 54.5) hasta kaybedildi ve tüm hastaların ortalama sağ kalımı 50.1 ± 4.2 aydı.

Sonuç Tüm nedenlere bağlı mortalite oranları: 30 günlük mortalite %9,2 Başvuru sonrası 1-5 yıl arasında kümülatif ölüm yüzdesi sırayla % 29.9, % 7.7, % 42.8, % 57.7 ve% 74.8 idi.

Sonuç Kısa dönem mortalite Ölüm riski, yüksek PSI skorları, CURB-65 skorları ve Charlson komorbidite skoru olanlarda artmıştı. Sigara içme durumu ve sigara içme yükü (paket / yıl) kısa dönem sonuçları etkilemedi. Temel laboratuvar parametreleri arasında düşük hematokrit seviyeleri ve yüksek BUN / albümin oranları 30 günlük mortalite için öngörücüydü. Plevral efüzyon ve multilobar tutulum varlığında daha kötü kısa dönem sonuçları görülmüştür (p ​​<0.05)

Sonuç Uzun dönem mortalite Klinik başladıktan sonra 30 günden uzun süre sağ kalan 713 hastada uzun süreli mortalite değerlendirildi. Ortalama sağkalım 62.8 ay idi Erkek cinsiyet, ileri yaş, sigara içme durumu mortalite ile ilişkili parametrelerdi (p <0.05). Geç mortalite hızı Charlson komorbidite skoru yüksek olan ve ateşi olmayan hastalarda yüksekti. Başlangıçtaki laboratuvar parametreleri arasında, daha düşük ALT seviyeleri ve daha yüksek BUN / albümin oranları uzun süreli mortalitenin artmasını öngören faktörlerdi.

PSI ve CURB-65 skorları uzun süreli mortalite ile ilişkili bulundu (Tablo 3)

Sonuç Uzun süreli mortaliteyi öngören bağımsız faktörler İleri yaş Charlson komorbidite skoru Ateş olmaması Yüksek BUN / albümin oranları Düşük ALT düzeyleri

Tartışma Bu çalışma pnömoniyi takiben artan mortalite oranlarını doğrulamaktadır. Kısa süreli mortalite açısından PSI ve CURB-65 skorlarının yanı sıra yüksek serum BUN / albümin oranları ve radyolojik multilobar tutulum daha kötü prognozun anlamlı öngörücüsü olarak bulundu.

Tartışma Uzun süreli mortalite için yaş, Charlson komorbidite skoru, ateş olmaması, daha yüksek BUN / albümin oranları ve daha düşük ALT düzeyleri olarak bağımsız belirleyiciler ortaya çıktı. Uzun dönem sonuçların öngörücüsü olarak belirlenen BUN / albümin oranları ve ALT seviyeleri ilk kez bu büyük çalışmayla tanımlanmıştır.

Tartışma TKP tanılı yatan hastaların 30 günlük mortalitesi, bu çalışma ile yaklaşık olarak % 8.7- %12 Bir yıllık mortalite % 17 - %40,9 İki yıllık, üç yıllık ve beş yıllık mortaliteler sırayla % 27, % 31 ve % 43 olarak bildirilmiştir.

Tartışma Klinikte ateşin yokluğunun mortalite üzerinde önemli bir etkisi olduğu bulunmuştur. Daha yüksek solunum hızları daha şiddetli pnömoni ile ilişkili olabileceği bildirilmiştir. Charlson skorunun uzun süreli mortalitenin bağımsız bir öngörücüsü olduğu ayrıca kısa vadeli sonuçların da bir göstergesi olduğu bulunmuştur.

Tartışma Bu çalışmada BUN / albümin oranı ilk kez uzun süreli prognozun bir öngörücüsü olarak tanımlanmaktadır. Daha önce yapılan çalışmalar anormal karaciğer fonksiyon testlerinin, özellikle de ALT’nin artmış olmasının hastane yatışlarında mortaliteyi artırdığını göstermiştir. Ancak, bu çalışmada karaciğer fonksiyon testleri ve kısa süreli sağkalım arasında böyle bir ilişki tespit edilmedi. Tersine, daha yüksek ALT düzeyinin uzun süreli sağkalım için koruyucu olduğu gözlendi.

Kısıtlılıklar Retrospektif çalışma olması Ölüm nedeninin analizinin yapılamaması Ayaktan ve YBÜ de takip edilen hastaların çalışmaya dahil edilmemesi

Özet İyi belgelenmiş bir veri tabanına sahip geniş bir çalışma örneği olması ise çalışmanın güçlü yanıdır. Sonuç olarak, TKP için hastaneye yatış sonrası uzun süreli mortalite oranı yüksektir. İleri yaş, yüksek Charlson skoru, artmış solunum hızı ve düşük ateşi olan hastalarda geç mortalite riski anlamlı derecede artmıştır. BUN / albümin oranları ve ALT seviyeleri sağkalımın anlamlı belirleyicileridir. Bu tür hasta alt grupları için ek müdahaleler ve daha yakın izlem gerekli olacaktır.